'Lozan'ı delen' Vakıflar Yasası aynen geçti

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

'Lozan'ı delen' Vakıflar Yasası aynen geçti

İletigönderen Türk-Kan » Prş Oca 17, 2008 12:08

10. Cumhurbaşkanı Sezer’in 'Lozan deliniyor' gerekçesiyle veto ettiği Vakıflar Yasası’nın 9 maddesi, dün komisyonda aynen kabul edildi.

Yasa yürürlüğe girince 1974’te el konulan 142 azınlık vakfı taşınmazı iade edilecek, üçüncü şahısların eline geçenlerin bedeli ödenecek. Muhalefet ise yasayı, "Lozan delindi", "yabancılara verilen hakları geri almak için savaş gerekir" gibi sözlerle eleştirdi.

Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, azınlık vakıflarının 1974’ten sonra el koyulan 142 taşınmazının, yeni yasa yürürlüğe girdikten sonra iade edileceğini, kamuda olmayanların da bedelinin ödeneceğini açıkladı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, "Lozan’ı deliyor" diyerek iade ettiği Vakıflar Yasası’nın geri gönderilen 9 maddesi, dün TBMM Adalet Komisyonu’nda değiştirilmeden kabul edildi.

Kabul edilen maddelere göre, yeni vakıflar, vakıf senetlerinde yazılı amaçlarını gerçekleştirmek üzere, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne beyanda bulunmak şartıyla şube ve temsilcilik açabilecek.

Yabancılar, Türkiye’de hukuki ve fiili mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilecek. Genel Müdürlük tarafından yapılacak tebligata karşın, yasa uyarınca istenen beyanname, bilgi ve belgeleri zamanında vermeyen, organların vakfiye veya vakıf senedine aykırı olarak toplanmasına neden olan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan vakıf yönetimine, görevden alma yerine 500 YTL idari para cezası verilecek.

İZİN ALMAKSIZIN MAL EDİNİMİ
Vakıflar, izin almadan mal edinebilecek, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilecek. Mülhak, cemaat, esnaf ve yeni vakıflara başlangıçta özgülenen mal ve haklar, vakıf yönetiminin başvurusu üzerine, haklı kılan sebepler varsa denetim makamının görüşü alınarak mahkeme kararıyla, sonradan edindikleri mal ve hakları ise bağımsız ekspertiz kuruluşlarınca düzenlenecek rapora dayalı olarak vakıf yetkili organları kanalıyla daha yararlı olanlarıyla değiştirebilecek ve paraya çevrilebilecek. Kurucularının çoğunluğu yabancı olan vakıfların, taşınmaz mal edinmeleri hakkında, Tapu Kanunu hükümleri uygulanacak.

AMAÇ DEĞİŞİKLİĞİ
Vakıfların vakfiyelerindeki şartların yerine getirilmesine fiilen veya hukuken imkan kalmaması halinde; vakfedenin iradesine aykırı olmamak kaydıyla mazbut vakıflarda, Vakıflar Genel Müdürlüğünün; mülhak, cemaat ve esnaf vakıflarında vakıf yöneticilerinin teklifi üzerine şartları değiştirmeye, hayır şartlarındaki parasal değerleri güncel vakıf gelirlerine uyarlamaya, Vakıflar Meclisi yetkili olacak.

HAYRAT TAŞINMAZLARININ TAHSİSİ
Genel Müdürlük tarafından değerlendirilemeyen veya işlev verilemeyen hayrat taşınmazlar, fiilen asli niteliğine uygun olarak kullanılıncaya kadar kiraya verilebilecek. Hayrat taşınmazlar, Genel Müdürlük tarafından işlev verilmek amacıyla vakfiyesinde yazılı hizmetlerde kullanılmak üzere, onarım ve restorasyon karşılığı kamu kurum ve kuruluşlarına veya benzer amaçlı vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere tahsis edilebilecek.

Tahsis edilen taşınmaz, ticari bir faaliyette kullanılamayacak; tahsise aykırı kullanımın tespiti halinde taşınmaz tahliye edilecek. Cemaat vakıflarına ait kısmen veya tamamen hayrat olarak kullanılmayan taşınmazlar, vakıf yönetiminin talebi durumunda Meclis kararıyla aynı cemaate ait başka bir vakfa tahsis edilebilecek veya vakıf akarına dönüştürülebilecek.

ULUSLARARASI FAALİYET
Vakıflar, vakıf senedinde yer almak kaydıyla, amaç ve faaliyetleri doğrultusunda, uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilecek, yurtdışında şube ve temsilcilik açabilecek, üst kuruluş kurabilecek ve yurtdışında kurulan kuruluşlara üye olabilecek.

Vakıflar, yurtiçi ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan, ayni ve nakdi bağış ve yardım alabilecek, yurtiçi veya yurtdışındaki benzer amaçlı vakıf ve derneklere ayni ve nakdi bağış ve yardımda bulunabilecek.

Ancak yurtdışı nakdi yardımlar, banka aracılığıyla alınabilecek. Amacını geliştirmeye yardımcı olmak veya gelir sağlamak amacıyla vakıflar, iktisadi işletme ve şirket kurabilecek, kurulmuş şirketlere ortak olabilecek.

VAKIFLAR MECLİSİ
Vakıflar Meclisi, Vakıflar Genel Müdürlüğünün en üst seviyedeki karar organı olarak görev yapacak. Vakıflar Meclisi, Vakıflar Genel Müdürü, 3 genel müdür yardımcısı ve 1. hukuk müşaviri olmak üzere 5; vakıf konusunda bilgi ve deneyim sahibi yükseköğretim mezunları arasında Başbakanın teklifi üzerine ortak kararnameyle atanacak 5 üye ile yeni vakıflarca seçilecek 3; mülhak ve cemaat vakıflarınca seçilecek 1’er üye olmak üzere 15 üyeden oluşacak.

Vakıflar Genel Müdürü, genel müdür yardımcısı, 1. hukuk müşaviri ile bölge müdürü ortak kararnameyle, rehberlik ve teftiş başkanı ile daire başkanı, genel müdürün teklifi, Başbakanın veya görevlendirdiği devlet bakanının onayıyla, diğer personel ise Genel Müdür tarafından atanacak.

MUHALEFETTEN SERT ELEŞTİRİ
CHP ve MHP sözcüleri, yasaya şu sözlerle tepki gösterdi:

MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal : Bu meselenin bizi götüreceği yer 545 yıl önce çağ açıp çağ kapatan olayı inkar noktasıdır. Lozan Antlaşması ortadan kaldırılıyor.

MHP Milletvekili Rıdvan Yalçın: Yabancılara verdiğimiz tavizleri geri almak için savaş gerekir.

MHP Milletvekili Metin Çobanoğlu: Her kilisenin altında bir şube açılacak, başımıza bela olacak.

CHP Milletvekili Halil Ünlütepe: Lozan yok sayılacak. Cemaat vakıfları kar amacı ile şirket kuracak, ticari alanda faaliyette bulunabilecek.

YAZICI: 1974'TEKİ TAŞINMAZLAR İADE EDİLECEK
Muhalefete tepki gösteren Hayati Yazıcı ise şunları söyledi: "Cemaat vakıfları deyince sanki perde arkasında yabancılar var gibi yorumlanıyor. Bizim vatandaşlarımız bunlar.'545 yıl önceyi inkar’ ifadesi amacı aşan bir ifadedir. Hak ve hukuku da koruyacağız, insanların haklarını hukukunu teslim edeceğiz. Bu statüdeki 161 vakıf, 1936’dan 1974’e kadar mal iktisap edilebiliyordu. 1974’te Yargıtay kararıyla mallar ellerinden alındı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne 28, Hazine’ye 114 mal geçti.

Bu kanun çıktıktan sonra geçici maddeye göre 18 ayda bunlar iade edilecek. İdarenin elinde varsa geri alacaklar. Yoksa, 3. şahıslara geçmişse tapusu geri alınmayacağından, bedeli ilan edilmek suretiyle tazminata dönüştürülecek. 1974’ten bu yana bağışlananlardan yerine gitmeyenler varsa, infaz edilecek. Bağışçısının temennisine uygun olarak işlem yapılacak. Aktarsınlar, kim para getirecekse getirsin. Biz yabancı sermaye gelsin demiyor muyuz? Şimdi getirmiyorlar mı, getiriyorlar. Nasıl getiriyorlar? Bundan sonra banka aracılığıyla getirecekler. Para kayda girecek, dekontu tutulacak, nereden ne geldiği belli olacak."


Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Prş Oca 17, 2008 14:12

Hali hazırda bulunan Vakıflar kanunu zaten başlı başına bir gaflet örneğidir. Necip HABLEMİTOĞLU bu yüzden katledildi. İyice azıtırlar ratık...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen zfrtxt » Prş Oca 17, 2008 14:36

Vakıf yasasına karşı çıkmayan, VATAN HAİNDİR...
Vakıf yasasının amacı; Patrikhanenin Türkiye'ye ortak olmasıdır.

Türkiye'de, "keşke ölseydim de bu günleri görmeseydim" dedirtecek durumlar yaşanıyor. Öyle ki, T.C. Başbakan yardımcısı, yeni çıkacak olan vakıf yasası için Fener Rum Kilisesi'nden yana tavır koyarak, "1974'te Yargıtay kararıyla malları ellerinde alındı" diyecek. Bu duruma hangi vicdan, hangi namuslu ve hangi akıl sahibi insan dayanır...

Türkiye'de, azınlık vakfı aldatmacası ile Fener Rum Kilisesi güçlü kılınacak. Çünkü; AB-D'li sapkınlar, Vatikan'ı batının, Fener ise doğunun yetkin kilisesi yapma konusunda anlaştırdı. İki kilise ilgili antlaşma için 13 Ekim 2007 tarihinde İtalya'nın Ravenna kentinde 46 maddelik bir deklarasyona imza attı... Sıra, Türkiye'de Fener Rum Kilisesi'ni güçlendirmesine geldi. Onun için de Fener Rum Kilisesi'nin istediği "hileli vakıf malları" var. Değeri trilyonlarla ifade edilen mallar kiliseye verilirken, Türkiye Cumhuriyeti'ni var eden Lozan ve ilgili yasalar da terk edilecektir.

AKP'nin TBMM'de çıkarttığı vakıf yasasının ne anlama geldiğini öğrenmek için aşağıdaki bilgileri gözden geçirelim...

1- Vakıflarla ilgili Osmanlı imparatorluğu 9 Haziran 1867 yılında adı "Teb'yı Ecnebiye Emlak Mutasarrıf olmaları hakkındaki kanun" ilk yasa çalışmasını yaptı. Yasa yapma nedeni; Tüzel değil gerçek kişilere bazı şartlarda, örnek olarak Hicaz bölgesinde gayrimenkul edinemiyorlardı...

2- Osmanlı'nın 1867 yılında yaptığı yasaya istinaden, 16 Şubat 1912 tarihinde, tüzel kişiliklerin kendilerine ait olduklarını iddia ettikleri mülkler için, altı ay içerisinde tapu idarelerine başvuruda bulunarak gerekli düzeltme ile beyanname vermeleri istendi. Bu süre de 3 kez altı aylık süreler ile uzatıldı.

3- Türkiye Cumhuriyeti ise azınlık vakfiyelerine tüzel kişilik kazandırmak ve var olan mülklerinin tespiti için 1934 yılında başlayan çalışmaları 3 aylık süre ile iki kez uzatarak 6 ayda tamamlayarak 1936 da sona erdirdi. Yasa gereği 1936 tarihine kadar beyanname veren azınlık vakıfları bağış, hibe, gayrimenkul satın alma ve vasiyet yoluyla gayrimenkul edinmeleri söz konusu değildir. Onun için, mülhak vakıfların mülkleri 1936 yılında verdikleri beyanname ile sınırlı kalmıştır. Yasada, azınlık vakıflarının ilgili tüm kabul ve tasarrufları için de başlangıç tarihinden 15 yıl geriye giderek 1921 yılı esas alınmıştır. Böylelikle Türkiye'de 10 Haziran 1936 tarihinde kabul edilen yasaya göre azınlık, cemaat veya bilinen adı ile "mülhak vakıflar" 1921 yılı başlangıç alınmak sureti ile günümüze kadar geçen süreler içinde yasal olarak bağış, hibe, mal satın alma vasiyet yoluyla, zilliyetlik, zaman aşımı ve tasarrufla gayrimenkul edinmeleri yasal olmamakla birlikte kısıtlanmıştır!... Bu arada mülhak vakıfların için, 2002'de 4471 sayılı kanun ile bakanlar kurulu kararı, 2003 yılında ise 4478 sayılı kanun Vakıflar Genel Müdürlüğünün kabul ile mülk edinmeleri kabul edilmiştir.

4- Bu bilgiler ışığında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 8 Mayıs 1974 tarihinde; Lozan Anlaşmasında tanımlanan dini azınlıklara ait olan ve statülerinde taşınmaz mal edinme ehliyetini beyan etmeyen vakıfların ne satın alma, ne de bağış kabul etme yoluyla taşınmaz mal edinemeyeceklerini ileri sürmüştür. Buna göre, bu vakıfların taşınmaz malvarlıkları 1936 beyannamesiyle kesin hale gelen statülerinde belirtilen taşınmaz mallarla sınırlanmıştır. Sonuç olarak, taşınmaz mal edinme ehliyeti olmayan vakfın bu "taşınmazlara ilişkin mülkiyetinin iptaliyle taşınmazların eski malikleri adına tescili gerektiğini belirtmiştir."

Sanırım Osmanlı'dan itibaren azınlık vakıfları ile ilgili yasa çalışması çok anlaşılır. İşte bu nedenden dolayı 2 Kasım 2007 tarihinde "BAŞBAKAN EL ÖPTÜ, MASON VALİ İKİ TAPU VERDİ! AİHM İSE TAZMİNAT İSTEDİ! Başlıklı yazımda, Ankara'daki makam sahiplerine seslenerek, "T.C. Devletinin birer kurumu olarak, cumhuriyetin kazanımlarını savunmadığınız sürece kendi varlığınızı, egemenlik haklarımızı ve topraklarımızı kaybedersiniz!... Temel kurallardan birsi de Fener Rum Kilisesini çok taraflı tanımaktan geçer" dedim. Dün (16 Ocak 2008) ise TBMM Adalet Komisyonunda Vakıflar Yasasının kabul edildiği ve yasa yürürlüğe girince "1974'te el konulan 142 azınlık vakfı taşınmazı iade edileceği" belirtiliyordu. (...) Başbakan yardımcısı Hayati Yazıcı ise çıkacak olan yasayı savunurken, "161 vakıf, 1936'dan 1974'e kadar mal iktisap edebiliyordu. 1974'te Yargıtay kararıyla malları ellerinde alındı" diyebilmiştir. Bu yazım ile sizleri bilmem ama ben, tarihe not düşmek adına vakıf yasasına karşı çıkmayanları "VATAN HAİNİ" ilan ediyorum...
M. KARABULUT
Kullanıcı küçük betizi
zfrtxt
Üye
Üye
 
İletiler: 106
Kayıt: Pzt Eki 22, 2007 3:43

İletigönderen zfrtxt » Prş Oca 17, 2008 14:37

yukardaki yorum yazisinda oldugu gibi bu hainligi partizanca gerceklestiren gaflet icindeki adalet komisyonu uyesi vekillere tbmm sitesinden ulasip tepkinizi gosterin ve bunun hesabinin bir gun mutlaka sorulacagini belirtin de umulur icine dustukleri gafletten uyansinlar .
Kullanıcı küçük betizi
zfrtxt
Üye
Üye
 
İletiler: 106
Kayıt: Pzt Eki 22, 2007 3:43

İletigönderen Ram » Prş Oca 17, 2008 15:10

zfrtxt, açıklayıcı yazı için teşekkürler. Fakat bu yazıyı TBMM'ye göndermek, -sadece amaçları doğrultusunda gerçekleştirmeye çalıştıkları- bu tür şeyleri daha iyi kamufle etmek için, yeni yeni yöntemler geliştirmelerine katkı sağlamak olur. Zira gaflet içinde bulunanlar, aynı zamanda dalalet ve hıyanet içindedirler.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen zfrtxt » Prş Oca 17, 2008 19:36

syn ram ne kadar kilif uydururlarsa uydursunlar hiyanet hiyanettir ve sonunda is yine halkin sozune kanina dusecektir . bilsinlerki o gunlere hazir olsunlar sonra kiviracak yerleri olmasin .

demesinler sonra o gunlerde biz turbani tartisiyorduk ilgilenemedik . degilmi ya su turban yokmu ne zaman bir hainlik yapacaklar sariliyorlar turbana ve benzeri catisma ortami yaratan konulara (mhp baskanida megersem ne uysal insanmis ne anlasma meraklisiymis turbandanda rant yemeye kalkanlara ekleniverdi ne diyelim allah bildigi gibi yapsin ) neyse ki deniz bitti kara gorundu bu girdikleri yol cok sular kaldiracak bakalim kim ole kim kala ...
Kullanıcı küçük betizi
zfrtxt
Üye
Üye
 
İletiler: 106
Kayıt: Pzt Eki 22, 2007 3:43

İletigönderen KÇK_KÇK » Sal Oca 22, 2008 0:02

Bilmiyorum bunlar ne yapmaya çalısıyorlar biz niye o kadar sehit verdik eğer bugünleri görceğini bilseylerdi atalarımız
Kullanıcı küçük betizi
KÇK_KÇK
Üye
Üye
 
İletiler: 41
Kayıt: Cmt Ara 15, 2007 12:34


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 16 konuk

x