Mustafa Kemal sıkıntısı...
Bir reklam filmi sadece Türkiye'de olabilecek bir tartışmayı daha başlattı.
Emre Aköz önceki gün Atatürk'ün reklamdaki gibi İstanbul Türkçesi ile değil tatlı bir Rumeli şivesi ile konuştuğunu yazmış.
Belli ki Emre Aköz Mustafa Kemal'in Mimar Sinan Üniversitesi arşivlerinde duran görüntülerini hiç izlememiş ya da Onuncu Yıl Nutku'nu hiç dinlememiş. Oradaki Türkçe'de "Rumeli şivesi" falan yok.
Kaldı ki Mustafa Kemal'in konuşmasında şive olsa ne olur, yaptıklarının değeri mi azalır?
Şive işine meraklı olanlar Süleyman Demirel ve Rauf Denktaş'ın konuşmalarına baksın.
Meydanlarda "Anadolu" şivesi ile konuşan Demirel, dost sohbetlerinde Kıbrıs şivesiyle konuşan Denktaş, gerektiği zamanlarda İstanbul Türkçesi ile konuşur. Emre aynı yazıda "...fıskiyesini kısmasını istediği uşağına 'hayvan' diyen, başka bazı vesilelerde de Granda'ya yine böyle hitap eden gerçek Atatürk ile karşılaşmak ister miydiniz?" diye sormuş.
Sonra da bizim adımıza cevap vermiş: "Hayır istemezsiniz! Tatlı bir rüyadan kim uyanmak ister ki!"
Cemal Granda'nın "Atatürk'ün Uşağı İdim" adlı kitabından nedense Emre'nin aklında hep kötüye çekilebilecek anılar kalmış.
Mustafa Kemal'in zaman zaman uşağı Granda'ya "hayvan" dediği doğru ama ona asla hayvan muamelesi yapmadığı daha doğru.
Cumhurbaşkanlığı sekreterinin işten atmak istediği Granda'ya sahip çıkışı da o kitapta anlatılır. Aynı Granda Mustafa Kemal'den sonra mutlu olamadığı için İsmet İnönü ile çalışamaz.
Cemal Granda, İran Şahı'nı beklerken ağzına bir lokma atan Mustafa Kemal'e, "hazır sofrayı bozmayın" diye uyaracak kadar yakın ve rahattır.
Mustafa Kemal'in okuma yazma öğretmeye çalıştığı ve zaman zaman da sınav yaptığı uşak da yine Cemal Granda'dır.
Mustafa Kemal kimileri için rüya olduğu kadar kimileri için de kabustur.
Bizim içinse insanüstü bir varlık değil ama üstün özellikleri olan bir insandır.
Bazılarındaki Mustafa Kemal sıkıntısının sebebi de bu değil mi?
Özay Şendir, 23.11.07