Devlet Bahçeli'nin MHP'de kendinden sonraki dönem için stratejisini sessizce uyguladığı biliniyor. "Satranç ustası gibi 2-3 hamle sonrasını hesaplayan" Bahçeli, zamanı geldiğinde koltuğunu halefine devredecektir şüphesiz. Ama bu halef kim olabilir? Son günlerde bana gelen bilgilerden sonra, kulisleri bir yoklayayım dedim.
*
Önce bir geriye dönelim. Hatırlarsanız Bahçeli 2016 yılında kalp ameliyatı olmuştu. İşte o dönem başlayan liderlik tartışmaları, Bahçeli’nin “Başkanlık Sistemi”ne yeşil ışık yakmasının ardından MHP içindeki muhaliflerin imza toplayıp kongre istemesiyle sonuçlanmıştı. Sonrasını biliyorsunuz. Kongre süreci işlemedi, parti yönetiminde değişiklik isteyen muhalifler başka çareleri kalmayınca ayrılıp İyi Parti'yi kurdular. Bu olayların ardından kapanan liderlik tartışması Bahçeli'nin 23 Eylül'de yüksek ateş ve mide bulantısı şikâyetiyle hastaneye kaldırılmasıyla yeniden alevlendi. Tedavi sonrası Bahçeli, 21 gün sonra partisinin başına döndü ve çalışmalarına devam etti. Fakat o günden bu yana kulislerde fısıltıyla yapılan MHP'nin geleceği hakkındaki yorumlar, artık yüksek sesle söylenir oldu.
*
Kulislere göre Bahçeli, son yaşadığı sağlık sorunundan sonra halefi olabilecek isimleri masaya yatırdı. Genel Başkanlık görevini sağlığı elverdiği sürece kimseye devretmeye niyetli olmayan Bahçeli'nin bu kararında, partinin geleceğini belirsiz bırakmak istemeyişinin etkisi büyük. MHP içindeki bir kaynağıma göre de Bahçeli; liderlik yarışının kavgaya dönüşebileceği, partide küslükler ve ayrılıklar yaratabileceği, bu durumun da bir dava partisi olan MHP'ye yakışmayacağı görüşünde.
*
Aynı kaynağıma “Peki, Bahçeli ne istiyor?” diye sorduğumda; "Görevi bırakacağı gün geldiğinde lider değişiminin ülkücü gelenek ve usullere uygun gerçekleşmesini istiyor." dedi.
“Kendinden sonraki liderin de ülkücü gelenekten biri olması şart yani.” dediğimde aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- “Net olarak söyleyebilirim ki Evet. Ülkücü gelenekten gelmesi en önemli kriter. Ayrıca siyaseten yıpranmamış ve partide genç yaşlı herkesin kabulleneceği, kısaca çimento olabilecek birini istiyor."
- “Peki var mı öyle biri?”
- "Birkaç isim var ama Oktay Vural'ın ismi bu günlerde çok dillendiriliyor.”
- “İyi ama en son 2018 seçimlerinde milletvekili listelerine konmamıştı.”
- “Haklısın lakin, siyasi çizgisini hiç bozmadı. Partisine kızıp, küsmedi. Partim böyle uygun gördü, siyasi tecrübelerimi paylaşmaya hazırım, dedi. En büyük artısı da MHP içinde yaşanan kongre sürecinde Meral Akşener ve arkadaşlarına destek vermemiş olması. Onların peşinden de gitmedi. Bahçeli’nin yıllarca sağ kolu oldu. Genel Başkan yardımcılığı yaptı. Kesin aklındaki “tek” isimdir demiyorum ama o isimler arasında en güçlü adaydır diyebilirim.”
*
Konuşmamızın ardından ben olaya bir de Cumhur İttifakı açısından baktım. MHP’de bir lider değişikliği ne de olsa “Pazara kadar değil mezara kadar” denilen ittifak için çok önemli bir durum.
Şüphesiz Bahçeli halefini seçerken ittifaka zarar vermeyecek biri olmasını isteyecektir. Bu bağlamda ismi geçtiği için Vural’ı inceleyecek olursak, Erdoğan’ın karşı çıkmayacağı hatta destek verebileceği bir isim olarak göze çarpıyor...
Neden mi?
Başkanlık için ‘yüzde 50 artı biri’ kazanması gerekiyor da ondan. Şöyle izah edeyim: AK Parti içinden iki yeni parti çıkacak olması Erdoğan ve AKP için bir sonraki seçimleri hayatî bir meseleye dönüştürdü. Erdoğan tek başına yüzde 50 ve üstü alamadığı sürece Cumhur İttifakına mutlaka yeni ortaklar bulmak zorunda. Yoksa seçimlerde işi zor. Bu bağlamda AK Parti, İYİ Parti’yi yanına çekmek, Millet İttifakı’nı bozmak ve siyasi dengeleri değiştirmek isteyecektir. Keza İyi Parti ittifaka girecek söylemleri bugüne kadar birkaç kez de gündeme geldi. HDP’yi kırmızı çizgi olarak gören İyi Parti, CHP’ye sert mesajlar vermiş, bu durum basında Millet İttifakı çatırdıyor diye haber olmuştu.
*
Dikkat ederseniz Erdoğan’ın da İyi Parti ve Akşener’e dönük söylemleri yumuşadı. Hatta 29 Ekim törenlerinde Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’nin kurmaylarını pas geçen Erdoğan, Akşener’le tokalaşmıştı. İyi Parti’nin ittifaka direk davet edilmeyişinin ve somut adım atılamayışının tek nedeni ise Bahçeli ne der düşüncesiydi. İşte tam da bu yüzden Cumhur İttifakı’nı sürdürecek, İyi Parti’nin de ittifaka girmesi için çabalayacak, Bahçeli’nin de “kardeşim” dediği ve Akşener’le arası çok iyi olan Vural’ın ismi bu yüzden ön plana çıkıyor.
*
Demem o ki AK Parti bir sonraki seçimler için İyi Parti’yi yanına çekmek ya da Millet İttifakı’nın bozulması için çabalayabilir. Ama kuruluş aşamasında bir salon bile verilmeyen, siyasi hakaretlere maruz kalan, türlü engellemelere rağmen yollarından dönmeyerek yokluklar ve zorluklar içinde partileşen ve barajı aşan İyi Parti ile seçime girebilsinler diye milletvekillerini istifa ettirip İyi Parti’ye veren CHP’nin de mutlaka stratejileri vardır. Onlar da boş durmayacaktır.
*
Bir başka senaryo da ise MHP’de gerçekleşecek olası bir lider değişikliğinde İyi Parti ile MHP birleşebilir. Kısacası önümüzdeki günler ne getirir, MHP'de neler yaşanır, lider kim olur bilmiyorum… Ama görünen o ki, MHP ve dolasıyla Türk siyasi hayatında önümüzdeki günler çok şeylere gebe.