Onlar Bize Düşman, Biz Onlara Kalkan...

Onlar Bize Düşman, Biz Onlara Kalkan...

İletigönderen İrfan Tuna » Sal Eyl 06, 2011 11:43

ONLAR BİZE DÜŞMAN, BİZ ONLARA KALKAN…

Öğrencilik yıllarımızda sıkça kullandığımız bir slogan vardı: “Onlar ortak, biz pazar…”

Geçmişte AB’nin adı “Ortak Pazar”dı. Ve biz Batı’nın hedefini, sömürü çarkını en kısa, en basit bir yoldan halkımıza anlatmak için bu sloganı bulmuştuk.

Bugünkü “Kalkan konuşlandırılması” karşısında bu sloganı günümüze şöyle uyarlayabiliriz: “Onlar düşman, biz kalkan…” ABD, ülkemizi cemaat, tarikat kavgalarıyla ve etnik temelde bölmek istiyor. Ama biz ona kalkan oluyoruz…

AKP hükümeti, kumandası dışarıda, gövdesi içeride bir ölüm aletini sessiz sedasız ülkemize yerleştirmek üzeredir: Adı “Füze Kalkanı.”

AKP döneminde, şanlı Türk milletinin başına çeşit çeşit çuvallar geçirildi.

Subaylarımız ilk çuval olayı ile Kuzey Irak’ta karşılaşmıştı. Coni’lere karşı koymak istediler ama askerlerimize arka çıkan olmadı. Destek veren olmadı. Soluksuz kaldılar. Saldırıya boyun eğdiler…

ABD baskını karşısında ordu, iktidar, sendikalar, dernekler, çeşitli toplum kuruluşları tepkisiz, sessiz durunca, bu çuval geçirme işi giderek ülkemizde bir alışkanlık haline geldi. Yerlisi, yabancısı dilediği zaman, dilediği yerde çuval geçirmeye başladı Türk ulusunun başına.

Önce yargının, emniyetin, eğitimin başına çuval geçirdiler. Ortamı elverişli bulunca, bu kez profesörlerin, gazetecilerin, politikacıların, bilim adamlarının, askerlerin ve tüm ulusalcıların başına çuval geçirdiler… Onları Silivri, Hasdal zindanlarına doldurdular. Hedef aktif muhalefet yapan çevreleri “bertaraf” ederek, dikensiz bir gül bahçesi yaratmak, ABD’nin, AB’nin, AKP’nin, PKK’nın ve cemaatlerin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktı. Bunda başarılı da oldular. 2002’de adı sanı kalmayan bir PKK’nın yerine bugün ordusuyla, meclisi ile milletvekilleri ile yepyeni bir PKK yarattılar.

Bu arada bir de ulusumuzun başına geçirilen özelleştirme çuvalından söz etmeden geçmeyelim. 2002’ye dek oluşturulan, biriktirilen, alın teri, göz nuru, tüm kamu mallarını ve Mustafa Kemal Atatürk’ten miras kalan Cumhuriyet kurumlarını AKP, yok pahasına satarak gelmiş geçmiş hükümetlerin yapamadığını yaptı.

  • Çuvalların en büyüğü ise yakında ordusuyla, yargısıyla, esnafıyla, köylüsüyle, işçisiyle tüm Türkiye’nin başına geçirilecek. Topraklarımızda kurulacak “füze kalkanı” ile yurdumuz, ABD’ye kalkan yapılacak, Amerika’nın jandarması, bir ileri karakolu durumuna getirilecek.


Kalkanın İzmir’e kurulacağı söyleniyor. İzmir bundan sonra füzelerin hedefi olacak. Yoksa AKP, “Gâvur İzmir’i” bu yöntemle haritadan silip, ondan kurtulmaya mı çalışıyor?

Şaka bir yana, imparatorluklar kurmuş, yedi bin yıllık bir dünya devleti, şu 11 yılda, ne yazık ki, iki üç yüzyıllık bir geçmişi olan, köksüz, tarihsiz, tabansız, vatansız bir çıkar toplumunun, Amerika’nın oyuncağı haline geldi. Ne derse o oluyor:

. “Otur otur, kalk kalk… Özelleştirmeleri hızlandır. Devleti küçült. Şu kuruluşu sat, bu kuruluşu satma… Köylüyü, üreticiyi destekleme. İşçiye, emekliye, memura zam yapma. Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü terk et. Irak’ın Kuzeyindekilerle iyi geçin… Ulusalcılara göz açtırma. Ümüğünü sık. Sınır ötesi harekât yapma. Bize ülkenizde füze kalkanı için yer hazırla… Kalkanımız ol…”

“Başüstüne, emredersiniz efendim…”

Şimdi de o, tüm Ortadoğu ülkelerine karşı daha güçlü bir konuma girmek, her istediğini yapmak, yaptırmak, topraklarımızı “kalıcı bir Amerikan Üssü”ne dönüştürebilmek için yurdumuzda füze kalkanı kurmak istiyor.

“Füze kalkanı” BOP projesinin bir devamıdır. Başta İran olmak üzere tüm Ortadoğu’yu, tüm Asya’yı hedef almaktadır.

Irak ve Afganistan’ın işgalinden sonra şimdi sıra Suriye’ye, İran’a gelmiştir. Amacı “Füze kalkanı” ile gözdağı vermek, korku salmaktır. Bir başka amacı da gerekirse Türkiye’nin iradesi dışında İran’a müdahale ederek, onu ve ülkemizi bir savaşın içine çekip Türkiye’yi parçalamaktır. Ondan sonra öteki Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi başarabilirse, İran topraklarını işgal edecek, zenginliklerine el koyacaktır.

Böylece o, bir taşla birkaç kuş vurmayı düşünmekte ve kendi çıkarları için Türkiye’yi de ateşe atmaya hazırlanmaktadır.

AKP hükümeti şu sıralar Avrupa ülkelerinin bile reddettiği bu füze kalkanını ülkemize yerleştirmeye hazırlanmaktadır.

Ülkemiz için bu bir yıkımdır. Çünkü Türkiye’nin hiçbir komşusu ile sorunu yoktur ve bu proje komşular arası güveni sarsacak, komşuluk ilişkilerimizin bozulmasına neden olacaktır. Amerika’nın istediği de işte tamı tamamına budur. Türkiye’yi komşularıyla, özellikle de İran ile kavgalı duruma sokup, kendisine muhtaç hale getirerek, hedefine bir adım daha yaklaşmaktır.

Bu politika Atatürk’ün “bölge merkezli” dış politika anlayışına da aykırıdır. Çünkü o her zaman sömürgecilere karşı “Mazlum Millet”lerle dayanışma içerisine girmişti. Daha o yıllarda Ortadoğu ve Asya ülkeleri ile dostluk bağlarını güçlendirerek, Avrasya ittifakının temellerini atmış ve antiemperyalist uluslar arası bir cephe oluşturmuştu.

Şimdi tüm yurtseverlere, tüm partilere, tüm sendikalara, derneklere ve özellikle muhalefete büyük görevler düşmektedir: Bu yeni oluşumu halka anlatmak, onu aydınlatmak ve desteğini sağlamak.

Milletvekilleri, milletine verdiği sözü yerine getirmeli, seslerini yükseltmelidirler. Türkiye’nin komşuları ile ilişkilerinin bozulmasına engel olmalıdırlar.

Türkiye’nin önünde iki seçenek vardır bugün: Ya Atatürk’ün “bölge merkezli”, sömürgecilere karşı “mazlum milletleri” koruyan dış politikasına sarılacak ya Batıya. Ya Atatürk’ün ölümünden bu yana devam eden “Batıcılık” anlayışını devam ettirip, Batı’nın uydusu olacak ya bağımsızlığına sahip çıkacak…

Bu “Tek dişi kalmış canavar”ları yurdumuzda ve tüm dünyada etkisiz duruma getirmenin tek yolu Çin, Rusya, Hindistan, İran, Orta Asya Türkleri, yani kısaca mazlum milletlerin katılımıyla oluşturulacak bir Avrasya seçeneğidir.

ABD ve AB’den yakamızı kurtarmanın tek çıkış yolu budur…

Ali Eralp, 6 Eylül 2011
ali-eralp@hotmail.com
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x