Laiklik Nedir?
15 Temmuz sonrası, özellikle medyada, birçok konu konuşuldu tartışıldı. Yaşananların nedenleri ve nasıl gerçekleştiği konusunda bütün fikirler tek tek masaya yatırıldı. Bunlar arasında en önemlisi hangisi diye sorarsanız, hiç kuşku yok ki, laiklik ve onun Türkiye için olmazsa olmaz olduğuydu.
İçi boşaltılmaya, ‘yeniden yorumlayalım’ kurnazlıkları ile rafa kaldırılmaya çalışılan laikliğin gerekliliği yaşanan darbe girişimi ile bir kez daha net bir şekilde anlaşıldı.
Tamamen ortadan kaldırılamasa bile kıyısından köşesinden kırpılmaya çalışılan laiklik konusunda verilebilecek ufak bir tavizle bile ülkenin ve ulusun başına neler gelebileceğini hep birlikte deneyim ettik.
Samimi Müslümanın inancını yaşayabilmesi ve ibadetini yapabilmesi için en önemli ve gerekli sistemin adı; ayrıca gerçek İslam'ı da din bezirganlarına bırakmayarak, dinin kirlenmesinin ve yozlaştırılmasının önündeki en büyük engel olan laiklik ne kadar önemliymiş bir kez daha gördük.
Gelinen nokta çok da tesadüf değil aslında. Günümüz Türkiye’sinde laikliğe karşıt yapılar olan cemaatler ve tarikatlar yer altından çıkmış durumda. Her biri birer sivil toplum örgütü olarak pazarlanmaya çalışılmakta. Her cemaatin bir ‘muhterem’ şeyhi var ve bu cemaatlerde İslam o şeyhin görüşüne göre yorumlanmakta. Bu yüzden de cemaatler bir birlerine ‘kafir’, ‘din-dışı’ gibi suçlamalar getirebilmekteler. Neden? Çünkü gerçek İslam benim diyerek daha fazla kandırılacak vatandaşa sahip olmak asıl amaçları. Gördük ki, mürit sayısı arttıkça iktidar hırsı da başlamakta ve hatta bu yapılar darbe girişimi ile ülke yönetimini ele geçirme çabasına kadar gidebilmekteler.
Cumhuriyet’in sigortası olan laiklik işte bu yapılanmaların panzehiridir.
Laiklik ne İslam’a ne de Müslümana karşıdır. Laiklik kendilerine göre din uyduran, insanları maddi ve manevi sömüren cemaatlere, tarikatlara karşıdır. Vatandaşını bu tür yapılara yem etmemek için vardır.
Atatürk: “Din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddî menfaat temin edenler, iğrenç kimselerdir. İşte biz, bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz” demiştir.
Bütün bu cemaatlerin laiklik karşıtı çıkardığı yaygaranın nedeni de budur zaten. Çünkü sömürü ile elde ettikleri çıkarlarını kaybetmişlerdir. Oysa Yozgat’ın köyünde kendi başına yaşayan namazında niyazında bir köylünün laiklikle hiç bir sorunu yoktur. Laiklik o köylüyü bu bezirganlara yem etmemek için vardır.
Devlet vatandaşına gerçek dini sunma hizmetini sırtına almış, böylece çorabını öptüren şeyhlerin rantı kesilmiştir. Yurttaşının, kula kul olmadan, gerçek dinini yaşayabilmesi, sorularına yanıt bulabilmesi için de diyanet vardır, üniversitelerde ilahiyat fakülteleri vardır. Bütün bu kurumları da her türlü iftirayı atmaktan utanmadıkları Atatürk kurmuştur.
Laiklik din tüccarlarına karşıdır. Hz. Muhammet’i rüyasında gördüğünü iddia edenler, Allah’tan mesajlar aldığını söyleyenler, yanmaz kefen satanlar… Hepsi dinin ticaretini yapıp din satarak menfaat elde etmeye çalışan dincilerdir.
Cumhuriyet tarikatlara, cemaatlere bu yüzden izin vermez. Burası hukuk devletidir. Dernek kurarsın, üye defterin olur. Muhasebe kayıtların tutulur. Kim üye, kim ne bağış yaptı devlet denetler. O zaman halkı sömüremezsin.
Laiklik, inancı gereği istediğinin canına kıyan, kafasını kesen sapkın kişilerin karşısındaki en büyük engeldir.
Laiklik demokrasinin olmazsa olmazıdır. Tanrı ile kul arasındaki sözde aracıları ortadan kaldıran sistemdir. Yargıda, emniyette, eğitimde tüm yurttaşların eşitliğini sağlayan sistemdir. Vatandaşa iş, aş, barınma, güvenlik, sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlarda hizmet eden siyaset kurumunun dini inançları siyasete malzeme etmesine izin vermez. İnancı ne olursa olsun, ya da inancı olsun olmasın devletin bütün yurttaşlarına eşit yakınlıkta olmasını sağlar.
Laiklik kadın-erkek eşitliğidir. Akıldır, bilimdir, fendir. Çağdaşlaşmanın birincil koşuludur.
İşte laiklik budur.
Ortaçağ karanlığını söküp atan laiklik var oldukça da ‘Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olmayacaktır.’