MESELA DEDİK…
Dr. Noyan UMRUK
15.02.2016

Demokrasiyi kurumsallaştırmış gerçekten “ileri demokrasi” ülkelerinde ulusun geleceğini belirleyecek kritik dönemeçlerde kurumların üst düzey atanmışlarının, seçilmiş üst düzey siyasilere ciddi uyarılarda bulunması doğal bir tavır, hatta gelenektir.
Biz de ise yakın tarihimizin etkisi ile olacak herhalde, derhal darbe goygoyculuğu başlatılır ve üst düzey atanmışlara farklı düşüncede olduklarını vurgulamak için tek yol kalır: İstifa…
Nitekim yakın tarihimizde farklı nedenlerle de olsa örnekleri vardır: Inci Irak Krizinde TSK’nın bu ülkeye girmesine karşı Sn.Org. Torumtay; Ergenekon ve Balyoz davalarında silah arkadaşlarının ağır mağduriyete uğraması karşısında eli kolu bağlı kalmasını içine sindiremeyen için Sn. Org. Koşaner..
Dün arşivlerimi karıştırırken gözüme ilginç bir ilan çarptı…
Bölgede nükleer silaha sahip olan tek güç olmak isteyen İsrail, İran’ın bir süredir başlattığı nükleer araştırmalarından çok rahatsız… İsrail'in İran’a karşı tek husumeti buradan gelmiyor. İsrail, İran tarafından beslenen Hizbullah’ın gücünü azaltmak istiyor. Savaşa cesaret edememesinin altında Hizbullah korkusunun yattığı biliniyor. İsrail, İran’a hava saldırısında bulunduğu an, kendi topraklarını ve halkını nasıl koruyacağını da hesap etmek ve de ABD’nin kesin desteğini arkasına almak zorunda…
Durum bu iken, 2012 yılında ABD’li generaller Washington Post Gazetesi'nde yayımlanan tam sayfa bir ilan vermiş. Generaller Başkan Barack Obama’yı İran’a karşı girişilecek savaşa karşı uyarmışlar. Demişler ki:

“Sayın Başkan,
ABD ordusu dünyadaki en heybetli askeri güçtür. Fakat her meydan okumanın askeri bir çözümü yoktur. Biz ya da müttefiklerimize saldırı olmadıkça, savaş son seçenek olmalıdır. Cesur askerlerimiz sizden onları zorlukla dolu yola göndermeden önce tüm diplomatik ve barışçıl seçenekleri tüketmenizi bekliyor. Nükleer silahlı bir İran’ı önlemek haklı olarak sizin önceliğiniz ve kırmızı çizginiz. Neyse ki, diplomasi henüz tükenmedi ve barışçıl çözüm hala mümkün. Şu anda askeri bir harekat sadece gereksiz değil aynı zamanda hem ABD hem de İsrail için tehlikeli. Sizi İran’la savaş seçeneği baskısına direnmeniz için uyarıyoruz”

ABD’li generaller savaş istemiyor. Barack Obama da savaş yanlısı bir başkan değil. Bu yüzden İsrail’e, İran’a yapacakları hava saldırısında onay vermek yerine “diplomatik yolları deneyin” diyor.

Tabii bir yandan da aba altından sopa göstererek “askeri mücadeleden kaçınmam” demeyi ihmal etmiyor.

Aslında 2011’in kasım ayından beri İsrail’in İran’a hava saldırısı düzenlemesi bekleniyor… Başbakan Benyamin Netenyahu bu saldırının iznini almak için Obama’nın kapısını defalarca çalıyor. Görüşmelerden sonra her ikisi de "sorunu diplomatik yollarla çözmek taraftarıyız" açıklaması yapıyor yapmasına ama, İsrail ABD işbirliğiyle geliştirdiği balistik füzeleri vurma kapasiteli bir savunma sistemi olan “Arrow 3”ü denemek için can atıyor.

İsrail bir yandan bu yeni savunma sistemini denemek için can atıyor, bir yandan da cesaret edemiyor. Bölgede nükleer silaha sahip olan tek güç olmak isteyen İsrail, İran’ın bir süredir başlattığı nükleer araştırmalarından çok rahatsız. İsrail, İran rejiminin nükleer silah sahibi olmasının tüm dünya için bir tehdit olduğunu ve bu yüzden İran’ı vurmaktan çekinmeyeceklerini açıkça dile getiriyor. Ama orada kalıyor…
Böylece içinde büyük olasılıkla ABD, AB, Rusya ve bölge ülkelerinin de yer alacağı bir dünya savaşının önüne diplomatik yoldan geçilmiş oluyor…
Ne dersiniz içeride ve dışarıda vardığımız şu aşamada, siyasi ikbal için inatla izlenen çok hatalı politikalarla tüm dünyayı karşımıza almışken ülkemizin, diplomatik maharete, meydan tellalları gibi her fırsatta çemkirenler yerine diplomasi ustalarına ne çok ihtiyacı var değil mi?
Bir soru daha; mevcut siyasi iktidarla bu mümkün mü?
Evet! Memleket kısa vadede hızlı gelişmelere gebe gibi…