Liberal Aydın Niçin Ağlar?

Liberal Aydın Niçin Ağlar?

İletigönderen Panzehir » Cum Eki 12, 2007 2:18







Özgürlüğün fikir işçisi olmak, ne kadar insanca ve ne kadar da büyülü. Fakat insan sormadan edemiyor: Özgürlük adına iktidarı ve araçlarını kutsamak bütün insani duyguları yıkmaz mı? Özgürlüğün büyüsünü bozmaz mı? Bilinmelidir ki patronu, ağayı ve şeyhi kutsayan, bunların baskısını meşrulaştıran liberal, özgürlüğü pazara sürmüştür. İşte bu, her şeyin bittiği ve sözün düştüğü yerdir.

Bu liberaller tuhaf insanlar; bazen insanlığın özgürleşmesi için ağıtlar yakarlar. Bireysel özgürlükler adına devletin küçültülmesi gerektiğini söylerler. Fakat başkalarının acıları, yoksullukları adına hiç bir bedel ödemezler. Her devirde ve her durumda yeryüzünün efendileridir bunlar. Öyleyse soralım, liberal aydın niçin ağlar?

Belki iktidar, gücünü tahkim ettiği için yarın ne yapacağı belli olmayan liberali oyundan atmıştır. Oyundan atılmak öyle kolay mı? Benliğine düşkün liberal ağlamasın da kim ağlasın. Artık özel uçaklara binemeyecek, özel sohbetlerde yer alamayacak, üst düzey davetlere katılamayacak... Özgürlük tutkunu “bir elit için” bu reva mı?

Belki de liberal aydın “patron, ağa, şeyh”” üçgeni üzerine kurulan iktidar ağını, özgürlük adına kutsamanın sahte umut olduğunu gördü. Giderek genişleyen ve sivrilen iktidarın theo-con şahinler üreteceğini düşündü ve endişelendi. Bireysel özgürlükler adına savunduğu iktidarın teokratik bir krallığa doğru evirildiğini gördü ve kaygılandı.

Evet, ama liberal bunun için ağlar mı? Hayır. Çünkü sermaye adına kutsal krallıkları destekleyen, liberal politikanın kendisidir. Peki, o zaman bu çığlık niye? Belki de iktidar liberalin gündelik hayatındaki bazı alışkanlıkları sınırlandırmak istiyor. Rakını şöyle iç, flörtünü böyle yap diye. İşte tam burada liberal zırıltıyı koparıyor. Çünkü onun dilinde özgürlük; aklın eylemi için değil şehevi duygular içindir. İstersen sor. Cumhuriyet mi önemli yoksa senin viskin mi, bağımsızlık mı önemli yoksa senin flörtün mü diye. Çıkarı söz konusu değilse, vereceği cevap benim viskim ve flörtüm olacaktır. Neden? Çünkü;

Alt-kimlik üst kimlik denildi, liberalden çıt yok.
Devletin stratejik kurumları yabancı şirketlere satıldı, liberalden ses yok.
Ben, toprak satarım, benim işim bu denildi, liberalden tık yok.
Anayasa renksiz olacak denildi, liberalden renk yok.

Ama arzunun uzantısı olan tercihlere karşı iktidarın muhtemel baskısı, liberali deli etti. Hemen birçok kavram üretti. Dışarıdan destek aldı, bunu müthiş bir şekilde pazarladı. Sanki Ilımlı İslam, yeni icat olmuş ve yeni gündeme taşınmış gibi. Malezya hikâyesi uyduruldu. İyi ama niye ağlıyorsun kardeşim, bu malın kumaşı da tezgâhı da sizin. “Made in Liberal-kapitalist Sistem”” damgalı. Üstelik alkışlarınızın sesi hâlâ yankılanıyor. Bu ne biçim çelişki? Ya bizim liberal, sıtma nöbeti geçiriyor ya da başka bir gücün ayak sesini duydu.

Ilımlı İslam stratejisine göre iman ve küfür mücadelesi 1907-1940 tarihleri arasında netleşti. 2076’ya kadar bu böyle devam edecek; 2077’de tam anlamıyla hâkim olacak. Strateji bu. Sen bu değirmene çok su taşıdın, eğer böyle devam edersen, bunlar “elektrik direklerine yaklaşmayı önlemek için çarpılmış ve etleri kemiklerinden dökülmüş garip bir sembol var ya, işte onu senin çocuğuna göstererek tek seçenekli tebliğe tabi tutacaklar”” . Bunu bil. Çünkü ABD mutfağında pişirilmiş, İngiliz Lordlar kamarasında meşrulaştırılmış sahte dinin mensuplarından başka bir şey de beklenemez. Sahte din, despotizmin en muhkem kalesi ve her türlü baskının aracıdır.

Şu gerçeği de unutma: Hani, bir özgür kız reklâmı vardı; güzel kız bütün işve ve cilveleriyle dağda, bayırda iletişimin gücünü kutsuyordu. Sonra değerli tiyatrocu Levent Kırca bununla ilgili bir skeç yaptı. Her durakta, özgür kızın başına bin bir türlü iş geliyor... Elbette ki insan olmanın olmazsa olmazı özgürlüktür. Bunda hiç şüphe yok. Ama nerede, kime ve niçin? Bunu iyi düşünmek gerekir. Unutma ki iktidarın gücü “ılımlı”” kelimesini sertleştirir ve sivriltir. Sonra geriye döner, sana özgür kız muamelesi yapar! O zaman feryadın hiçbir faydası olmaz.

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Google [Bot] ve 3 konuk

x