Ali Rıza Asgeri olayı çözülmeden, Batılı istihbarat örgütleri iki İranlı komutanı daha kaçırdı. Kaçırılan yeni isimler de önemli ve üst düzey komutan. ABD-İran arasındaki casusuk krizi giderek yayılıyor ve bu yüzyıla damgasını vuracak istihbarat operasyonu olarak öne çıkıyor.

Asgeri'nin dışında İran Silahlı Kuvvetleri hiyerarşisi içinde yer alan çok önemli isimlerin birer birer kaçırılması önümüzdeki dönemde benzer operasyonların devam edeceğine dair öngörüleri pekiştirir nitelikte. İran'la ABD ve müttefikleri arasındaki Soğuk Savaş dönemini aratmayacak bu istihbarat oyununun sonunun nereye varacağını kestirmek elbette zor ama ABD'nin şu halde bile Tahran rejimini zora sokacak kazanımlar içinde olduğu ortada.

ABD, İranlı subayları kaçırırken, onlarla işbirliği yaparken ya da satın alırken Tahran'ın şu ana kadar sessizliğini koruması daha da dikkat çekici. İsrail, yurtdışı personelini İran istihbaratının misillemelerine karşı uyarırken İran tarafında henüz bu yönde bir çıkış olmadı.

Asgeri'nin kaçırılması hem Türkiye'yi zan altında bırakmış hem de İstanbul'u bu istihbarat operasyonlarının merkezi haline getirmişti. Eski Savunma Bakanı'nın kaçırılması dünya genelinde tartışmalara konu olurken, akıbeti hakkında hâlâ net bir bilgiye ulaşılamadı.

Kaçtı mı, işbirliği mi yaptı, kaçırıldı mı, nereye götürüldü, hangi üste tutuluyor, neden İstanbul'a gelmişti, gerçekte ne tür bilgilere sahipti, ABD-İsrail kaynaklarının iddia ettiği ölçüde gizli bilgilere sahip miydi.. Bunların hiç biri netleşmiş değil. Yaşayıp yaşamadığı bile bilinmiyor. Ne İran gerçekleri açıklıyor, ne Türkiye olayla ilgili bilgi paylaşıyor ne de ABD-İsrail kaynakları spekülasyonların ötesine geçip kamuoyunu bilgilendiriyor.

Şimdi yeni bir durum çıktı ortaya. Asgeri'den sonra yine önemli isimlerden oluşan başka İranlılar da kaçırıldı. Yine ABD, yine İsrail istihbaratı sorumlu tutuluyor. Kaçırılanlar, tahmin edeceğiniz gibi, hiç de sıradan isimler değil.

Biri Emir Muhammed Şirazi adında bir albay. Diğeri ise Muhammed Sultani adında bir Tümgeneral. Asgeri Savunma Bakan Yardımcılığı yapmış bir kişiydi. Son iki ismin kimliğine ilişkin net bilgiler yok henüz. Bu kişilerin Asgeri olayından sonra kaçırıldığı söyleniyor.

İran yönetimi, Asgeri şokunu atlatamadan yeni şoklarla karşı karşıya kaldı. Ordu hiyerarşisi içinde çok önemli isimler, yüksek rütbeli subaylar birer birer ortadan kayboluyor. Bu kişiler ya ABD/İngiliz/İsrail istihbaratıyla işbirliği yapıyor ya da gerçekten bu ülkeler tarafından kaçırılıyor. Bu durumda, İranlı generallerin güvende olduğundan söz etmek de elbette zor. İşbirliği yapmıyor, kaçırılıyorlarsa, daha üst düzey isimlerin hayatları tehlikede demektir. Bir tümgenerali kaçıranlar İran ordusunun en hassas birimlerine müdahale edebilir, komutanları öldürebilir demektir.

Tahran'a göre ABD ve İsrail'in elinde bir liste var. Dolayısıyla yakın dönemde benzer yeni olaylarla karşılaşacağız. Peki Tahran buna karşı ne yapacakı Şu ana kadar etkili bir karşı operasyon olmadı. Ne Irak içinde, ne de bölgede ABD/İsrail varlıklarına yönelik tehdit edici bir girişim olmadı. Ancak İran ordusu, ABD ve müttefiklerini “aptalca” bir saldırı yapması durumunda İran'ın karşı saldırısıyla şaşkına uğrayacakları konusunda uyarırken yine İranlı çevreler, istedikleri anda dünyanın her yanında ABD ve İsraillileri kaçıracak insan gücüne sahip olduklarını söylüyor.

Başka iddialar da var:

Mesela; 16 Mart Cuma günü İran'dan İstanbul'a beş İranlı'nın daha yola çıkarıldığı, 17 Mart gecesi saat 24.00'te Türkiye'ye giriş yaptığı, 18 Mart'ta saat 21.00 civarında CIA ve Mossad elemanlarına teslim edildiği ve ABD'ye götürüldüğü gibi. Tahran'ın kaçırıldığını söylediği Albay Emir Muhammed Şirazi ile Tümgeneral Muhammed Sultani de bu beş kişi içinde miydi¿? Yoksa iki subayın dışında beş önemli kişi daha mı kaçırıldı¿? Eğer öyleyse büyük bir fırtına kopacak demektir!

---

Pirincin taşları ayıklanıyor,pilavlık hale getiriliyor...Böylesi Gestapo'Lu KGB'li casusluk tarihinin en zirve döneminde bile görülmedi.Adamlar mükemmel çalışıyor,umarım biz pek bi etkilenmeyiz,yoksa çok çatırtı kopar ve ister istemez ateş bize de sıçrar.Hayırlısı...Paylaşım için sağol Ram

ram

yeni şafak kimin gazetesi..merak ettim?

Albayrakların diye biliyorum. Hayırdır¿? Bir suçlama veyahut övgü yapacaksan, bunun konuyla ve yazarın yazısıyla alâkası olmasını bekliyorum. Gazetenin ideolojisi ve bağlantılarını ayrı bir konuda belirtebilirsin. Hayaletler her yerde, öyle değil mi...

suçlama değil,,sadece akp nin en değerli yazarları orada o yüzden...haa yeni şafak yazmışsa bu haberi 19 kere iyice okumak lazım ...niye diye yani bunlar hem amerikancı hem karşı amerikancı nasıl olurlar=)))bilirsin hep ingiliz oyunu derdi islamcılar herşye iyide bu yazar ingiltereden aylık alıyor ve tam bir alçak nasıl olurda bunun yazdığı bir yazıyı esas alabiliriz bence aldanmamak lazım=)))üstelik iran yani farslar aptal değil ..1000 lerce yıllık devlet gelenegi var farslarda



hayaletler heryerde

SultanGaliyev, İbrahim Karagül, bir bölge uzmanıdır. Analizleri, tespitleri doğru çıkar, veyahut çıkmaz. Bunun bir haber değeri de var. Bu haberi, başka yazan varsa aynı gün, bulup onu koyabilirsin. Yorumuna da katılmıyorsan, iyice okuyup karşı yorumunu yaparsın. Benim görüşüm de örtüşmüyor bu konuda, hatta çok farklı, ancak bunu yazarın kişisel düşüncelerine ve ilişkilerine bağlamak yanlış olur. Nihayetinde, bir çok tespiti doğru çıkmış, kendini kanıtlamış bir yazar. Bu yüzden uzman.

Neden İngiltere'den para alyor¿? Açıklarsan sevinirim.

İran eski Savunma Bakan Yardımcısı Asgeri’nin kaçırılması ile ilgili tartışmalar sürüyor. Tartışma “Asgeri kaçtı mı kaçırıldı mı” sorusu etrafında şekillenirken, Amerikalı ve İsrailli kaynaklar Asgeri’nin İran’dan kaçtığını, İranlı kaynaklar ise kaçırıldığını ileri sürüyor. Tam bir istihbarat savaşına dönüşen bu kaçırılma hikayesinin orta yerinde ise İstanbul duruyor. Asgeri kaçsa da kaçırılsa da İstanbul tartışmaların mihenk noktasında…

Diğer yandan iddialar kafa karıştırıcı boyutta. En azından bugün köşesinde konuyu ele alan Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül bu tehlikenin altını çiziyor ve ekliyor: “Asgeri hakkında şu ana kadar kamuoyuna sızan bilgilerin hepsi istihbarat kaynaklı. Hiç birinin doğruluğundan emin olamayız.” Karagül sadece iddiaların karmaşıklığından söz etmiyor, ayrıca kimi ilginç bilgileri yazısına serpiştiriyor. Karagül önemli bir soru soruyor: Türk istihbaratı İstanbul’un göbeğinde gerçekleşen bu “kaçma/kaçırılma” olayından habersiz miydi?

Bu sorunun yanıtı almak ve bu operasyonun olası sonuçlarını konuşmak için İbrahim Karagül’e ulaştık.

Tüm bilgiler operasyonun bir parçası

iyibilgi’ye konuşan Karagül, “Asgeri kaçtı mı kaçırıldı mı” sorusuna verdiği yanıtta, bu konuda net bir şey söylenemeyeceğini, ancak kaçmış bile olsa bunun çok ciddi bir istihbarat operasyonu olduğunu belirtti. Ancak Asgeri’nin iddia edildiği gibi “çok şey bilen adam” konumunda olup olmadığı hakkında da ellerinde tam bir delil olmadığını belirten Karagül, İran’ın Asgeri’nin fazla bilgiye sahip olmadığına inandığını vurguluyor. Bunun sebebi Asgeri’nin çok iyi korunmaması… Karagül “o kadar çok şey bilen bir insan çok daha sıkı korunurdu, ancak korunmamış” diyor ancak hemen ekliyor: “Bu tam anlamıyla Asgeri’nin çok şey bilmediği ve kaçırılmadığı anlamına gelmez.”

İran’ın tepkisi ne olacak?

Peki, Asgeri kaçırıldıysa ve önemli bilgilere sahipse, İran’ın buna vereceği yanıt ne olabilir? Karagül Asgeri’nin sahip olduğu bilgiler ve kaçırma/kaçırılma operasyonu ile ilgili kısıtlı bilgiye sahip olunduğu için net bir cevap verilemeyeceğini söylüyor. Yani şu noktada İran’ın reaksiyonu tahmin edilemiyor. Ancak iddialar doğruysa, yani Asgeri önemli bilgilere sahip bir kimlikse, o zaman İran’ın yapacağı birkaç şey var. Asgeri İran’ın nükleer programı ile ilgili bilgilere sahipse, İran’ın ilk etapta yapacağı şeyin bu bilgileri değiştirmek olduğunu vurgulayan Karagül, İran’ın Irak’ta Amerika’ya karşı çok daha etkin bir pozisyon alabileceğini belirtiyor. Karagül, bu yüzden İran’ın kimseye açık savaş ilan edeceğini sanmadığını da ekliyor. Ancak İsrail’in her hangi bir kaçırmaya karşı yurtdışındaki güvenlik birimlerini de harekete geçirdiğini belirtiyor.

Amaç Türkiye’yi içeri çekmek!

Karagül ....’ye operasyonun Türkiye ile ilgili etkilerini de değerlendirdi. Asgeri’nin önemli bilgilere sahip olması halinde Ankara-Tahran arasında kriz çıkabileceği uyarısında bulunan Karagül, operasyonun bir boyutunun da Türkiye’yi Amerikan-İran krizinin bir parçası haline getirme çabası olduğunu ileri sürdü. Bu operasyonun Türkiye’yi çatışmanın içine çekebileceği uyarısında bulunan Karagül, “Yazınızda Türk istihbaratının bu konu hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini söylüyorsunuz. Çünkü olay İstanbul’da geçiyor. Bilgi sahibi değilse de ciddi bir zaaf olarak görüyorsunuz… Bu ne demek?” sorumuzu ise “Sadece soru sordum, o kısım bende kalsın” şeklinde yanıtladı.

cafersadık, teşekkürler eklediğin yazı için.

Türkiye'nin neresinde bir olay olursa olsun, Türk istihbaratının mutlaka haberi olur/vardır. Önemli olan, bunu lehe kullanmaktır. Ancak satılmışlar ve basiretsizler hep yaya kalır. Türkiye'nin önemli kurumlarında birlik olmazsa, her zamanki gibi iç çatışma yaratır. Bu da, edinilen istihbaratı kaba tabiriyle piç etmek olur.

Mevzular daha da derinleşiyor.Yakın takip etmeke fayda var.
Haber için sağol RAM kardeş.