Millî Egemenlik Hiç Kimseye Verilemez, Verilirse Millet İradesi Felç Olur / Prof. Dr. Cihan DURA

Millî Egemenlik Hiç Kimseye Verilemez, Verilirse Millet İradesi Felç Olur / Prof. Dr. Cihan DURA

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Tem 09, 2018 9:58

Millî Egemenlik Hiç Kimseye Verilemez, Verilirse Millet İradesi Felç Olur

Atatürk diyor ki:

- Bir fikir, bir inanç benim bütün hayatımın ekseni oldu: Millî Egemenlik ve meşruluk… Ömrüm boyunca millî egemenliğin ve meşruluğun en sadık bir hizmetkârı oldum. Türkiye’de, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde millet egemenliğini pekiştirmek ve Milletin ebedi olarak kendi kendini idare etmesi baş hedefimdi. Millî egemenlik uğrunda canımı bile vermeyi bir vicdan ve namus borcu bildim.

- Bu kesin kararımı 27 Ocak 1923’de Annemin mezarı başında yaptığım konuşmada da dile getirdim, dedim ki: Annemin kaybından kuşkusuz çok üzgünüm. Ancak bu üzüntümü gideren bir konu var ki, o da vatan anamızı mahveden ve harabeye götüren yönetimin, artık bir daha dirilmemek üzere yokluk mezarına götürülmüş olduğunu görmektir. Annem bu toprağın altında, ancak ulusal egemenlik sonsuza dek yaşayacaktır. Beni teselli eden en büyük güç budur. Evet, ulusal egemenlik sonsuza dek yaşayacaktır. Annemin ruhuna ve bütün ecdat ruhlarına söz vermiş olduğum vicdan yeminini tekrar edeyim. Annemin kabri önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum. Bu kadar kan dökülerek milletin elde ettiği ve sağlamlaştırdığı egemenliğin korunması ve savunulması için gerektiğinde annemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim. Ulusal egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.”

- Egemenlik nedir, Millî Egemenlik nedir? Bu kavramlardan neyi anlıyorum? Şöyle açıklayabilirim: Biliyoruz ki irade mânevî, soyut bir şeydir. Mânevî olan irade ortaya çıkıp görünmek ister, eylem yapmak, somutlaşmak ister. İşte bu eylemleşme iradeye bir araç, bir kuvvet gerektirir ki, ona egemenlik denir. Egemenlik iradenin hem tecellî yeridir, hem de uygulanma aracıdır. Bundan şu sonuç çıkar: Eğer bir insan, egemenliğine sahip değilse, iradesini kullanamaz. Egemenliğini başka birine bırakan, kendi iradesinin kullanılacağından ve uygulanacağından emin olamaz.

- İnsanlar; iradesine sahip olabilmek için, iradesi doğrultusunda hareket edebilmek ve çalışabilmek için, mutlaka egemenliğine de sahip olmak zorundadır. Eğer egemenliğini başkasına kaptırmış ise, iradesini uygulama aracı elinden alınmış demektir. Ona kim sahip olmuş ise, artık diğerlerinin egemenlikleri ellerinde değildir. Hepsinin iradesine sahip olanın iradesi, yine hepsinin iradesi yerine geçer. Bir devleti yönetecek olanın hareket noktası önce kuvvet sahibi olmaktır. Devleti, milleti ve bütün çıkarları savunan kuvvet başkasının elinde bulundukça, yöneticiliği sözde olmaktan kurtulamaz. Bu gerçekler elbette bir millet için de geçerlidir, tabiî Türk Milleti için de!

- Her devlet gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de bir gücü, “kendine özgü” bir kuvveti vardır. Bu kuvvet Türk milletinin kendi varlığından kaynayıp gelir. Kimse tarafından verilmemiştir milletimize, kendiliğinden var olan siyasal bir güçtür. Bu güç, siyasal kuvvet, milletin birlik halinde ortak kişiliğine aittir, birdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu ruhudur. Devletimiz onu içte ve dışta kullanma yetkisine sahiptir: Millet üzerinde uygular; milletimizi dışa karşı, diğer devletlere karşı savunur.

- İnsanlar zorunlu olarak toplumsal yeteneğe sahip, birlikte yaşama ihtiyacı olan varlıklardır. Dolayısıyla bir arada yaşayan insanlar bir toplum oluştururlar. O toplumu oluşturan bireylerin kuvvetleri bir araya gelebilir. İşte, egemenlik denilen kuvvet, bu son kuvvetten ibarettir. Bu kuvvet toplumun kuvvetidir ve toplumu oluşturan her bireyin ayrı ayrı kuvvetinden üstündür.

- Kuvvetini herhangi bir yere veren, kuvvet kullanmayan bir birey, felçli bir üyedir. Siyasi bir varlığı oluşturan toplumsal kuvvetlerin toplumsal iradesi olan bu kuvvetin, egemenlik diye ifade olunan bu kuvvetin verilmesi uygun mudur? Hayır, toplum siyasi bir vücuda dönüştükten sonra bu imkânsızdır. Mümkün olması, siyasî vücudun bozulmasına bağlıdır.

- Millî irade ve egemenliğin, bilinmesi gereken bir niteliği daha vardır ki, o da şudur: Millî irade ve egemenlik mutlaka bir arada bulunmalıdır. Çünkü egemenlik yoksa, irade bir hiçtir. Türk milleti kendi iradesini, kendi vicdanının eğilimini yerine getirmek, uygulamak istiyorsa, egemenliğini mutlaka kendi elinde tutmalıdır. Tarihi okuyun, göreceksiniz: Geçmişte milletimizin başına hangi felaket gelmişse, kendi talihini ve yazgısını hep başka birinin eline bırakmış olmasından ileri gelmiştir.

- Millet, egemenliğini kayıtsız koşulsuz elinde tutmaya ahdettikten sonra, şunun ve bunun gereğidir diye şuna veya buna verilebilecek en basit bir hak, görev veya yetkiden söz edilemez! İrade alınamaz, verilemez. Buna karşılık egemenlik alınır, zorla alınır. O zaman olacak olan şudur: Millet, egemenliğinden yoksun kalınca, iradesi de yok olur, çünkü felç olur. Yani milletin, egemenliğini verebilmesi için, iradesinin, arzusu ve eğilimlerinin felç olmasına razı olması gerekir. Bu ise, ölmeyi kabul etmek demektir. Millî Egemenlik, bir milletin namusudur, onurudur, şerefidir. Dünyada kim razı olur buna? O halde bir millet, egemenliğini veremez.

[ATANAME: Millî Egemenlik, 1--13]

Prof. Dr. Cihan DURA, 8 Temmuz 2018
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Cihan DURA

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x