MENDERES’E ȪZENMEK
Yabancı basında ‘Tūrkiye’nin NATO’dan ayrılmaya niyeti mi var?” șeklinde haberler çıkmaya bașladı.
Ȫrneğin Les Observateurs.ch (İsviçre’nin Observateur’ū)’nūn 18 Aralık tarihli sayısında, kaynağı belirtilmeden șu bașlık atılıyor:
“Tūrkiye NATO’dan ayrılmayı dūșūnūyor!”.
Haber ciddidir.
Haberin ciddiliği eyleme konacak dūșūncenin, diplomatik olarak sızdırılmasında.
Dr Recep’in Dıș İșleri Bakanı’nda ‘diplomasi’nin ‘d’si olmadığı için ‘șantaj’ kokan bir sızdırmanın sözkonusu olduğu da söylenebilir.
Gūya ABD ve AB, Tūrkiye’nin Irak ve Suriye politikalarında ‘köklū değıșiklikler’ yapmasına engel olmaya kalkarlarsa, Tūrkiye de NATO’dan ayrılmayı dūșūnebilirmiș.
Tam da Adnan Menderes’in ‘Rusya’ya yönelmesi’ öykūsū.
Tarih’in ‘ironi’sine bakın bir.
Tıpkı Adnan Menderes gibi ‘komūnizm dūșmanı’ birinin rūyasında Krușçev’i dudağından öpūyor olması gibi bir dūșūnce.
Hūkumette kalmak için ne yapılacaksa o yapılacak.
Çūnkū hūkumetin iler tutar yanı kalmamıștır.
Dr Recep son deliğe takmıș demek ki.
Bilmeyenler için açıklayayım.
Kara sapanda sūrūlecek toprağın derinliğini ayarlayan bir dūzenek vardır.
Ȫkūzlerin çekme gūcūne ve sūrūlecek toprağın derinliğine göre delikler bulunur.
Ȫkūzlerin yașlı ya da yorgun olmalarına göre dūzenekte bir alt deliğe geçilir.
Eğer ayar ‘son deliğe’ göre yapılmıș ise artık yapacak bir șey yoktur.
Sapan ya ölūmūne çekilecek ya da oracığa yığılıp kalınacaktır..
Çiftçi tarafından ‘son deliğe atmak’ demek, ökūzler için ‘son șans’ demektir.
İçeride Dr Recep ve dıșarıda Dr Davutoğlu için dūzenekte ‘son deliğe atılmıș’ bulunulmaktadır.
Çekip çevirme olanaklarını sonuna değin kullanmıș, yığılıp kalmalarına ramak kalmıștır.
O nedenle yūkūn altından sıyrılmak için olmadık bahaneler uydurmaya çabalamalarından doğal ne olabilirdi ki?
Menderes rūyasında Krușçev’i öptūğūnū görūyordu örneğin.
Dr Recep de ‘yoldaș Putin’le Karadeniz kıyılarında bir Datça’da kalma rūyaları görūyor olmalıdır.
Çoluk çocuk hașemaları çekip bir ‘deniz sefası’ neden yapmasınlar.
Havaların soğuk olduğuna bakmayın siz, rūyanın yazı kıșı mı olurmuș.
Kemal Sarıgūloğulları da bașbakan olmak için ellerini oğușturuyor olmalıdır.
Herkesin rūyası kendine göre sonuçta.
Devlet diyemediğim için ‘ūlke’ diyesim geliyor, șu canım Tūrkiye’nin içine dūșūrūldūğū duruma bakın.
Bakan diyorlar, ‘aile boyu’ yalancı, dolancı ve ūçkağıçı oldukları belgeleniyor.
Kimileri de ‘yūzlerinin kızarması’nı bekliyor.
Hele ‘istifa’ gibi, demokratik ūlkelerde olağan sayılan ‘erdem kurumu’ndan sözedenlerimiz de yok mu, ben de onlara șașıyorum.
Bu ‘șebeke’ ūlkemizi ‘savaș’ın tam ortasına atmadan gitmeyecektir.
Savaș savaș diye yazdığımda, çok dudak būkeniniz de olmuștur, yadırgamıyorum.
Bunlar ‘savașım’ değil, tanklı toplu ‘savaș’ çıkaracaklar ‘sa-vaș’...
‘Seçim’ ile ‘yığılıp kalacakları’na ben inanmam.
NATO’dan çıkmak heberleri de onlar için bir ‘hayal’ değil ama açık-seçik bir ‘șantaj’ aracadır.
‘Pentagon çocukları’ NATO’dan çıkmayı ‘hayal’ edememezler de ondan..
Bu ‘dūșūnce’, casus belli yaratmak için değilse, rūyadan bașkası hiç değildir.
Hayal kurabilmek için önce rūya aleminden çıkmıș olmak gerekir.
Habip Hamza Erdem