MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, YÖK Kanununun ek 17nci maddesiyle ilgili tartışmalara noktayı koydu.
Bahçeli, Çarşaf, peçe ve benzeri kıyafetlerin üniversitelerden uzak tutulması isteniyorsa bu düzenlemenin yapılması zorunludur diye konuştu. Bahçeli, kendileri için önemli olanın samimiyet, dürüstlük, tutarlılık ve kararlılık olduğunu belirterek başörtüsü sorununun çözümünde bizim açımızdan bir rant, bir harman ve hasat yoktur dedi.
Türbanla ilgili anayasa değişikliği sonrasında tehlikelere ve tahriklere açık nazik ve hassas bir döneme girildiğini belirten Bahçeli, anayasa ve kanunları uygulamamanın, bunlara karşı çıkmanın, çok ciddi sorumluluklar doğuracağı ve bir kaos ortamına davetiye çıkaracağı unutulmamalıdır diyerek üniversitelere uyarıda bulundu. Bahçeli, anayasa değişikliğinin CHP ve DSP tarafından Anayasa Mahkemesine götürüleceğini belirterek, her iki partiyi de yargıyı etkilememe konusunda uyardı.
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında, türbanla ilgili tartışmaları değerlendirdi. Anayasa değişikliğinin 411 oyla Mecliste kabul edildiğini hatırlatan Bahçeli, milletvekillerini kutladı.
Kendileri için önemli olanın samimiyet, dürüstlük, tutarlılık ve kararlılık olduğunu dile getiren Bahçeli, Başörtüsü sorununun çözümünde bizim açımızdan bir rant, bir harman ve hasat yoktur. Olsa olsa, temel bir sorunun çözümünden duyduğumuz manevi haz, gönül rahatlığı ve vicdan huzuru vardır. Eğer bir karşılık gerekiyorsa bu haz, huzur ve mutluluk bizlere fazlasıyla yetecektir dedi.
Bu süreçte MHPye haksız ve yakışıksız ithamlar olduğunu ve partisinin Meclis içinde ve dışında insafsız suçlamaların ve hayasız tahriklerin hedefi olduğunu dile getiren Bahçeli, "MHP temsilcilerinin soğukkanlı, sağduyulu ve vakur duruşlarının hesaplı tahrikleri boşa çıkardığını kaydetti.
-TEHLİKELERE VE TAHRİKLERE AÇIK BİR DÖNEME GİRİLİYOR UYARISI-
MHP lideri konuşmasında anayasa değişikliği sonrasında tehlikelere ve tahriklere açık, nazik ve hassas bir döneme girildiği uyarısında da bulundu. Cumhurbaşkanı Gülün onaylaması halinde anayasa değişikliklerinin yürürlüğe gireceğini ifade eden Bahçeli, bunu takiben üç paralel süreç başlayacağını kaydetti. Bahçeli şöyle konuştu:
Birinci süreç, Anayasanın 42nci maddesine getirilen yeni fıkra uyarınca yükseköğrenim hakkının kullanımının sınırlarının kanunla belirlenmesi sürecidir. Bu amaçla YÖK Kanununun ek 17nci maddesinde yapılmasında iki parti arasında mutabık kalınan değişikliklerin hayata geçirileceği yasal süreç başlatılacaktır. İkinci süreç, TBMM zemininde bu amaçla başlatılacak yasal süreçten bağımsız olarak gelişecek anayasal yargı sürecidir. Üçüncü süreç ise hukuki zemini değiştiren bu anayasal ve yasal süreçlerle birlikte üniversitelerde kılık-kıyafet konusunda başlayacak yeni uygulama dönemidir. Bugün itibariyle birinci sürecin içine girişmiş bulunulmaktadır.
-EK 17NİN ÇIKARILMASI ZORUNLU-
MHP ile AKP arasındaki mutabakatın Anayasanın 10 ve 42nci maddeleri ile YÖK Kanununun ek 17nci maddesini kapsadığına işaret eden MHP lideri, ek 17nci madde konusunda şunları söyledi:
Bu madde başın örtünmesini düzenlemenin ötesinde, üniversitelerde kullanılamayacak kılık ve kıyafetle ilgilidir.
Bugün yürürlükte olan Ek 17nci madde esasen kanunla yasaklanmayan kılık-kıyafetin üniversitelerde serbest olacağını hükme bağlamıştır. Başın örtülmesini yasaklayan herhangi bir yasal düzenleme bugün de bulunmamaktadır.
Bu maddeye getirilen yeni fıkra, sadece başın örtülmesini, yüzün açık kalması ve kimlik tespiti gibi esaslara bağlayarak, bunun dışında kalan ve bugün itibariyle hiçbir kanunda yasaklanmayan peçe, çarşaf ve benzeri kıyafetlere üniversite kapısını kapatan bir sınırlama düzenlemesidir. Çarşaf, peçe ve benzeri kıyafetlerin üniversitelerden uzak tutulması isteniyorsa, bu düzenlemenin yapılması zorunludur. Bu bakımdan bu konudaki tartışma ve değerlendirmelerde maddenin bu amacı ve anlamının doğru anlaşılması kaçınılmaz olacaktır.
-ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARINA HERKES RİAYET EDECEKTİR-
Anayasa değişikliğinin ardından CHP ve DSPnin Anayasa Mahkemesine başvuracağını hatırlatan Bahçeli, Mahkemenin önüne gelen başvuruyu inceleyecek ve karar vereceğini kaydetti.
Bahçeli herkes de saygıyla karşılayacağı bu karara riayet edecektir. Burada sakat ve yanlış olan, konu Yüce Mahkemenin daha önüne gelmeden anayasal yargı sürecinin, basında ve televizyon ekranlarında başlatılarak peşinen hüküm tesis edilmiş olması ve buna dayanarak siyasi ve hukuki sonuçlar çıkartılmasıdır.
Anayasa Mahkemesi'ni etki altına almayı, yönlendirmeyi ve yol göstermeyi ve bu konu etrafında yaratılan cepheleşmenin adeta tarafı haline getirmeyi amaçlayan bu tutum ve davranışların, her şey önce hukuka ve Yüce Mahkemeye saygısızlık olacağı açıktır. Anayasa Mahkememizin bunların etkisi altında kalmayarak ve Anayasaya bağlı olarak karar vereceği her türlü tartışmanın üstündedir.
Bu vesileyle, dini ve siyasi fetvalarla yetinmeyerek hukuku da kendi tekellerine almak için hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti anlayışına saygısızlık teşkil eden bu tutum ve davranışları ve bunların sahiplerini kınadığımızı açıkça ifade ediyorum diye konuştu.
-ÜNİVERSİTELERE UYARI-
Bu konudaki düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle, yeni yasal zemin ve çerçeve ışığında üniversitelerdeki uygulamanın da yeni esaslara bağlanacağını ifade eden Bahçeli, bu sürecin zor ve sancılığı geçeceği uyarısında da bulundu. Bahçeli, anayasa ve kanunları uygulamamanın, bunlara karşı çıkmanın, çok ciddi sorumluluklar doğuracağı ve bir kaos ortamına davetiye çıkaracağı unutulmamalıdır dedi.
Başın örtülmesinin dini, siyasi veya ideolojik simge olarak kullanılması, devlete, cumhuriyete ve rejime bir meydan okuma aracına dönüştürülmesinin hiçbir şart altında düşünülmemesi gerektiğini, buna asla izin ve geçit verilmeyeceğini ifade eden MHP lideri, TBMMnin milli iradenin yegane tecelli ettiği yer olduğunu, kararına da herkesin saygı duyması gerektiğini kaydetti. Herkesi sürece katkı vermeye çağıran Bahçeli, şöyle konuştu:
Kültürel farklılıkların bir tezahürü olarak başın örtülmesi, devlete ve rejime karşı bir tehdit ve tehlike olarak görülmemelidir. Aynı şekilde, kanunların izin verdiği çerçevede kılık ve kıyafet tarzını yükseköğretimde eğitim hakkından mahrumiyet sebebi haline getirmenin, laiklik ilkesi başta olmak üzere cumhuriyetin temel değerlerinin korunmasının bir yöntemi olmayacağı da anlaşılmalıdır.
Önümüzdeki yeni dönemde üniversitelerin karşılıklı tahriklerle bir çatışma alanı haline getirilmesinin önlenmesi için herkes azami teyakkuz halinde bulunmalıdır. Başın örtülmesi, öğrencilere yönelik bir dışlama, husumet ve önyargı sebebi haline getirilmemeli, bu konuda zorlamalara dayalı fiili engeller çıkarılmamalıdır. Başın örtülmesi serbestisi bir zafer veya yenilgi olarak görülmemeli, bir öç alma, rövanş ve nümayiş nedeni ve konusu haline asla getirilmemelidir. Aynı şekilde başı açık öğrencilere karşı tehlike, tehdit ve baskı ortamı oluşturulmasına yönelik her türlü hakaretten kesinlikle kaçınılmalıdır.
-BAYKALA CEVAP-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçen haftaki grup toplantısında MHP Anıttepe ile Kocatepe arasında çekilmiş çelikten bir halat benzetmesini yaptığını hatırlatarak isim vermeden CHP Genel Başkanı Deniz Baykalı eleştirdi. Bahçeli, Buna cevap veren bir siyasi parti genel başkanı, kendine göre bunu hafife alarak, bizim bundan sonra duvar dikme anlayışı aşamasına gelmemizi umduğunu söylemiştir.
Bu üslup ve yaklaşımı, temsil ettiği siyasi anlayışın bilinen özellikleri ışığında, aslında yadırgadığımızı belirtmek isterim. Ortak değerlerin çatışmasını siyasi rant kapısı olarak gören bu zihniyetin, Milliyetçi Hareketin cumhuriyet değerleri ile manevi değerlere bir arada sahip çıkma ve koruma iradesini anlamanın esasen beklenemeyeceği çok açıktır.
Ayrışma süreçlerinin tescilli savunucularının, Milliyetçi Hareketin ortak değerler etrafında kaynaşma süreci başlatma çabalarının anlamını kavraması, her şeyden önce eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. Cumhuriyetin değerleri ve laiklik ilkesinin sözde savunuculuğu ile din uleması rolü arasında pusulasızca sürüklenenlerin Milliyetçi Harekete yönelttiği suçlamaların bu bakımdan fazla ciddiye alınacak bir yanı bulunmamaktadır dedi.
-AKP VE ABYE 301 VE VAKIFLAR ELEŞTİRİSİ-
Bahçeli, grup konuşmasında AB ile ilgili gelişmeleri de değerlendirdi. Belçika Temyiz Mahkemesinin DHKP-C ve Sabancı suikastı sanıkları hakkında verdiği kararı utanç verici bir karar olarak nitelendiren Bahçeli, Belçika bu tutumu ile terörizme teslim olmuş, terörist militanlar için güvenli sığınak olma zilliyetine düşmüş ve uluslar arası terörü destekleyen ülkeler listesindeki mümtaz yerini almayı fazlasıyla hak etmiştir dedi. AKP hükümetinin AB ile teslimiyet-mahkumiyet ilişkisini sürdürmesinin izahı olmayan bir durum olduğunu kaydeden Bahçeli, AB ve AKPyi ise şu sözlerle eleştirdi:
ABnin dayatmalarına boyun eğerek, Türkiyenin başına çok büyük dertler açacak bir teslimiyet belgesi olan azınlık vakıfları yasasının Meclisten geçirilmesinde hala inat ve ısrar etmeyi, bırakın Türk milletine anlatmayı, AKP yöneticileri ile Meclis grubunun içlerine nasıl sindirebildikleri merak konusudur. Bu konudaki son bir sözümüz de Avrupa Birliği çıpasını sürdürmeyi ve Brüksel gündeminden kopmamayı Türkiye için beka meselesi olarak gören ve bunun çığırtkanlığını yapan çevrelere olacaktır. Bir taraftan başörtüsü sorunu Türkiyenin sanki öncelikli meselesi midir ki bunu gündeme getiriyorsunuz diye itiraz ederken, öbür taraftan azınlık vakıfları kanunu ve 301. madde gecikiyor diyerek bunları Türkiyenin bir numaralı sorunu olarak görmenizin sizin açınızdan ahlaki izahı ve gerekçesinin ne olduğu da tam olarak anlaşılamamıştır.
Türkiyenin öncelikli sorununun tarihine, milli değerlerine ve milletine hakaretin önünü açmak olduğuna gerçekten inanıyorsanız, bu takdirde size söyleyeceğimiz tek şey; başını örten kızlarımızın yüksek öğrenim hakkı konusunda ahkam kesmeyi bırakmanız ve başınızı gömdüğünüz kumdan bir an önce çıkarıp çıkarmama konusunda bir karar vermenizdir
-YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ BAHÇELİYE ÇİÇEK VERDİ-
MHP Meclis grup toplantısına, İstanbul Yeditepe Üniversitesinden bir grup öğrenci katılırken, öğrenciler grup toplantısının sonunda Bahçeliye çiçek verdi.
MHP: Tehlikeli döneme girdik
Kim soktuysa Devlet Bey?