O DA KİM OLUYOR ?
Ergenekon yargıçlarından biri ‘Adalet Bakanı da kim oluyor?’ demiș.
Demek Ali Dibo’yu tanımıyor.
Ya da ondan da büyük biri var demek istiyor.
İște bunlar böyledir, sıkıșınca kıvırtıverirler.
Adam okumuș okumuș; İmam Hatip’ten sonra ‘hukuk’ okumuș; üç kulhu Allah bir ahed okumuș sonra yargıç olmuș.
Sonra yerel gazetelerden ‘kelepir arsa’ ilanlarını okumuș.
Sonra arsa satıșından sorumlu İl Özel İdaresi müdürünün canına okumuș.
Sonra Adalet Bakanlığı denetmenlerinin kendisi hakkında yazdıkları raporu okumuș.
Sonra Ergenekon İddianamesini okur gibi yapmıș.
Okuduğunu da anlamamıș..
İddianamede olmayanları okumaya bașlamıș.
Savunmanlar çekil de biraz dinlen demișler; ya da git biraz da tașra mahkemelerinde oku..
Halkın içine gir biraz demișler herhalde.
Bu ‘hukuk’ dediğin șeyin büyük bölümü halkın gelenek ve görenekleridir.
Biraz Mevlana oku, biraz Pir Sultan; biraz Hacı Bektașı Veli biraz Yunus oku.
Biraz Köroğlu, biraz Keloğlan..
En çok da Hoca Nasreddin’dir hukuk, onu oku..
Hukuçuluk yasa maddelerini ezberlemek olsa idi, șimdiye çoktan iyi bir yargıç yerine sıradan bir bilgisayar konurdu oraya.
Hukukçuluk, hele yargıçlık önce kendi toplumunu tanımayı gerektiriyor.
Vicdan denilen șey okumakla öğrenilmiyor ki.
Haydi savcı vicdanı iddianameye koymadı diyelim.
Ki Zekeriya’dan bunu beklemek ayıp olurdu zaten..
Yargıç da vicdansız olmaz ki.
Hah ülkede Adalet Bakanı olmadığı konusunda haklı olabilirsin.
Diğer bakanlar var mı ki?
Ali Dibo’yu tanımıyor olabilirsin, Manifaturacı Ali’yi de mi tanımıyorsun?
El Beșir’i tanımıyorsun diyelim, Hacı Beșir’i de tanımıyor musun?
Sen de kimseyi tanımıyormușsun be yargıç bey!
Fetullah Efendi’yi tanımadığını da söylemeyesin sakın.
Senin bakanlıktaki dosya ‘yetkiyi kötüye kullanma’ mı ne imiș?
Hani yetkini, nasıl almıșsan, kendi çıkarların için kullanmaya yeltenmișsin.
Ali Dibo’da bu dosyadan yüzlercesi var, ondan korkma.
Onu tanımasan da olur.
Diğer bakanlar ve onların bașının da bu tür dosyaları yığınla.
Onları da tanıma istersen.
Halkını tanımalasın ama. Onun değerlerini bilmek zorundasın.
Kamu vicadını diye birșey vardır ki cehennem azabından de ötedir.
Fetullah seni tam cennete gönderecekken sırat köprüsünde olsan tutar; yakar mı yakar.
Her savcı ya da yargıcın Amerika’ya kaçıralacağı diye bir kural yok çünkü.
Ancak senin ve benim de tanımadığımız kișiler gidebilecekler oraya.
Sen burada kalacaksın ve sen tanımak istemesen de bu halk seni tanımak isteyecek.
Nasıl biri idi diye sorarlarsa ne diyelim istersin?
Habip Hamza Erdem