Nükleer atıklar yüzbinlerce yıl yok olmuyor!..

Nükleer atıklar yüzbinlerce yıl yok olmuyor!..

İletigönderen tuba » Sal Eyl 23, 2008 18:49

Nükleer atıklar yüzbinlerce yıl yok olmuyor

Son dakika bir gelişme olmadığı takdirde nükleer santral ihalesi yarın.

Bu yazıyı kaleme almadan önce son bir kez Enerji Bakanlığı’nı arayıp sordum.

"Kesinlikle erteleme yok" yanıtını aldım.

Günlerden beri televizyonlarda açık oturumları izliyorum.

Nükleer karşıtlarıyla, bu bence son derece pahalı ve güvensiz enerjiyi savunanlar karşı karşıya.

Geçtiğimiz Haziran ayında, Lester Brown ile yaptığım söyleşide, çevre gurusu neden nükleere karşı olmamız gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı.

İki nedenin üzerinde özellikle durmuştu:

Nükleer atıkları gelişmiş ülkeler bile ne yapacağını bilemiyor.

Dünyada hiçbir sigorta şirketi nükleer bir reaktörü kazalara karşı sigortalamaz.


Esas üzerinde durmak istediğim konu nükleer atıklar.


GELECEK NESİLLERE KORKUNÇ MİRAS

Fransız Le Monde Gazetesi 8 Eylül tarihli bir yazısında atıklara değinmiş.

Özenle kesip sakladığım yazının başlığı "Nükleer Atıkları Hatırlamak".

Brown’ın dikkat çektiği gibi gelişmiş ülkelerin başları bu atıklarla dertte.

Şimdilik "geçici" olarak bu atıklar bir yerlere depolanıyor.

Ama sonrası?

Fransa örneğin Meuse bölgesinde, yerin 500 metre derinliğinde dev bir depolama merkezi planlıyor.

Bu arada bir bilgi notu.

Nükleer atıklar, "zayıf, orta ve güçlü radyoaktif atık" diye üçe ayrılıyor.

Güçlü radyoaktif atıklar yüzbinlerce yıl yok olmuyor.

İnsanlık binlerce yıl öncesinden sanat ve mimari şaheserleri miras devralmış.

Bizim bırakacağımız miras nükleer atık.

Peki yüzbinlerce yıl sonra yaşayanlar bu nükleer atık depolarından nasıl haberdar olacak?

Ya bunların nerede olduklarına ilişkin bilgiler yok olursa?

Ya binlerce yıl sonra üzerlerindeki işaretler silinirse?


NÜKLEER ATIK HAFIZASI

İnsanlığın "nükleer atık hafızası" için çalışan bir kurum var.

Uluslararası Nükleer Atıkları Yönetim Ajansı kısa adıyla ANDRA.

Ne yapıyor bu kurum?

Öncelikle nükleer atıklarla ilgili bilgilerin "depolanmasına" çalışıyor.

Hem internet ortamında, hem arşivlerde bilgiler yüzyıllara nasıl dayanır sorusuna cevap arıyor.

Örneğin arşivlerde altı yüz yıl ile bin yıl dayanabilecek bir kağıdın kullanılması tasarlanıyor.

Depolama alanları için de projeler var.

Amerikalılar henüz tam belirleyemedikleri nükleer atık depolama alanlarına mermerden 30 metre yüksekliğinde "Enformasyon Odaları" planlıyormuş.

25 bin ila 50 bin yıl dayanılacağı sanılan bu odaların girişinde İngilizce ve başka lisanlarda bilgiler verilecek.

Peki ya günümüzde konuşulan lisanlar, bildiğimiz işaretler ortadan yok olurlarsa?

Amerikalılar acıyı yansıtan yüzler de çizecekmiş.

Japonlar zamana en dayanıklı madde olarak bilinen titandan plaketler hazırlıyormuş.

Fransızlar da titan ve safir tabakalarından yararlanacakmış.


BİZ NEREYE GÖMECEĞİZ?

Nükleer enerjiyi en fazla kullanan ülkeler Fransa, ABD, Japonya gelecek nesillere bir nevi "vicdan temizleme" yarışında anlayacağınız.

Türkiye’nin durumuna gelirsek...

Bırakın gelecek nesillere "nükleer hafıza"yı aktarma işini acaba nükleer atıkların ne olacağına ilişkin bir çalışma var mı?

Nereye gömeceğiz biz bu atıkları?

Enerji Bakanlığı bu konuda beni aydınlatırsa sevineceğim.

Gila Benmayor
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen erenus » Sal Eyl 23, 2008 21:40

tuba, yazı için çok teşekkürler çok önemli bir konu ama malesef ikinci planda...


"Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve bana taan edenler çıkabilir. Hattâ bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler, Hind'den, Mısır'dan döner, dolaşır gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur!"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
erenus
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 423
Kayıt: Prş Eki 18, 2007 6:07

İletigönderen tuba » Çrş Eyl 24, 2008 1:22

erenus, rica ederim...

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete...
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

enerji

İletigönderen mustafat » Çrş Eyl 24, 2008 10:51

Enerji, gerçekten de çok önemli bir konu. Cin ve Hindistan dahil, biraz akli olan bütün devletler önümüzdeki 35-40 yil içinde tükenecegi öngörülen petrol karsisinda enerji sorununu nasil çözeceklerine kafa yoruyorlar. Rüzgar ve günes enerjisine büyük yatirimlar yapiliyor. Bir de tabi küresel isinma, bozulan ekolojik sistem ve asiri insan nüfusu sorunlari var.

Keske biz de bunlara daha çok kafa yorabilseydik. Ama biz Türkiye'de ABD kuklasi dinci-fasist bir partinin isgalci ve mafyavari bir yönetim anlayisina demokrasinin kurallari içinde nasil karsi koyabilecegimize kafa patlakmakla mesgulüz. Her gün yeni bir rezalet, çok zaman kaybediyoruz. Belki de Türkiye'nin basina sürekli çorap örerek bize zaman kaybettiriyorlar.

Halbuki zaman küçük hesaplar zamani degil, zaman ortak akil zamani. Küresel sorunlar bütün insanligin sorunudur. Fakat tabi ABD'nin hala ben daha çok yiyecegim, ben daha çok tükletecegim kavgasi veren Bush kafali sagci muhafazakarlarinin ot kafalari bunu anlamiyor. Benzer kafalar da bizde AKP'de yuvalanmis.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Google [Bot] ve 5 konuk

x