Nükleer atıklar yüzbinlerce yıl yok olmuyor
Son dakika bir gelişme olmadığı takdirde nükleer santral ihalesi yarın.
Bu yazıyı kaleme almadan önce son bir kez Enerji Bakanlığını arayıp sordum.
"Kesinlikle erteleme yok" yanıtını aldım.
Günlerden beri televizyonlarda açık oturumları izliyorum.
Nükleer karşıtlarıyla, bu bence son derece pahalı ve güvensiz enerjiyi savunanlar karşı karşıya.
Geçtiğimiz Haziran ayında, Lester Brown ile yaptığım söyleşide, çevre gurusu neden nükleere karşı olmamız gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı.
İki nedenin üzerinde özellikle durmuştu:
Nükleer atıkları gelişmiş ülkeler bile ne yapacağını bilemiyor.
Dünyada hiçbir sigorta şirketi nükleer bir reaktörü kazalara karşı sigortalamaz.
Esas üzerinde durmak istediğim konu nükleer atıklar.
GELECEK NESİLLERE KORKUNÇ MİRAS
Fransız Le Monde Gazetesi 8 Eylül tarihli bir yazısında atıklara değinmiş.
Özenle kesip sakladığım yazının başlığı "Nükleer Atıkları Hatırlamak".
Brownın dikkat çektiği gibi gelişmiş ülkelerin başları bu atıklarla dertte.
Şimdilik "geçici" olarak bu atıklar bir yerlere depolanıyor.
Ama sonrası?
Fransa örneğin Meuse bölgesinde, yerin 500 metre derinliğinde dev bir depolama merkezi planlıyor.
Bu arada bir bilgi notu.
Nükleer atıklar, "zayıf, orta ve güçlü radyoaktif atık" diye üçe ayrılıyor.
Güçlü radyoaktif atıklar yüzbinlerce yıl yok olmuyor.
İnsanlık binlerce yıl öncesinden sanat ve mimari şaheserleri miras devralmış.
Bizim bırakacağımız miras nükleer atık.
Peki yüzbinlerce yıl sonra yaşayanlar bu nükleer atık depolarından nasıl haberdar olacak?
Ya bunların nerede olduklarına ilişkin bilgiler yok olursa?
Ya binlerce yıl sonra üzerlerindeki işaretler silinirse?
NÜKLEER ATIK HAFIZASI
İnsanlığın "nükleer atık hafızası" için çalışan bir kurum var.
Uluslararası Nükleer Atıkları Yönetim Ajansı kısa adıyla ANDRA.
Ne yapıyor bu kurum?
Öncelikle nükleer atıklarla ilgili bilgilerin "depolanmasına" çalışıyor.
Hem internet ortamında, hem arşivlerde bilgiler yüzyıllara nasıl dayanır sorusuna cevap arıyor.
Örneğin arşivlerde altı yüz yıl ile bin yıl dayanabilecek bir kağıdın kullanılması tasarlanıyor.
Depolama alanları için de projeler var.
Amerikalılar henüz tam belirleyemedikleri nükleer atık depolama alanlarına mermerden 30 metre yüksekliğinde "Enformasyon Odaları" planlıyormuş.
25 bin ila 50 bin yıl dayanılacağı sanılan bu odaların girişinde İngilizce ve başka lisanlarda bilgiler verilecek.
Peki ya günümüzde konuşulan lisanlar, bildiğimiz işaretler ortadan yok olurlarsa?
Amerikalılar acıyı yansıtan yüzler de çizecekmiş.
Japonlar zamana en dayanıklı madde olarak bilinen titandan plaketler hazırlıyormuş.
Fransızlar da titan ve safir tabakalarından yararlanacakmış.
BİZ NEREYE GÖMECEĞİZ?
Nükleer enerjiyi en fazla kullanan ülkeler Fransa, ABD, Japonya gelecek nesillere bir nevi "vicdan temizleme" yarışında anlayacağınız.
Türkiyenin durumuna gelirsek...
Bırakın gelecek nesillere "nükleer hafıza"yı aktarma işini acaba nükleer atıkların ne olacağına ilişkin bir çalışma var mı?
Nereye gömeceğiz biz bu atıkları?
Enerji Bakanlığı bu konuda beni aydınlatırsa sevineceğim.
Gila Benmayor