MAŞALLAH EKONOMİSİ
Bugün ekonominin ‘o’sundan sözetmek istiyorum.
Ekonomi’nin E’si olur da ‘O’su olmaz mı ?
‘Orası’ demek belki daha doğru olacak.
‘Neresi’ denilecek olursa ; neresinden başlayayım ben de şaşırdım.
Binali Yıldırım demiş ki; ‘ekonomi üretmek demektir’.
Türkçe’ye ‘Geçimbilim’ olarak çevrisi de var; demek ki ‘üretmek’ ekonominin olsa olsa sadece bir yanı (aspect) olabilirmiş.
İnsanlığın ‘avcılık’ ve ‘toplayıcılık’ dönemlerinde ‘ekonomi’ yok muymuş?
Bal gibi varmış; çünkü o dönemin insanları basbayağı ‘geçinebiliyorlarmış’.
Ha ‘ekonomi politik’ mi diyorsunuz?
Hani şu ‘kapitalizmin’ ‘ekonomi politiği, yani kapitalist sistem içinde ‘geçinme’nin bilimi.
Eee kusura bakılmasın ama, onu anlamak için ‘başbakan’ olmak yetmiyor; ne de ‘Cumhurbaşkanı’..
Koca Ecevit ne demişti?
‘Keşke biraz ekonomiden anlayabilseydim!’.
Bilsay Kuruç’lar gibi ekonomi profesörleri de ‘danışmanı’ idiler.
Şimdi zavallı Binali Yıldırım nereden bilecek ‘ekonomi’nin ne olduğunu..
İmam Hatip tedrisatından geçmiş ‘ekonomi profesörleri’nin hepsi bir araya gelseler anlayamazlar.
Roger Garaudy’i bilir misiniz bilmem; Yaşayanlara Çağrı (Appel aux vivants), [Seuil, 1979] adlı çalışmasında şöyle diyor:
“Ekonomi ve politika teknokratik oldular; ‘niçin’ sorununa yani ‘amaçlar’ın niçinine değil, ‘nasıl’ sorusuna yani ‘araçlar’ın nasılına yanıt arar oldular..”
Haydi Binali Yıldırım ve ekonomi danışmaları gelip anlasınlar bakalım.
‘Ekonomi üretmek’ demekmiş..
‘Niçin’ üretecek mişiz?
Kim için üretecek mişiz?
‘Ne’ üretecek mişiz?
‘Ne kadar’ üretecek mişiz?
Ve bu sorulara ‘akılcı’ bir yanıt bulduktan sonra ‘nasıl’ üretecek mişize gelinecektir.
Oysa, bilimin tanımından biliyoruz ki; bilim olgu olayların ‘niçin’ine değil ‘nasıl’ına yanıt arar.
‘Niçin’ felsefenin yanıt aradığı bir düşün alanıdır.
Geldik mi şimdi, ‘ekonomi’nin aynı zamanda bir ‘felsefe’ alanı olduğu konusuna..
Eee zavallı ‘Türk aydını’nda ‘zerresi yok’ felsefenin.
İsteyen Aziz Nesin’e sorabilir.
Şu seksen milyonluk ülkede ‘felsefe’yi felsefe olmaktan çıkarıp kendi ‘ilgi alanı’na uygulayabilen kaç ‘bilim adamı’mız var’?
‘Doktora’ demek, kısaca Dr, Davulcu Ramazan değil de, çalıştığı bilimsel disiplinin ‘felsefesi’ni yapıyor olmak demektir.
Şimdi bana, ilaç için, kaç ‘ekonomi doktoru’ bulabileceksiniz ülkede.
‘Niçin’inden vazgeçtik, ‘nasıl’ına yanıt verebilecek bir ‘ekonomi doktoru gösterin bana..
Ekonomi ‘üretim’ demekmiş.
‘Nasıl’ üretecek mişsin?
Kapitalizmin ‘tekelci’ aşmasında, dünyada üretim kararlarını veren ‘firma’ değil ‘insan’ sayısı birkaçyüz kişi bile değil.
Sen olsa olsa ‘üreteceğiz inşallah’ diyebilirsin.
Ben de sana ‘Maşallah’ derim.
Oldu mu sana bir ‘Maşallah ekonomisi’.
Şimdi istediğin kadar ‘maşallah’ üretebilir ve onunla ‘geçinebilir’sin.
İstersen ‘inşallahlı maşallah’ da üretebilirsin.
‘Üretim’in ‘niçin’i ve ‘nasıl’ını öğreninceye değin bunlarla ‘geçinirsin’ artık.
Ne de olsa şimdilik geçinip gidiyorsun.
Habip Hamza Erdem