Ne İçin, Kim İçin?
Olaylar öylesine hızla gelişiyor ki, gazeteciler izlemeye yetişemiyor. Her gün bir cinayet, her gün bir saldırı... Hangi birini izleyeceksiniz, hangisini kovuşturacaksınız?.. "Cinayet", "yolsuzluk" ve "işkence", bu üç kavram, demokrasimizin temeline yerleşti artık.
"Yolsuzluk" diyorsunuz: işte mobilya yolsuzluğu bütün belgeleriyle ortadadır. Üç ayrı bakanlığın müfettişleri hazırladıkları raporlarla yolsuzluğu belgelere bağladılar. Ne oldu? Hiç!.. Parlamentoda kurulan komisyon bir türlü çalışamadı.
Önce başkanını seçemedi. Sonra da, komisyonun AP'li üyeleri toplantılara gelmeyince, mobilya yolsuzluğu, şimdilik hasır altı edildi.
Ya Lockheed öyle değil mi? Lockheed yolsuzluğu ortaya atıldığından bu yana bütün dünyada sadece Türkiye'de bu uçak yapım şirketinden rüşvet alanlar belirlenemedi. Üstelik, ABD Adalet Bakanlığının Türkiye'ye yollayacağı yolsuzluk belgeleri, eksik gönderildi. Genelkurmay Savcılığının, yolsuzluk olmadığına ilişkin "kovuşturmaya yer olmadığı karan", bu eksik belgelere rağmen alınabildi.
Peki, işkence sanıkları yargılanabildi mi? Ne gezer, işkenceciler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Orgeneral Faik Türün, "Umumi Mağazalar" yönetim kurulu üyesidir, İstanbul'da Orgeneral Türün'ün emrindeki "Ziverbey Köşkü"nde sorgulan yöneten Tümgeneral Memduh Ünlütürk, Ereğli Demir Çelik Fabrikalarına yönetim kurulu üyesi oluvermiştir. THY Sivil Savunma Uzmanı Eyüp Özalkuş, işkence konusundaki suçlamalara karşı neden hiç sesini çıkarmamaktadır?
"Kürt Bedri" adıyla bilinen işkenceci, bugün nerededir? Hem işkencelerde, hem "operasyonlarda" bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu "Bay Hiram" bugün hangi görevdedir, ne yapmaktadır?
Türkiye'de, devlet adına işkence yapıldığı gibi, sorumsuzca cinayet de işlenmektedir. 1972 yılında ODTÜ öğrencisi Koray Doğan, güpegündüz, Ankara'nın Ayrancı caddelerinde, Mehmet Beyazıt adlı bir polis memuru tarafından, yarım metre uzaklıktan, sırtına sıkılan kurşunla öldürülmüştür.
Koray Doğan eğer ölmemiş olsaydı, 12 Mart dosyalan arasında unutturulmak istenen "Elrom olayı" ve "Yüzbaşı İlyas Aydın"ın gerçek kimliği ortaya çıkacaktı. Koray Doğan vuruldu ve olay da Koray Doğan ile birlikte toprağa gömülmek istendi.
İstanbul'da Zeytinburnunda Atilla Özkan, polis memuru Muhsin Bodur ve komiser Mete Altan tarafından vurularak öldürüldü. Son günlerde ağır ceza mahkemeleri polisin siyasal suçlarda kovuşturma yapamayacağını hükme bağlıyorlar. Şimdi Zeytinburnu olayı ile bu kararları karşılaştırın. Ne oluyor? Yargılamadan, savunma alınmadan ölüm cezalan yerine getiriliyor. Ve böylece cinayet, devlet adına işlendiği için, suç olmaktan çıkıyor.
Cinayet, yolsuzluk ve işkence. Bu uğursuz üçgeni kırmadan, ne demokrasiden söz edebilirsiniz, ne de özgürlükten.
Kapatılan yolsuzluk dosyaları, demokrasi uğruna.., Ödüllendirilen işkenceciler demokrasi uğruna... işlenen cinayetler hep demokrasi uğruna.
Öyleyse, bu düzen, bu devlet, bu demokrasi kim için, ne için? Söyler misiniz, ne için ve kim için?..
Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 4 Mart 1977