lucifer1947 yazdı:Turk Genci boyle bir mesaji beynine isleyecegine gitsin sehit olsun daha bahtiyar olur. Kendimden biliyorum.
sizin her yazınıza sizin arzu ettiğiniz gibi cevap veremediğim için üzgünüm. fakat ben burda sidik yarıştırmıyorum gayet ciddiyim... şu yukardaki sözünüz beni çok düşündürdü dün sabaha karşı...
böyle güvenilir ve sağlam olduğunu düşündüğüm bir fikir meydanında bir genel yönetici arkadaşın bu şekil bir cümle kurması çok ateşli değil mi? pek olgun olmayan bir söylem...
Mustafa Kemal ATATURK yazdı:Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!
lucifer1947 yazdı:sizin her yazınıza sizin arzu ettiğiniz gibi cevap veremediğim için üzgünüm. fakat ben burda sidik yarıştırmıyorum gayet ciddiyim...
mustafa_ yazdı:Bu film benle buluştu ve yorumum: tam bir ''açılım'' filmi olmuş, hayırlı uğurlu olsun!
Fragmanının bu kadar çok reklam edilmesi ve ilk günlerdeki hasılatı azınsanmayacak derecelerde olması haberleri üzerine şüphe ve merak içerisinde filmi izledim.
TV lerdeki malum dizileri izleyen, sadece belli başlı ''yalaka'' basın-yayın organlarını takip eden, ya da hiç takip etmeyen kısacası uyutulan, uyuşturulan insanlarımız bu filmi izleyince açılımın ne kadar faydalı, yararlı bir şey olacağı kanısına varacağı konusunda şüphelerim yok.
Bu film de zaten (bence) o yüzden yapılmış ''takvim'' e bağlanmış.
Açılımın temel amaçlarından biri olan, askerlerimizi şehit eden teröristlerin serbest bırakılma olayının tarihiyle bu filmin vizyona girme tarihi birbirine çok yakın.Yani bu film açılımın yavşak medya ile halka pazarlanmasının tuzu biberi olmuş. Sebep;
Filmde TSK askerleri; cahil, eğitimsiz, gayriciddi birer unsur olarak sunulmuş.
Filmin başrolündeki yüzbaşı; psikopat karekterini üstlenmiş, ne yaptığını, ne dediğini bilmeyen bir insan olarak gösterilmiş
Filmdeki yüzbaşı filmin bir yerinde nedense operasyonlarda şehit olan veya olacak askerlerimize şehit diyememiş, terörle mücadele olayını savaş diye nitelendirmiş
Filmin başından sonuna kadar askerlerimiz hep aciz, yenilgiye mahkum ve bunu bekler halde gösterilmiş
Filmin sonunda karakoldaki Atatürk Büstü yerlerde ve 'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazısı yarım yamalak, çatışma sırasında bir tarafından kurşun yemiş şekilde gösteriliyor.
Kısacası film başından sonuna kadar psikolojik hareketlerle askerimizi ve dolayısıyla ordumuzu aciz gösteren sahnelerle dolu. Film boyunca galip taraf pkk, mağlup taraf TSK gösterilmiş.
Ben ışıklar yanmadan filmin sonlarında dayanamayarak salonu terkettim. Filmi de 'sinirli' bir ruh haliyle izledim.Filmin tamamını sakin bir şekilde izleyen arkadaşların da eleştirilerimi eleştirmesini isterim
Fakat; filmin psikolojik bir film olması, tam da açılım safsatasının il meyvelerini verdiği zaman vizyona girmesi, filmde sürekli askerlerimizin şehit olması, akıldan uzak bir komutanımızın olması bu Filmin Türk halkını çoğunluk olan görsel ve basılı medyadan sonra önemli bir psikolojik harekat malzemesi ve 'sanat' saydığımız ki öyle olması gereken sinema aracılığı ile açılım saçmalığını meşru hale getirmek amacı dışında bir amaç taşımadığı kanısındayım,
Artık düşman silahını üstümüze direk doğrultmadığından, Mustafa filmi gibi, bu film gibi halkın gönlüne doğrulttuğundan bu gidişle işimiz kurtuluş savaşı zamanlarından daha zor olacak.Belki de çocuklar milli(!) eğitim bakanlığı tarafından bu filmi izlemeleri sağlanacak, çocukların o küçücük beyinlerine pkk ya teslim olmamız gerektiği düşüncesi işlenecek.Yukarıda bahsettiğim, çoğunluğu oluşturan ve iyi niyetli olduğuna inandığım halkımız gerçeği bu gidişle göremeyecek, ya da görünceye kadar iş işten geçmiş olacak.
İnşallah ben saçmalıyorumdur.
Haydar Bey yazdı:Mutimuti Bey, gerçekten kutlarım. İki saatlik filmin ettiğini iki satıra sığdırmışsınız. İzin verirseniz caricaturisé ettiğiniz askerliğinizi Fransız ordusunda yaptığınızı düşünerek size bir soru sormak isterim.
"...ben birebir işlenmiş hatta eksik gösterilmiş sahneler olduğunu düşünüyorum" tümcenizi biraz daha açabilir misiniz lütfen? Örneğin sizin birebir deneyimlediğiniz ya da ilk ağızdan birebir duyduğunuz ve filmde de birebir işlenmiş birkaç sahneyi bizlerle paylaşabilirsiniz. Hatta filmde eksik gösterildiğini düşündüğünüz sahnelerden yine birkaçını da paylaşırsanız çok sevinirim...
Foruma üye olduktan sonra yazdığım ilk ileti bu başlık altınaydı. Uzun zamandır içime dert olan bu "yaşamsal" konu hakkındaki düşüncelerimin birçok kişi tarafından da paylaşılması, beni fazlaca mutlu etmişti. Sizin de üyeliğinizin ardından yazdığınız ilk ileti bu konuyla ilgili. Benimle farklı düşünen birinin düşüncelerini doğru anlayabilmek için yanıtınız benim için gerçekten çok önemli.
Haydar Bey yazdı:Kusura bakmayın Mutimuti Bey ama taş kafama çakılı önyargılarımı kırmayı başamadınız. Biz Türkler biraz sabit fikirliyizdir, farketmişsinizdir belki. O yüzden kurgulanan bu tip ince oyunlarda biraz daha emek vermek gerekiyor zannedersem. Kolay kolay yutulmuyor zira gördüğünüz gibi. Zaten gerek yönetmenin, yönetmenin ağabeyinin gerekse oyuncuların açıklamaları filmi izleyip de yutmayanların düşüncelerini bir kat daha sağlamlaştırmıştır.
Hamaset edebiyatı yapmıyorum lütfen yanlış anlamayın, ancak biz asker bir ulusuz. O yüzden biz her Türk'ün asker doğduğunu söylerken başka bir yere işaret ederiz. Üniformalıların dışında sivil milyonlarca Mehmetçik ve tabii "Ayşecik" durumun ve gidişatın ciddiyetinin farkındadır. İnsanlığın tarihini başlatan ve önderinin deyimiyle bir ulusun değil insanlığın adı olan Türk'ün dilinde, töresinde, kiliminde, türküsünde varoluşun, dolasıyla insanlığın sırları binlerce yıldır saklıdır. Konukseverlik ve kahramanlık -huyumuz kurusun- genetiğimize işlenmiştir. Yanlış anlamayın, "antimilitarist romantik devrimci" ağzıyla konuşmuyorsak bu savaşseverliğimizden, kan ve gözyaşı düşkünlüğümüzden, barbarlığımızdan değildir. Siz barbarlığı beyni yıkanmış Avrupa halklarına soracaksınız, barış için yaşayıp, barış için savaşmayı ise bizlere. O yüzdendir ki bu barış ve demokrasi yalanlarını kolay kolay yutmayan bu ulus bugün de, zorunlu olmadıkça savaşın bir cinayet olduğunu da aklından çıkarmadan kanının son damlasına kadar gerçek barış, insanlık ve bağımsızlık için yeniden ve güle oynaya çarpışmasını bilir. Koskoca "Gençliğe Sesleniş" dururken, durumu -sinematografisine sözüm yok ama- bu kadar ucuz senaryoların içine sıkıştırılmış ince mesajlarla kotaramazsınız.
Ayrıca madem belirtmişsiniz, benim de askerlik günlerime değinmemde bir sakınca yok herhalde. Ahkam kesmek gibi bir durumum olmadığını umarım anlayacaksınızdır. Askerlik görevimi yerine getirdiğim birliğin tümen, tugay ve alay komutanı önceki görevlerinde özel kuvvetlerde üst rütbeyle görev almış subaylardı. Ayrıca askerliğim süresince çevremde meslek yaşamlarının bir döneminde bordo bere takmış, göğüslerinde bröveleriyle onlarca rütbeli bulunmaktaydı. Ben de, malum filmin her sahnesinde beyinlere olumsuz biçimde işlenmeye çalışılan mavi beresiyle, askerlik görevlerini büyük bir istek ve gururla iç güvenlik bölgelerinde tamamlayan 92 aslanın eğitim çavuşu olarak görevini gönül rahatlığıyla tamamlamış bir eğitim çavuşu olarak size sadece ve kısaca diyebilirim ki, kazın ayağı öyle değil Mutimuti Bey... Umarım derdimi anlatabilmişimdir.
Şu dizine dön: Sinema & Tiyatro
Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk