'Millî Şefliğin', En 'Kestirme' Yolu!.. / Attilâ İLHAN

Şair-Gazeteci-Yazar

'Millî Şefliğin', En 'Kestirme' Yolu!.. / Attilâ İLHAN

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Mar 28, 2010 15:04

'Millî Şefliğin', En 'Kestirme' Yolu!..

... Meraklısı elbet hatırlayacaktır: Bu satırların yazarı, yıllardır, İnönü Cumhuriyeti'nden söz ederken, şu formülü kullanır: ''Oligarşi = Bürokrasi + Burjuvazi''! Eminim birçoğu, 'kafadan atıyor' diye düşünmüştür. Şimdi lütfen, o uzun soluklu çalışması hak ettiği alâkayı görememiş olan, 'zahmetkeş' Mahmut Goloğlu'ndan aktardığım şu satırları okur musunuz:

''...Artık 'totaliter' rejimin (demokratlik ilkelerine aykırı hükümet yönetiminin) tüm özelliklerine uygun bir bürünüş başlamıştı. Politik otorite, devlet ve hükümet kavramlarında toplandı; devlet başkanı ile hükümet başkanı, bu otoritenin tek ve sarsılmaz temsilcileri ve büyük çapta sahipleri durumuna geldiler. ''Ve Anayasa Hukuku Ordinaryüs Profesörü Ali Fuat Başgil, bu durumu 'bir kuvvet oligarşisi' olarak niteledi'' (F. Giritlioğlu, 'Türkiye Siyasi Tarihi'nde CHP'nin Mevkii: 113-115)

İşe, Fahrettin Paşa karışmasaydı?..

Mustafa Kemal Paşa, ömrünün son yıllarını, Hatay Meselesi ile geçirmiştir; bilindiği gibi, ölümüne bir yıl kalmışken, o 'sınırı geçip, orada gerilla savaşı başlatmak'tan söz ediyordu. Ölümün kumandayı ele aldığı gün, onun yerini kimin dolduracağı sorunu; bütün önemi, zorlukları ve tehlikeleriyle öne çıkacaktır. TBMM, Gâzi'yle uyuşmazlıklarını bildiği halde, nasıl oldu da 'menkûp' İsmet Paşa'yı onun yerine getirdi. Sorunu birçok kere, -TV'de olsun, basında olsun- irdelemişimdir; bu defa, sözü Dr. Necdet Ekinci'ye bırakıyorum; bakalım kim doğruyu söylemekteymiş; 'resmi tarih' mi, yoksa...

''...Genelkurmay Başkanlığı'nda bir toplantı yapılmış, TSK'nin Atatürk'ün ölümünden sonra alacağı konumun ne olacağı tartışılmış; sonuç olarak, 'tarafsız kalmasında' karar kılınmıştı. Başvekil Celâl Bayar, Genel Kurmay Başkanı'nı ziyâret etmiş; Çakmak'ı, TBMM'nin, Cumhurbaşkanı olarak görmek istediğini belirterek, kendisinden bu görevi kabul etmesini istemiş ise de; Genelkurmay Başkanı bu teklifi, ordunun bu konuda tarafsız kalmak kararında olduğunu ileri sürerek, kabûl etmemiştir...''

''... (buraya dikkat) bu toplantıdan iki gün sonra, 1. Ordu Müfettişliği görevini sürdürmekte olan Fahrettin Altay, Genelkurmay II. Başkanı Asım Gündüz'den, Cumhurbaşkanı'nın kim olması gerektiğini sormuş ve toplantıda alınan kararı öğrenince karşı çıkmıştır. I. Orduda 'Kolordu ve Tümen kumandanları ile yaptıkları toplantıda, İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı yapılması kararını aldıklarını' açıklamıştır. Altay'ın bu kararı Çakmak'a iletmesini istemesi üzerine, Genelkurmay II. Başkanı Gündüz, ordu kumandanlarının kararını Çakmak'a bildirmiş ve Genelkurmay Başkanı da bu kararı kabul etmek zorunda kalmıştır...'' (bkz. 1) Asım Gündüz / Hatıralarım; Der. İhsan Ilgar / Kervan Yyn. İstanbul, 1973, 2) Dr. Necdet Ekinci / Türkiye'de Çok Partili Düzene Geçişte Dış Etkenler / s. 123 Toplumsal Dönüşüm Yyn. 1997)

Başka türlü, acaba şöyle mi dememiz gerekiyor: Türkiye 'de Asker'in yönetime müdahalesi, İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı emr-i vâkisi ile başlamıştır.

Tuhaf olan nedir?

O layın kahramanı Fahrettin Paşa (Altay), 'hatıralarında' (bkz. 'On Yıl Savaş') her konuda 'teferruatçı' olduğu halde, iş İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanlığına seçilmesinde oynadığı role gelince, dut yemiş bülbül! Acaba neden? Bilinen odur ki,

a/ O yıllarda 'menkûp' İsmet Paşa, İstanbul'da Heybeli'deki evinde oturmaktaydı; sık sık da, Fahrettin Paşa ile buluşuyordu; ortada bir 'telkin' olup olmadığı, bilinmemektedir, sadece ihtimal sayılıyor.

b/ Buna mukâbil, aynı Fahrettin Paşa, Gâzi'ye İzmir Suikastı teşebbüsü sırasında; olaya uzak ve soğuk duran İsmet İnönü'nün, Mustafa Kemal ile Çeşme'de buluştukları zamana dair şöyle bir hatıra naklediyor:

''...21 Haziran Pazartesi, Kurban Bayramı'nın birinci günü, Atatürk, Başvekili Ankara'dan çağırtmış! 24 Haziran akşamı, Atatürk'ün sofrasında toplandık. Biraz neş'eli idi; muhtelif bahisler, tarihten misâller konuşuldu. Başvekile biraz fazlaca iltifatta bulundu ve şunları söyledi: '-... çocuklar, ben ölürsem İsmet'in etrafında toplanmalısınız ha! Fevzi Paşa'nın ancak beyninden istifade edersiniz!' Gece, Atatürk'ün bu sözlerini not defterime kaydettim...'' (F. Altay / 'On Yıl Savaş ve Sonrası' / s. 419 İnseI Yayınları, 1970)

Fahrettin Paşa, belki sonraki önerisini 'yukarıya' aksettirirken, bu hatıranın etkisi altında idi; ama, ne Mustafa Kemal Paşa artık o adamdı, ne de İsmet Paşa; ikisi arasındaki ilgiler aynı 'seviyede' kalmamıştı, yönetim anlayışları çok farklıydı!

Bunu Dr. Necdet Ekinci, şöyle tesbit ediyor: ''...İnönü'nün cumhurbaşkanlığına gelinceye kadar 'Millî Şeflik' Türk siyasal hayatının, bir kurumu niteliğini kazanamamıştı. Siyasi tarihimizde, bir tek kişiye 'Millî Şef' denilmiştir, o da İsmet İnönü'dür. (buraya dikkat!) Türkiye Cumhuriyeti'nde görülen 'Dayanışmacı' Kemalizm, İsmet İnönü'nün 'Milli Şeflik' uygulamaları ile; ve onun kişiliğinde, Faşizm'i ve Nasyonal Sosyalizm'i anımsatan bir 'totaliterliğe' dönüşüyordu.'' (bkz. Dr. Necdet Ekinci)

Efendim, anlayamadım? Bir şey mi söylediniz?


Attilâ İLHAN, Cumhuriyet, 01.04.2005
En son Oğuz Kağan tarafından Pzt Eki 08, 2012 17:19 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: 'Millî Şefliğin', En 'Kestirme' Yolu!..

İletigönderen Osman_Pasa » Pzt Mar 29, 2010 1:34

Ben su anlayisa karsiyim , Ismet Pasa , Ataturk'ten sonra her sey batirdi ; su hatayi yapti nu hatayi yapti . Bir kere Ismet Pasa , Bu ulkeyi 2. dunya savasina fili olarak sokmayarak ,buyuk devlet adamligi gostermistir . Elbette ismet inonu , bir Mustafa Kemal degil ki ; zaten oylesi yuz yilda bir gelir . Ama vatansever bir devlet adamidir. Hatalari yok mu ? Kimin yok ki!

Ayrica, 600 yildir saltanat ile yonetilen, bir toplumunda birden demokarasiyi ozumsemesi hayalcilik olur .Ayrica demokrasi ve tam bir ozgurluk ; bizim gibi mayin tarlasi bir cografyada yasayan milet icin cok da saglikli degil.O yuzden kimin oligarsi kiminin statuko dedigi , sistemin elbette esnetilmesi gerekiyor .Yalniz Anayasa Mahkemesi , YOK , HSK gibi kurumlarin durmasina bir zarar yok . Rejm oturmadigi ici, rejimin kontrol mekanizmalari olmasi gerekiyor . Askerinde Rejimin koruyucu olmasi gerekir ama NATO askerlerinden arinmis Tam bagimsiz ordu !!!

Bakin sadece 7 yilda , Ataturk'ten Turkluk bilincine her seye saldiri var ; Bu kurumlar olmasa Herhangi bir hukumet rejimi bile degistirir.

O yuzden , Bu ulkeyi Gazi Pasa'nin inanci ve kararligi kurtarmis ve onun onderliginde Ozgur ve Cagdas Turk devlet kuruldu ama , Ismet Pasada Ata'dan sonra bu devleti devlet yapanlarin basinda gelir .Iste bu gucu elinde bulunduran devlet adamlarinin da Milli Sef kadar devlet adam olmasi gerekir ;siradan adamlara verirsen iste bu hale doneriz ...


Bizde , AB tarzi bir ozgurluk veya Demokrasi olamaz ; bizim kontrol meknizmalarimiz olmasi gerekiyor. En azindan yeterince guclenene kadar ...
Kullanıcı küçük betizi
Osman_Pasa
Üye
Üye
 
İletiler: 108
Kayıt: Çrş Şub 03, 2010 1:16


Şu dizine dön: Attilâ İLHAN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x