O İki Ayyaş!
Yüce ALLAH'ım Kuran-ı Kerim'de "Ey inananlar; zinadan ve fuhuştan uzak durunuz. Zina suçtur" buyurmuştur.
Türk Ceza Kanunu'na göre eskiden suçtu ve bu suçu işleyenler cezalandırılmıştır. İktidar, zinayı suç olmaktan çıkarmıştır.
O iki ayyaş değil..
"Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hristiyanlar asla senden razı olmazlar.Eğer sen onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, ALLAH'tan sana bir dost, ne bir yardımcı vardır." Bakara-120
"Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanlardan dost edinmeyin.Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır." Maide-51
"Dini alet ederek yabancılarla işbirliği yapan yobazlara MÜRTECİ denir." 1924-Adana Türk Ocağı Mustafa Kemal Paşa...
Atatürk çok büyük bir öngörü ile seksen yıl öncesinden bugünün işbirlikçilerini bu söylemiyle tanımlamıştır.
Ne birinci ne de ikinci ayyaş Dinler Arası Diyalog Eşbaşkanı olmamıştır. Bu şeref (!) zamanın ABD Başkanı BUSH'un can dostu, Obama'nın kankası Tayyip Erdoğan'a aittir.
Tarih 23 Şubat 2003... 1 Mart Tezkeresi'ni TBMM'ye o iki ayyaş getirmemiştir. Üstelik o iki ayyaştan hiç biri 80.000 Amerikan askerinin havaalanları ve limanları kullanması için genelge çıkarmamıştır.
Bunun yanı sıra her iki ayyaş da Müslüman Irak'ta insanları acımasızca öldüren, kadına kıza tecavüz eden, Müslümanlara işkence eden Haçlı ordularının günümüz versiyonu Amerikan ordusu için ellerini açıp "Bay ve bayan Amerikan askerlerinin sağ, salim evlerine dönmesi için dua ediyorum" da dememiştir.
Tarih 29/Ekim/2004...
"İmza işlemi, Papa X. Innocenzo’nun heykeli altına yerleştirilen bir masada gerçekleştirildi. İmzalar, Berlusconi, Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi, AB Dönem Başkanı Hollanda’nın Başbakanı Jan Peter Balkenende ve bir önceki dönem başkanı sıfatıyla İrlanda Başbakanı Bertie Ahern’in huzurunda atıldı. AB üyesi 25 ülkenin devlet veya hükümet başkanları ile dışişleri bakanlarının Avrupa Anayasası anlaşmasını sırayla imzalamalarının ardından, Türkiye, Romanya ve Bulgaristan’dan oluşan üç aday ülke sadece nihai senedi imzaladı."
O tarihte Başbakan R.T.Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'dür. Kur'an'ın emrini sadece içki ile sınırlandıran ve Mukaddes Kitab'ımızdaki diğer emirleri görmezden gelen iki siyasetçi, Hristiyan dünyasının sembolleri ile dolu bir salonda Haçlı Seferleri'ni başlatan Türk ve Müslüman düşmanı Papa X.Innocenzo'nun heykeli önünde AB Anayasası'nı da imzalamamıştır.
AB Anayasası2nın giriş bölümünde aynen şöyle denmektedir.
DRAWING INSPIRATION from the cultural, religious and humanist inheritance of Europe, from which have developed the universal values of the inviolable rights of the human person, freedom, democracy, equality and the rule of law..."
Türkçesi:
"Dokunulmaz ve vazgeçilmez insan hakları olan özgürlük, demokrasi, eşitlik ve yasaların üstünlüğü gibi evrensel değerlerin gelişmesine kaynak olan Avrupa'nın kültüründen, dininden ve insanlık mirasından İLHAM ALARAK hazırlanmıştır..."
Avrupa'nın dini nedir? Hristiyanlık! Ne o iki ayyaş ne de şimdiye kadar var olan tüm iktidarlar Hristiyanlığa Erdoğan ve Gül kadar hizmet etmemiştir.
O iki ayyaşın zamanında (!) millet , "Ananı da al git" diye meydanlardan kovulmamıştır. İnsanlar açlık sınırında yaşamamış, Türkiye namerde el açmamıştır. Devlet komşularının iç işlerine burnunu sokmamış, hiç bir başbakan BOP Eşbakanı atanmamış ve Büyük Ortadoğu yalanıyla kandırılıp, Siyonizme böylesine hizmet etmemiştir. Ana hedef "YURTTA SULH, CİHANDA SULH"tur.
Hiç bir danışman ABD Başkanı'na onlar için "Deliğe süpürülmesin." diye de yalvarmamıştır. Veya gene bir ABD Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı ile telefonla görüşürken yayımladığı fotoğrafta "BEYZBOL SOPASI" göstermemiştir.
Çünkü 1920-1938 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkler tarafından, Türk budunu için yönetilen tam bağımsız bir ülkedir.
Ve O İKİ AYYAŞIN zamanında yüce Türk Devleti asla acz içinde olmamış, terör ve teröristin karşısında diz çökmemiş ve Cumhuriyet rejimini yıkmak isteyenlere layık olduğu cezayı vermiştir.
Aslında Erdoğan, bu ayyaş muhabbetinden derhal vaz geçip, işaret ettiği ayyaşlar kimse onlardan özür dilemelidir. Ve şunu çok iyi bilmelidir ki, günah ve haram sadece içki ile sınırlı değildir. Zenginliğinin sınırı bilinmeyenler ALLAH'ın bile af edemediği kul hakkından korkmalıdır.
Figen ÖZEN, 30 Mayıs 2013