Erdoğan tarımda uygulanan DGD'yi de (Doğrudan Gelir Desteği) kaldırıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tarımda uygulanan Doğrudan Gelir Desteğinin (DGD) bu yıldan itibaren kaldırılacağını açıkladı. 2007den kalan ödemelerin yapılacağını ifade eden Erdoğan, 2008 için ise araziye değil ürüne destek verileceğini ifade etti.
Merkez Bankasının Ziraat, Halk ve Vakıf Bankaları ile birlikte İstanbula taşınacağını vurgulayan Erdoğan, Bu konuda kararımızı verdik. Kimseye danışmaya da ihtiyacımız yok. Merkez Bankası karar alırken özerk, Ankara mı İstanbul mu olacağı konusunda karar hükümetindir dedi.
Erdoğan, 2008 yılı içinde, işveren üzerindeki SSK yükünü 5 puan azaltacaklarını da bildirdi.
Erdoğan, 60. Hükümet Programı Eylem Planını açıkladığı basın toplantısında, tarımsal desteklerin artırılarak yaygınlaştırılacağını söyledi. Doğrudan Gelir Desteğinin ise kaldırılacağını açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:
DGDyi kaldırıyoruz. Bundan sonra ürüne destek vereceğiz, araziye değil. Bakıyorsunuz bir parça arazisi var. Bu arazinin metrekaresine destek veriyoruz. Bunu haklı bir adım olarak görmüyoruz. Diyoruz ki ürüne destek. Ne kadar ürün o kadar destek. 2007ye ait bütün borçlarımızı hemen süratle ödeyeceğiz ve 2008den itibaren şu anda açıkladığım bu uygulamayı da getireceğiz.
Ekonominin koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Tarım Bakanı Mehdi Ekerin bu konuda çalışmaları yaptığını belirten Erdoğan, uygulamanın hemen başlayacağını ifade etti. 2007 DGD ödemelerini süratle gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, bu ödemeler 1 yıl geriden gelmesine rağmen ödemenin öne çekilebileceğini belirterek, Sürpriz yapabiliriz dedi.
-IMF İLE ANLAŞMA SÜRECİ KIYAMET DEĞİL Kİ-
Göreve geldiklerinde 23,5 milyar dolar olan IMFye borcun 7,2 milyar dolara indiğini kaydeden Erdoğan, IMFnin özellikle akreditasyon kuruluşu olarak önemini vurgulayarak, Türkiye şu anda bu münasebetlerde kendi siyasi geleceğine herhangi bir tesiri olacak asla bir pazarlığı yapmamıştır, yapmaz ve bu konuda ayakların üzerinde duran bir siyasi iktidar iş başındadır dedi.
IMF ile Mayıs ayında sona erecek stand-by anlaşmasının ardından ne yapılacağına ilişkin soruya karşılık Erdoğan, Daha Ocak ayındayız. Mayısa dört ay var. Dört ay içinde gelişmeleri değerlendirip kararımızı vereceğiz. Dört ayı bir görelim adımımızı da ona göre atalım dedi. Eylem planı çerçevesinde bu konuya açıklık getirilmemesinin ekonomideki öngörülebilirliğe etkisinin sorulmasına üzerine Erdoğan, Stand-byı imzalamak kıyamet değildir ki.
Yapılan ülkelerde ekonomi, yatırımlar durur diye bir şey yok ki. Siz oraya neleri kayıt düşeceksiniz, aslolan budur. Bu konuda da şu anda yapacak mıyız yapmayacak mıyız onun da kararını henüz vermiş değiliz dedi. Erdoğan, şimdiye kadar ekonomide IMF ve AB çıpasının bulunduğunun anımsatılması üzerine ise, Şimdiki çıpa Türkiye çıpasıdır diye konuştu.
-MERKEZ TAŞINACAK, KİMSEYE DANIŞMAYA İHTİYACIM YOK-
Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbankın İstanbula taşınacağını belirten Erdoğan, Hepsi de taşınacak. Bu konuda kararımızı verdik. Bu konuda her türlü karar verilmiştir, yerleri bile belirlenmiştir. Bunu kimseye danışmaya ihtiyaç yok. Kanunsa kanun, yaparız kanunu. Niye, çünkü İstanbul bu ülkede ekonominin merkezi. Biz istiyoruz ki ekonominin merkezinde, bütün ekonomik merkezler orda toparlansın, çok daha seri üretim yapalım, çok daha seri neticeler alalım. Bunlar ülkenin ekonomik geleceğine ve gelişmesine bağlı adımlardır değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, bağımsız Merkez Bankasının İstanbula taşınmak istemediğinin anımsatılması üzerine, Merkez Bankası alacağı kararlarda özerktir. Ama Ankarada mı durur, İstanbulda mı durur; buna yönelik olarak bizler kanunla hükümet olarak bunun kararını veririz, verebiliriz. Ve şu anda ülkenin menfaati İstanbuldadır dedi. Özel bankalarının bulunduğu İstanbula, kamu bankalarının da taşınmasının ardından Merkez Bankasının da gitmesinin işlevini rahatlatacağını öne süren Başbakan, Hizmeti ayağa götürme anlayışı ile Merkez Bankasının gücü çok daha farklı bir konuma gelecektir. Biz hükümet olarak aramızda görüştük. Kanunsa kanun. Bu ülkede Merkez Bankasının özerk olmasının kararını veren neresidir, parlamentodur. Şu anda da bizler yine yasama olarak bunun adımını atarız. Derdimiz ne; ekonomimizin daha güçlü olması. Bundan daha güzel gerekçe olur mu? diye konuştu.
-PRİM YÜKÜNDE 5 PUAN İNDİRİM 2008DE-
SKK primlerinde işveren yükünün 5 puan indirilmesini 2008 yılı içinde gerçekleştireceklerini açıklayan Erdoğan, toplantıda bulunan Sanayi Bakanı Zafer Çağlayanı işaret ederek, Biz Bakanımızı mahcup edemeyiz. Söylendiyse yapılacak. Verilmiş olan hükümetin sözü, gereği neyse yapılacaktır dedi.
Vergi indirimi olup olmayacağına ilişkin soru üzerine toplantıda bulunan Maliye Bakanı Kemal Unakıtana böyle bir niyetleri olup olmadığını soran ve olumsuz yanıt alan Erdoğan, Kimseyi havaya sokmayalım, diyor. Ama şartlar izin verdiğinde zaten bütün Gelir Vergisi mükelleflerinin yanındayız. Ama vergilerde de ısrarlıyız. O vergilerle biz zaten sosyal restorasyonu yapıyoruz. Vergi gelmezse neyle yapacağız. Bizim petrolümüz yok. Bizim tek petrol kuyumuz var; vergi dedi.
-NÜKLEER SANTRAL İHALESİ MAYISTA SONUÇLANIR-
Nükleer santral inşaatının ne zaman başlayacağına ilişkin soru üzerine ihalenin ne zaman olacağını toplantıda bulunan Enerji Bakanı Hilmi Gülere soran Erdoğan, 21 Şubatta davetin yapılacağı yanıtını aldı. Israrla ihalenin ne zaman yapılacağını soran Erdoğana yanıt veren Güler, davetlerle birlikte tekliflerin alınacağını, üç ay içinde de sonuçlandırılacağını söyledi. Erdoğan, bunun üzerine ihalenin en geç Mayısta sonuçlandırılacağını kaydetti.
İhale aşamasında bir yıl önce durdurulan dağıtım özelleştirmelerinin bu yıl başlayacağını ifade eden Erdoğan, özelleştirmenin birkaç bölge ile sınırlı olacağını, tüm bölgelerde özelleştirmeyi bu yıl yapmanın sıkıntı yaratacağını bildirdi.
-ZAMMI ELEŞTİRENLER BEKAR KALACAK-
Elektrik zammına ilişkin eleştirilere yanıt veren Erdoğan, petrolün varil fiyatı 22 dolardan 100 dolara çıktığı halde beş yıldır zam yapmadıklarına işaret ederek, şunları söyledi:
Soruyorum, bu milletin evlatları olarak Allah aşkına 78 dolar bunun üzerine koymuş bir ülkede biz bu parayı nereden ödeyeceğiz? Maaşlarımıza zam yapalım eyvallah. Bu devlet kimin devleti? Eğer bunu paylaşırsak bu yükün altından kalkarız, paylaşamazsak kalkmak mümkün değil. Bizi yargılayanlar acaba bu ülkede iktidar oldukları zaman bunlar elektriğe doğalgaza zam yapmadılar mı? Allah aşkına şu bizden önceki dönemde, akşam yatıyorduk zam, sabah kalkıyorduk zam. Ama şimdi biz zam kavramını unutturduk. Dışa bağımlı olduğumuz ürünlerde zam yapılması gerekiyorsa yaparız, ülkemizin geleceği için. Bu ülkede bunu kalkıp 40-50 milyona dağıtmak başka bir şeydir, devletin kasasına yıkmak ayrı bir şeydir. Gerçekçi olacağız. Biz dertliyiz. Ama bunu söyleyenler dertli değil. Bunlar hala evlenmediler, bekarlar. Evlendikleri zaman durumlarını görürüz. Ama bu millet de bunları galiba evlendirmeyecek.
Türkiyenin, Hindistan ve Çin ile birlikte doğrudan yatırımda ilk üçte bulunduğunu kaydeden Erdoğan, yabancı yatırım konusundaki eleştirilere değinerek, Eğer adı Ahmet, Mehmet değilse Türkiyede yatırım yapamaz. George, Hans olursa yapamaz. Böyle bir anlayış yok dedi.
-ERDOĞAN 2007 ENFLASYON HEDEFİNİ 5E ÇIKARDI-
Enflasyon konusunda başarısız olduklarını kabul eden Erdoğan, konuyu anlatırken, 2007 yılı hedefi olan yüzde 4ü yüzde 5 olarak hesapladı. Yüzde 5 üzerine 2 puan belirsizlik aralığı koyan Erdoğan, yüzde 8,4 yıllık enflasyonu gözeterek, enflasyondaki sapmanın 1,3 puan olduğunu söyledi. Göreve geldiklerinde yüzde 30 enflasyon olduğunu vurgulayan Erdoğan, 2008 hedefine ulaşmak konusunda ise kararlı olduklarının altını çizdi.
Türkiyenin milli gelir konusundaki gelişmesine işaret eden Erdoğan, 2007 yılı milli gelirinin 488-489 milyar dolar olmasını beklediklerini bildirdi. Erdoğan, 79 yılda 81 milyar dolar olan milli gelirin, AKP döneminde 308 milyar dolar artış gösterdiğini vurguladı.
-BORÇ BİZİM İÇİN ÇEREZ-
Kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 78,3ten yüzde 40ın altına indiğini belirten Erdoğan, Borç yiğidin kamçısıdır, zafiyet içerisinde olanın değil. Şimdi artık ortada bir yiğit var. Bizim için bu borç artık leblebi-çekirdek; çerez dedi.