Bahçeli: Sizinle yürüdüğümüz ve bundan sonrada yürüyeceğimiz bir yol yoktur.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasi parti kapatmaları konusunda AKPnin önünde iki yol olduğunu belirterek bunlardan birinin MHPnin önerisi olan partilerin cezalandırılması yerine, bireysel sorumluluk ve siyasi yaptırım odaklı yeni bir anayasal ve yasal çerçevenin hayata geçirilmesi, diğerinin de devletin temel ilkelerine, ülkesi ve bölünmez bütünlüğüne aykırı fiil ve eylemleri cezasız bırakmak olduğunu kaydetti.
Bahçeli, ortaya koyduğu iki yol konusunda Erdoğana Sayın Başbakan iyi düşününüz ve artık bir karar veriniz diye seslendi.
Bahçeli, MHPnin önerisini verin genel başkanınızı, alın partinizi şeklinde değerlendiren AKPlilere Biz Sayın Başbakan ve AKP ile sandık başında hesaplaşacağız, Genel Başkanınız sizin olsun. Biz kendisini alıp da ne yapacağız diye seslendi.
Devlet Bahçeli, son günlerdeki açıklamaları ile türban konusunda neden MHP hakkında kapatma davası açılmadığını ima eden Başbakan Erdoğana ise bu sözleriniz, bu çevrelere bir davetiye, bir suç duyurusu olarak mı anlaşılmalıdır? diye sordu.
Bahçeli, Erdoğanın davetinin konusu ve muhatabını açıklamasının siyasi ahlakın icabı olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, AKP hakkında açılan kapatma davası, yaşanan siyasi gerilim ve MHPnin siyasi parti kapatmaları konusundaki önerisini değerlendirdi.
Anayasa Mahkemesinin dün verdiği kararla, kapatma davasıyla ilgili sürecin başladığını ifade eden Bahçeli, Türkiyenin kapatma davasının siyasi sonuçlarının daha fazla hissedileceği ve AKPnin hükümet ve Meclis düzeyindeki bütün tasarruflarının tartışmaya açılacağı ve sorgulanacağı nazik bir döneme girdiğini söyledi. Türkiyenin geldiği noktayı talihsizlik olarak nitelendiren Bahçeli, Bütün temennimiz bugünkü krizin bir anayasa krizine ve rejim bunalımına dönüşmemesidir.
Ortak aklın ve iyi niyetin yerini, siyasi miyopluk ve çıkar hesabı almış, gemlenemeyen siyasi ihtirasların çatıştığı bir cepheleşme sürecine girilmiştir. Parlamenter demokratik rejimin geleceğini tehdit eden bu hayati sınav karşısında siyaset kurumu etkisiz ve hareketsiz kalmış, varlık sebebi olan demokrasiyi koruma refleksini gösterememiştir.
İçine girdiğimiz bu kriz sarmalının sağduyu rehberliğinde en az zararla aşılması noktasından giderek uzaklaşılmaktadır. Türkiye çok ağır tahribatı olacak siyasi bir depremin öncü sarsıntılarını yaşamaktadır diye konuştu.
-SAĞDUYU ÇAĞRILARINI ELEŞTİRDİ-
MHP lideri Bahçeli, Türkiyenin küçük siyasi hesaplara ve ihtiraslara kurban edilmeden yaşanan badireyi atlatması için herkese görev düştüğünü belirtirken TOBB ve TÜSİADın sağduyu çağrılarını da eleştirdi.
Bahçeli, Adı ve adresi konulmamış anonim sağduyu ve uzlaşma çağrılarıyla bir sonuç alınamayacağı bir gerçektir. Sağduyu, doğru ve yanlış ayırma yeteneği ve doğru yargı yapma gücü olarak tanımlanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, özellikle TÜSİAD ve TOBBun, AKP yönetiminde yıkım ve tahribat yılları olarak geçen son beş yılda, bu tanıma uygun olarak ne yaptıkları sorusunu kendilerine sormaları ahlaki bir yükümlülük olacaktır.
Ekonomik ve Sosyal Konsey üyesi olan kuruluşların, bu alanlarda yaşanan felaketler karşısında, sağduyuyu ne kadar hatırladıkları da aynı şekilde sorgulanması gereken bir husustur dedi.
Bu konuda adım atması ve inisiyatif alması gerekenin sadece ve sadece siyaset kurumu olduğunu yargının bu sürecin dışında olduğunu ifade eden Bahçeli, Krizden çıkış arayışlarının yegane adresi Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Mecliste sahip olduğu çoğunluk nedeniyle bu süreçte tek başına belirleyici konumda olan AKPdir. Bu bakımdan gerilimi azaltma yönünde somut adımlar atarak çözüm arayışları sürecini başlatmak ilk planda Sayın Başbakanın görevidir.
Aleyhine kapatma davası açılan ve kendisini meşruiyet içinde hukuki yollarla savunmak durumunda olan da AKPdir. Bu nedenle, Sayın Başbakan somut çıkış yolu olarak neyi öngördüğünü, muhalefetin desteğini hangi konuda aradığını, geliştirdiği hangi yöntemi tartışmamızı istediğini ve bundan neyi amaçladığını bütün yönleriyle açık ve dürüst olarak ortaya koymak zorundadır diye konuştu.
-ERDOĞANIN RUH HALİ SAĞLIKLI DEĞİL-
Başbakan Erdoğanın fevri hareket ettiğini ve kapatma davası açılmasının ardından sergilediği tavrın anlaşılabilir olmadığını söyleyen Bahçeli, Erdoğanın Bulgaristanda ben ne yanlış yaptım ki geri adım atayım dediğini hatırlatarak şunları söyledi:
Sayın Başbakanın eğer muktedir olsaydım kapatma davasını önlerdim sözleri de aynı psikolojinin bir yansıması olmuştur. Bu sözün anlamı, Sayın Başbakanın bilinç altında yargıya müdahale etme niyetini taşıdığı, ancak gücü olmadığından bunu yapamadığıdır. Bu söz bilinçli olarak söylendiyse, bu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının siyasi meşruiyetini kaybettiğinin ve eğer imkan bulursa Anayasa suçu işlemeye hazır olduğunun açık bir ikrarı olacaktır. Bu ruh hali sağlıklı bir durum değildir.
Bu psikolojik, kendisi ve partisi için çıkmaz bir sokağın adresidir. Önümüzdeki siyasi krizden en az hasarla çıkılabilmesi eğer hala mümkün olabilecekse,bunun için ilk önce bu ruh hali ve kafa yapısının süratle değişmesi elzemdir. Sayın Başbakanın şimdi sükunete, sağlıklı düşünmeye ve soğukkanlı bir vicdan muhasebesi yapmaya ihtiyacı bulunmaktadır.
-YARGI ORGANLARI ALENEN HEDEF HALİNE GETİRİLMEKTEDİR-
Bahçeli, AKPnin bu süreçte sergilediği tavrı kontrolsüz ve pusulasız bir tepki dalgası olarak nitelendirirken, yürütülen baskı kampanyasının da zaman zaman tehdit niteliğine dönüştüğünü, yargı organlarının alenen hedef haline getirildiğini kaydetti.
Bahçeli, AKPnin AB ve ABDnin desteğini alarak yargıya karşı mücadele etmesi gerektiği gibi hezeyanlar gazete sütunlarında hayasızca dile getirilebilmektedir. AKPnin kontrolü altındaki basın vasıtasıyla başlatılan bu kampanyada, basın üzerinden Yüce Mahkeme yargılanmak istenmektedir.
AKPli bakanların da ön planda rol aldığı yargıyı etkileme seferberliğinde Avrupa Birliği sopası da bir tehdit silahı olarak kullanılmakta ve kapatma davası sürdürülürse AB sürecinin askıya alınacağı şantajıyla yargıya gözdağı verilmektedir dedi.
Kapatma davasıyla ilgili ABden gelen açıklamaları da eleştiren Devlet Bahçeli, bu açıklamaları yakışıksız olarak değerlendirdi.
-PKKNIN MAŞASI-
Bahçeli yaşanan süreçle ilgili diğer partilerin yaklaşımlarını da değerlendirdiği konuşmasında DTPden PKKnın maşası olarak bahsetti. Bahçeli, terörü ve şiddeti meşru bir siyasi araç olarak gören ve etnik bölücülüğün siyasi merkezi olarak faaliyet gösteren PKK maşası siyasi partinin tutumu hakkında değerlendirme yapmak yersiz ve gereksiz. Bunların yegane amacı, hiçbir anayasal ve yasal engel ve müeyyide olmaksızın serbestçe melanet icra etmek imkanına kavuşmaktır.
AKP kapatma davasını düşürmek amacıyla kendisi için özel anayasal düzenleme yaparsa, bu parti de bundan yararlanacak ve terörün siyasi araç olarak kullanılması ve etnik bölücülük meşru siyasi faaliyet haline gelecektir. Bu yöndeki bir anayasa değişikliği için Mecliste AKP ile işbirliğine hazırdır diye konuştu.
-SİZİN GENEL BAŞKANINIZI NE YAPALIM-
MHP lideri grup konuşmasında, Partisi'nin siyasi parti kapatmaları konusunda ortaya koyduğu önerinin ardından AKPden gelen verin genel başkanınızı, alın partinizi değerlendirmelerine sert tepki gösterdi. Ömür boyu siyasi yasağının hiçbir zaman gündemlerinde olmadığını ifade eden Bahçeli şöyle konuştu:
Bize hakim olan düşünceleri tahrif ederek ve konuyu kişiselleştirerek Milliyetçi Hareketin bu samimi çabasına gölge düşürmeye çalışanlara şunları hatırlatmak isterim; Bizim dürüst ve ilkeli siyaset anlayışımızda, mağduriyetten siyasi kazanç sağlamaya yer yoktur. Biz Sayın Başbakan ve AKP ile sandık başında hesaplaşacağız. Sayın Genel Başkanınız sizin olsun, biz kendisini alıp da ne yapacağız.
Kapatma davası iddianamesinde suçlanan genel başkanınız ve partiniz, bu süreçte savunmasını yapar ve aklanırsa biz bundan demokrasi adına memnuniyet duyarız. Sizler de şarkı nakaratlarına uygun olarak yolunuza devam edersiniz. Bizim sizin genel başkanınızla ve sizlerle beraber yürüdüğümüz ve bundan sonra da yürüyeceğimiz bir yol yoktur.
-ERDOĞANA SESLENDİ: SÖZLERİNİZ SUÇ DUYURUSU MU?-
Bahçeli, Başbakan Erdoğanın son günlerde yaptığı açıklamalarda, türbanla ilgili neden MHP hakkında dava açılmadığını ima eden sözlerine de yanıt verdi. Bahçeli, Erdoğana, MHPnin desteğinin görmezden gelindiğini söylemenizin ve bunu ikircikli bir yaklaşım olarak değerlendirmenizin amacı ve muhatabı tam olarak anlaşılamamıştır. Kim neyi görmezden gelmiştir?
Bu sözleriniz, bu çevrelere bir davetiye, bir suç duyurusu olarak mı anlaşılmalıdır? Bu çevrelerin bu ihbarın gereğini ne şekilde yerine getirmesini istiyorsunuz? Sayın Başbakan, sizden beklenen bu davetin konusunu ve muhatabını açıklamanızdır. Bunun siyasi ahlakın asgari bir icabı olacağını dikkatinize getirmek isterim diye seslendi.
-AKPNİN ÖNÜNDE İKİ YOL VAR-
Siyasi parti kapatmaları konusunda çözümün odağının, Anayasanın 68 ve 69ncu maddeleri ile milletvekili dokunulmazlığına ilişkin düzenlemeler olduğunu belirten Bahçeli, AKPnin önünde ise iki yol bulunduğunu söyledi. Bahçeli, bu alternatifleri ise bunlardan birincisi, partilerin cezalandırılması yerine, bireysel sorumluluk ve siyasi yaptırım odaklı yeni bir anayasal ve yasal çerçevenin hayata geçirilmesidir.
İkinci yol ise devletin temel ilkelerine, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı fiil ve eylemlerin tümünü cezasız bırakmak ve anayasal düzenin temellerine dinamit koymaktır. Meclis çoğunluğuna sahip Adalet ve Kalkınma Partisinin önündeki tercihler bunlardır. Sayın Başbakan şimdi bunlardan birini seçecektir. Bu gerilim yüklü ortamı rahatlatmak ve basiretli bir kriz yönetimi ile Türkiyeyi bu girdabın dışına çıkarmak görev ve sorumluluğu şimdi sayın Başbakan ve AKPnin omzundadır şeklinde dile getirdi.
MHPnin önerisini kabul etmediği takdirde bunun gerekçesini Başbakanın kamuoyuna anlatması gerektiğini ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
-ANAYASAL ZORLAMA SÜRECİNİ SEÇERSE...
Milliyetçi Hareket, Sayın Başbakanın hukuk, meşruiyet ve hakkaniyet çerçevesindeki somut önerilerini değerlendirecek ve bu konudaki tutumunu gerekçeleriyle birlikte kamuoyuyla paylaşacaktır.
Sayın Başbakan, anayasal zorlama yolunu seçerse bunu Türk milletine izah etmek durumunda kalacaktır. Bu düzenlemeleri hayata geçirmesi de PKK temsilcisi DTP ile Meclis içinde yapacağı ittifaka ve referandum zorlamasını göze almasına bağlı olacaktır. Bu konudaki son sözümüz şudur; Sayın Başbakan iyi düşününüz ve artık bir karar veriniz.