NATO, Afganistan'da kan dökmeye kararlı!

Genel & Güncel Konular

Re: NATO, Afganistan'da kan dökmeye kararlı!

İletigönderen Deli Haydar » Pzt May 03, 2010 16:16

[img]http://www.avazturk.com/upload/Image/Nisan/ataturkun_tarihi_afganistan_mektubu.jpg[/img]

Atatürk’ün Tarihi Afganistan Mektubu
Avaz Türk / 8 Nisan 2010

Mustafa Kemal’in 90 yıl önce, hem de Milli Mücadeleyi verirken, “Anadolu’nun güvenliğinin” Afganistan, Türkistan ve Buhara’dan başladığını görüp, strateji geliştirdi.

Bunu gerçekleştirmek amacıyla da kendi el yazısıyla bir talimatname hazırladı.

Malum Afganistan sadece dünya değil ülkemiz gündeminin de ana konusu. ABD ve NATO yıllardır Türk askerinin bu ülkeye savaşmak üzere gitmesi için baskı üstüne baskı yapıyor. İşte Mustafa Kemal’in 90 yıl önce “Anadolu’nun üstüne çöken sıkıntıları hafifletmek” amacıyla düşündüğü ve talimatını verdiği Afganistan projesini öğrendiğinizde eminiz ki, bizim gibi sizler de çok şaşıracak, dahası Türkiye’nin bugün niçin “taşeron” yapılmak istendiğini daha iyi anlayacaksınız.

Hele de Mustafa Kemal’in neden Afganistan’da, “İslâm ve Türk menfaatine hizmet eden bir Afgan grubun iktidara gelmesini” istediğini görünce, bugün o bölgede, kimin, hangi hedefleri için kullanılmaya çalıştığımızı bir kez daha düşüneceksiniz.

Ya Anadolu’yu korumak için İngilizleri daha Afganistan’da durdurma planları! Mustafa Kemal’in dehası ve ileri görüşlülüğüne, bir kez daha hayran kalmamak mümkün değil. Herhalde, ABD’nin, Afganistan’ı işgâl planında Mustafa Kemal’den kopya çektiği yorumunu yapanlar da çıkacaktır.

Özetle Mustafa Kemal de, Afganistan da her daim aklımızda, gönlümüzde ve gündemimizde oldu, olacak. Ancak bu tarihi tabloda biri daha var. O kişi, 2 gün sonra 10 Nisan Cumartesi günü Genelkurmay Başkanlığı’nın, Genelkurmay Karargâhı’nda adına özel bir anma töreni düzenleyeceği Fevzi Paşa, yani İstiklâl Savaşı kahramanlarından Mareşal Fevzi Çakmak.

Zira Mustafa Kemal’in “TBMM Reisi” sıfatıyla, kendi el yazısıyla yazdığı bu tarihi talimatın muhatabı Fevzi Paşa. Tarihi 21 Aralık 1920. Konusu da, “Afganistan’a bir askeri heyet gönderilmesi”.

Tarihi Talimatın Tam Metni

Devlet adamları ve siyasetçiler başta olmak üzere, dış politika uzmanları ve stratejistlerin üzerinde düşünüp, detaylı şekilde yorumlayacağına inandığımız bu tarihi talimatı aynen aktaralım:

Fevzi Paşa’ya,

Savunma ve Maliyemizce olumlu olması durumunda ve anlaşma olduğu takdirde Afgan ordusunu yeniden düzenleme görevi için bir grup subayın gönderilmesini önemli ve lüzumlu görmekteyiz.

Cemal Paşa’nın bize ulaşan mektubunda belirtildiği şekilde, bunun gelecekte Anadolu üzerine çöken sıkıntıları hafifletmeye yarayabileceği gibi, aşağıdaki hususlara uyulduğu takdirde Orta Asya’da emrimize hazır kuvvetli bir orduya sahip olmamız temin edilmiş ve dolayısıyla gerektiği zaman Anavatan’ı savaşların sıkıntısından korumuş ve İngilizleri daha uzaklarda işgâl etmek için bir vasıta elde edilmiş olur.

Âcizane fikrime göre, bu heyeti oluşturacak subayların seçiminde ve kendilerine verilecek talimatta aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır:

Öncelikle, bu heyetin başlangıçta kesinlikle siyasi konularla uğraşmayıp, sadece askeri görevlerini yerine getirmesi, gerek Afgan, gerekse Türkistan ve Buhara halkı ve askerlerine kendilerini fevkalade sevdirmesi,

İkinci olarak, giden subayların görünürde Afgan hükümetinin adamları gibi görünmekle birlikte daima ve her zaman Türk Hükümetinin bütün emirlerine tabi olacak ahlâk ve dayanıklılıkta olanlardan seçilmesi ve Afganistan hizmetinde bulundukları müddetçe her istediği imkânı temin etme ve diğer hususlarda Türk ordusu kadrosuna dahil bulundurulmaları,

Üçüncü olarak, bu heyetle telli ve telsiz telgraf muhaberesinin kurulmasına çalışılması,

Dördüncü olarak, Afganistan Dış İşleri Direktörü entrikalar sayesinde İslâmiyet ve Türklüğün menfaatine aykırı bir şekilde hareket etmeye hazırlandıkları takdirde, heyetimizin bu suretle hareketlerine mani olabilecek ve İslâm ve Türk menfaatine hizmet eden bir Afgan grubunu iktidara getirebilecek kadar sağlam bir yer edinmesi.



Müyesser Yıldız
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: NATO, Afganistan'da kan dökmeye kararlı!

İletigönderen Başkomutan » Çrş Eki 13, 2010 15:33

Türkiye'ye füze savunma sistemi mi geliyor?

Amerikan Savunma Bakanlığı'ndan bir yetkili Türkiye'nin füze savunma sisteminin bazı bölümlerine ev sahipliği yapabilecğini kaydetti.

WASHINGTON - Amerikan Savunma Bakanlığı'nın bir yetkilisi, Türkiye'nin füze savunma sisteminin bazı bölümlerine ev sahipliği yapabileceğini söyledi.

Konu yarın Brüksel'de yapılacak NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısnın da gündeminde olacak.

Amerikan Savunma Bakanlığı'nın Avrupa ve NATO politikasından sorumlu üst düzey yetkilisi Jim Townsend, "Balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine baktığımızda Türkiye çok fazla ön cephelerde yer alıyor" dedi.


Coğrafi açıdan Türkiye'nin füze savunma sisteminin bazı bölümlerine ev sahipliği yapabilecğini kaydeden Amerikalı yetkili, bu konuyu Ankara ile görüştüklerini ve kararı beklediklerini bildirdi.

Konu, yarın Brüksel'de yapılacak NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısında da gündeme gelecek.

Toplantılarda Türkiye'yi Ahmet Davutoğlu ve Vecdi Gönül temsil edecek.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.ntvmsnbc.com/id/25140862/






Amerika Genel Kurmay Başkanı Omar Bradley şu sözleri ediyordu:
“Türkiye Asya’da ki çatışma alanlarından sadece biri!.” Nato'da 57. Yıl






İşte NATO’nun füze planı

Karar Lizbon zirvesinde alınacak

19-20 Kasım’da Lizbon’da yapılacak NATO zirvesinde karara bağlanacak “füze kalkanı” projesinin ayrıntıları ortaya çıktı. Anlaşma sağlanırsa, önce denize SM-3 füze önleyici füzeler, daha sonra Patriot PAC 3 sistemi konuşlandırılacak.

Füzeler Karadeniz’e yerleştirilecek

Füzeler Karadeniz, Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu’ya yerleştirilecek. Türkiye’nin ise iki noktada çekincesi var. 1- Proje Türkiye’yle sınırlı kalmamalı, tüm NATO topraklarına yayılmalı. 2- Türkiye, NATO belgelerinde İran ve Suriye’nin tehdit olarak geçmesini istemiyor.

NATO ülkelerinin Kasım ayında Lizbon’da gerçekleştireceği zirve sırasında karara bağlanacak olan “Füze Kalkanı” stratejisinin ayrıntıları belli olmaya başladı. Hürriyet’in NATO çevrelerinden elde ettiği bilgilere göre anlaşma halinde önce aşamalı olarak Karadeniz’de yüzer durumda bulunan gemiler üstündeki SM-3 füzeleri yerleştirilecek, sonra da Türkiye’ye Patriot PAC 3 sistemi konuşlandırılması planlanıyor.

Bu sistem, karadan havaya atılan güdümlü füzelere karşı bir “hava savunma kompleksi” olarak ABD tarafından geliştirildi. Türkiye’nin onay vermesi halinde bu sistem Türkiye’nin Doğu, Kuzey-Doğu ve Karadeniz bölgelerine yerleştirilecek.

Dün Brüksel’de yapılan NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısında “Füze Kalkanı” projesi ayrıntılarıyla ele alındı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, 28 üye ülkedeki 900 milyon vatandaşın muhtemel saldırılardan korunması gerektiğini belirterek “Tehdit altındayız. Dünyada 30’dan fazla ülke balistik füze teknolojisi üzerinde çalışıyor ve bazılarının menzili Avrupa’ya ulaşıyor” dedi. Rasmussen ortak füze savunma sisteminin hayata geçirilmesini istedi.

Sistem nasıl işleyecek

Hürriyet’in elde ettiği bilgilere göre dün toplantıda, daha önce Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde oluşturulması planlanan, ancak Rusya’nın karşı çıkması nedeniyle Romanya ve Türkiye üzerine odaklanan projenin ayrıntıları şöyle.

Türkiye, Lizbon zirvesinde projeye onay verirse, “Aşamalı Uyarlanabilir Yaklaşım” (Phased Adaptive Approach) adı verilen proje hayata geçirilecek. 2011 yılı içinde elde mevcut denize konuşlu Aegis Silah Sistemi gibi SM-3 önleyici füzeler yerleştirilecek. Bunun için Rusya ile “dirsek teması” sürüyor.

İki yıl içinde de karaya konuşlu hareketli radar sistemlerini içeren savunma sistemleri gündeme gelecek. Bu aşamada Türkiye’nin de onayıyla PAC-3 balistik savunma füzelerinin daha çok Karadeniz bölgesine yerleştirilmesi planlanıyor.

Muharebe Sahası Balistik Füze Savunması’nın ‘Anti Theatre Balistic Missile Defense) esasını teşkil eden bu sistem, karadan havaya atılan güdümlü füzelere sahip bir “hava savunma” kompleksinden oluşuyor.

Sahip olduğu yetenekli (interceptors) ve geliştirilmiş savaş başlığı ile hedefi atıldığı anda tespit ederek, gerekli vuruş hesaplarını yapıyor ve füzenin atılması ardından çarpma suretiyle (hit to kill) imhasına neden oluyor.

Hesaplamalara göre, İran’ın ABD ya da Avrupa’ya attığı bir balistik füzenin rotası Türkiye’nin doğu ve kuzeydoğusu üzerinden, Karadeniz’e doğru takip edecek.

Bu nedenle, Patriot PAC-3 füzelerinin bu bölgelere konuşlandırılması hesaplanıyor. Atılan balistik füze, daha yükselme safhasındayken vurulacak. Sistem, Türkiye’yi hedef alan bir tehdit olduğu zaman da rahatlıkla kullanılabilecek.

Türkiye’nin iki çekincesi

Daha önce Türkiye’nin tamamı korunmayacağı gerekçesiyle duyulan rahatsızlığı karşı tarafa aktaran Türk yetkililer, dün Brüksel’deki pazarlıklarda ise “iki çekince” ortaya koydu:

1-NATO’nun “bir müttefike saldırı, bütün müttefiklere saldırıdır” prensibinin yer aldığı 5’inci madde çerçevesinde ve ‘caydırıcılık’ kapsamında olabilir. Tüm NATO topraklarına yayılması halinde füze savunma sistemine yeşil ışık yakabiliriz.

2- NATO belgelerinde tehditlerin İran, Suriye gibi ülkeler olarak yansıması doğru olmaz. Komşularıyla “sıfır sorun” politikası yapan Türkiye bu durumu kabul edemez.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen’e göre NATO, 200 milyon Euro’luk bir harcamayla ABD’nin füze savunma sistemine entegre edilebilecek. Ancak bu rakamın Türkiye’nin çekincelerinin kabul edilmesi durumunda artacağı belirtiliyor.


Brüksel’de dörtlü zirve

Dün NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısı nedeniyle Brüksel’de bulunan Türk ve ABD’li bakanlar “dörtlü zirve” yaptılar. Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ABD’li meslektaşları Hillary Clinton ve Robert Gates ile yarım saati aşan özel bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin özünü, Türkiye’de konuşlandırılması planlanan “Füze Kalkanı” konusu oluşturdu. Türk bakanlar ABD’li mevkidaşlarına, “tüm NATO topraklarını kapsaması ve NATO üyelerinin güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem planlanması” halinde füze savunma sistemine destek verebileceklerini belirttiler.

HÜRRİYET




Füze kalkanına koşullu evet

Füze kalkanına koşullu evet

Türkiye, ABD’nin NATO kapsamında gündeme getirmeye hazırlandığı füze kalkanı projesine “koşullu evet” demeye hazırlanıyor. İki kritik çekincesi bulunan Ankara, projenin sadece İran’ı hedef alacak biçimde şekillendirilmemesini, füze kalkanının teknik altyapısının Türkiye’nin tamamını kapsayacak biçimde oluşturulmasını istiyor. Projenin yaşama geçmesi için NATO’da oybirliği gerekiyor.

ABD yönetiminin, İran’a karşı NATO kozunu kullanıp Tahran yönetimini stratejik açıdan baskı altına almak için şekillendirdiği füze kalkanı projesi Ankara ile Washington’u bir kez daha karşı karşıya getirdi. ABD yönetimi, füze kalkanı projesine ilişkin Ankara’yı baskı altında tutmaya çalışırken, çekincelerini ortadan kaldıracak bir formüle Türkiye’nin “evet” demesi bekleniyor. Gazetemize değerlendirme yapan diplomatik kaynaklar, ABD’nin füze kalkanı projesine ilişkin Türkiye’nin çekincelerini ortaya koyarken “İki tane sorun var. Birincisi, bu füze kalkanının nereyi kapsayacağı. İkincisi de güvenlik konusu. Biz, projeyi hiçbir ülke ismi konmadan istiyoruz. Onlar ise net olarak yazılsın istiyorlar. İran’ın ortaya çıkmasını istiyorlar” dedi.

Türkiye’nin bu yaklaşımının gerekçesini de, “Biz neden ‘single out’ (seçiyoruz) ediyoruz, bir kere sonuçta biz komşuyuz. Hem biz onu bir tehdit olarak o şekilde görmüyoruz o anda. Sonuçta bunun İran’la sınırlı kalmaması lazım. Bu sanki özellikle İran’ı hedef almış gibi duruyor” ifadesiyle dile getiren diplomatik kaynaklar, “Halbuki başka ülkeler de olabilir. İlla İran olması şart değil. Rusya bitmiş değil ki... Rusya ile şimdi iyiyiz diye, Rusya hep iyi kalacak değil. Bunun çok daha güncel konuların çerçevesinde ele almamak lazım. Bunu çok daha geniş bir şekilde yer alması gerekiyor. O bakımdan, ülkelerin ‘single out’ edilmesini istemiyoruz” diye konuştular.

‘Beklentiler karşılanmalı’

“Evet, dememiz için beklentilerimizin karşılanması lazım” görüşünü de dile getiren aynı kaynaklar, “Şu an Türkiye, kalkanda sistemde her yeri kapsanmıyor gösteriyor. Hepsinin kapsanması lazım. Teknik olarak bazı sıkıntılar var” dediler.

ABD yönetimi, füze kalkanı konusunun 19-20 Kasım’da Lizbon’da yapılacak NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde sonuçlandırılmasını istiyor. ABD Savunma Bakanlığı’nın Avrupa ve NATO politikasından sorumlu üst düzey yetkilisi Jim Townsend, “balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine baktığımızda, bize göre Türkiye çok fazla ön cephelerde yer alıyor. Dolayısıyla coğrafi açıdan, Türkiye, füze savunma sisteminin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmada iyi bir yer olabilir” demişti. Füze kalkanı sisteminin NATO şemsiyesi altında olması, projenin yaşama geçirilmesi için Türkiye dahil 28 ittifak üyesi ülkenin onayı gerekiyor. Eğer, ABD projeyi NATO’ya taşımasaydı, sadece Ankara’nın onayı ile füze kalkanı Türkiye’de kurulabilecekti.

ABD’nin bir önceki Başkanı George Bush döneminde gündeme gelen füze kalkanı projesine ilişkin olarak Ankara, “NATO’nun böyle bir projesi olursa, bunu değerlendirebiliriz” diyerek konuyu ikili düzlemden çıkarıp ittifak içinde ele alınması yönünde diplomatik bir manevra yapmış, bunun üzerine de ABD yönetimi projeyi diğer müttefiklerinden katkı almadan tek başına şekillendirmiş ve NATO’ya taşımıştı. ABD’nin tek taraflı yaklaşımı Ankara’yı rahatsız etmişti.

Ankara’dan Lizbon zirvesinde kesin bir yanıt isteyen ABD, bu beklentisini Townsend’in ağzından, “Ankara bir karar verecek; hem Türkiye’nin rolü konusunda, hem de ittifak içinde, kalkanı NATO kapasitesi olarak üstlenmeye dair siyasi kararla ilgili oylama olduğunda Türkiye’nin nerede duracağı noktasında” ifadesiyle ortaya koymuştu.

Cumhuriyet
haberinyeri.net
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x