Çevremizde baktığımızda bir çoğumuzun dikkatini çekmiştir. Mahallemizin, sokağımızın ağır ağabeyleri vardır. Bu ağabeyler güçleri ile veya çirkeflikleri ile bir şekilde mahallede kendini kabul ettirmiştir.
Bizimde mahallemizde böyle bir Erol ağabey vardır. Kimisi ondan gerçekten korktuğundan kimisi ise ne şeytana bulaş ne salavat getir diyerekten ondan uzak durmaktadır. Bu Erol ağabeyin birde yandancıları vardır. Bir nevi gönüllü hizmetkarlarıdır bu yandancılar.
Sokakta olan hemen hemen her olayın içinde Erol ağabey vardır. Aslında dışarıdan baktığında kuru gürültü olduğu çok açık olmasına rağmen dediğim gibi kimi insanlarda ne şeytanı gör ne salavat getir diyerek uzak durmaktadır.
Geçen akşam sokakta bir olay oldu iki araba kafa kafaya geldiler sokakta ve şoförler tartışmaya başladı. Bütün sokak camlara fırladı. Tabi bizim Erol ağabey durur mu hemen o da indi aşağıya baştan pek bir sessiz olayı izledi kenardan kenardan…
Ne zaman ki yandancıları da kendisine katıldı başladı bizim külhan naralara kapışan şoförlerden çok bağırıp çağırdı. Tabi ağzı da pis küfürler havada uçuşuyor. Tam fırlayıp şoförlere vuracak gibi yapıyor hemen yandancılar devrede dur deyip tutuyorlar. Dedim ya dışarıdan biri hemen anlıyor aslında onun kuru gürültüden başka bir şey olmadığını…
İşte o kapışan şoförlerde anlamıştı bu kuru gürültüyü ve başlamıştı Erol ağabeyin üzerine yürümeye…
Yandancı durur mu hemen araya girme derdinde ama durum nafile şoförün gözü dönmüş bir kere…
Yandancıyı tuttuğu gibi fırlattı yolun ortasına bizim Erol ağabeyin sesi soluğu kesilmişti. Bir yandan da usul usul alttan almaya havayı yumuşatmaya çalışıyordu.
Az önceki One Minute havası sönmüştü şimdi radyoda Tın Minute çalıyordu.
Neyse…
Ufak çaplı bir dayak sonrası sokaktakiler Erol ağabeyi şoförün elinden aldılar ve araçlar çekip gitti.
Ülkelerde insanlar gibidir her ülke gücü oranında konuşur. Kimi ordu ve silah gücü kimi ekonomik gücü ile dünya üzerinde söz sahibidir.
Biz Türk Milleti’de dünya üzerinde savaşçı bir millet olarak nam salmışız. Bu savaşçı yeteneğimizle bir çok defalar dünyayı dize getirmişiz. Ordumuz dünya üzerinde en güçlü 5 ordu içerisinde sayılmaktaydı. Kimi ülkeler savaşçı olduğumuzdan, kimi ülkeler ise ordumuzun gücü karşısında ülkemize ve Türk Milletine boyun eğmiş ve bu güçlü ordu ve savaşçılık yeteneği ile ülkemiz dünya üzerinde bir söz sahibi olmuştur.
Belki de Başbakan İsrail’e Filistin için One Minute derken bu güç ile konuşmuştu. Yada Kıbrıs Barış Harekatında rahmetli Ecevit Ayşe’yi tatile yollarken bu gücün farkında olduğundan dünyaya kafa tutmuştu.
Evet o gün One Minute denilmişti denilmesine…
Ama bu One Minute bizim Erol ağabey olayına dönmüştü. İsrail sivil gemiye operasyon yapmış insanlarımızı öldürmüştü. Özür dilesin dendi, gereken yapılacak dendi ve sadece o dendi bu dendi…
İşin özü denilenler One Minute gibi havada kaldı.
Üzerine Suriye uçağımızı düşürdü. Yine bir sürü kuru gürültü koparıldı.
Ve…
Olay soğudu unutuldu gitti…
Şimdi Kıbrıs Türk Kesimi başkanı açıklama yapıyor bir televizyonda İsrail, Kıbrıs Rum Kesiminde PKK’lı eğitiyor diye…
Konu gündeme bile getirilmedi…
Yunanistan adalarımıza bayraklarını dikiyor ses seda yok…
Yapılan sadece kuru gürültü…
Barzani ayrı telden çalıyor, ABD beysbol sopası gösteriyor…
Hatta PKK bile posta koyup gidiyor. Çıkıp özerkliklerini ilan ediyorlar….
Arada şehit haberleri sıklaşınca bir kuru gürültü koparılıp olay soğutuluyor…
Artık onlarda biliyor ki Türk Ordusu tasfiye edildi. Şimdi onlarda rahat hareket ediyor. Ordusu tasfiye edilen bir milletin uluslar arası arenada da söz hakkı yoktur. Gücün kadar konuşma hakkın vardır. Sen güçlü isen One Minute dediğinde seni ciddiye alırlar…
Yoksa bizim Erol ağabey gibi kuru gürültü yaparsan nasılsa yandancılar araya girer dayaktan kurtulurum dersen…
Sen One Minute dediğinde birileri de TIN MİNUTE der…
Burçak YAZICI