BİZ tartışaduralım, Anayasa Mahkemesi bugünkü iktidarın "hukukun" bir zerresinden bile haberdar olan herkesi kahkahayla güldüren marifetlerinden biri vardı ya... O konuda karar vererek, kanımızca önemli bir mesaj verdi.
Lafı fazla uzatmadan konuya girelim:
Hani Cumhurbaşkanlığı seçimini de son bir ayı aşkın süredir içinden çıkamadığımız "türban" tartışmasına çevirmiştik ya...
Sayın Başbakan o sırada celallenip "Madem benim istediğim kişiyi Mecliste seçmemize engel oluyorsunuz, ben de cumhurbaşkanını halka seçtiririm" demişti ya...
Bu ayaküstü verilmiş kararı gerçekleştirmek için -aynen türban olayında MHPnin desteğini aldığı gibi- Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcunun "Biz de zaten cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin diye iki yıl önce önermiştik" türü laflarına güvenmişti ya...
Onun ardından Anayasanın Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen maddelerini değiştirmişti ya...
Ancak o sıradaki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer konuyu halk oylamasına götürmeye karar vermişti ya...
Halkoylamasından önce yapılan genel seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 46.7 oy alınca Sayın Başbakan daha önce verdiği "Cumhurbaşkanını uzlaşma yoluyla seçeceğiz" türü laflarını unutmuştu ya...
O kızgınlıkla çıkarttığı yasada "Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek, görev süresi 5 yıl olacak, gerekirse bir 5 yıl için daha seçilebilecek" denirken bunların 11inci Cumhurbaşkanı için de uygulanacağı emredilmişti ya...
Ancak seçimden sonra Abdullah Gül TBMM tarafından 11inci Cumhurbaşkanı olarak seçilince, "Şimdi yeni bir 11inci Cumhurbaşkanı mı seçeceğiz?" türü acaiplik ortaya çıkmıştı ya...
İşte bu hukuk skandalını ortadan kaldırmak için Meclisten yeni bir yasa geçirilerek ve bir önceki yasanın "11inci Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanacağına" ilişkin hüküm lağvedilmişti ya...
Tüm bunları anımsıyorsunuzdur. İşte o son yasanın Meclis tarafından kabulü ihtilaf konusu olmuştu. Çünkü "Cumhurbaşkanı halkoylamasıyla seçilir" diyen yasa henüz yürürlüğe girmeden onu değiştiren bir yasa çıkarılmış oluyordu. Yani ikinci bir hukuk skandalı daha yaşanıyordu.Nitekim CHP bu skandalı Anayasa Mahkemesine götürerek "TBMM yetkisi olmadığı halde yürürlüğe gidmemiş yasayı değiştirdi. Bu hukuka aykırıdır" dedi. Hatta onu demekle kalmadı, "TBMMnin yaptığı işlemin yoklukla malül olduğunu" ileri sürdü.
İşte "zurnanın deliği" de orada "zırt" dedi.Gerçi Anayasa Mahkemesi CHPnin talebini kabul etmedi ama verdiği kararda, Anayasa Mahkemesinin karşısına "iptal"i bile yeterli saymamayı gerektiren bir husus çıkarsa "kurucu iktidar iradesinin hukuksal geçerliliği üzerinde daha ileri bir tartışma yapmak için, iptal nedenlerinden daha ağır bir hukuka aykırılığın varlığı zorunludur" dedi.
Bunun tercümesini mi istiyorsunuz?Biz o sözleri "Anayasa Mahkemesi Anayasayla ilgili itirazları şekil yönünden inceler ama, eğer itiraza sebep olan konu Anayasanın temel felsefesine aykırı ise, gözünün yaşına bakmam, onu inceler karara bağlarım" diye anladık.
Umarız ilgililer de anlar.
Oktay EKŞİ - Hürriyet