NOTER
Meral Akşener Altılı Masa için, burası her öneriyi onaylayacak ‘noterlik makamı’ değildir demiş.
Öneri ne imiş?
CHP’nin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur önerisi...
Şimdi ıkınıp/sıkınmanın, sözü eveleyip/gelemenin sırası mıdır?
Evet, şimdi tam da Altılı Masa’yı oluşturan ‘lider’lerin lafı dolandıracakları ve her türlü ayak oyunlarını yapacakları aşamaya gelmiş bulunuyoruz.
Meral Akşener için, daha İYİ Parti’yi kurma aşamasında, ‘Ben bu kadına güvenemiyorum’ diye yazmıştım.
Zaman içinde Meral Akşener’in, ‘kadın’(!) değil ama ‘hanımefendi’ ‘olduğu ve güvenilebilecek bir ‘lider’ olduğuna ilişkin örnekler sergilediğine tanıklık ettik.
Örneğin, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çoğu yerde belediye başkanlıkları kazanılmış oldu.
Ancak, çoğunlukla denildiği üzere, ‘nihai hedef’e yöneldiği ‘son düzlük’te çıngar çıkarıp çıkarmayacağı konusunda, Meral Akşener’e hâlâ güvenebilir miyiz?
‘Zurnanın zırt dediği yer’e geldik demektir.
Yanıtı ise Meral Akşener veriyor: ‘Altılı Masa noterlik makamı değildir’!
Nasıl yani?
Yani Kemal Kılıçdaroğlu ve ya da sol eğilimli biri veya doğrudan solcu, yani gerçek demokrat, halkçı, hakiki milliyetçi, kamucu, somut eşitlikten yana biri Cumhurbaşkanı adayı olmasın da kim olursa olsun.
Yani illa geçmişi MHP’nin ya da Menderes’in DP’sinin köklerine dayansın, namazında niyazında olsun, Allah’tan korksun ama kuldan utanmasın ve yani son toplamda illa sağcı bir aday olsun.
Çünkü Türkiye’de, geçmişte olduğu gibi günümüzde de ‘kazanacak aday’ profili budur.
Yani şu galat-ı meşhur Türk toplumunun yüzde altmışı ‘sağcı’dır savı...
O zaman yineleyelim:
1° Sağ/sol ayırımı bitmiştir savı, sağcıların uydurduğu bir yalandır
2° Solculuk demek, Moskova’ya heveslenmek demek değildir
3° Sağcılık demek, sözde ‘Allahtan korkmak’ ama özde ‘kuldan utanmamak’ demektir ama solculuk demek gerçekten ‘hak ve hukuk’tan yana olmak demektir
4° Sağcılık demek ‘kul hakkı yeme’yi türlü Nas’larla gizlemek demektir ama solculuk demek, gerçek demokrat ve hakiki milliyetçi olarak, ‘kul hakkı’nı hem ülke içinde ve hem de dış güçlere karşı savunmak ve korumak demektir
5° Sağcılık demek Mustafa Kemal’in kaş ve gözlerine hayran olmakla yetinmek demektir ama solculuk demek O’nun ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’ bireyler olarak, ‘bilim’in gerçek yol göstericiliğini benimsemiş ve sindirmiş olmak demektir
Bu saptamalar daha da uzatılabilir ve derinleştirilebilir.
Ancak başa döner ve ‘Altılı Masa’nın 2 Ekim’den sonraki durumuna ilişkin bir öngörüde bulunacak olursak; Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını onaylayamayacak bir ‘Altılı Masa’nın Türkiye’nin yazgısını olumlu yönde belirleyecek bir ‘makam’ olamayacağını söyleyebiliriz.
Bu makam, olsa olsa Dr Recep’in sahte diplomasını onaylayan ‘noter’lik makamı olabilecektir.
Eski hamam eski tas ama salt tellaklar değişmiş olacak demektir.
Ve bugüne değin söylenegelen şu “biz partilerimizin değil ülkemizin geleceği için her türlü özveride bulunacağız” sözü, sadece ve ancak “kendi ideolojik kalıplarımıza uyduğu sürece geçerlidir” koşuluna bağlanmış olacaktır.
Madalyonun öteki yüzü de ‘ideolojik kalıplar’la süslü değil mi diye sorulabilir.
Değildir.
Çünkü ‘ideoloji’ye çok ve değişik anlamlar yüklenmesine karşılık, bundan tam 170 yıl önce yapılan bir ‘bilim ve ideoloji’ ayırımı var ki hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
Siyasal oyunlar ve Meral Akşener’leri bir yana koyarak, Türkiye’de ‘bilim’ yaptığını sanan çevreler için, önümüzdeki günlerde ‘ideoloji kavramı’nın yeni açılımlarına ilişkin birkaç yazı yazacağım.
Bakıp yararlansınlar diyeyim.
O arada Meral Akşener’leri de yakından izleyip göreceğiz.
Bakalım o ‘makam’ nasıl bir makammış.
‘Noter’lik değilse Hüzzam mı yoksa Kürdili Hicazkâr falan mıdır?