LAÜBALLİLİK
Bir ‘devlet’in tükenmiș olduğunu nasıl anlarız?
a- Uluslararası kurulușların parçalanarak ortadan kaldırılmasına karar verdikleri zaman
b- Bir ‘Büyük Devlet’in saldırı ve ișgaline uğradığı zaman
c- Örgütlü bir ‘halk hareketi’ bașarıya ulaștığı zaman
d- Hepsi
Pekiyi bu ‘hepsi’nin olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
a- Birleșmiș Milletler’ce ‘yeni devlet’in tanındığı ilan edilmiș olabilir
b- ABD gibi bir devlet Birmanya gibi bir devleti ya da Rusya gibi bir devlet Osetya gibi bir devleti ișgal etmiș olabilir.
c- Kastro gibi bir lider yönetimi ele geçirdiğini tüm dünyaya ilan etmiș olabilir.
d- Görünürde ‘Büyük Devlet Güçlü Ordu’ gibi duran bir devletin bașbakanı karısını Birmanya’ya gönderiyor olabilir
Bizde genel olarak eșlerden sözedilirken ‘my lady’ ya da ‘bizim karı’ değil, ‘bizim çocuklar’ diye sözedilir değil mi?
Ya da ‘yengeniz’.
İște Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin ‘yenge’leri Birmanya’ya gidiyormuș.
Kız yeğen ile birlikte.
Korumaları da Dıș İșleri Bakanı Davutoğlu Ahmet.
Birmanya’nın adı Myanmar olmuș. Esad’ın Esed olması gibi bir șey.
Ben de İç İșleri Bakanı ile birlikte Șemdinli’ye gidiyorlar sandım.
İnanın yurtiçinde bir yerlere gidiyor olmalarını yadırgamazdım.
Yanlarına bakan almaları ‘laüballilik’ olurdu o kadar.
Bunlar ‘laüballilik’te sınır tanımaz oldular.
Hatta ‘laüballilik ötesi’ bir durumla karșı karșıya olduğumuz da söylenebilir.
Bunlar pervazsız.
Zıldırzop da denilebilir.
Salt bu ‘olay’ bile Türkiye’de bir ‘Cumhuriyet’ değil ‘Meșrutiyet’ rejiminin olduğunu göstermeye yeter.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tükenmiștir.
Bunların ‘çocukları’ șimdilerde karakollarda polisleri orduevlerinde subayları sıraya dizmeye bașlamıșlardır.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli ise boșu boșuna sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar.
Umut Memed’in ekmeği diyorlardır büyük olasılıkla.
Gidip uçağın önünü kesecek değiller ya..
Onlardan bu ‘cumhuriyet bilinci’ni beklemek ‘eșyanın doğası’na aykırı..
Tankların üzerine ‘ilk fırlayacak olanlar’ da bunlardır zaten.
Bunların ‘demokrasi’lerinin çapı da bu, devlet, meclis, bakan, makamdan anladıkları da bu kadar.
Yengelerinin kocası, eșbașkan mı ne, teğetten sonra çap ve çember dersleri veriyor ya.
Kare, dikdörtgen, yamuk..
Sonunda yamuğa gelineceği ise gün gibi ortada.
Bilimsel bir yasa.
Eğer ‘toplumbilim’ diye bir bilim varsa ya ‘toplumsal eylembilim’ yani praxioloji,
bu laüballiliklerin, bu pervazsızlıkların bir gün hesabının sorulacağı kesindir.
Sorulacağından benim zerre kadar kușkum yok.
Hani ‘kadın ya erde ya yerde olacak’tı?
Polis Akademisi mi ne’nin bașındaki Dr profesör öyle yazmıyor mu?
Hani bunların ‘uleması’ndan olan.
Neden o ‘molla’nın sözünü dinlemiyorlar peki?
Er’e mi yer’e mi verirler kendi sorunları.
Ama benim ödediğim, senin ödediğin vergilerle Birmanya mı Nyanmar mı, hangi cehennemin dibi ise oraya gidip gezemezler efendim.
Ben kan revan içinde iken, Nyariler mi her kimse, onların sorunları ile ilgilenemezler.
Bunlar eli kör alemi sersem mi sanıyorlar?
Gökten zembille mi indiler yoksa?
Hadlerini aștıkça așıyorlar.
Bütün kaleleri zapt edilmiș bütün tersaneleri satılmıș olsa bile, burası Anadolu’dur beyler.
Anadolu halkı ne İskender takmıștır ne Sultan Murad.
Sizi mi takacak?
Habip Hamza Erdem