Erdoğan ve takımı için Kıbrıs sorununu çözmek demek, rum- yunan ikilisinin bütün taleplerini kabul etmek demektir. Anlaşılan budur.
Zaten Erdoğan, daha milletvekili sıfatına bile sahip değilken “kardeşim” dediği yunan Başbakanı’nı kucaklamak için Atina’ya koşmakla tâvizkâr bir tavır takınacağına dair sinyaller vermiş, sonra da eli kanlı bir câni olan Papadopulos’la değil, Sayın Denktaş’la mücadeleye başlamıştır.
O günlerde sık sık Divan’ın gündemine girmişti:
AB’nin Türkiye Komiseri Karen Fogg’un Denktaş’ın yıpratılması için talimat verdiği yazarlara Kumkapı’daki Kör ...