Levent Kırcanın Düzüşme Gafından sonra özet geçilecek bir konu

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

Levent Kırcanın Düzüşme Gafından sonra özet geçilecek bir konu

İletigönderen yapici261991 » Prş Ara 27, 2012 0:30

Uzun olduğu ve değerli vaktinizi çalacağı için özür dilerim ama Levent Kırca'nın düzüşme gafından sonra bu özeti geçmem gerekiyordu...

Osmanlı geri kaldı. Ama çok geri kaldı. Halkın okuma yazma oranı, bugün ülkede "uzaylı gördüğünü" iddia eden insan sayısının bile altındaydı. Bir toplumun eğitim çarkları durmaya başlarsa, o toplumun dolayısıyla, ekonomisi, ordusu, bürokrasisi de durmaya başlar. Dolayısıyla, savaşlarla yorgun Osmanlı, üstüne bir de Alamanya'ya güvenince, iyice iflas bayrağını çekti...

Daha sonra, Fransız devriminden etkilenen Mustafa Kemal adında bir adam çıktı, bu geri kalmış, paramparça milletten, bir ulus yarattı. O ulus-devlet hızla büyüdü, 1938 yılına kadar az zamanda, büyük işler başardı.

Mustafa Kemal'in vefatıyla, serpilen Amerikancı Menderes ve ahalisi ülkeyi önce Nato'ya soktu, sonra bunun karşılığı olarak askerimizi ön cephede ölmeleri için Kore'ye yolladı ve gizli anlaşmalar...

Sonra, Mustafa Kemal'in sıcak ruhunu hala taşıyan kadrolar darbe yaptılar. Türk tarihinin en ilerici, en özgürlükçü anayasası olan 61 anayasasını profesörlere hazırlatıp, hayata geçirdiler. Halk bu özgürlükçü anayasanın gücüyle ve dönemin Sol akımlarıyla aydınlandı, okudu, merak etti, sendikalar kurdu, örgütlü hareket etti, dernekler oluşturdu, öğrenciler üniversitelerin tek hakimleriydi...

...derken, sağ iktidarlar yine ülkenin başına çorap ördü. "Bu anayasa, bu millete büyük geldi" diyen Demirel şapkasını alıp kaçıyor ve sahneyi gerici darbeye bırakıyordu. O darbe, okuyan, düşünen, araştıran ve ülkesini koşulsuz seven genç nesli kurutma darbesiydi. Deniz'ler, Sinan'lar, Mahir'ler ve niceleri bu darbede katledildiler. (CIA 1940'lardan beri ülkede aktif görevde...)

...O kuşaktan, katledilemeyen, bir şekilde kurtulan ve hemen sonraki kuşaktan olup da, ağabeylerini ve ablalarını örnek alan yeni kuşak da okumaya, araştırmaya, incelemeye, tartışmaya başlamıştı. Okuyan kuşak büyük bir tehditti. Bu iş kökten çözülmeliydi ve CIA onayıyla düğmeye basılıp, Türkiye Cumhuriyetini on yıllarca geriye götürecek 80 darbesi gerçekleştirildi. Bu kez okuyan, araştıran, inceleyen çocuklar bütünüyle bertaraf edilmiş, geriye cahil, biat kültürüyle yetişmiş, büyükleri ne derse onu kanun kabul eden kitle itina ile bırakılmış ve palazlanmıştı...

80 darbesi, bir önceki darbeden dersini almıştı, "halk uyuşturulmazsa, bir sonraki nesil yeniden problem yaratacaktı..." Çekoslovakya'da oynana oyunların karbon kopyası sahnelenmeye, özel TV kanalları, radyolar, geceleri seks yayınları, boş yarışmalar, ve benzeri magazin hayatları pompalanmaya başlandı.

Öğrencilerin kitaplarından "devrim" sözcüğü gibi sözcükler çıkarılıp "inkılap" gibi anlayamayacakları halleri konuldu... Darbe başarılı olmuştu...

Sonra, 2002 yılında yine CIA onaylı sivil darbe oyunu sahnelendi. Artık "inkılap" sözüne de gerek yoktu. Artık "Atatürk'ü sevmiyorum" diyen kızlar devlet bursu ile yurt dışında okutulacaktı.

Sonuç; ulusalcı ve devrimci kitlenin içi boşaltıldı. Atatürk'ü moda diye seven boş bir nesil doğuruldu. Böylece; özel kamplarda eğitilen gericiler ve mandacılar mikrofonu eline aldıklarında, sosyoloji, felsefe, tarih bilimlerini istedikleri gibi evirerek, hatip gücüyle hitap ettiler. Buna mukabil, ulusalcı, "sözde devrimci" yüzeysel kitle ise ilkokul tarih bilgisi, sıfır sosyoloji, post modern felsefe, ve benzeri yüzeysel donanımlarla etkisizleştirildiler.

Sonuçta ortaya, tüm toplumu konuşmasıyla etkileyen bir gerici güruh, bir de sahnede "karı düzmeye gideceğim" derken, Can Yücel inceliğinde küfrettiğini sanan boş ulusalcılar çıktı...

İşte Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'nin en kısa özeti budur. Karşı devrimciler hakimiyeti ele almışlardır. "Sözde" devrimciler ise, Kemalizm'in; "hiç bitmeyen sürekli devrim" olduğundan da habersiz, 1-2 köşe yazarından duyduklarıyla, güçsüz savunucuları olarak kalmışlardır.

Bundan sonraki en büyük karşı devrim okumaktır. Çünkü, bilen adamla mücadele zordur. Bilen adamı kandırmak kolay olmaz. Bilmeyen adama, "bana oy vermezsen cehenneme gidersin, Nas suresinde geçiyor" dersin, "tövbe vallah veririm" der...

Facebook, Twitter, hatun, para, kariyer, hepsi çok şeker şeyler ama bir gün, öyle bir an gelir ki, bu ülke size dar olur, kaçmak istersiniz, kaçmanıza da izin vermezler. O Facebook hesapları da kapatılır, o hatunlar da kapatılır, o kariyerler de bir günde sıfırlanır, o paraların yattığı bankalar da kapatılır. O zaman işte "vay ben nettim, eşşek kafam, iki satır okuyaydım da anlayaydım, direneydim, açaydım kollarımı da "sürekli devrimci" anlayışa gitme diye böğüreydim" dersin. Ama iş işten geçmiş olur... Örnek mi? Tarih örneklerle dolu... Başta komşularını incele..
Kullanıcı küçük betizi
yapici261991
Üye
Üye
 
İletiler: 4
Kayıt: Sal Ağu 28, 2012 23:09

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x