Mazlum Mekke ve Medine / Prof. Dr. Mehmet YUVA


İki hafta önce, Mekke el-Mukarrama ile Medina el-Munavvara mübarek şehirlerini ziyaret ettim. Buralara ilk gelişim değil. Her iki mekanda, seyit ve şerif soyundan gelen dostlarım var. Mekke ve Medine senelerdir suren ve sürecek olan hummalı bir inşaat şantiyesi görünümünde. Çok korkunç ve çirkin bir görüntü. Taş ve toz yığınından oluşan yabancı bir gezegende dolaşıyor gibi olursunuz. Dağlar, tepeler eritiliyor. Buralara beton yığını yeni oteller kuruluyor. Üstelik bu çalışmalar, tarihi eserler yok edilerek, geçmişin bütün izleri silinerek yapılıyor. Osmanlıcık oynayan bizim yerli siyasi artistler, Hicaz'da ayakta kalan tek Osmanlı mimarisi olan kaleyi kökünden söküp atan Suudi rejimine gıkı çıkmıyor. Hicaz diyarında tapulu Osmanlı-Türk topraklarının gasp edilmesine vatandaşlarının mağdur kalmasına atalarının mirasından yoksun bırakılmalarına ses çıkarmıyor, süt dökmüş kedi misali oluyor. Ortalıkta “Müslümanım“ diye yellenen gazeteci kılıklı silahşorlar, Suriye arenasında sinsi sırtlan olanlar, mesele ABD, Israil, AB, Katar, Suudi Krallığı, Bahreyn ile alakalı olunca el pençe namaza duruyorlar. Onları anlıyoruz. Petro-dolarların kokusunu iyi alan mahluklar. Hummalı inşaat projelerinde bizimde payımız olacak, köşeleri döneceğiz diyen holdinglerin sahadaki borazanları. Arap'ın sıcak paralarını Türkiye'ye nasıl getirebilirim heyecanı sarmış bizim menfaat-perestleri. Çok kurnazlar ya. Bende senin gibi Müslümanım, paracıklarını bana getir, ne istersen yaparım diyen profesyonel kumarbazlar misali. Yiyin beyler, afiyet olmasın zakkum olsun.

Bu tarihi eserlerin yerini bilmem kac yildizli, zevksiz dosenmis, estetik yoksunu, gok kubbeye dogru uzanan, beton yigini Babil kuleleri gibi oteller almis, guzelim mubarek Kabe’yi, Medine’deki Makam-i Serifi ahtopot kollari gibi sarmis. Eski Mekke ve Medine‘den eser kalmamis. Huzunlenmemek, gozyasi dokmemek imkansiz. Dunya’ya empoze ettikleri sinifsal ayrismayi, etnik-mezhepsel bolunmuslugu Islam dininin asirlar once ortadan kaldirmaya calistigi bu kutsal topraklara tekrar musallat etmisler. Bir yandan konforlu ucaklar, klimali yildizli oteller, acik bufelerde sunulan dunya mutfagindan menuler, pahali hediyeler, sekiz silindirli devasa cipler ve mutevazi Kabe’yi bilmem hangi kattan seyreden kibirli modern umreciler, hacilar. Islam dininin ikame etmek istedigi esitligi, kardesligi yalnizca Makam-i Sherifte namaza durduklarinda yasayan, gercek dunyalarina donduklerinde kardeslerine karsi sirtlan kesilen hin oglu hinler.

Zevk-u sefa icinde, her turlu ickinin, kadinin, hap’in dunyasinda bogulan obozite “musluman“ kimlikli mahluklar.

Karsi tarafta, pislik ve kesmekeslik icinde bir harap yigini gorunumunde olan kenar mahalleler. Yoksul ve mazlum “Musluman“ ulkelerden buralara zor sartlar altinda calismaya gelen gurbetci Muslumanlar. 50-60 derece sicaklikta dag eriten, beton doken, demir oren, yemek pisiren, soforluk yapan, dilenen, yol supuren modern koleler. Hak, hukuk, demokrasi, ozgurluk burada temelli bir seyahate cikmis. Ne zaman doner Allah bilir. Nasirli elleri, catlamis derileri, kabuklasmis ayak tabanlari ile Haram el-Sherifeyn’nin avlularina ususen, korunmaya calisan, bu halimizi gor ve yardim et ya Resul Allah, bize bahs ettigin nimetlerimizi midelerine indirdiler deyip feryat eden yetimler misali.

Kutsal topraklara milyonlarca insan geliyor. Milyarlarca dolar geliri var. Bu paralar Musluman ulkelerin ve toplumlarin egitimi, konutu, altyapisinin modernize edilmesi icin harcanmiyor. Bakmayin siz bunlarin havali boburlenmelerine, bu kadar yardim yapiyoruz, bu kadar muslumani besliyoruz yalanlarina. Petro-dolar ve kutsal mekanlarin geliri ile dunyamiz onlarca defa onarilir, Allah’in nimetlerinden herkes faydalanir, muazzam bir medeniyet kurulabilirdi. Aksine, kendilerine ait olmayan bu servet, nerede kullanilacagi mechul ABD, Avrupa ve Israil menseli silahlara harcanmaktadir. Kufurbaz, hosgoru yoksunu, mezhep dusmanligi kiskirtan, ulkelerin ic islerine direkt mudahale eden, anti-Komunizm, anti-Shiizim ve farkli kiliflarala ortaya cikan ama daim somurgeci-emperyalist devletlerin havuzunda yuzen faaliyetlerin finansmaninda kullanilan milyarlar. Hacli-siyonist ordularin Islam dunyasindaki 5.ci ve en tehlikeli taburu. Ey muteddeyyin bunlari tani, tanida buyu.

---

Prof. Dr. Mehmet YUVA, 14.02.2012