Erdoğan da 'ikna olmadı'

Arınç'ın ardından Erdoğan da Tokat'taki saldırıya ilişkin ilginç sözler sarf etti.

Başbakan Erdoğan, Tokat’taki saldırıyı ancak terör örgütünün yapabileceğini söyledi, ancak sözlerine şunu da ekledi: “PKK’nın üstlenmesi bir strateji ve taktik olabilir.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ve Meksika'ya yaptığı resmi ziyaretleri tamamlayarak özel ''ANA'' uçağı ile yurda döndü.

Esenboğa Havalimanı'nda Amerika'daki temaslarıyla ilgili açıklama yapan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bursa’daki grizu patlamasıyla ilgili bilgiler veren Erdoğan, ölen işçiler için Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.

'BİR TAKTİK OLABİLİR'

Erdoğan, Tokat’taki terör saldırıyla ilgili şöyle konuştu: “Farklı terör örgütleriyle o bölgede işbirliği olduğunu biliyoruz. PKK’nün üstlenmesi bir strateji ve taktik olabilir. İşin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için çalışmalar sürüyor. Bu tür vahşeti ancak terör örgütü yapabilir. Bu tür saldırıların hepsi “Demokratik Açılım” sürecini engellemeye, baltalamaya yönelik saldırılardır. Bu terör örgütünün Karadeniz’e inme çabalarıdır.”

BÜYÜKELÇİ’NİN İSTİFA ETMESİ

Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy’un istifa etmesiyle ilgili iddialara ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, “Dışişleri Bakanı ikili görüşmelere illa katılır diye bir şey yok. Biz de görüşmeleri başbaşa yapma kararı aldık. ABD Dışişleri Bakanı da katılmadı” dedi.

'MUHALEFETLE BİR ARAYA GELMEM'

Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tansiyonu düşürmek için muhalefet dahil görüşme çağrısıyla ilgili olarak, “Ateşi mi söndüreceğiz, yoksa benzin mi dökeceğiz. Cumhurbaşkanı daha önce de benzer adımlar attı. Ben gelebilecek davete katılırım. Temenni ederim olumlu bir netice çıksın. Ama bundan farklı bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Muhalefetle bir araya gelmeyi arzu etmiyorum. Hükümete hakarette bulunan bir anlayışla bir araya gelmemiz sözkonusu olamaz. Güvenlik güçlerimize 'Terörle mücadele etmeyin mi' dedik? Niye sormuyorsunuz, ‘Bir çözüm öneriniz var mı? Projeye başından beri takoz oldular. Hıyanet, ihanet... Tüm sözledikleri bu.”

'DTP ALIŞILMIŞ GÖREVİNİ YAPIYOR'

Kapatma davası görüşülen DTP’nin bu süreçteki tavrıyla ilgili bir soruyu ise Erdoğan, şöyle yanıtladı: “DTP alışılmış görevini yerine getiriyor. Yaklaşımının böyle olmamasını arzu ederdik. Terör örgütüne desteği ima bile etmemelidir. İmralı’yı adres göstermelerini tasvip etmeyiz.”


Gerçek Gündem, 11 Aralık 2009

Yeter Artık!

On yedi televizyon kanalında her akşam açık oturum programları yapılıyor. Sayıları yüzü bile bulmayan, konuşmacı kılığına girmiş tipler, bütün kanalları tek tek gezip askere, polise ve milli değerlerimize saldırmaya devam ediyorlar.

*Askerlik ve asker hakkında konuşan özellikle bayan konuşmacılar, askerin beline taktığı palaskanın ne olduğunu dahi bilmiyor. G3 Piyade silahını rüyasında dahi görmemiş bu tipler "Pusu ve pusudan kurtulma" konularında ahkâm kesiyorlar.*

Tokat kırsalında pusuya düşürülen yedi şehidimiz üzerinden bıkmadan, usanmadan ve utanmadan dezenformasyon yapıyorlar.

Genelkurmay yerden yere vuruluyor, derin yapılanmaların bu işin içinde nasıl yer aldığı, bazı Türk Büyüklerimizin konuşmalarından da örnekler verilerek dillendiriliyor.

*Adeta PKK denilen kalleş örgüt temize çıkarılmaya çalışılıyor.*

Ülkemizin dört bir yanında molotof ve taşlarla polisimize, kamu binalarına son olarak ta orduevleri ve askeri lojmanlara saldırıyorlar. Gözü dönmüş bu çapulcular kurtarılmış bölgeler oluşturarak, kendi bölgelerine girişlerde parola sormaya başlıyorlar.

*Bu kalkışma olayları görmezden gelinerek suç muhalefete, hayali örgütlere ve derin oluşumlara atılıyor.*

Milletimizin kafası karıştırılarak gündem değiştiriliyor.

Tokat saldırısının PKK tarafından yapıldığı biline biline bu gerçek halktan saklanarak tam üç gün boyunca hedef saptırılıyor. İçeriği olmayan açılım sevdası uğruna çocukların bile inanmayacağı söylemler ile gündem değiştirilip esas meseleler göz ardı ediliyor.

Ajanslara düşen yedi şehit haberini okuduğumda tüylerim diken diken oldu. Ama bu haber birileri tarafından bilerek gizlenmişti.

Haber aynen şöyle idi;

Haberin ayrıntısında Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı (GES) tarafından 9 Aralık'ta saldırının PKK tarafından yapıldığı bilgisinin, Jandarma Genel Komutanlığı üzerinden İçişleri Bakanı'na iletildiği bilgisi yer alıyor.

Yani İçişleri Bakanı 9 Aralık Çarşamba sabahı bu bilgiden haberdardı. Bilgi kamuoyundan gizlendi. Türkiye günlerce saldırının hangi örgüt tarafından yapıldığını, saldırının nedenini, zamanlamasını tartıştı.

Türkiye bu boş tartışmaları yaşarken İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın saldırıyı PKK'nın yaptığını biliyor olması ve bunu kamuoyundan gizliyor olması oldukça ilginç. Ancak daha ilginci, Atalay'ın bunu AKP kurmaylarından gizliyor oluşu. AKP'nin Genel başkan Yardımcıları ve Grup başkanvekilleri saldırıyla ilgili çok sayıda farklı demeç verdiler. Kurmaylar, saldırının PKK tarafından yapıldığını bilselerdi bu demeçleri vermezlerdi.

*Aynı şekilde Başbakan Erdoğan da saldırıyla ilgili farklı değerlendirmeler yaptı. Cumhurbaşkanı Gül bile "istihbarata saldırıyı soracağım" açıklamasında bulundu.*

Saldırıyı PKK'nın yaptığını kamuoyundan gizleyen İçişleri Bakanı Atalay'ın durumu Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a arz etmediği, AKP Kurmaylarına da iletmediğinin ortaya çıkmasının etkileri Başkent'te oldukça sert olacak gibi.

Habur'daki karşılama nedeniyle oldukça zor duruma düşen ve Açılım sürecindeki yönetim hatalarıyla işleri çıkmaza sokan Beşir Atalay, anlaşılan ikinci bir eleştiri yağmuru almamak için bu bilgiyi saklı tuttu.

Atalay'a karşı parti içinde hem doğulu hem batılı milletvekillerinden, süreci yanlış yönetmesi nedeniyle güçlü tepki vardı. Bu tepki, artık Parti Kurmayları tarafından da paylaşılıyor.

İçişleri Bakanı bu suçlamalara bir cevap vermek zorunda. Günlerce muhalefet, asker ve istihbarat suçlanırken, bunları bile bile kamuoyu ile paylaşmayan, bu yanlışları düzeltmeyen bir zihniyet olabilir mi?

Açılımın ne olduğu hala bilinmiyor. İçişleri Bakanımız herhalde biliyordur?

Bu bahane ile ortaya çıkıp asıl niyetinin ne olduğunu açıklamalıdır. İnsanlar iş ve aş derdinde. Herkes geçimini ve boğazını düşünüyor. Altın köşklerde yaşayıp, insanları kandırarak gündem değiştirip, gerçek sorunları unutturanlar elbet sandıkta bunun hesabını vereceklerdir.


Orhan TUNÇ / İnternetajans, 11 Aralık 2009

Suçüstü

Artık fark edilmiş olmalı.

Suçüstü yakalandılar şimdi.

Hükümetin zaman-zaman ağlayan üyesi, Başbakan Vekili sıfatı ile bu kez yüzünde sinsi bir gülümseme ile Ümraniye soruşturulanlarını işaret ediyordu.

Terör örgütü destekçisi malum partinin mensupları da, kanlı ellerini ovuştura-ovuştura malum mahkemede yargılananların zorlama örgütünü hedefe oturtuyorlardı.

Suç üstü yakalandılar.

Utanmaları lazım.

Utanmaktan öte üzerlerindeki devlet görevlerinden arınmaları lazım.

Ne gezer?

Eğer iddialar doğru ise, Genelkurmay Başkanlığı olayda bölücü terör örgütü parmağının olduğunu, telsizi konuşmalarını da dinletmek kaydı ile hükümete açıklamış.

Bizzat İçişleri Bakanı Atalay’a bu konuşmalar dinletilmiş.

Lakin gelin görün ki, aradan geçen zaman içerisinde örgüt olayı üstleninceye kadar hükümetin bakanları, iktidar partisinin yöneticilerinin işaretleri aynı.

Burada bir durum var.

Üzerine gidilmesi, sorgulanması gereken bir durum.

Hadi açılım zarar görmesin diye açıklama yapmadınız.

Farklı yönlendirmeler yaparken.

Allah’tan da mı korkmadınız?

Şayet öbür dünyada o kınalı kuzuların (girebilirde aynı yerde karşılaşırsanız) yüzlerine nasıl bakacaksınız?

Hadi Allah’tan korkmuyorsunuz.

Kullardan da mı utanmıyorsunuz?

Ha?

Anlaşılmış olmalı artık.

Görülmüş olmalı.

Hedeflerine ulaşabilmek için TSK’yı, geçmeleri gerektiğini biliyorlar.

Geldikleri günden bu yana uğraşıyor-uğraşıyorlar.

Onca yalana, tezgâha, hain plana.

Yandaş medya desteğine rağmen yıpratamadılar.

Düzmece davalar, üst-üste göz altılarla sindiremediler.

Şimdi anlaşılıyor ki, teröre bel bağlamışlar.

Başbakan yardımcısını, Ticaret Bakanını, genel başkan yardımcılarını dinleyince o görünüyor.

Allah ıslah etsin.

Allah ıslah etsin ve Türk Milleti hesap sorsun.

Böylesine fütursuzcasına, Başbakan’ın tabiri ile “edepsiz”cesine 7 fidanın toprakla bütünleştiği olaydan siyasi rant çıkarmaya çalışanları Allah ıslah etsin.

Yanlış mı?

Haa…

Her şeyi Allah’a bırakma kolaycılığını da terk edelim artık.

Olmaz mı?


İhsan ALPBOĞA / Haberiniz.com, 11 Aralık 2009

Dut yemiş bülbüller

Tokat’ta 7 erimizin alçakça pusuya düşürülmesi üzerine, hükümetin en yüksek katından Başbakana, Bakanlara ve Başbakan yardımcılarına kadar ve tabii mâlum medyadan “provokasyondur” yorumları geldi. Dillerinin altında -bazı yalakaların dilleri üstünde- bu “provokasyonu” derin devletin, Ergenekon’un ve TSK’nın yaptığı ima ve iddia edildi!
Ama gerçekler inatçıdır. PKK, bu melun cinayeti bir hayalet timin, kendi inisiyatifiyle yaptığını açıkladı... Özrün üslubu, cinayetinden de büyük. Ama “kendi inisiyatifinden” murat, PKK’nın tümümü soyutlamak! Göreceksiniz, yandaşlar cinayeti mazur göstermek için bundan yararlanacaklardır!

Güya “mert” eşkıyalar, şecaat arz ederken, alçaklıklarını itiraf ettiler. Biz, katillerin kim olduklarını -PKK olduğunu- biliyorduk ve yazmıştık... Fakat Başbakan Yardımcısı ve Başbakanın yokluğunda, Erdoğan’ı temsil eden Bülent Arınç, arkasından Cumhurbaşkanı Gül ve tabii koro halinde tüm iktidar ve cemaat medyası bunun “karanlık bir eylem, açılımı önlemek için kışkırtma” olduğunu ve “ne zaman bir adım atılsa bu tür bir kışkırtma çıkıyor” diyerek, hemen ifade ettiler! Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik daha önce Bingöl’de 33 erimizin şehit edilmesinin TSK’nın provokosyonu olduğunu, açıkça söylemişti... Bu son katliam için de, iddiasını tekrarladı. Ne var ki Başbakan Erdoğan, en yakın yardımcısının, sözcüsünün bu iddialarını yalanlamadı ve böylelikle, aynı kanaatta olduğunu gösterdi! Erdoğan son olaydan sonra da, Atlantik ötesinden seslendi; “Bu hain pusunun yeri ve zamanlaması milletimizin nasıl bir tertip ve provokasyonla karşı karşıya olduğunu gösteriyor... Bedelini, kim olursa olsun, ödetiriz.”

Bakalım nasıl ve ne zaman ödetecek? Acaba Cumhurbaşkanı Gül, “ağzından çıkanları” şimdi, kulaklarıyla duyuyor mu?

Medya

Tabii malûm gazeteler, başta TARAF ve malum yazarlar, başta Ahmet Altan, aynı iddiaları yaptılar... Bakalım tükürdüklerini yalayacaklar mı? Ne gezer; baktım, hepsi susuyorlar; bu itiraf, orduya karşı haberleri manşet yapan bu gazetelerde arka sayfalarda! Yazarlar da tevil etmek için bin dereden su getiriyorlar. Gene de suçlu “Kürtleri ezen, ülkeyi bu hale getiren devlet ve PKK ile canla başla mücadele eden Türk ordusu!” Bekleyin. Son provokosyonda Ordunun tahriki diyeceklerdir! Ali Bayramoğlu “açıklamayı iyi okuyun” derken, bu alçakların gerekçelerine, adeta hak veriyor.

Timsah gözyaşları

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de önce, “provokasyon” demiş, eş “Aynası”, “Ergenekon”u, işaret etmişti. PKK itirafından sonra, hepsi “yaşama hakkını ihlal” diye, timsah gözyaşları döküyorlar ve şehitlere, yalancıktan ağıtlar okuyorlar! Sözde “Türk” Ahmet, bakın ne diyor gene: “Hangi örgüt üstlenmiş olursa olsun, tavrımız değişmez.” Yani dağlarda, kent sokaklarında cinayetlere, eylemlere devam! PKK veya “hayalet timlerinin” bu katliamdan ve sonra da itiraflarından maksatları ne? Tabanlarına cesaret vermek mi. Bence asıl maksatları, Ahmet’inki ile çakışıyor; “kargaşa” büsbütün artsın... Bundan sonra, Türklerin ayranı büsbütün kabarır ve bunun üzerine BM-NATO-AB gelsin, olay uluslararası boyuta gelince de plebisitle “Büyük Kürdistan”. Liderleri Apo İmralı’ya tıkılmadan önce bunları açıkça söylemiş ve Kadir imzasıyla yazmıştı da.

Bu gidişatın sorumluluğunu kim üstlenecek? Zanlılar baştan aşağıya besbelli!

Merak ediyorum şimdi Başbakan, Amerika-Meksika dönüşünde bu konuda ne diyecek, değerlendirme hatasını kabul edecek mi? Tabii alelusul şehitlere rahmet okuyacak, “failler” bulunacak diyecek ve sonra açılıma devam!

Eğer Başbakan feraseti ve basireti ile “faillerin” kim olduğunu hâlâ anlamamışsa ve onları muhatap alarak, “açılıma” devam edecekse, basiretine, vizyonuna şapka çıkarmak lazım! Eğer, Türkiye’de, devlet gibi “devlet” kalmışsa ve Türk milletinde de “izan” kalmışsa, ortada bir enkaz vardır. AKP İktidarı, sanal demokrasi tramvayı ile tırmandı. Mazallah bir iç kargaşa felaket olur... Bunu önlemenin tek yolu, AKP’nin iktidardan, “gerçek” demokrasiyle indirilmesi.

NOT: Erdoğan’ın Amerika dönüşündeki sözlerinden, durumu hiç anlamadığı veya anlamak istemediği anlaşılıyor!


Altemur KILIÇ / YENİÇAĞ, 11 Aralık 2009

Yedi fidanın ardından

21 Mart 1937 gece yarısı. Hiçbir şeyden habersiz Pah Karakolu'ndaki 33 vatan evladı, evlerinden çok uzak olsa da “vatan toprağı”nı ve bu topraklar üzerinde yaşayanları, her türlü tehlikeye karşı güvenliğini sağlamak için görev yapıyordu.

Kimisi nöbette, kimisi derin uykuda…

O gün baharın müjdecisi ilk gün. Nevroz. Tüm Türk Dünyası al-yeşil bayram içinde…

Ancak, hainler uyumuyordu.

Önce Pah Bucağı ile Kahmut'u birbirine bağlayan Haç Deresi üzerinde ki tahta köprü imha ediliyor ve Pah Karakolu'nda bulunan 33 vatan evladının hunharca katlediyorlardı.

En son “Yedi Mehmetçik”te birkaç gün önce Tokat'ın Reşadiye'sinde böyle bir hain pusuda kanlar içinde toprağa düştü, tıpkı yıllarca bu hainlerin haince, kancıkça ve alçakça binlerce silah arkadaşını arkadan vurdukları gibi.

Ey! Şey Saitlerin, Seyit Rızaların, Baytar Nurilerin, Alişirlerin, Öcalanların, onun bunun tohumları!...

Dedeleriniz gibi yüzlerce yıldır hainlikleriniz, kalleşlikleriniz, binlerce yıl sürse ne yazar.

Toprağa düşen her “Mehmet”, bu vatanda bin Mehmet olarak doğar.

Bu kutsal vatanı ancak Mehmetçiğin kanı sular.

Sakın, demokrasi adı altında gördüklerinize kanmayın,

Yüreğinizde biraz cesaret varsa, delikanlı gibi Türk Milletinin karşısına çıkın.

Çıkın ki, sizi geldiğiniz deliğe gömmek boynumuzun borcu olsun.

Bu ülkenin “kahraman yiğitleri” ruhunuz şad olsun.

Bu Vatan, her çakıl taşı ile sizlere minnettardır.


Murat KÖYLÜ / Haberiniz.com , 11 Aralık 2009

"Tokat Saldırısı Bir Uyarıdır!"

"Tokat saldırısında laftan anlamayanlara kendi anladıkları dilden mesaj verilmiştir. Bu bir uyarıdır, mesajdır”

Terör örgütü PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Duran Kalkan, 7 askerin şehit olduğu, kimi çevrelerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yıkmaya çalıştığı ve PKK’nın üstlendiği Tokat saldırısına ilişkin “Bu eylem mücadelenin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Lâftan anlamayanlara kendi anladıkları dilden mesaj verilmiştir. Bu bir uyarıdır, mesajdır” dedi.

DURAN KALKAN: KOMPLO, PROVOKASYON DEMEK BOŞ, AKP HİLE İÇİNDE-

Kalkan, ANF’ye yaptığı açıklamada, PKK’nın gerçekleştirdiği Tokat saldırısına ilişkin çok komplo, provokasyon gibi spekülatif değerlendirmeler yapıldığını, ancak bunların anlamsız ve boş değerlendirmeler olduğunu ifade ederek, “AKP’nin hile ve oyun içinde olması halkta, bütün hareketimizde, dört parçada ve yurtdışındaki örgütlerimizde gerçekten ölçülemez ve önü alınamaz bir öfkeye yol açtı. Öyle ki her taraftan bize baskılar geldi. Fedai eylem önerileri en üst düzeye çıktı. Herkes harekete geçmeye yöneldi. Yönetimimiz üzerinde çok ağır bir baskı oluşturdu. Tokat eylemi gibi birçok olay olabilirdi. Birçoğunun önünü aldık. Biraz daha planlı yaklaşılmasını sağladık. Bazı yerlerde de olaylar oldu. Sadece Tokat’ta olmadı. Mardin’de, Beşiri’de oldu, Zagros’ta oldu. Birçok yerde irili-ufaklı çatışmalar yaşandı. Tokat’taki de bunun bir parçasıdır, tamamen böyle bir süreçle bağlantılıdır. Herkes bunu böyle okumalı ve anlamalı” diye konuştu.

-"LAFTAN ANLAMAYANLARA KENDİ DİLLERİNDEN MESAJ VERİLMİŞTİR..."-

Kalkan, Tokat eyleminin süreçten kopuk olmadığını savunarak şöyle dedi:

“Peki, böyle bir eylem olmayacak da ne olacaktı? DTP kapatılacak, milletvekillerine siyaset yasağı getirilecek ama gerilla buna seyirci mi kalacak? Gençlik sessiz mi kalacak? Kalmadı. Kürt gençliği sokakta polisle o kadar çatışmaya girdi. Polise karşı silah olarak sadece taşları olan ve bunlarla karşı koyan Kürt gençliği yanında, bir de elinde silahı olan, askeri eğitim görmüş, daha da mevzilenmiş olan gerillanın neler yapabileceğini bir düşünün. O daha fazlasını yapabilirdi. Nitekim yapmak istiyordu da. Yönetim olarak biz bunu en aza çekmeye, daraltmaya çalıştık. Herkes böyle bilsin, böyle anlasın. Bu eylem mücadelenin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Lâftan anlamayanlara kendi anladıkları dilden mesaj verilmiştir. Bu bir uyarıdır, mesajdır. Ondan öteye herhangi bir şey yoktur.”

“PKK zayıflığı nedeniyle, çırpınış halinde olduğu için Tokat’ta eylem yapmış”, “PKK’ya katılımları durdurduk. Tokat’ta da can çekişmekte olduğu için böyle bir şeye başvurdu” yönünde değerlendirmeler yapıldığını anımsatan Kalkan, “Çırpınan, ölüm döşeğinde olan Tokat gibi bir yerde eylem yapabilir mi?” diye sordu. Kalkan, şöyle konuştu:

“Katılım dursaydı gerilla nasıl Tokat’a kadar giderdi? Can çekişiyor olsaydı Tokat gibi bir yerde nasıl eylem yapabilirdi? Demek ki bu tür söylemler doğru değildir. Böyle düşünceler çok maksatlıdır. Kendini kandırmaya, toplumu aldatmaya dönüktür. Biz buradan öneriyoruz; Türkiye’nin aydını, siyasetçisi, düşünürü kendini kandırmaktan da, Türkiye toplumunu aldatmaya çalışmaktan da vazgeçsin, gerçekleri görsün, serinkanlı olsun, gerçekleri teslim etsin, buna uygun davransın. Doğru olan budur. Bu bakımdan bu tür olaylar öyle provokasyon ve komplo teorileriyle izah edilemez. Tamamen siyasi sürece bağlıdır. O siyasi sürecin bir gereği olarak öne çıkmıştır.”


İnternetajans, 24 Aralık 2009

Batman'dan kara haber

Genelkurmay Batman'ın Sason ilçesinde bir operasyon yapıyor. Ne yazık ki bölgeden kötü haber geldi



BATMAN'ın Sason ilçesi kırsalında gerçekleştirilen operasyonda, 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 uzman çavuş ile yaralandı. Yaralı asker, Diyarbakır Asker Hastanesinde tedavi altına alındı. Bölgede operasyon devam ediyor.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Batman'ın Sason bölgesinde gerçekleştirilen operasyonda bugün sabah saatlerinde 1 uzman Jandarma Çavuş şehit oldu, 1 uzman Jandarma Çavuş ise yaralandı. Yaralı uzman çavuş, Diyarbakır Asker Hastanesinde tedavi altına alınırken, bölgede operasyonun devam ettiği belirtildi.

internethaber

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi Derecik kırsalında arazi araması sırasında mayın patlamış,iki günde iki şehit vermiştin Türkiye...

Hakkari'de askere hain pusu

Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde operasyona giden askerlerin üzerine ateş açıldı. Kara haber geldi.

Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde öğlen saatlerinde operasyona giden askerlere bir grup PKK'lı terörist tarafından ateş açıldı.

Açılan ateş sonrası ilk belirlemelere göre 1 onbaşı şehit oldu 1 asker yaralandı. Yaralı asker Hakkari Askeri Hastanesi'ne kaldırıldı.

Hakkari'de hain pusu: 3 şehit

Hakkari'nin Çukurcu ilçesinde mayın patlaması sonucu 3 asker şehit oldu.

Hakkari Çukurca'da arazi araması sırasında mayın patladı, 3 uzman çavuş şehit oldu. 2 asker yaralandı.

Olay, Çukurca'nın Hantepe bölgesinde dün gece meydana geldi. Bir grup asker bölgede arazi araması yaparken, PKK'lı teröristlerin döşediği mayın infilak etti.

Jandarma Komutanlığı ekiplerinin Çukurca ilçesi Hantepe bölgesinde sürdürdüğü arazi arama faaliyeti sırasında mayın patlaması sonucu uzman çavuşlar Mehmet Kaya Çelik (Elazığ), Nuri Aydın (Kayseri) ile Fatih Aydoğdu'nun (Kırıkkale) şehit olduğu bildirildi.

Patlamada uzman çavuşlar Salih Önsal ile Arif Kılıç'ın hafif yaralandığı belirtildi.

Yaralı askerlerin Hakkari Askeri Hastanesinde tedavi altına alındığı, şehit askerlerin cenazelerinin törenin ardından memleketlerine gönderileceği kaydedildi.

Olayın hemen ardından bölgeye takviye birlikler sevkedilerek operasyon başlatıldı.


Gerçek Gündem, 30 Mart 2010

Hakkari'den acı haber: 1 şehit

Şemdinli'de mayın patlaması sonucu 1 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı.

Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi dağlık arazi kesiminde mayın patlaması sonucunda bir asker şehit oldu, bir asker ise yaralandı.

Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden verilen bilgiye göre Hakkari’nin Şemdinli ilçesi dağlık arazi kesiminde güvenlik güçlerince bugün gerçekleştirilen faaliyet sırasında, bölücü terör örgütü mensuplarınca döşenen el yapımı mayının patlaması sonucu bir asker şehit oldu, bir asker ise yaralandı. Yaralı personel Hakkâri Asker Hastanesinde tedavi altına alındı.

Bu arada Kahramanmaraş ili Nurhak ilçesi dağlık arazi kesiminde, güvenlik güçlerince yürütülen faaliyet sırasında, bir grup bölücü terör örgütü üyesiyle dün sağlanan temas sonucu çıkan çatışmada; biri sağ, iki terörist silah ve donanımlarıyla birlikte etkisiz hale getirildi.


Gerçek Gündem, 21 Nisan 2010

Giresun'da çatışma

Giresun'daki mayınlı saldırının ardından operasyon başlatan güvenlik güçleri ile teröristler arasında çatışma çıktı


TERÖRİSTLERLE SICAK TEMAS

Giresun'un Dereli İlçesi'nde Astsubay Kıdemli Başçavuş Ahmet Eryılmaz'ın şehit olduğu, 2 erin de yaralandığı olayın ardından başlatılan operasyonlarda akşam saatlerinde teröristlerle sıcak çatışma sağlandı.

Edinilen bilgilere göre, yoğun operasyon yürüten güvenlik kuvvetleri, olayın meydana geldiği Tamdere Köyü'nün yaklaşık 10 kilometre yakınındaki Pınarlar bölgesinde teröristlerle çatışmaya girdi. Çatışmanın halen sürdüğü, özel tim ekiplerinin de bölgeye hareket ettiği öğrenildi.

VATAN

Şemdinli'den acı haber geldi

Hakkari'den acı haber geldi. Şemdinli kırsalında güvenlik güçleri ile teröristler arasında sıcak çatışma yaşandı.



Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde, terör örgütü PKK üyelerince açılan ateşte 2 asker şehit oldu, 2 asker de yaralandı.

PKK'LILAR ARAZİDE BULUNAN ASKERE ATEŞ AÇTI

Alınan bilgiye göre, Şemdinli'nin dağlık arazi kesiminde terör örgütü PKK üyelerince, bölgede arazi tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçlerine ateş açıldı.

YARALILARDAN BİRİ HASTANEDE ŞEHİT OLDU

İlk ateşte, kimliği henüz belirlenemeyen 1 asker şehit oldu. Yaralanan 3 asker de helikopterle Asker Hastanesine kaldırıldı. Yaralılardan 1 uzman çavuş, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Yaralı 2 askerin tedavisinin devam ettiği, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığı bildirildi.

ŞEHİTLERİMİZİN KİMLİKLERİ BELLİ OLDU

Şehit olan askerlerin kimliği belli oldu. Samsunlu er Selman Özay'ın (22) 5,5 aylık asker olduğu öğrenildi. Diğer asker ise Amasyalı 33 yaşındaki uzman çavuş Erkan Ayaz...


internethaber

Hakkari'de mayınlı saldırı




HAKKARİ'nin Çukurca İlçesi'nde PKK'lı teröristlerin araziye döşediği mayının patlaması sonucu 1 er şehit oldu.

Olay bugün saat 17.00 sıralarında Çukurca'nın Irak sınırındaki Kavuşak Mevkii'nde meydana geldi. Askerler arazide arama tarama yaparken, PKK'lı teröristlerin önceden döşediği mayın infilak etti. İlk belirlemelere göre patlamada 1 er şehit düştü.

Hakkari Valisi Muammer Türker olayın akşam saatlerinde meydana geldiğini, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığını söyledi.


VATAN

Tunceli'de jandarma karakoluna saldırı:4 şehit

Tunceli'nin Nazimiye ilçesi Sarıyayla Jandarma Karakolu'na bölücü terör örgütü elemanları tarafından düzenlenen saldırıda aralarında karakol komutanının da bulunduğu 4 asker şehit oldu, 7 asker de yaralandı.

TUNCELİ - Sarıyayla Jandarma Karakolu'na teröristlerin uzun namlulu silahlarla yaptığı saldırıda şehit olan 4 asker arasında karakol komutanı da bulunuyor.

GECEYARISI SALDIRISI

Nazimiye İlçesi'nin Bingöl'ün Yayladere sınırı yakınlarında bulunan Sarıyayla Jandarma Karakolu'na dün akşam saat 23.00 sıralarında kalabalık bir PKK'lı terörist grup tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Güvenlik güçlerinin de PKK'lı gruba anında karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı.

SALDIRIDAN SONRA KAÇTILAR

Şiddetli çatışmalar sabah saatlerine kadar sürerken, takviye kuvvetlerin bölgeye ulaşmasının ardından teröristler ormanlık alana kaçtı. Çatışmalarda ilk belirlemelere göre 4 asker şehit olurken, 2'si ağır 7 asker de yaralandı. Yaralı askerler, Tunceli Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Çatışmada çok sayıda teröristin de öldürüldüğü belirtildi.

AĞIR YARALI ASKER ELAZIĞ'A SEVK EDİLDİ

Sarıyayla Jandarma Karakolu'na teröristlerin uzun namlulu silahlarla yaptığı saldırıda yaralanan ve Tunceli Devlet Hastanesine kaldırılan askerlerden birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Ağır yaralı asker, helikopterle Elazığ Askeri Hastanesine sevk edildi.

KARAKOL KOMUTANI'NIN KİLİS'TEKİ BABAEVİNE ATEŞ DÜŞTÜ

Kilis Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Kadan, şehit jandarma başçavuş Hasan Özüberk'in Nedim Ökmen Mahallesi Çiçekli Sokak'ta bulunan baba evine gelerek psikolog ve sağlık ekipleri nezaretinde aileye oğullarının şehit olduğu bilgisini verdi. Haberi aldıktan sonra fenalaşan anne Sultan ve baba İsmail Özüberk'e sağlık ekipleri müdahale etti. Ailenin ve yakınlarının ağıtlarının yükseldiği şehit evine Türk bayrağı asıldı. Üzüntüden konuşamayan baba İsmail Özüberk gazetecilere, ''Başımız sağolsun'' diyebildi.

Şehit jandarma başçavuş Hasan Özüberk'in 18 yıllık asker olduğu, eşi Çiçek, oğlu Metehan (16) ve kızı Nehir'in (6) İzmit'te yaşadıkları belirtilirken, İzmit'te görevliyken 1 yıllık görev için Tunceli'nin Nazimiye ilçesi Sarıyayla Jandarma Karakolu'na atandığı bildirildi. Şehit Jandarma Başçavuş Hasan Özüberk'in İzmit'teki ailesinin bugün uçakla Kilis'e getirileceği kaydedildi.

UZMAN ÇAVUŞ KEMAL KOÇYİĞİT'İN BABASI: ''VATAN SAĞOLSUN''

Tunceli'nin Nazimiye ilçesi Sarıyayla Jandarma Karakolu'na teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan Uzman Çavuş Kemal Koçyiğit'in (28) Kayseri'deki baba evinde büyük üzüntü yaşanıyor.

Acı haberi alan yakınları, şehit uzman çavuş Koçyiğit'in babası Mustafa Koçyiğit'in evine gelerek taziye ziyaretinde bulundu. Şehidin annesi Nazmiye ve eşi Lale Koçyiğit, sinir krizi geçirdi. Ailenin fenalık geçiren bazı yakınlarına acil servis ekipleri müdahale etti. Askeri yetkililer, şehit evine Türk Bayrağı astı. Askerler, evin önünde taziye çadırı kurmak için çalışmalara başladı. Ayrıca, çevredeki birçok eve de vatandaşların Türk Bayrağı astığı görüldü.

''VATAN SAĞOLSUN''

Acılı baba Mustafa Koçyiğit, oğlunun şehit haberini sabah aldığını belirtti. Oğlunun haziran ayında mecburi hizmetini tamamlayarak tayin olacağını ifade eden Koçyiğit, ''Haberi sabah aldık. Vatan sağolsun. En son Kurban Bayramı'nda görüşmüş, geçen haftalarda da konuşmuştuk. Az bir süresi kalmıştı, tayini çıkacaktı. Yattığı yer cennet olsun'' diye konuştu. Geçen yıl Lale Koçyiğit ile evlendiği belirtilen şehit Uzman Çavuş Kemal Koçyiğit'in yaklaşık 5 yıldır görev yaptığı öğrenildi.


Gazeteport, 1 Mayıs 2010

Terör Taviz Vererek Önlenemez

"Terörün belini kırmadan yapılan açılım şiddetin gölgesinde kalmaya devam eder."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın terörü, taviz vererek önleyemeyeceğini artık idrak etmesi, kimliklerin tahriki, milletimizin birbirine düşürülmesi ile barışın da huzurun da gelmeyeceğini anlaması gerektiğini belirtti.

Tunceli Sarıkaya Jandarma Karakolu'na yapılan terör saldırısıyla ilgili başsağlığı mesajı yayınlayan Bahçeli, hükümetin gaflet politikalarının bölücü terörü yeniden azdırdığını ve vatan evlatlarının kaybı ve yaralanmasıyla sonuçlanan olaylarda artışların kaydedilmeye başladığını ifade etti. Nisan ayının 15'inden itibaren meydana gelen olaylarda 1 subay, 2 astsubay, 3 er, 2 polis memurunun şehit olduğunu, 4 uzman çavuş ve 7 erin yaralandığını kaydeden Bahçeli, dün gece itibariyle Tunceli ili Sarıkaya Jandarma Karakoluna yönelik terör saldırısında 1 astsubay, 1 uzman çavuş ve 2 erin şehit olması ve 1'i astsubay, 6'sı er toplam 7 askerin yaralanmasıyla sonuçlanan elim olayın aziz milletimizi derin bir üzüntüye sevk ettiğini belirtti.

Özellikle son haftalar içerisinde güvenlik güçlerine yönelik saldırılarda, evlatların acı kayıplarında artış yaşandığını ve tercih edilen yanlış politikaların devamı halinde terörün son bulması da mümkün görünmediğini ifade eden Bahçeli, "Yıllardır küresel gücün dayatmalarına boyun eğerek sürdürülen terörle mücadele siyasetinin sahibi AKP zihniyetinin geldiği nokta ile sözde açılım adını verdiği bölücülüğe teslim olma anlayışı artık mutlaka sorgulanmalıdır. Senelerden beri sınırları içinde PKK inlerini barındıran Kuzey Irak yerel yönetimin başı olan Peşmerge Reisi'nin Hükümet tarafından Ankara'ya davet edildiği bir dönemde yaşanan saldırılar, gidişattan ders çıkaramayanlar için ibret verici olmalıdır. Kanlı bölücü terörün, teröristle ve uzantılarıyla pazarlık yapılarak son bulamayacağı, mücadelenin başka ülkelerin insaf ve iznine tabi olamayacağı, terör inlerini himaye eden Irak'lı aşiret reisleriyle kucaklaşarak bitemeyeceği, teröristlerin sınırlarda hükümet tarafından törenlerle karşılanarak ortadan kaldırılamayacağı yaşadığımız gerçeklerle ortaya çıkmıştır" dedi.

Gelişmeler, açılım denen yıkım arayışları ile İmralı üzerinden PKK ile müzakere yapmaya çalışan hükümetin attığı bütün yanlış adımları mutlaka gözden geçirmesini zorunlu hale getirdiğini vurgulayan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan terörü, taviz vererek önleyemeyeceğini artık idrak etmeli, kimliklerin tahriki, milletimizin birbirine düşürülmesi ile barışın da huzurun da gelmeyeceğini anlamalıdır. AKP, 2002 yılında Türkiye ölçeğinde sıfır denecek düzeyde teslim aldığı terörle mücadele seviyesini, geride kalan dönemlerde heba etmiş; tercih ettiği teröriste sevimli görünme, bölücülükle uzlaşma arayışları ile gelinen süreçte bugün tahammül edilmez seviyelere yükselten ilkesiz ve teslimiyetçi siyaseti iflas etmiştir.

Şehitlerimizin cenaze törenlerinden kaçarak, milletimizin acısıyla yüzleşmekten korkarak, evlatlarına sahip çıkanları suçlayarak ve kışkırtarak alınacak yol ve saklanılacak bahane kalmamıştır. Sınırdan girenlerin hükümet törenleriyle karşılanıp serbest kaldığı; pişman değilim diyenin bile muteber hale gelip el üstünde tutulduğu; Irak'taki yuvalarında elinde silah tutana ise kimsenin ses çıkartamadığı bu rezaletlerin devamı ile bölücülüğün de bölücü terörün de son bulması mümkün değildir" dedi.

"Her terör eylemi, her şehit haberi, terörle mücadeleyi yabancılara havale etmiş olan ve giderek sıkışan hükümeti daha fazla taviz vermeye itecek kanlı eylemlerle desteklenen pazarlık süreci ülkemizin ağır tahribatı ile sonuçlanacaktır" diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Kanlı terör örgütünün belini kırmadan, ortadan kaldırmadan ve bölücülüğü durdurmadan yapılacak her sözde açılım veya girişim, şiddetin gölgesinde kalmaya ve terör ile yapılan pazarlığın parçası olmaya devam edecektir. Her şeye rağmen, hükümetin terörle mücadeleyi giderek zorlaştırdığı, PKK'nın bütün taleplerinin birer birer yasal zeminlere oturtulmak istendiği, ağır kışkırtmalara maruz kalan kardeşliğimizin derinden sarsıldığı bu tehlikeli şartlar altında, güvenlik güçlerimizin mücadele azmini yüksek tutmak hepimizin en başta gelen görev ve sorumluluğudur. Bu hunhar saldırıyı lanetliyor, şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar aziz milletimize ve Türk Silahlı Kuvvetlerine sabır ve başsağlığı diliyorum."


internetajans




Teröristlerin Gözü Dönmüş

Bir dönem terörü sıfırlayan Türkiye'de ortaya çıkan bu tablo ciddiyetle ele alınıp değerlendirilmelidir.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçmişte olduğu gibi bugün de terör örgütünün saldırılarının etkisiz kılınacağını ve sonuçta Türkiye'nin bütünlüğü, milletin birliğinin kazanacağını belirtti.
Tunceli ve Çukurca'daki terörist saldırılarda 5 askerin şehit olması, 7 askerin yaralanması nedeniyle başsağlığı mesajı yayımlayan Baykal, son bir ay içinde mayın tuzaklarıyla, devriye görevi yapan güvenlik güçlerine saldırılarıyla kan dökmeye devam eden terör örgütünün, Tunceli'nin Nazimiye ilçesinde jandarma karakoluna saldırarak, döktüğü kanlara yenisini eklediğini ifade etti.

Baykal, şunları kaydetti:

''Tunceli'nin Nazimiye ilçesi Sarıyayla Jandarma Karakolu'na düzenlenen saldırıda 4 askerimizin şehit olması ve 7 askerimizin yaralanması, Hakkari Çukurca'da 1 askerimizin şehit olması; 30 Mart'tan 30 Nisan'a kadar asker ve güvenlik görevlisi 17 şehit verilmesi ve 17 güvenlik görevlisinin de yaralanması terör örgütünün azgınca saldırıya geçtiğini göstermektedir. Karakola saldıracak kadar gözü dönmüş terör örgütünü şiddetle kınıyorum.

Bir dönem terörü sıfırlayan Türkiye'de ortaya çıkan bu tablo ciddiyetle ele alınıp değerlendirilmelidir. Elbette geçmişte olduğu gibi bugün de terör örgütünün saldırıları etkisiz kılınacak ve sonuçta ülkemizin bütünlüğü milletimizin birliği kazanacaktır."


internetajans