Başbakan Erdoğan’ın, CHP lideri Baykal’a yanıt verirken, “Dersim sürgünü belgelerini açıklarım” şeklindeki sözlerine çok şaşırdım. Bu tür sözlerin uluslararası platformlarda karşımıza nasıl çıkarıldığını, son ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu ve İsveç meclisi kararlarında gördük. Tabii ki, “yaptıklarımızın üzerini kapatalım” demiyorum. Tarihimizi bilmediğimizi; iyi bir okuma yapamadığımızı iddia ediyorum. Nasıl mı?..
Dersim sonuçtur. Başlangıcı Koçkiri İsyanı’dır.
Tarih, 1 Ekim 1920…
Ayaklanma Koçkiri aşireti lideri Alişir’in Kemah köylerini basmasıyla başladı.
15 Kasım’da Hozat’ta bazı Kürt aşiretleri toplantı yaparak, üç ay önce imzalanan Sevr Antlaşması’na dayanarak Ankara’dan özerklik istedi.
İki gün sonra bu muhtıra Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’nin gündemine geldi. İçişleri Bakanı Dr. Adnan (Adıvar), Dersim’de önemsiz bir şakilik/eşkıyalık olayı olduğunu söyledi. Özerklik reddedildi.
Kabinenin liberal isimlerinden Dr. Adnan Bey yanılıyordu. Ayaklanma büyüyordu. İsyancılar, Koçkiri’de (Zara) Miralay Halis Bey komutasındaki kuvvetleri etkisiz hale getirdi. Kemah’ı basarak kaymakamı ve jandarma komutanını esir aldı.
9 Aralık’ta merkezi Sivas’ta olan Üçüncü Kolordu Komutanlığı lağvedildi ve yerine Amasya’da Merkez Ordusu kuruldu. Komutanlığına ise eski 17’inci Kolordu Komutanı Nurettin Paşa atandı.
Nurettin Paşa ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi.
Paşa ilk iş olarak isyancı aşiretlere “Nasihat Heyeti” gönderdi.
Heyet Başkanı Temyiz Mahkemesi Üyesi Şefik Bey, isyancılardan Haydar Bey’in evinde toplantı yaptı; ayaklanmanın durdurulmasını istedi; bazı aşiretler toplantıyı terk etti.
Kasım oğlu Munzur komutasındaki 300 kişilik isyancı birliği Erzincan’a saldırdı.
Bu arada bir başka saldırgan grup Divriği kaymakamı ve yanındaki jandarmaları esir aldı.
İsyancı Kürt aşiretleri tekrar Ankara’ya başvurarak, özerklik tanınmazsa, Dersim’den başka, Erzincan, Van, Diyarbakır, Erzurum’a kadar ayaklanmanın yayılacağı tehdidinde bulundu.
Ankara yine reddetti.
Ve tarih 3 Mart 1921…
Nurettin Paşa 3 bin 161 askeriyle isyanı bastırmak için sefere çıktı. Dört gün sonra Refahiye’de çarpışmalar başladı. Dört ay süren çatışmalarda iki taraftan bine yakın insan öldü ve bir o kadarı da yaralandı. Köyler yakılıp yıkıldı.
İsyan 17 Haziran 1921 tarihinde bastırıldı.
Bastırıldı ama mesele kapanmadı! Bu “meselenin” ne olduğu yazacağım.
Ancak…
Bir notum var: Koçkiri İsyanı’yla ilgili yazdığım bu bilgileri birçok yerde okuyabilirsiniz. Hatta sanıyorum çoğunuz biliyorsunuzdur.
Ama… Tarihi salt bu bilgileri alt alta koyarak yazıp, anlatamazsınız.
Tarihsel olayları, yaşadığı dönemden koparıp anlatırsanız hatalı sonuçlara varırsınız.
Gelin, Koçkiri isyanının olduğu o dönemde Anadolu’da neler olduğuna kısa bir göz atalım…
İSYAN DÖNEMİNİN ANADOLU KRONOLOJİSİ
1 Ekim… Koçkiri isyanının başladığında Türkiye topraklarında 200 bin kişilik istila ordusu var.
2 Ekim… Vahdettin-Damat Ferid ikilisinin milli güçleri yok etmesi için kurdurduğu Kuvayı İnzibatiye yenilmişken; Düzce- Adapazarı (Anzavur) Yozgat (Çapanoğlu) gibi isyanlar bastırılmışken; Konya’da Delibaş Mehmed ayaklandı. Aynı gün, 22 Haziran’dan beri Anadolu içlerine doğru ilerleyen, Doğu Trakya’yı işgal eden Yunanlılar İznik’i aldı.
7 Ekim… Ankara Hükümeti Ermeni sorununun barışçıl yollarla çözümünün mümkün olmadığı gerekçesiyle Kars üzerine askeri harekat girişimine karar verdi. Kazım (Karabekir) Paşa Sarıkamış’tan hareket etti.
11 Ekim… İki gün devam eden şiddetli çarpışmalar sonucu Fransızlar Kovancıbaşı Savaşı’nı kaybetti ve Osmaniye- Toprakkale’den Adana yönüne çekildi.
22 Ekim… Fransızlar Antep’i bombalamaya devam etti. Antep direndi. Şehirde açlık vardı; kadınlar hayvan leşlerini bölüşüp yemek yapıyordu.
26 Kasım… Kanlı çarpışmalar sonucu Fransızlar Nizip’i aldı.
3 Aralık… Aylardır maaş alamayan Ankara’daki öğretmenler, Öğretmen Okulu’nda toplanarak boykot kararı aldı.
21 Aralık… İstanbul’daki Rumlar’ın kurduğu Müdafaa Cemiyeti bir bildiri yayınlayarak Rumlar’ın vekaletini istedi.
25 Aralık.. Ankara Meclisi, Ermeni kıyımı iddiasıyla idam edilen Bayburt eski Kaymakamı Nusret Bey’in ailesine maaş bağlanması kararı aldı.
29 Aralık… Düzenli Ordu’ya katılmak istemeyen Çerkes Ethem güçleriyle çatışmalar başladı. Ethem güçleri Gediz’e çekildi.
YIL: 1921
7 Ocak… Batı Cephesi birlikleri Çerkez Ethem’le savaşıyor. Yunanlılar Yenişehir-Bilecik’ten Eskişehir’e doğru ilerliyor.
8 Ocak… Çerkez Ethem bin kişilik askeriyle Kütahya’ya girdi.
10 Ocak.. Birinci İnönü Savaşı başladı. Türklerin 8.500 Yunanlıların 15.816 askeri var.
20 Ocak… Türkiye’nin ilk anayasası meclisten geçti.
22 Ocak… Çerkez Ethem yenildi; 700 askeriyle Yunanlılara sığındı.
29 Ocak… Mustafa Kemal mecliste yaptığı konuşmada, “emperyalistler, milletimizi bağımsızlıktan anlamaz bir hayvan sürüsü olarak görüyor. Böyle olmadığını bir yıldır ispat ediyoruz” dedi.
8 Şubat... Urfa ve Maraş’tan sonra Antep de düştü. Antepliler, 11 ay 8 günlük direniş sonucunda 6.317 şehit verdi.
7 Mart… İngilizler, Ankara’nın elindeki 21 esir İngiliz’e karşılık Malta’daki bazı esir Türkler’in serbest bırakılacağını söyledi. Ankara Malta’daki tüm Türk esirlerin bırakılmasını istedi.
10 Mart… Londra Konferansı’nda Koçkiri isyanı gündeme geldi. Ahmet Muhtar Bey, “Kürdistan meselesi yok, Türkiye meselesi vardır. Türkler Kürtler kardeştir” dedi.
25 Mart… Rum çeteler Sapanca’da 325 ev, 170 dükkan 17 değirmeni yaktı. 24 Türk’ü şehit ettiler.
27 Mart… İkinci İnönü Savaşı başladı. Bursa, Adapazarı, Sakarya, Söğüt, Afyon, Nazilli, Ayvalık Uşak vd oluk oluk kan akıyor…
3 Nisan… İnönü Savaşı’nda 156 subay, 4.790 er şehit oldu. En tehlikeli görevi yüklenen 4’üncü Tümen’in şehitleri Metristepe’de koyun koyuna gömüldü. Komutan Nazım Bey mezar başında, “istediğinizi yerine getireceğiz, vatanı behemahal (mutlaka) kurtaracağız, manevi huzurunuzda yemin ediyoruz” dedi. Askerler hep birlikte “yemin ediyoruz” diye bağırdı.
8 Nisan… Yunanlılar Bilecik’te 1.618 evi yaktı.
15 Nisan… Ayasofya Camii’nde İnönü şehitleri için mevlit okutuldu.
16 Nisan… Yunanlılar Gemlik’i yaktı.
5 Mayıs… Kastamonu’ya bağlı Akaya bucağı gençleri, davul zurna eşliğinde askerlik yoklamasına gitti. Önlerinde, “Alnı açık ve temiz yürekli Akkaya’nın 316 tevellütlü efradı” yazılı kırmızı pankart vardı.
10 Mayıs… Albay Dibufer komutasındaki Fransızlar Hatay’a saldırdı. Saldırı püskürtüldü.
11 Mayıs… İstanbul’da İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold, Dışişleri Bakanı Curzon’a Mustafa Kemal’e karşı Kürtleri kullanma planı hakkında rapor gönderdi. Damad Ferid de 20 Temmuz 1920’de İngilizlere, Mustafa Kemal’e karşı Kürtleri kullanmayı önermişti!
12 Mayıs… Uluslararası Kızılhaç temsilcisi İsviçreli Maurice Gehri Yunan zulüm ve yağmalarını araştırmak için Gemlik’e geldi. Raporunda 16 köyün yakıldığını ve 6 bin Türk’ün öldürüldüğünü yazdı.
6 Haziran… Talat Paşa’nın katili Ermeni terörist Berlin’de yargılandığı mahkemede beraat ettirildi.
11 Haziran… Kral Konstantin Yunanlıların üçüncü büyük saldırısı öncesi askerlerine moral vermek İzmir’e gitmek için yola çıktı. Kral Atina’dan “İstanbul’a… İstanbul’a” sloganıyla uğurlandı.
16 Haziran… Pontus çetelerinin baskınlarından bıkan Samsunlular kendilerini korumak için silahlanıp askeri talime başladı.
Ve 17 Haziran’da Koçkiri isyanı bu şartlar altında bastırıldı…
ŞERİAT İSTEYEN PAŞA
Kuvayı Milliye komutanları arasında tek sakallı Paşa olduğu için “Sakallı Nurettin Paşa” diye bilindi. Nurettin Paşa’nın inancı çok kuvvetliydi.
Haziran 1920’de İngilizler ile Anadolu’daki millileri uzlaştırmak amacıyla milli güçlere katıldı.
Ankara’nın; hilafet ve saltanat makamı, Bolşeviklik ve İngilizlere bakışı hakkındaki görüşlerini öğrendikten sonra Kuvayı Milliye’ye katılacağını söyledi.
Doyurucu yanıtlar almasa da Ankara’da kaldı. Konya Valisi ve Konya yöresi komutanı unvanıyla görevlendirildi.
Ancak bir talebi vardı: Hükümet önemli kararlardan önce kendisinin düşünce ve onayını almalıydı!
Mustafa Kemal görevi geri aldı.
Nurettin Paşa Taşköprü’de damadının evine yerleşti. Damadı General Abdullah Alpdoğan kimdi biliyor musunuz; 1936 Dersim Harekatı’nı yöneten komutan!
Nurettin Paşa zamanla Ankara Hükümeti’nin ve meclisin gücünü anladı. Yine görev istedi; Aralık 1920’de Merkez Komutanlığı’na atandı ve sonra Koçkiri İsyanı’nı bastırdı.
Gelelim sonuca:
Kronolojisini okuduğunuz bu olağanüstü koşullarda, ayaklanmayı bastıran bir komutana ne ödül verilir?
Tarih 11 ağustos 1921.
Büyük Millet Meclisi gizli oturumda bazı milletvekilleri Nurettin Paşa’nın Koçkiri isyanını bastırma yöntemini eleştirdi. Keyfi hareket ettiğini ve yasadışı eylemlerde bulunduğunu bildirerek, Meclis adına bölgeye teftiş kurulu gönderilmesini istedi.
Mecliste komisyon kuruldu.
Araştırma komisyonu Nurettin Paşa’yı suçlu buldu. Paşa, Merkez Komutanlığı’ndan alındı. Divan-ı Harbe verilmek üzere Ankara’ya getirildiğinde devreye Mustafa Kemal ve Refet Paşa girdi.
Biliyorlardı Nurettin Paşa’nın kıyıcı olduğunu; ama diğer yanda savaşacak komutan sayıları çok azdı.
Mustafa Kemal sonra Nutuk’ta özeleştirisini yaptı: “Büyük Zafer’in şerefine katılmayı en az hak edenlerden biri Nurettin Paşa’dır.”
Nurettin Paşa kendine has biriydi.
Kurtuluş Savaşı döneminde “sicili” pek parlak değildi. Gazeteci Ali Kemal’in 6 Kasım 1922’de linç edilerek öldürülmesini de Nurettin Paşa planladı.
1923 seçimlerinde Bursa’dan bağımsız milletvekili oldu. Seçim için bastırdığı 19 sayfalık broşürde, Hz. Muhammed’in soyundan geldiğini iddia etti.
Mustafa Kemal Nutuk’ta Nurettin Paşa’dan çok bahsetti:
“(Broşürdeki) Hal tercümesinin son sayfasından da bir cümle alarak bu hikayeye son verelim: Nurettin Paşa, ‘Irak Cephesi’nde iken yerli halk tarafından kendisine verilmiş bulunan, Peygamber Hazretleri’nin Kerbela’da yatan torunu İmam Hüseyin Hazretleri’nin mübarek kılıcını taşımakla şeref duymaktadır.’
Efendiler bu ne laftır!
Kerbela, Peygamberin torunu, imam, mübarek kılıç, şeref duymak gibi cahil takımının hoşuna gidecek laflarla milleti kandırma politikasını benimseyenler artık insaf etsinler.”
Sakallı Nurettin Paşa, Bursa’daki seçim çalışmalarında “Şeriatı geri getireceğim” diyerek milletvekili seçildi.
Bu bilgilerden sonra gelelim bugüne:
Başbakan Erdoğan, “İsmet İnönü dönemindeki Dersim göçleri belgesini açmayayım” diye CHP’ye çatıyor.
CHP çıkıp, “Biz de Terakkiperver, Şeriatçı Nurettin Paşa’nın Koçkiri’de yaptıklarının belgesini açalım mı” diye yanıt vermelidir?
Olur mu böyle şeyler?
Dincilerden liberallere bazı çevreler yıllardır Nurettin Paşa’nın “icraatlarını” gündeme getiriyor. Bunlar “Kemalizm’in yaptıklarıdır” diye kamuoyuna anlatılıyor. Tarih bu derece eğip bükülür, siyasete alet edilir mi? Nurettin Paşa’nın fevriliği bilinmez mi?
Bakınız mazeret aramıyorum; tarihi doğru okumanıza yardımcı olmaya çalışıyorum.
Biliyorum ki, çöküş bellek kaybıyla başlıyor...
Soner Yalçın
Kaynak:http://www.odatv.com/n.php?n=o-bilgiler-bu-belgeler-olmadan-anlasilmaz-1303101200