Nükleer için ağaç kesimi başladı
Türkiye'nin en kuzey ucu olan Sinop İnceburun'da, halkın tüm çabalarına rağmen nükleer santralin ayak sesleri koca bir ormanı yok etti. Belediye Başkanı Baki Ergül, “Patlama olursa az insan ölsün diye Sinop seçildi” dedi.
Türkiye'de, trafik sinyalizasyon lambalarının bulunmadığı, buna rağmen trafiğin tıkır tıkır işlediği, yayaların yola korkusuzca adım attığı Sinop için “Güneşin denizde doğup, denizde battığı tek il” de denir. Musluk suyunu gönül rahatlığıyla içer, gezi tekneleri tarihi cezaevinin önünden geçerken mutlaka “Aldırma gönül aldırma” türküsünü çalar, sahile yanaşacağı zaman da “İzmir marşı” hep birlikte söylenir. Sinoplular memleketleri için “Mutlu insanlar şehri” diyor.
Sinop önümüzdeki dönemin her halde en sorunlu kenti olacak. Bunun sesleri, Türkiye'nin en Kuzey ucu olan İnceburun'dan geldi. Ormanlar yok ediliyor. Yurtdışında gelen ekipler zaman zaman karavanlarda çalışıyor. O cennet yöreye nükleer santral yapılması için çalışmalar yürütülüyor. Sinop il merkezine 14 kilometre uzaklıkta kurulması planlanan nükleer santralin orman talanıyla başlayan görüntüleri gerçekten yürek yakıyor. Karada bunlar yaşanırken, Karadeniz'in balığı da bitiyor.
CHP'Lİ BAŞKANDAN REFERANDUM ÇAĞRISI CHP'li Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül, nükleer santralin yurdun cennet köşesine yapılmasına isyan etti ve şu öneride bulundu: “Sinop'ta nükleer santrali istemiyoruz. Referandum gerçekleştirilsin.”
SANTRALİ JAPONLAR YAPACAK
Sinop'un 8 ilçesi var. Sinop il merkezi ile Gerze, Erfelek ve Dikmen ilçelerinde CHP'li başkanlar var. İki dönemdir Sinop Belediye Başkanlığı görevini yürüten, kamuoyu araştırmalarında oy oranı hayli yüksek gözüken Belediye Başkanı Baki Ergül, niçin Sinop'a nükleer santral yapılmak istendiğine ilişkin önemli bir iddiada bulunuyor. İşte Ergül'ün
SÖZCÜ'ye yaptığı açıklama:
“Sinop'ta, nükleer santrali Japonya yapacak. Japonya'nın enerjisinin yüzde 26'sı nükleer santrallerden elde ediliyor. 46 santral var. Bunların kapatılıp kapatılmaması konusunda referanduma gidilecek. Bizde de yapılmadan, nükleer santral yapılıp yapılmaması konusunda referandum gerçekleştirilsin. Nükleer santrali illa ki yurdun cennet köşesine, deniz kenarına yapmak zorunda değilsiniz.
NEDEN BU İL SEÇİLDİ?
Sinop'un yüzde 60'ı ormandır. Türkiye'de ise bu oran yüzde 29'dur. Nükleer santralin Sinop'ta yapılmak istenmesinin tek nedeni Türkiye'de kilometre kareye 90 kişi düşerken, Sinop'ta ise bu oran 30'dur. Eğer, nükleer santralde bir patlama yaşanırsa daha az insan ölsün düşüncesiyle Sinop seçildi. Allahın özene-bezene yarattığı Sinop'ta, ormanlarımız kesiliyor. Nükleer santral için topoğrafik, jeolojik faaliyetler ara ara yapılıyor.” Cennetin içinde, cehennemi kuruyorlar. Gelişmekte olan turizm de bitecek. Santralin yapılacağı İnceburun, Türkiye'nin en kuzeyi olması, deniz fenerinin bulunması nedeniyle de gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği bir yer. Yolun bir tarafında kesilmiş ormanlar, bir tarafında ise kesilecek ormanları insanlar gördükçe, kahroluyor.
HER EVDE KANSER HASTASI
Çernobil nükleer santralinin patlamasından sonra Karadeniz'de kanser hastalığının yayıldığı uzmanlar tarafından da sıkça dillendiriliyor. Belediye Başkanı Baki Ergül de, “İddia ediyorum: Karadeniz'de hemen her evde bir kanser hastası var. Hopa'dan, İğneada'ya kadar her tarafta araştırma yapılsın. Görülecektir ki her evde kanser hastası var. Bunlar birden olmuyor. Sinop il merkezine 14 kilometre uzaklıkta yapılacak olan nükleer santrale, Sinop olarak ‘hayır, hayır, hayır' diye haykırıyoruz” diyor.
Kışın nüfusu 50 bin, yazları ise nüfusu 200 bine yaklaşan Sinop'ta, diğer ödeneğin de buna göre verilmesi isteniyor. Yıllarca Karadeniz ticaretine başkentlik yapmış, adına para basılmış Sinop, bugün ekonomik yönden istenilen düzeyin çok gerisinde.
KARADENİZ DİNLENDİRİLSİN
Bir zamanlar gecede 200 kamyon balık değişik illere gönderilirken, Karadenizli şimdi yiyecek balık bulmakta zorlanır duruma gelmiş. İstavriti, hamsisi, kalkanı, uskumrusu palamudu, lüferi kalmadı. Balıkçı Mert Kanal, “Gönderecek balık bulamıyoruz” diye yakınıyor.
Aslen Sinoplu olan ve kentin son 50 yılını çok iyi bilen Belediye Başkanı Baki Ergül devam ediyor:
“İnanın 10 yıl öncesine kadar Sinop'ta hamsi balığı satılmaz, torbasını getirene istediği kadar balık verilirdi. Artık o günler geride kaldı. Devletin balıkçılık politikası yok. Balıkçı kredi alıp bankaya borçlanıyor. Bugünkü teknolojide balığın kurtulma, yavrulama şansı yok. Yapılması gereken, Karadeniz'i birkaç yıl dinlendirmek. Bunun için gerçek balıkçılar belirlenip onlara belli bir dönem aylık verilmeli. Bunun tek yolu budur. Günümüzde devlet kafes balıkçılığını teşvik ediyor. Neymiş. İstihdam yaratıyormuş. Bunu şiddetle reddediyorum. Karadeniz'in kendini yenilemesine, balıkların yumurtlamasına ve yavrularının gelişmesine fırsat verilmeli.”
GÖLGE ETMESİNLER YETER
Sinop'a gelenler mutlaka tarihi Sinop Cezaevi'ni ziyaret ediyor etmesine ama o para hiç Sinop'a kalmıyor. Üstelik cezaevinin duvarlarının önünde hep “Dikkat taş düşebilir, çökme tehlikesi” uyarıları var. Yani, para kazanılıyor ama tek kuruş cezaevi için harcanmıyor.
Dahası, Avrupa Birliği'nin hibesi bile Kültür Bakanlığı'nın ihmali yüzünden harcanamadan iade edilmiş. Ama kentine gönül vermiş Hasan ve Fahri Bostan kardeşler 5 yıldızlı otel yaptırmak, iş kadını Ayşe Serpil Yıldız, Bekirağa Göleti çevresinde kiralanan orman arazisinde değişik mimarinin ve el emeklerinin her aşamasıyla ilgileniyor. Emekli öğretmen Hüseyin Özdemir kentini el sanatlarını tanıtmak, 80 yaşındaki Erkan Turan yazılarıyla kente ışık olmaya çalışıyor. Sinoplu Diyojen'in dediği gibi yeter ki Sinoplulara gölge etmesinler; onlar başka ihsan istemiyor.
Saygı ÖZTÜRK, 7 Ağustos 2018
saygi@sozcum.com