Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen MansurSah » Sal Kas 10, 2009 17:29

Mustafa Kemal Anılıyor


Ölümünün 71. yılında çeşitli etkinliklerle Mustafa Kemal anılıyor. Anma törenlerinde "cumhuriyet" mesajları verilmeye devam edilirken, Kemal Okuyan konuya ilişkin bir değerlendirme yaptı.

Mustafa Kemal ölümünün 71. yılında çeşitli etkinliklerle anılıyor. Yurt çapında gerçekleştirilen resmi anma törenlerinin yanı sıra çok sayıda toplantı ve konferans düzenlenirken, birçok kurum her yıl olduğu gibi, 10 Kasım açıklaması yaparak “laik, demokratik Cumhuriyet’in sonsuza kadar yaşayacağı” vurgusunu tekrarladı.

soL yazarı ve Genel Yayın Yönetmeni Kemal Okuyan konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede “Mustafa Kemal’in, son yıllardaki gelişmelere karşın hâlâ Türkiye’deki birçok ideolojik akımın meşruiyet kaynağı olarak kullanıldığı”nı hatırlatarak, solun böyle bir yarışa girmesinin beklenmemesi gerektiğini belirtti.

Okuyan’ın değerlendirmesi şöyle:

“Mustafa Kemal’in değerini tartışacak durumda değiliz. Bir büyük burjuva devrimcisidir, tarihsel anlamda ilerleme olduğu tartışılamayacak dönüşümlere kişisel damgasını vurmuştur. Ancak bu dönüşümler, bugün Türkiye’nin sorunlarının çözümü, ülkemizin ileriye doğru sıçramasını sağlayacak içerikte değildir, kaldı ki, bugün yaşananlar 90 yıl kadar önce yola çıkan sistemin ürünüdür. Bütün burjuva devrimlerinin kaderidir bu. Onun çerçevesinden hareketle ileriye doğru gitmek olanaksızdır. Ama onu yok sayarak ya da karşınıza alarak da ilerici bir hamle yapamazsınız. Türkiye solundaki Mustafa Kemal ve kemalizm düşmanlığı büyük bir arızadır, kendine güvensizliğin ürünüdür, gerici ve hatta karşı-devrimci dinamiklerin etkisi altına girmektir.

Eli kanlı faşistler, hatta son yıllardaki cüretlerine karşın islamcıları dahil birçok kesimin meşruiyet kaynağı olarak gördüğü “Atatürk” kültü üzerinden bir hegemonya mücadelesine girmek sola bir şey kazandırmaz, zarar verir.

Ancak Mustafa Kemal düşmanlığının sola vereceği ve vermekte olduğu zarar daha fazladır.

Türkiye’nin, halkımızın kurtuluşu bellidir: Sosyalizm! Bu kemalist çerçeveye sığmaz. Burjuva devrimlerinin sermaye egemenliğini pekiştiren sonuçlarının tamamen ortadan kaldırılması, sermaye egemenliğinin yıkılması temel hedef haline gelmiştir.

Türkiye solu, buna odaklanacağına, burjuva devriminin bugün için bile çok değerli olan kazanımlarını karşısına almaya çalışıyor. Biz bunu yapmayız.

Mustafa Kemal’i ancak bu tarihselci yaklaşım içine yerleştirebiliriz. Onun kültleştirilmesine karşı çıktığımız kadar, ona düşmanlığa ve onun önemsizleştirilme girişimlerine de karşı çıkarız.

Mustafa Kemal’in izinden gittiğini düşünüp piyasacılığa, gericiliğe, emperyalizme karşı samimi bir mücadele içine girenlere, Mustafa Kemal’e sosyalizm elbisesi giydirmek isteyenlere ise elbette saygı duyarız. Bu sermaye düzenine karşı, emekten yana bir konumlanışa kim ne adına giriyorsa girsin, hoş geldi sefa geldi!”

-------------
Kaynak: soL, 10 Kasım 2009
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen bezgin » Sal Kas 10, 2009 17:37

Atatürk'ü "burjuva devrimcisi" :shock: ilan etmekle, TKP'nin algi cercevesine neyin sigmadigini görmüs olduk.

Pazarda yardimlasma ve dayanisma, Anadolu topraklarinda TKP'den de, sosyalizmden de önce vardi. Büyük olasilikla onlardan sonra da var olacak.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen İlteriş » Sal Kas 10, 2009 18:16

Orta halli bir ana-baba'nin orta halli bir evladi, nasil olup da burjuva oluyor anlayabilmis degilim. Ama TKP'de yine de Ataturk'u anlamak acisindan buyuk bir ilerleme goruyorum. Bu soylemlerini onceki soylemleriyle karsilastirilamayacak olcude duzelmis buluyorum.

Demek ki aralarindan emperyalist usagi safralari atiyorlar.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen MansurSah » Sal Kas 10, 2009 18:27

Bir yazıyı paylaşmamız, o yazıya külliyen katıldığımızı ve onu savunduğumuzu göstermiyor değil mi :)

Daha öne millilik, bayrağa sahip çıkma ve bu gibi önemli, kutsal simgeleri artık faşoların/yobazların elinden kurtarıp, "imama kızıp dinden çıkma" yanlışından ayılma diye özetleyebileceğim yazılar yazan TKP'li, soL'un genel yayın yönetmeni Kemal Okuyan'dan böyle bir yazı gelince tabii ki sizlerle paylaşmak istedim.

Eleştirilerime gelince, olumluları saymaya gerek görmedim, zira aşikar. Bunlar için Kemal Okuyan'ı ve bu yazıyı benimseyip sitesine koyan TKP'yi kutlularım.

("Kutlulamak".. FMV'nin, Feyzi Sıbyan Mektebi'nden, ismini, Türk Devrimi'ne uygun olarak Türkçeleştirmek üzere "Işık Okulları" diye değiştirmesi üzerine Mustafa Kemal'in, FMV'ye çektiği " .. yeni isminizi kutlularım" telgrafını, mezunu olduğum FMV Işık Üniversitesi'nin kapısından ilk gün kayıt için girdiğimden beri, sonrasındaki altı yıl boyunca her gün gördüğümden mütevellit, artık "kutlarım" yerine kullandığım bir kelimedir.)

Olumsuz eleştirilerim: Gerçi önce teknik olarak "burjuva devrimcisi" tam olarak ne anlama geliyor, bunu öğrenme ihtiyacı içindeyim; lakin ömrü cephelerde geçmiş, her türlü koşulda yaşamış, vatanı ve milletinin kurtuluşu ve rahatı için kendisi gün yüzü görmemiş bir Devrimci için, "burjuva" gibi bir kelime, hiç hoşuma gitmemekte! Hatta ayıp yahu!

Adam istese yeni padişah ve halife olabilirdi; hele ki silah arkadaşlarının hemen hepsi de aslında Cumhuriyeti değil saltanatı isterken, O'nun yapabileceği en kolay şey, belki de kendisini yeni padişah ilan etmekti, ama O, sıradan bir "vatandaş, yurttaş" gibi, ülkemize kendi kazandırdığı seçme ve seçilme hakkı sonucu ve gereği, parlementer ve reis-i cumhur olmuştur. Bu meseleyi daha bir yığın örnekle güçlendirmek mümkündür.

Bu ilk bakışta sırf duygusal olan, azıcık yüzeysel yaklaşımımla birlikte, ufaktan derinleşmeye başlayalım:

1- Her ne kadar sosyalizmi benimseyen bir insan olsam da, üretim araçlarının hepsinin devlete ait olması fikri, beni rahatsız etmekte. Her solcu, sosyalist, bence elini vicdanına koymalı ve esas çıkış noktasının anarşizm yahut anarko-komünizm olduğunu teslim etmeli. Yani bireysel özgürlüğün en coşkulu ve doğayla, insanlıkla en uyumlu bir şekilde yaşanabilmesini kutsayan bir insan olarak, diyelim ki üç metrekare bir bahçeye sahip olup, oraya soğan ekip biçme ve onu götürüp pazarda satma (gladyatör filmini, kahramanın o köydeki evini, başakları okşadığı anı hatırlayalım); yahut kendine ait bir ayakkabı tamircisi dükkanı işletme özgürlüğünden, kimseyi kısıtlama hakkımız olmadığını düşünüyorum, hissediyorum. (Ayakkabı tamircisi örneğini, Lenin'in, kitaplarında bahsettiğinden veriyorum; yoksa ben aslında ayakkabı tamircisi dükkanı yerine, kazancı dükkanı örneğini veririm, Bedih'e saygıdan dolayı.. Zira kendisi olayı çözmüş, ona göre yaşamış da biz işte onun içinde çözdüğü olayı, asırlık kuramlarla anlamaya çalışmaktayız.. Yunus'un adımları gibi, o da çekicini vurmakta, bakırlara..)

2- Mustafa Kemal, tüm ekonomiyi, nerdeyse olduğu gibi devletçi bir zemine oturtmuştur.

3- Belki de birinci maddede dile getirdiğim nedenlerden dolayı, kim bilir, özel teşebbüse de izin vermiştir; yani salt sosyalizm değil de, bizim şimdi Atatürkçü İktisat diye nitelendirebileceğimiz bir iktisadi yöntem belirlemiştir.

Lakin dananın kuyruğunun koptuğu yer de, bence işte buradadır: Mustafa Kemal, o koskoca Kurtuluş Savaşı'nı kazanarak verdikten, Cumhuriyet'i ve Meclis'i kurduktan, o kadar kısa sürede eşi benzeri görülmemiş devrimleri yaptıktan sonra, bence kafayı taktığı esas mesele, kendi deyimi ile, "artı değere nasıl el koyacağız" olmuştur.

Yani şimdiki komünistlerimiz, O'nu, özel teşebbüse izin vermesi ve dolayısıyla sermaye sınıfının oluşabilip, güçlenebilmesi ile eleştiredursunlar, ona hâşâ "burjuva devrimcisi" diyedursunlar..

O, kişisel özgürlüğü, işte bahçene soğan ekip satabilmeyi, yada bu topraklarda binlerce yıldır süregittiği gibi, mesela karabiber, ipekli kumaş alıp satabilmeyi özgür bırakmıştır.

Yasaklamamıştır.

Lakin ticaret yapa yapa, fabrika sahibi ola ola, sermaye sınıfı oluşacağını da tabii ki öngörüyor olarak.. Şimdi burada şaşırmamak lazım, Mustafa Kemal'in altını çizerek, defalarca okuduğu kitap sayısı 4-5 bindir; tabii ki Engels ve Marks'ın geliştirdiği Diyalektik Materyalizm'i çok iyi bilir, Marksizm'e hakimdir; Lenin'in devrim uygulmasını ise bizzat görmüş yaşamıştır; kimse kalkıp da Mustafa Kemal'in, özel teşebbüse izin verince, kapitalist sermaye sınıfının ortaya çıkacağını bilememe/öngörememe gibi bir durum içinde olduğunu savunamaz. (Kazancın artması ile sermaye birikimini önleyen Ahiliği de bu minvalde anmamızın yerinde olduğunu düşünüyorum ve Mustafa Kemal, hiç şüphe duymam ki işte bu "artı değer" meselesinde, Ahiliği de bolca düşüp tartışmıştır.)

Bence gayet iyi farkındaydı. Ama ömrünün son yıllarını, tıpkı Hatay Meselesi gibi, esas kuramsal olarak bence işte bu "artı değere nasıl el koymalı" fikrine adamıştı.

İşte bence bu yazıda, Kemal Okuyan'ın eksik bıraktığı temel nokta budur.

Gazi Mustafa Kemal ve iktisat kelimelerinin geçtiği hiçbir cümle, O'nun, "artı değere nasıl el koymalı" fikrini zikretmeden kurulamaz!

Tamam, kısa yoldan şimdi, TKP dahil, Yalçın Hoca dahil, "sosyalist cumhuriyet" demekte.. Eyvallah, ama şu an yani en büyük sosyalist devlet, SSCB çökmüşken, garibim Küba dışında sosyalizmin durumu ortadayken, tesbit edilen Sosyalist Cumhuriyet çözümünü, koskoca Mustafa Kemal, çağdaşı Engels ve Marks kuramını, arkadaşı Lenin de uygulamasını yapmış olarak, görememiş miydi? Yani Mustafa Kemal, "sosyalist cumhuriyet"i akıl edememişti de şimdi biz mi akıl ediyoruz? Yahut Mustafa Kemal, sermayeci falandı da mı, o "burjuva devrimi"ni yaptı?

Çok uzatmayayım. Bence Gazi Mustafa Kemal, vahşi kapitalizm ve tipik sosyalizme çözüm olacak esas iktisadi kuramı geliştiremeden, yada (Uğur Mumcu'nun birçok şeyi ispatlarla sabitleştirip ama kitabını basıtramadan katledilişi yani aramızdan, zamansız ayrılışı gibi) geliştirmiş ama bize açıklayamadan, gencecik yaşında Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.

En başa döneyim, O'na kalkıp 70 yıl sonra, "burjuva devrimcisi" demek, çok ağır ve en azından ayıp bir sözdür.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen İL-BARS » Sal Kas 10, 2009 18:45

Artık Çökmüş olan bir ideolojinin(Komünizm) mensuplarının, Yüce Atatürk ile ilgili yaptığı yorumları kaale almamak gerekir. Ama mevzu Atatürk'ü yanlış bir tespit ile değerlendirmeye kadar giderse, iş değişir.

Atatürk, "Burjuva Devrimcisi" ise Marx, Engels ne peki? Bunların hepsi Para Babası, Zengin ailelere mensuplardır. İkiside Burjuva'lardan bile daha lüks bir yaşam sürüyorlardı. Atatürk hakkında böylesine yanlış ve önyargılı bir tespiti; Sovyetler Birliği'nin kurucusu olan Lenin, Troçki ve hatta Stalin bile yapmamıştır.
En son İL-BARS tarafından Sal Kas 10, 2009 22:48 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen ulusalsol » Sal Kas 10, 2009 18:57

TKP'nin Mustafa Kemal'e "Burjuva Devrimcisi" demesi onu küçümsediğinden değil tarihe hala 19. yüzyılın batılı kolej sosyalisti mantığıyla baktığı içindir.

Nedir burjuva devrimi? Fransız İhtilali'dir, 1848 Devrimleridir...

Fransız İhtilali’ni oluşturan koşulların temelinde üretim ilişkilerinin değişimi vardır. Özellikle kavimler göçü ile feodalizmi iyice oturtan Avrupa; yeni kıtaların keşfi sayesinde oluşan bolluk ve ilk sanayi kurumlarının oluşmaya başlaması sebebiyle geleneksel yapıdan farklı bir yapıya sürüklenir. Toprağa bağlı köylü ve toprak mülkiyetine sahip “ağa” ve bunların üstünde “kral” ve “kilise”… Artık bu sistem çatırdamaya başlamıştır. Özellikle ticaret ve bundan elde edilen birikimle yeni yeni kurulmaya başlanan sanayi bu sisteme yepyeni bir sınıf eklemiştir: Burjuvazi!

Şehirlerde gün geçtikçe daha da zenginleşen burjuvazi, doğal olarak iktidara da sahip olmak istemektedir. Ne feodal “ağa”ya ne de bu sistemin tepesinde bulunan “kral” ve “kilise”ye bağlı bulunmak istemez. Bağlı bulunmak istememesi bir yana gün geçtikçe bu yapılarla çıkarları çatışır. Çünkü yavaş yavaş sanayi kurulmaya başlanmaktadır ve bu kurulan sanayide çalışacak insanlara yani bir işçiler ordusuna, bugünkü tabirle kendisini yaratmak için bir “işçi sınıfına” ihtiyaç duyar.

Burjuvazi kollarını sıvadığı gibi işe koyulur. Köydeki insanı şehre, fabrikaya getirmesi gerekir ama köylü ağanın marabasıdır. Bir nevi maldır. Köyle beraber alınır satılır, hiçbir bireysel hakkı yoktur. Köylünün yaşamı çok ağırdır. Bunu gören burjuvazi, köylüyü işçi yapacak formülü keşfeder: Özgürlük!

Devrimin parolası bulunmuştur. Ağanın malı olan köylü özgür bir birey haline getirilecektir. Yeni sistem ona emeğini istediği gibi satma özgürlüğü tanıyacaktır. Artık tüm feodal yapıdan kurtulma zamanı gelmiştir. Bu yapı tüm gelenek ve görenekleri ile dini ile aidiyeti ile yok edilecek ve sistem kendi kültürünü oluşturacaktır.

Burjuvazi yeni sistemin devrimci gücüdür artık. Köylüyü arkasına almış ve kralın kellesini sepete atmıştır. Tüm feodal unsurlar tasfiye edilmiş, dine cephe alınmış ve devrim gerçekleştirilmiştir. Ağanın toprağı köylüye dağıtılmış, kralın ve kilisenin malları yağma edilmiş ve mülkiyetleri halka geçmiştir.

1789 yılında Fransa’da başlayan bu süreç tüm Avrupa’ya yayılmış ve bu devrimlere “Burjuva Demokratik Devrimleri” denmiştir. Devrimin iki temel karakteri de ismine yansımıştır. Devrimi yapan sınıf bakımından burjuva, feodalizmi tasfiye etmesi bakımından da demokratik nitelik taşır.

Şimdi TKP'nın ideologları alıyorlar bu yapıyı dünyanın her köşesine uygulamaya çalışıyorlar. Feodalizmi yıkan devrim mi? Hemen burjuvazi!

TKP'lilerin kaçırdığı en önemli nokta burada emperyalizm olgusu.

Çünkü doğudaki demokratik devrimler batıdaki gibi emek-sermaye çelişmesinin değil emperyalizme karşı mücadelenin ürünüdür. Bu yüzden de devrimi yapan sınıf "burjuvazi" değil, tüm "millettir". Bu yüzden de Kemalizm'e "Milli Demokratik Devrim" denmiştir. 68 hareketini ayrıştıran tartışmalar da zaten Sosyalist Devrim - Milli Demokratik Devrim tartışmalarıdır. O dönem dahi Burjuva devrimi denmemiştir ki denemez de zaten. Gerçekçi olmaz.

Saygılar
Kullanıcı küçük betizi
ulusalsol
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Sal Eki 27, 2009 20:52

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen MansurSah » Sal Kas 10, 2009 19:19

İL-BARS yazdı:Artık Çökmüş olan bir ideolojinin(Komünizm) mensuplarının, Yüce Atatürk ile ilgili yaptığı yorumları kaale almamak gerekir. Ama mevzu Atatürk'e yanlış bir tespit ile değerlendirmeye kadar giderse, iş değişir.

Atatürk, "Burjuva Devrimcisi" ise Marx, Engels ne peki? Bunların hepsi Para Babası, Zengin ailelere mensuplardır. İkiside Burjuva'lardan bile daha lüks bir yaşam sürüyorlardı. Atatürk hakkında böylesine yanlış ve önyargılı bir tespiti; Sovyetler Birliği'nin kurucusu olan Lenin, Troçki ve hatta Stalin bile yapmamıştır.


İL-BARS; ilk paragrafına karşı çıkıyorum zira fikriyatlar çökmez. Evet,

"Hep bir ağızdan türkü söyleyip
hep beraber sulardan çekmek ağı,
demiri oya gibi işleyip hep beraber
hep beraber sürebilmek toprağı
ballı incirleri yiyebilmek hep beraber
yarin yanağından gayri her şeyde
her yerde
hep beraber
diyebilmek için
on binler verdi sekiz binini..."


Evet, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından asırlarca önce Şeyh Bedreddin ve yandaşları, yenildilerdi, ancak fikirleri çökmedi. Fiilde olmasa da, fikirde, en azından benim için, dimdik ayakta!


2. Paragrafına ise yürekten katılıyorum. Evet, Mustafa Kemal'e bizim solcularımızın, komünistlerimizin yaptığı bu haksızlığı ne Lenin, Stalin, ne de Troçki yapmıştır. Aklı, vicdanı olan kimsenin de yapması mümkün değildir. Komünistlerimiz, en başta, Nazım Hikmet'in Mustafa Kemal'e olan sevgi, saygı ve hayranlığını anlamaya çalışsınlar hele bir.

--

ulusalsol, açıklaman için çok teşekkür ederim. Tam da "teknik olarak tam olarak ne manaya geldiğini öğrenme ihtiyacı içindeyim" dediğimde, bu ihtiyacımı karşıladın.

Son paragrafına ise, Sultan Galiyev'in, en azından ismi ile bile katkıda bulunmak isterim.

Evet Marks ve Engels, sınıf mücadelesini çok güzel tanımlamışlardı ama, peki ya hep birlikte doğu ülkelerini sömüren, işçisiyle patronuyla bir İngiltere? Buna kim dur diyebilir? Eğer emperyalizm olmasaydı, Marks-Engels'in sınıf mücadelesine dayalı kuramları başarılı olabilirdi evet ama, e zaten emperyalizm, kapitalizmin doğrudan sonucu olduğuna göre..

Hayır bu salt "sınıf", bırakın makro düzeyde sömürüyü ve başkaldırıyı, en azından, bizdeki mesela "hemşehri" dayanışmasını bile açıklayamıyor ki! Tamam genel olarak patronların, şehrine-kökenine bakmadan emekçileri sömürüyor olduğu doğal bir gerçek ama en azından hemşehrisini kayırdığı da, en az bunun kadar çarpıcı bir gerçektir. Köyünden yeni göçüp gelmiş bir aile, hemşehrilerinin yaşadığı gecekondu semtlerine yerleşmekte ve orada yine hemşehrilerinin yardımları sayesinde tutunabilmekte. Bu meseleyi, yalnızca "sınıf mücadelesi" diye açıklamak, mümkün değil. (Onların yalnızca "tutunmaları" değil, aynı zamanda hangi partiye oy verdikleri de, yine salt sınıf mücadelesi değil, hemşehrilik-göç gibi olgularla açıklanabilmektedir.)

Yani özünde, senin ilk cümlende belirttiğin gibi..
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen ulusalsol » Sal Kas 10, 2009 20:20

Marks ve Engels bunu tanımlayamazlardı zaten. Bu tarihsel olarak mükmün değildir. O zamanlarda emperyalizm denen bir kavram yoktu çünkü. Bu eksikliği de Lenin doldurmuştur.

Lenin demişken...

Mustafa Kemal'i "burjuva" devrimcisi gören ve İzmir İktisat Kongresi üzerinden eleştiri yağmuruna tutan TKP, neden Lenin'in NEP'inden bahsetmez?

NEP bizdeki İİK'ya karşılık gelen bir ekonomik program. Sermayeye yol açıyor. Şimdi kalkıp biz de Lenin "Burjuva devrimcisidir" desek olur mu?

Abes kaçar.

Mustafa Kemal için de öyle.

Saygılar
Kullanıcı küçük betizi
ulusalsol
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Sal Eki 27, 2009 20:52

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen maydonos » Sal Kas 10, 2009 20:46

TKP nin cizgisi tamami ile isci sinifinin devrimidir. Kemalist devrimle karsilastirilamaz. Buyukluk ve cap acisindan da farklilik gosteriyor. Birisi tamami ile bir ulkenin isci sinifinin devrimi digeri ise dunya ulkelerinin somurusune karsi verilen savastir. TKP bu acidan bakiyor ise kendi acisindan haklidir ama bu cok dar bir bakis acisidir. Karma ekonomik sistem oldugu icin TKP bunu burjuva devrimi olarak goruyor, sanirim.

Birgun herkes Kemalist olacak..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen brd » Sal Kas 10, 2009 21:22

En başa döneyim, O'na kalkıp 70 yıl sonra, "burjuva devrimcisi" demek, çok ağır ve en azından ayıp bir sözdür.


Burjuva devrimcisi kötü anlamda kullanilan bir terim degil, hatta sanilanin aksine olumlu bir sifatlandirmadir. Soszalist bir ülke kurmadigina göre Mustafa Kemal, sinifsal olarak burjuva siyasetinin bir parcasidir, ama devrimcidir. Bu yönüne sol sahip cikar. Eksigi fazlasi buna göre degerlendirilir.

Mustafa Kemal'i "burjuva" devrimcisi gören ve İzmir İktisat Kongresi üzerinden eleştiri yağmuruna tutan TKP, neden Lenin'in NEP'inden bahsetmez?


NEP her zaman gecici olarak görülmüstür, Izmir Iktisat Kongresinde kabul edilen politika ise yeni cumhuriyetin ekonomisinin ana ve kalici politikasidir.
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen bezgin » Sal Kas 10, 2009 21:29

Bir "insanlik devrimcisi", insanligi ileri götürmüs önderlerden birine "burjuva devrimcisi" demek asagilamaktan baska birsey olamaz.

Devrimi, yalnizca pazarla ilgili bir kavram olarak ele alan bir düsünceyle fazlasi da tartisilamaz.

Gerci TKP istedigi tanimlamayi yapsin, benim icin Mustafa Kemal 15.000 yillik Türk Devrimi'nin en büyük önderidir ve caglar gectikce düsünceleri daha fazla uygulama alani bulacaktir.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen ulusalsol » Sal Kas 10, 2009 21:55

İİK kararları nasıl kalıcı olmuştur?

Devletçilik nedir o zaman?

İİK başkanı bile muhalif isimlerden Kazım Karabekir'dir. Daha sonra bu kadro tasfiye edilmiştir tamamen.
Kullanıcı küçük betizi
ulusalsol
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Sal Eki 27, 2009 20:52

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen brd » Sal Kas 10, 2009 22:07

İİK kararları nasıl kalıcı olmuştur?


Liberal ekonomide karar kilinmistir. Liberal ekonomide kimi zaman devletcilik ön plana cikar kimi zaman piyasa, kimi zaman sosyal refah devleti kimi zaman sadece kar hirsi ama temel prensipler aynidir. Ekonomik iliskiler pazar cercevesinde belirlenir. Devlet kimi zaman önplanda kimi zaman geri plandadir. Ama mevcut olan iliskiler en devletci ekonomide bile kapitalist iliskilerdir.

NEP ise savas sonrasi toparlanmada köylünün daha fazla üretmesini tesvik etmek ve bazi sanyi yatirimlari icin öngörülmüstür. Dis ticaret tamamen devlet kontrolündedir. Ayrica NEP 25te bitmis, 28de de NEP politikasi nedeniyle zenginlesenlerin malllari kamulastirilmistir. Bunu kabul etmeyenler ya sürülmüs ya da öldürülmüstür.


Kapitalist ekonomi ve sosyalist ekonomi üretim araclarinin mülkiyeti ve pazarla birbirinden ayrisir. Devletcilik dediginiz sey, yerli zengin yaratmak icin devletin yatirim yapmasidir. Bu yatirimlar ileride sermayeye devredilmek üzere yapilir. Sosyalist ekonomide ise böyle birsey olmaz. Bu kadar basit...


Bir "insanlik devrimcisi", insanligi ileri götürmüs önderlerden birine "burjuva devrimcisi" demek asagilamaktan baska birsey olamaz.


Terimlerin ne anlama geldigini iyi bilmek gerekiyor... Fransiz devrimini yapanlar da insanligi ileri götürdüler ama burjuva devrimcileriydi hepsi... Burjuva devrimcisinin ne oldugunu bilmeden fikir yürütünce, "Atatürk aydinlikci bir despottu" dendiginde Atatürk'e despot deniyor zannedenlerin durumuna düsersiniz....
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen bezgin » Sal Kas 10, 2009 22:32

bezgin yazdı:Devrimi, yalnizca pazarla ilgili bir kavram olarak ele alan bir düsünceyle fazlasi da tartisilamaz.


"Aydinlikci despot" gibi bir kavrama hicbir zaman ihtiyacim olmadi. Sizin "kavramlar dünyaniz"da yasamak zorunda degilim.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Mustafa Kemal Anılıyor - soL (TKP)

İletigönderen ulusalsol » Sal Kas 10, 2009 22:40

Liberal bir ekonomide karar kılınmıştır demek çok iddialı bir laf. Liberal ekonomide hele hele üçüncü dünya ülkelerindeki uygulamalarında devletçi bir yapı yoktur. Eğer öyle olsa pazar dışarı açılır ve hiç zahmete girilmezdi. Oysa devlet ne yaptı? Kendi eliyle sanayi kurdu. Böyle bir liberalizm yok.

NEP savaştan çıkmış bir ülkenin politikası olduğu gibi İİK de savaştan çıkmış bir ülkenin kararlarıdır.
Kullanıcı küçük betizi
ulusalsol
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Sal Eki 27, 2009 20:52

Sonraki

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x