Müslüman Kalvinistler ve AKP zulmü
Avusturya’nın Die Presse gazetesi, “Türk İkilemi” başlıklı yorumunda Münih Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Aydın Fındıkçı ile Avrupa İstikrar Girişimi Derneği (ESI) adlı düşünce kuruluşunun yönetim kurulu başkanı Gerald Knaus’un sözlerine yer verdi.
Fındıkçı, Erdoğan’ın demokrasiyi sadece, orduyu püskürttükten ve Türkiye’yi hissettirmeden İslâmlaştırdıktan sonra geri inebileceği bir tramvay olarak gördüğünü söyledi.
Gerald Knaus ise Erdoğan yönetimiyle Türkiye’nin daha da medeni bir hâl aldığını ve ülkenin güvenlik devletinden ticaret devletine olan adımı gerçekleştirdiğini söyledi. Orta Anadolu’da doğan “Müslüman Kalvinistler” zihniyetine benzeyen yeni komşuluk politikasının şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından temsil edildiğini söyleyen Knaus, bu tür yükselmeye çalışan sınıflar için en önemli şeyin eski ezeli düşmanlar da dâhil olmak üzere komşularla ticaret yapmak olduğunu ifade etti.
* * *
“Müslüman Kalvinistler” bir övgü olarak kullanılıyor ama bize göre bu, Türkiye adına hiç de iftihar edilecek bir durum değil.
Rahmetli Mehmet Gül, “Kelime-i Şahadet”in ‘Lailahe illallah’ bölümünden sonrasını, yani “Muhammedûn Resulullah’ı, zikretmesek de olur” diyebilen insanların türediğine dikkat çekmiş ve bunların “Müslüman Siyonistler” olduğunu söylemişti.
Gül, “Hz. İsa inecek, Mesih gelecek” edebiyatı ile meşgul olanların, “Ilımlı İslâm” diye ortaya attıkları görüşlerin de “Mesihçi İslâm” olduğunu vurgulamış ve küreselleşmenin nihai hedefinin Müslümanları bu şekilde devre dışı bırakarak “Büyük İsrail” devletini kurmak olduğunu, bu tür gruplar içinde yer alan Müslümanların da aynı projede kullanıldığını söylemişti.
* * *
Diğer taraftan Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı İbrahim Kalın bir Londra gazetesine verdiği demeçte “Hükûmet tarafından önerilen anayasa değişikliğine, evet oyu vermenin, Türkiye’yi daha ‘modern, demokratik, şeffaf ve sivil’ olmaya götüreceğini öne sürerek, partisinin orduyu doğrudan hedef almadığını ancak ordunun da ‘sınırını bilmesi’ ve siyasete müdahale etmemesi gerektiğini” belirtti.
Görülüyor ki meselenin odağında ordu var. Ordusu terbiye edilerek Türkiye AKP tarafından hızla dönüştürülüyor. Tıpkı Emevilerin İslâm devletini dönüştürdüğü gibi.
Muaviye, Hz. Ali ordusunu yenerek iktidarı tam olarak eline geçirdiğinde camilerde Hz. Ali başta olmak üzere Hz. Muhammed’in ehlibeytine lanet okutulması uygulamasını başlattı.
Yani İslâm dininin kurucusunun çocuğu, damadı ve torunları, o dinin mensupları tarafından günde beş vakit lanetleniyordu. Ta ki Halife Ömer Bin Abdülaziz’e kadar.
Ömer, camilerden bu uygulamayı kaldırdı ve Emevilerin mevcut servetin beşte üçünü ellerinde topladığını görerek buna son vermeye çalıştı. Kendi akrabası olan Emeviler onu zehirleyerek öldürttü.
Bu bilgileri Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün “İmamı Azam” kitabından aldım. Her paragrafı insanı altüst eden bir kitap.. Meğer İslâm tarihi ile ilgili bilmediğimiz ne çok şey varmış. Bütün Müslümanların ve özellikle bütün Müslüman Türklerin okuması gereken bir kitap.
* * *
Üzücü olan şu ki bugün de AKP eliyle tam bir Emevi zulmu uygulanıyor ama Öztürk gibi birkaç kişi dışında kimse bunu ifade edemiyor.
Geçenlerde Bülent Arınç başörtüsü konusunda CHP’yi eleştirirken “Tahmin ediyorum ulema diye Zekeriya Beyaz ya da Yaşar Nuri Öztürk’ü hatırlıyorlardır. Onlara sorarak başörtüsü sorununu çözmeye kalkarlarsa yandım Allah” diye konuşmuştu.
Ya kime başvuracağız?
Zinayı suç olmaktan çıkaran kanuna imza atan, yani bir anlamda zinaya fetva veren bir partinin milletvekilleri olarak, onların göstereceği mollalara mı?
İşte Müslüman Kalvinistler, bu noktaya kadar gelmiştir de sorun, halkın bu zulme boyun eğmesidir!
Arslan BULUT, 3 Eylül 2010