
Nur risalelerinde İslâm nasları ve sünnet akidesiyle bağdaştırılmayan diğer bir husus da, ebcet hesabıyla âyet ve hadisleri sayıya vurarak mânalar çıkarmasıdır.
(Sikke-î tasdik-i Gaybî, s. 85). “Secde sûresinin ikinci ayetinin bir kısmı (Tenzil-ül-Kitap) kelimelerini cifir rakamlarına vurursak bunun risalei nurun ismine, şeddeli (nun) bir (nun) sayılmak cihetiyle gayet ciiz-î bir farkla, tevafuk edip remzen bakar; kendine kabul eder.
Çünkü tenzil ül-kitap kelimesi 951 ederek risale-î nur’un rakkamı olan 948‘e sırlı üç farkla tevafuk noktasından bakar “.
Ve yine Kuran’dan nurculuk lehine ahkâm çıkarılıyor:
Sadaka nasıl kaza ve belâyı def ediyorsa risale-i nur ‘un da gelecek kazayı, belâyı 20 senedir defettiğini aynel-yakın ispat eden üstadı ekremimiz
efendimiz hazretleri…” lafları uzayıp gider (Asay-ı Musa, ss. 73-75).
https://www.sendspace.com/file/ewxo0x