AKLIMIZDAN HİÇ ÇIKMAMASI GEREKEN CİDDİ SORULAR…
ON TEMEL SORUDA ENCAMIMIZ…
Dr. Noyan UMRUK

*”SAHTEKARLIĞIN,YALAKALIĞIN KOL GEZDİĞİ DÖNEMLERDE
GERÇEĞİ SAF SAF SORMAK DA DEVRİMCİ BİR EYLEMDİR.”

Bu kaosta, kargaşalıkta bizleri yönetme iddiasında olan dâhili ve harici bedhahlara her Allahın günü sormamız gereken, gözümüzden kaçan o kadar çok soru oluştu ki…
Örneğin;

1*Peki bu çocuk ülkeyi nasıl yönetecek?

T.C. yürütme organının, yani hükümetin yapması gereken bütün açıklamaları yapan, kararları veren ve muhtarları bitirip, kaymakamları toplayarak “ Bırakın mevzuatı bir kenara…” buyuran anayasal açıdan sorumsuz saraya, yürütmenin başının “ Peki, ben şimdi bu ülkeyi nasıl yöneteceğim?” diye sorması gerekmez mi?

2*Osmanlı tokadı asıl şimdi lazım…

1915’de cetvelle çizilmiş bölge ülkelerinin sınırlarını küresel çıkarlarına göre yeniden çizmeye çalışanların ve işbirlikçilerinin suratlarına, bu bölgede sınırları cetvelle değil, kanla, irfanla çizilmiş tek ülkenin Türkiye olduğunu her fırsatta tokat gibi suratlarına çarpmak gerekmiyor mu?

3*Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür…

2009’da Oslo görüşmeleri, Habur gösterileri, çadır mahkemeleri ile başlayıp 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar uzanan süreçte askeri kışlasına, polisi karakoluna tıkıştırarak, seçim öncesi dönemlerde ateşkes sağlanarak, Oslo’da terörist örgüt temsilcilerine “ bölgede canınızı sıkan kamu görevlilerini bize söyleyin, biz hallederiz…” diyerek, ülkenin bir bölgesini terörist yuvaları, tüneller, hendekler, lağımlar, tuzaklarla dolu silah ve mühimmat deposu haline getirilmesi sonucu yüzlerce genç vatan evladı şehidin(sadece son 24 saat içine 8 güvenlik görevlisi şehit), gazinin, bu hengamede yaşamını yitiren, yaralanan, başta eğitim olmak üzere en temel haklarından yoksun bırakılan terörle ilgisi olmayan bölge halkının, çocukların, bebeklerin, harabe haline gelen bölgenin vicdanları kanatan hale getirilmesinde geçmişte büyük payı olan idari, hukuki ve siyasi sorumlularına hesap sormak yerine, tam saat “17.25” de manidar bir tweet atan Bülent Arınç ve takipçilerinin dahi bile tepki gösterdiği bu durumdan hiç sorumlulukları yokmuş gibi davranmalarını uykulu gözlerle seyredecek miyiz?

4*Derviş’in fikri ne ise zikri o imiş ya…

“Erdoğan başkan olsaydı bu kaos olmazdı”Sağlık Bakanının incilerinin mefhumu muhalifinden hareketle 7 Haziran seçimlerinden buyana Ankara, Suruç ve Güneydoğuda yaşananlar vs. eğer iddia edildiği gibi toplumda korkuyu iyice yaygınlaştırarak 17-25 Aralık’ın üzerine sünger çekilmesini sağlayacak bir rejim değişikliği ve alaturka başkanlık sistemine geçiş amacını taşıyorsa durum Hitler Almanya’sını anımsatacak biçimde çok daha korkunç değil midir? Eyvah, eyvah…

5*17-25 Aralık komedyası

17-25 Aralık’ta bir kayıkçı kavgası olduğu ortada; ancak ciddi rüşvet ve yolsuzluk iddiaları olduğu aşikârken, olaylar bütün dünyada mizah ve alay konusu olmuşken, bu durumu mecliste “AK”layanların, AK’layanlara defalarca oy verenlerin ve de yargı yolunu engelleyen sıralı yargı organlarını tavırları yanlarına kar mı kalacak?

6*Sen sözüm elaleme demokrasi ihracatına soyunursan, onlar da sana terörle soyunur…

Sıfır sorundan başlayıp, tüm komşu ülkelerle sırf düşmanlık ve dramatik yalnızlığa dönüşen, AB-D tarafından kuşku ile izlenen, dünya medyasına kara mizah malzemesi sağlayan, ülkenin Cizre olayı nedeni ile BM denetimine açılması utancına yol açan, ülke ekonomisini, turizm, tarım ve ihracat sektörleri başta olmak üzere ciddi kayıplara maruz bırakan dolayısıyla “ülkenin bekası ve halkın refahını” tehlikeye düşüren bu politikaları vatandaş ve muhalefet partileri sükunetle izlemeyi sürdürecek mi?

7* Sana düşman, bana düşman…Düşünen herkese düşman…

Medya ve düşünce özgürlüğü ve de bunun türevi olan “Geri besleme” sağlanamadıkça, eleştiriler düşmanca karşılandıkça, izlenen politika ve uygulamalardaki ciddi hata ve yanlışlıkların kangren olması ile Cumhuriyetin, kurumlarının, toplumsal değer yargılarının çürümesini, ülkenin geleceği ile ilgili hayallerimizin söndürülmesini sakince izlemekle mi yetineceğiz?

8*"Vatan savunması söz konusu olmadıkça savaş cinayettir"
Mustafa Kemal ATATÜRK

Kurtuluş Savaşı Destanı ile bağımsız ve onurlu bir devlet kuran, II.nci Paylaşım Savaşına Cumhuriyet kadrolarının mahareti ile bulaşmama maharetini gösteren Türkiye’nin giderek köşeye sıkıştırıldığını, kendi dertleri yetmiyormuş gibi Katar’da askeri üs kurulması, T.C.Genkur.Bşk.nın apar topar S.Arabistan’a götürülüp Suudilerin arasına oturtulması gibi yaklaşımlarla hızla ABD ve İsrail’in emperyalist çıkarları uğruna ve de taşeron olarak Ortadoğu mezhep savaşlarına sürüklenmesini kayıtsızlıkla izleyerek gelecek nesillere diğer bölge ülkelerine benzer bir ülke mi bırakacağız?

9*Ülke çöküşe sürüklenirken…

Ülkenin, başta uluslararası ilişkiler, iç ve dış güvenlik, yargı, demokrasi ve özgürlükler, eğitim, sosyoekonomik sorunlar, zamlar ve enflasyon başta olmak üzere her alanda her geçen dakika daha kötüye gittiği, hızla toplumsal çöküşe sürüklendiği çok açık bir şekilde görülmüyor mu?

10*Nice bin turfe müneccim gökte yıldız ararken önündeki çukuru görmezmiş..

Ülke, bu sorunlar yumağı içinde boğuşurken, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutta bir kaos yaşanırken, aylardır çalıştırılmayan meclisin, sanki hiçbir sorun yokmuş gibi, başta %10 barajlı seçim yasası, tek seçiciye dayanan siyasi partiler yasası olmak üzere bir alay antidemokratik yasa ortada dururken, can derdine düşmüş halkın hiç de umurunda olmayan alaturka bir başkanlık sistemini yutturmaktan başka bir amaç taşımayan yeni anayasa çalışmaları sürecine girmesi akıl almaz, koskoca bir aymazlık değil de nedir?