Niye bağırıyorsun ki? Bağırmadan konuş

Niye bağırıyorsun ki? Bağırmadan konuş

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Mar 12, 2008 11:21

Niye bağırıyorsun ki? Bağırmadan konuş

Türkiye gergin bir haftayı geride bıraktı. Beklemeye geçti. Başbakan Tayyip Erdoğan konuşuyor. İzliyoruz. Erdoğan konuşurken aklımıza, ''Niye sürekli bağırıyorsun? Bağırmaktan neredeyse gırtlağın paralanacak. Yoksa söyleyemediğin bir sıkıntın mı var?'' diye sormak geliyor..."

Sahi siz ne dersiniz? Gerçekten Erdoğan'ın anlatamadığı bir sıkıntısı mı var?

Bu ülkede farklı dünyanın insanları var gibi ''siz ve biz'' diye ayırıyor. O ise "şu yatırımı yaptım" diye mangalda kül bırakmıyor. Sanki harcamaları cebinden yaptı. Nüfus hesaplamasındaki değişiklikle bir gecede yüzde 37 zenginledik.

5 YILDA 50 MİLYAR DOLARIN HESABI ORTADA YOK

Türkiye son 5 yılda çok sayıda özelleştirme yaptı. Bu satışlardan daha sonra yılda en az üç milyar vergi kaybı oluşuyor. Yabancıya mülk sattı. İhracat yaptı. Ortalama geliri ve ekonominin büyüklüğü 400 milyar dolar. 100 milyar dolarlık iç borç dış borç haline dönüştürüldü. Ödenen dış borçların miktarı ortada. Özel sektör büyüklüğü de.

Peki aradaki fark?

En az 50 milyar dolar hesabı ortada yok...

Ekonomideki sıkıntı siyasete olumsuz yansıyor. Üstüne de ABD'nin Avrupa'da teşvik ettiği ve gün geçtikçe ağırlaşan ekonomik krizin ayak seslerinin Türkiye'ye yaklaşması eklenince de Erdoğan hırçınlaşıyor.

CESARETİN VARSA BUYURUN, ZORUNLU NÜFUS PLANLAMASINA

Ve gırtlağını acıtıncaya kadar bağırıyor. Başörtüsü yasağına sarılıyor. Irak'a ''kara harekatı'' gibi teknik bir konuda bile siyaset yapıyor. Doğumdan, askeri harekata kadar her konuda ahkam kesiyor. Yapmıyor. Konuşuyor... Konuşuyor...

Bu arada 3 çocuk meselesine gelelim. Ahmet Hakan, ''Erdoğan bu kadar akıllandı'' diye yazdı. 18 Şubat 2002 tarihinde Sultanbeyli'de nüfus planlamasını ''vatana ihanet'' olarak nitelendiren Tayyip Erdoğan, ''gücünüze kuvvet''den şimdi üç çocuğa düştü. Başbakanlık sen nelere kadirsin.

Erdoğan üç çocuk diye ''uçkur ve yatak odası'' sohbetini de eksik ve çarpık yapıyor. Bunu adı zorunlu nüfus planlamasıdır. Üç çocuk değil. O slogan da bellidir.

''10 çocuk değil, daha az çocuk''

Mesela üç.

Ha ne dersiniz? Cesaretiniz var mı? Varsa buyur yap.

GENERAL VE BAKAN DİNLEYECEK İMKANI OLAN FETHULLAHÇI KİM?

Ahmet Hakan dedim de aklıma geldi. Güya Fetullah Gülen grubunun önde gelen liderlerinden birisi ''telefon dinlemiyoruz'' demiş. Acaba yazmasa da bu Zat'a sordu mu? Ne sıfatla? İktidar mısın? Adli merci misin? Mahkeme misin? Hangi sıfatla konuşuyorsun. Başka bir değiş ile, ''telefonu dinleme imkanın var mı ki dinlemiyorsun?''

Hakan'a bir de çağrımız var. Bu üst düzey yönetici kimdir? Neyin yöneticisidir? Açıklamalısın. Açıklamazsan, ''şeffaf dönek'' imajın ve tezine Türkiye'yi hiç inandıramazsın. Üzerine yapıştırılmak istenen, ''Erdoğan'ın gizli adamı'' ve ''takiyeci şüphesi'' daha da kalınlaşır.

BÜYÜKANIT VE BAŞBUĞ ARASINDA SORUN YOK

Gelelim karargahtaki dinleme iddialarına. Önce önemli bir not. Sorumuza cevap dolaylı geldi. TSK'da Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ve Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ arasında terfilerden doğacak ''en ufak bir sorun olmadığı'' bildirildi. Büyükanıt'ın yanlış yapma ihtimalinin olmadığı da. Sonucu Ağustos ayında göreceğiz. Ama bu haber bizi gerçekten memnun etti.

Kara harekatı sırasındaki konuşmalar başta olmak üzere You Tube'ye düşen ses ve görüntülerin, bilgilerin sorumlusu 7-8 personel için de soruşturma başlatıldı. İşten el çektirildi. Temizlik tamamlandı. Yani TSK'da mıntıka temizliği tamam..

BÜYÜKANIT ABD TAVSİYESİ İLE AKP İTTİFAKI İDDİALARINA, ''MGK SİYASETİ'' MESAJI İLE CEVAP VERECEK

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Uluslar arası terörizmle mücadele konferansında iki gün sadece konuşmaları ile değil, hareketleri ile de mesaj verecek. AKP ile ''ittifak'' iddialarına da.. Yakınlaşmanın ABD'nin teşviki ile değil, Milli Güvenlik Kurulu Siyaseti olduğu mesajlarını da..

AKP ÇATLAR MI?

Mart ayının sorusu bu. AKP çatlar mı? Doğurur mu? Abdullatif Şener ne yapar? Abdullatif Şener önce neden aday olmadığına inandırıcı bir açıklama yapmak zorunda. Daha doğrusu Erdoğan'ın, ''aday olma. Aday olsan da listeye koymayacağım'' deyip demediğini..

Ardından da ekonominin durumu. Kamuoyu, ''dürüst olarak'' bildiği Şener'in özellikle ekonomi ile ilgili değerlendirmelerine büyük önem göstermektedir. Hatta sorgulamadan inanmaktadır.

Şener siyasette C şıkkı olabilmek için Rıfat Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve CHP'den aday olmak istediği yoğun şekilde Ankara kulislerini meşgul eden Melih Gökçek ile de mesafesini topluma deklare etmelidir.

Cemil Çiçek, Abdulkadir Aksu, Vecdi Gönül'ü de unutmayın...

Evet yanlış duymadınız. Gökçek'in, Başbakan Erdoğan'ın kendisini aday göstermemesi halinde MHP hatta ve hatta CHP adayı olmakla AKP'ye göz dağı verdiği yaygın bir iddia haline geldi.

YAPRAK DÖKÜMÜ SÜRÜYOR

Milli Güvenlik Kurulu siyaseti güden Başbakan Erdoğan da yakın çevresini boşaltıyor. Cüneyt Zapsu, başına ''don takarak'' gitti. Daha önce kayın pederi ile birlikte ''arsa ve inşaat uzmanı'' adayı olan özel kalem müdürü Hikmet Bulduk gitmişti. Egemen Bağış da AKP Genel Başkan Yardımcısı oldu. Evin içinden uzaklaştı. Parti bürokrasisine sığındı.

Mücahit Aslan Ankara kurdu. Hemen sessizliğe gömüldü. Alican Değer ve Defne Samyeli gibi medyadaki "yakın arkadaşları"nı kaybeden Akif Beki ve Ömer Çelik de güç kaybetti. ''Erdoğan Abdullah Gül'ü istemiyor'' diye medyaya ''tek yanlı'' servis yaptığı öne sürülen Akif Beki zaten Tayyip Erdoğan'ın, ''aday olmadığımı eşim dahil bilmiyordu. Ama Akif biliyordu'' sözleriyle o defteri kapamıştı.

Yakın çevreye TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç, Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, İstanbul Milletvekili Fuat Bol ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi gibi isimler yerleşti.

EN RAHAT CUMHURBAŞKANI GÜL

Erdoğan ağırlık atıyor. Ama iniş başladı. Abdullatif Şener açıkça, ''siyasette kırılma ve yeni dönemden'' söz ediyor..

En rahat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. MHP'nin desteği ile cumhurbaşkanı oldu. AB lobisine de ABD'ye de sempatik. AB lobisinin ''özel sevgisini'' kazanmış. En önemlisi iktidarın yıpratıcı temposundan uzak. Güçlü yetkisi var. Ama sorumluluğu yok. Görev süresinde üç genelkurmay başkanı, iki başbakan eskitecek.

Peki AKP'de çatlama olacak mı?

Bilemeyiz. Ama güç kaybı ve düşüş kesin...

Bunu gören Erdoğan bağırıyor....




Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x