Miş müşkile inşallah ...
Filistin ve İsrail arasındaki sorunu anlamak için bu ülkelerin dillerine bakmak gerekir. Arapça ve İbranicede günlük hayatta kullanılan üç önemli kelime yardımıyla asıl sorunun nerede olduğunu görmek mümkün gibi
Ortadoğu`da yaşamak çelik gibi sinirler ve ciddi sabır ister. Bende de böyle bir sabrın olduğunu buraya gelmeden önce bilmezdim. Kutsal topraklarda `Peygamber sabrı ` geliştiriyor demek ki insan...
Sürekli bir kaos var burada. Beş dakika sonra ne olacağını kestirememe hali ve tabi bunun sonucu olarak da hiçbir şeyi planlayamama durumu.
Ben çözdüm bu Ortadoğu meselesinin gelip gelip neden bir yerde tıkanıp kaldığını. Onyıllardır insanların birbirini neden öldürüp durduklarını ve buna bir türlü son verememelerini...
Herşey İbranice ve Arapça da saklı...
Şimdi size hızlandırılmış bir yabancı dil kursu vereceğim ve her şey netleşecek.
İbranice`de günlük hayatta her zaman duyacağınız ,onları duymadan bir gününüzün dahi geçmeyeceği üç tane kelime vardır:
Birincisi Rega , tam Türkçesi belli olmayan süre demektir. Yani bir saniye ile bir ömür boyu arasında bir zaman dilimi.
İkincisi Iye bese dir. İyi olacak anlamındadır.
Üçüncüsü ise Ha kol tov. Her şey yolunda demektir.
Geçelim Arapçaya...
Arap dilinde aslında biz Türklerin de gayet iyi bildiği bir kelime vardır: İnşallah. Kelime anlamı Allah`ın izniyle demektir.
Arapçada yine İbranicede olduğu gibi her gün en az on kere kullanıldığını duyduğunuz diğer bir kelime de Miş müşkiledir. Türkçesi: Sorun yok.
Arapçada bir diğer çok kullanılan kelime ise Küllşi tememdir. Tam tercümesi her şey tamam anlamında.
ORTADOĞUYU ÇÖZDÜM!
Şimdi diyeceksiniz bunların Ortadoğu sorunu ile ne alakası var? Çok!
Bu coğrafyada insanlar bu altı söz çerçevesinde yaşar.
İsrail tarafında en sıradan işi yapmak için beklemeniz gerekir. Mesela bir bankaya mı gittiniz, görevliye daha ne istediğinizi söylemek için ağzınızı açmanızla yapıştırır lafı: Rega!
Arkanıza bakarsınız sıra metrelerce gidiyordur. Görevliye bakarsınız yan masadaki arkadaşı ile konuşup, gülüşüyordur. Ama size bekle, der. Siz de beklersiniz. Ne kadar mi? Bilinmez, bir saniye de olabilir mesai saatinin bitimine kadar da...
Sonra siniriniz bozulmaya başlar. Alt tarafı 15 saniye sürecek bir işlem için 15 dakikadır bekliyorsunuzdur çünkü. Kontrolünüzü yitirme noktasına gelip, hadi ama kardeşim işimiz var diye söylenecek olursunuz görevli size döner ve suratındaki azarlar ifade ile Rega, iye besedır der. Siz de beklersiniz iyi olacak ümidi ile...
Görevli arada üç kere içeri gidip geldikten, arkadaşı ile anlamadığınız bir şeylere katıla katıla güldükten ve beş kez de telefon ile konuştuktan sonra sizden elinizdeki evrakı ister nihayet. Bir de ekler: Ha koll tov!
Bu banka örneğini kontrol noktaları, postahaneler, süpermarketler vb. örneklerle çoğaltabiliriz.
Gelelim Arap tarafına...
Şimdi Sezar`ın hakkı Sezara. Arap tarafında bir bankaya gittiğinizde sizi İsrail tarafına kıyasla çok iyi karşılarlar. Görevli size güler ve ne istediğinizi sorar.
Siz de söylersiniz: Türkiyeye para göndermek istiyorum.
Görevli cevap verir: İnşallah!
Türkiyede İnşallah uzun vadeli eylemler için kullanılır. Ama burada öyle değil. Bankada görevli ile gözgözesiniz.
Para elinizde, yollamak istiyorsunuz. O da bilgisayar önünda oturuyor, iki tane düğmeye basacak ve para gidecek ama İnşallah der. Demek ki insanların kalp krizi veya beyin kanaması geçirme riski çok yüksek Filistinde.
Neyse, siz inşallahın şokunu atlatmaya var gücünüzle uğraşırken görevli pasaportunuzu ters tutarak geçerlilik süresini bulmaya çalışıyordur. Atılırsınız Ters tutuyorsunuz demek için. Adam bozulur, bana salak muamelesi yapma der gibi bakıp size ekler: Miş müşkile Sorun yok yani..
Sonra yan masadan bir başka görevli gelir ve pasaportu ters tuttuğunu arkadaşına anlatır. Siz bu arada yarım saattir bekliyorsunuzdur. Neyse para gönderilir. Teşekkür edersiniz ama imalı bir teşekkürdür o. Arap görevli güler: Küllşi temem. Nasıl tamamsa artık?!
BARIŞ ALLAHA EMANET
İsrail- Filistin sorunu da böyle. Olmert ve Abbas iki haftada bir düzenli olarak görüşüp, konuşma kararı almışlardı. Hayal ediyorum, Olmert ve Abbas karşılıklı kahve içerken... Mahmud Abbas sorar:
- Bize vereceğiniz vergi iadeleri ne oldu? Halkım açlıktan kırılıyor.
Olmert cevap verir:
- Rega.
Olmert sorar sonra:
- Hamas ne oluyor?
Abbas yapıştırır cevabı:
- Miş müşkile.
Sonra Abbas sorar yine:
- Ordunun Gazzedeki operasyonları ne olacak? Neden durmuyor?
Olmert yanıtlar:
- İye besedır.
Soru sırası Olmerttedir yine:
- Ulusal Birlik Hükümeti durumda? Hamas`tan çatlak sesler geliyor. İsrail`i tanımayacaklarmış. Ateşkesi kabul edecekler değil mi?
Abbasın yanıtı hazırdır:
- Küllşi temem
Sonra iki lider kameraların önüne çıkar. Gazeteci sorar: Görüşme nasıl geçti?
Olmert yanıtlar:
- Ha kol tov.
Bir başka muhabir sorar:
Barış gelecek mi?
Abbas cevap verir:
- İnşallah!