MISIR DERSLERİ
‘Mūslūman Kardeșler’ yönetiminin halk hareketi ve ordu birlikteliğiyle dūșūrūlmesi Tūrkiye’de Mısır’dan çok dafa fazla yankılandı.
‘Yöneticiler’in ‘korku ve hezeyan’ları anlașılabilir olsun.
Sıralarının geldiğini dūșūnūyor olabilirler. Haklıdırlar.
En çok da, Batı’nın ‘Mısır Devrimi’ne sessiz kalmasına kızmaktalar.
Batı neden ‘darbe’ dememișmiș?
Rahatlasınlar diye, Fransa’nın Ulusal Bilimsel Araștırmalar Merkezi (CNRS) araștırmacılarından Jean-Noël Ferrié’nin ‘teknik olarak evet bu bir darbedir’ dediğini belirtelim.
Kamu gūcūnū elinde bulunduran bir kesimin diğer kesimi ‘devre dıșı’ bırakmasıdır.
Ancak ‘Bu çok beklenen bir geridönūștūr’ diye sūrdūyor sözlerini Ferrié.
Ordunun mūdahale etmemesi dūșūnūlemezdi bile.
‘Ben asıl buna șașanlara șașıyorum’ diye ekliyor; ‘birkaç aydır Mısır ekonomik ve sosyal olarak tam bir katastrofik durumda idi... ve ordunun ‘buraya kadar’ demesi yeterli oldu.
Ne var ki, böylece ‘korkunç olandan’ da sakınılmıș oldu.
Jean-Noël Ferrié (*) bir Mısır uzmanı.
Tūrk televizyonlarının vazgeçilmez yorumcuları gibi kulaktan dolma bilgilerle konușmuyor.
Yine de ordu, Mısır toplumunun kurumsal temsilcilerini yanına alarak Morsi’nin istifa etmesini bekledi.
Ve devlet bașkanlığına da kendisi gelmedi.
Geçici bir sūre için Anayasa Mahkemesi Bașkanını getirdi.
Mūslūman Kardeșler’e gelince; liberallerin desteği ile iktidara geldiler ama kamu gūcūnū tūmden ele geçirmeye ve iktidarı ‘kendi anlayıșları’ ile ‘kendi tarzları’ ile yūrūtmeye çalıștılar.
Demokrasi sadece‘sandık’ demek değildir diyor Mısır uzmanı.
Ben sandıktan çıktım diye ‘kendi anlayıș’ ve ‘kendi tarz’ını bașkasına dayatmanın demokrasi ile ilgisi olamaz.
Sandık, seçilmișlere ‘Ister asıp ister kesmek’ yetkisi de vermez.
Ne de ortalıkta ‘pavyon fedaisi’ gibi dolanmak yetkisi.
Seni iktidara getirmeye çalıșmasa bile iktadara gelmene engel olmayan kesimleri ‘yok’ saymamaktır demokrasi.
Darbe ve demokrasi, seçim ve sandık konularına gelindikte, Fransız uzman ‘ișler tam da bu noktada karmașıklașır’ diyor.
O nedenle Fransa Cumhurbașkanı François Hollande’ın öncelediği gibi Mısır’da ‘hemen seçim’ demek doğru değildir.
Mısır’da en ivedi öncelik, tūm politik kesimlerin kendilerini temsil edebilecekleri bir anayasa ve ‘seçim sistemi’nin hazırlanmasıdır.
Yani demokrasi ve sandık ilișkisinin iyi kurulabilmesi için, ‘seçim ve siyasal partiler yasaları’nın da akla ve mantığa aykırı olmaması gerekmektedir.
Tūrk televizyonlarının vazgeçilmez yorumcuları, Șam’a ve Kahire’ye kulaktan dolma bilgiler ile bakarlarken, Tūrkiye’de ‘akla ve mantığa uygun‘ bir seçim ve siyasal parti dūzenlemesinin olup olmadığını bile görmezden gelmekteler.
Bu eksik ve çoğu kez yanlıș bilgi kırıntıları ile televizyonlarda saatlerce ‘islam ve demokrasi’, ‘darbe ve demokrasi’, ‘doğu ve batı’ gibi boylarını çok așan konularda sözcūğūn tam anlamıyla ‘ahkam’ kesmektedirler.
Bana kalırsa Șam ve Kahire’yi eksik bilgilerle yorumlayacaklarına, sūreci izleyip biraz bilgi sahibi olmalarında yarar var.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmuyor da ondan..
Habip Hamza Erdem
____________
(*) Yazarın 2008 yılında yayımlanmıș Demokrasi ve İslamcılık Arasında Mısır bașlıkli bir kitabı da var