Odatv Baskınından Amerikan Himayesinde Demokrasiye

Tartışma Alanı

Odatv Baskınından Amerikan Himayesinde Demokrasiye

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Şub 17, 2011 16:11

Odatv Baskınından Amerikan Himayesinde Demokrasiye

Odatv'ye yapılan polis baskını, Türkiye'nin milli birlik ve bütünlüğüne "Ergenekon" kod adıyla yöneltilen operasyonun genişletilmiş son halkası olarak duyarlı kamuoyunun tepkisini çekti. Emperyalizmin, milli unsurları yok ederek Türkiye'yi parçalama planının yürütücülerinden AKP'nin, muhalif duruş sergileyen kişi ve kurumlara yönelik hukuksuz uygulamalarına karşı Açık İstihbarat'ın da aralarında bulunduğu tam bağımsızlıktan yana milli kesimler kararlı tavırlarını sürdürüyor.

Ancak, Odatv baskını ve yöneticilerinin gözaltına alınması sansasyonunun gölgesinde sahneye konulan yeni planlara Millet'imizin dikkatini çekmek de görevimizdir.

"Baskına tepkiler"
çerçevesinde, şimdiye kadar AKP hükümetinin faşizan uygulamalarına "liberal" destek vermiş kalemlerin aklanmaya çalışıldığına tanık oluyoruz. Yıllardır Türkiye'nin milli birlik ve bağımsızlığına kin kusan, "Ergenekon" adı altında yürütülen zulüm ve hukuksuzluğa destek veren satılık kalemlerin sahte gözyaşları, Odatv'nin sütunlarında maalesef oldukça "itibarlı" yerler bulabilmektedir.

Nazlı Ilıcak'ın timsah gözyaşları, Hasan Cemal'in zoraki demeçleri, "Hikmetyar'ın dizi dibinde fotoğraf" manşetinden Abdullah Gül'ün vakanüvistiğine terfi eden Fatih Çekirge'nin "demokrasi karalamaları", Ertuğrul Özkök'ün "lütfedilmiş destekleri" Odatv tarafından baştacı edilmektedir. Bu tür kişilerin sahte protestolarını içine sindiremeyen okuyucuların tepkileri hasır altı edilmekte, yorumlar sansürlenmektedir. Ancak, okuyucu tepkisi yine de Hasan Cemal'in demecini yayından kaldırtmayı başarabilmiştir.

Baskının ilk günü yüzlerce ulusalcı aydının imzasını toplayan İlk Kurşun gazetesinin girişimi, yoğun "ünlüler geçidini" aşıp nihayet dün (muhtemelen uyarı üzerine) Odatv sütunlarında yer bulabilmiştir.

Ergenekon adlı hukuksuzluk sürecine açık ve kapalı destek vermiş, yüzlerce ulusalcı aydın, asker ve vatanseverin hayatlarının karartılmasına alkış tutmuş kimi satılık kalemlerle "Odatv'ye geçmiş olsun deme" karşılığında "fit olma" dönemine girilmek istendiğine tanık oluyoruz.

Yarın rüzgâr döndüğüne, Türk Milleti'ne hesap vermekten böyle bir "geçiş" ve üstü kapalı barış süreci sayesinde kurtulabilmeyi planlamaktadırlar. Odatv ise bu kalemleri sütunlarında onore ederek maalesef bu kurgulanmış sürece çanak tutmaktadır. "Yaptıklarınızı unutmadık" dememekte, diyememektedir.

Odatv baskını gölgesinde filizlenen bir diğer aklama faaliyeti, ABD için yürütülmektedir.

Irak'taki kanlı senaryonun ve Türkiye'yi kansız parçalama planının patronu ABD, yeni Ankara Büyükelçisi Ricciardone'nin yapılan hukuksuzlukları ilk kez duyuyormuş gibi yapan açıklamalarıyla yeni bir pozisyon belirlemeye başladığını ortaya koymuştur.

Rezidansında Türk gazetecilerle görüşen Büyükelçi', Odatv'ye yapılan baskının sorulması üzerine, "Yakından ve dikkatle izliyoruz. Yargılamalar sonuçlanana kadar masumiyet karinesinin dikkate alınmasını ve usulüne uygun ve şeffaf bir şekilde yargının ele almasını bekliyoruz. İfade ve basın özgürlüğü Türkiye, ABD ve bölge için hayati öneme sahip. Demokrasi için ön şart basın özgürlüğüdür.Sizin kesin özgürlüğünüz çok önemli. İkincisi ise özgür ve bağımsız yargı. Demokrasi için olmazsa olmaz. Benim ülkemde bile kolay değil. Sizin yargı ile ilgili yaşadıklarınızda yanıtı siz bulacaksınız." diye konuştu.

Bu açıklama, "Ergenekon polislerinin ABD tarafından eğitildiğine ilişkin görüntüler yayımladığı için operasyona uğradığı öne sürülen Odatv'ye bile ABD'nin geçmişini unutturdu. Sanki Ergenekon adlı iftira, karalama ve yok etme süreci ABD'nin patronluğında yürütülmemiş gibi geçmişe sünger çekildi. Süreç bir anda sıfırlandı. Bu ikiyüzlü açıklama, coşkuyla ve "destek" kapsamında algılanarak sütunlara yerleştirildi.

Tabii, "Amerika'ya kafa tutan hükümet" gibi görünme şansını yakalayan AKP de bu fırsatı kaçırmadı ve Hüseyin Çelik, "ABD içişlerimize karışmasın" demecini patlattı...

ABD Büyükelçisi'nin açıklaması sadece Odatv'yi sevince boğmadı. ABD'ye en yakın kalemlerden Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, bugünkü yazısının başlığını "Amerikan Büyükelçisi'nden Demokrasi Dersi" olarak belirledi. Ve tabii bu yazı da Odatv tarafından coşkuyla sütunlara taşındı. Ancak, başlıktan utanılmış olunacak ki "Aslı Aydıntaşbaş: Medya Hâlâ Büyük Ölçüde Demokrat" başlığı tercih edildi.

Ricciardione'nin taktiksel açıklaması, başka kalemleri de heyecanlandırdı. Vatan gazetesinin olayları bir ev kadınının naifliği ile yorumlayan yazarı Ruhat Mengi, "ABD'nin Göremediğini Gören Büyükelçi" adlı yazısıyla yeni Amerikan Büyükelçisi'ne övgüler dizdi.

Bu başlıktan da ortam gereği hafif utanç duyan Odatv, yazıyı "Ruhat Mengi'nin Gündemi ABD ve Odatv" başlığıyla okuyucusuna duyurmayı tercih etti.

Yalnız ortada bir çelişki bulunmaktaydı...

Ricciardone, Ruhat Mengi'nin zannettiği gibi "Hükümetinin göremediğini gören bir büyükelçi " filan değildi. Bizzat hükümetinin yeni bakış açısını duyuruyordu ki nitekim bu durum dün Odatv tarafından "Odatv Baskını Diplomasiyi Karıştırdı" başlığıyla haberleştirilmiş ve haberde AKP'nin ekmeğine yağ sürercesine,

"AKP’li yöneticiler Büyükelçisi Ricciardone’yi eleştirdi, ABD Dışişlerine elçisine sahip çıktı ve gazetecilere yönelik muameleler endişe verici' olduğunu belirtti.Anadolu Ajansının haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin sözlerinin arkasında olduklarını bildirerek, 'Türkiye'de gazetecilere muameleler konusundaki gidişattan mevcut kaygılarımız var. Bu konuyu genel anlamda Türk hükümeti nezdinde dile getiriyoruz ve yakından izliyoruz' dedi"

ifadelerine yer verilmişti.

Türk Milleti'nin Ergenekon kıskacından yine Milli efsanemizde olduğu gibi demirdağı öz gücüyle eriterek çıkacağına inanıyoruz. Ergenekon sürecini kurgulayanlarla el ele vererek ve ülkemize yapılan ihanetleri hasır altı edip "beyaz sayfa" açarak kendilerine yeni ufuklar aralamak isteyenlerin takipçisi olacağız.


Açık İstihbarat, 17 Şubat 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 23 konuk

x