Önüne yatmak ne demek?
AKP’nin kadın milletvekilleri, Ensar Vakfı’na emanet edilen çocuklara tecavüz edilmesine karşı ciddi bir tepkide bulundular mı, tek bir kelime söylediler mi?
Bunun yerine ne yaptılar?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Vakıfları savunuyorlar. Çocuklara sahip çıkın, vakıflara değil. Valisi konuşmuyor, Millî Eğitim Bakanı konuşmuyor. Aile Bakanı birilerinin önüne yatmış durumda o zaten hiç konuşmuyor” dedi diye CHP Genel Merkezi’nin önünde toplanıp siyah çelenk bıraktılar! Yurt genelinde de benzer eylemler yapılıyor!
* * *
Kılıçdaroğlu, her ne kadar, “Önüne yatmak sözünü söyleyen ben değilim Reza Zarrab’a hitaben AKP’li bir bakan tarafından söylenmiştir. Bakanın kadını erkeği yok. Ben sözümün arkasındayım” dese de konuyu çarpıtarak namus meselesine çevirmeye karar vermişler bir defa..
Öyle ki Mehmet Ali Şahin, Kılıçdaroğlu’nun, “bir hanımın, bir milletvekilinin, bir bakanın namusuna ve iffetine dil uzatma cüretini gösterdiğini” iddia etti ve “Sayın Kılıçdaroğlu, o söz sizin eşinize söylenmiş olsaydı ne yapardınız? Nasıl bir tepki verirdiniz?” diye sordu.
Peki o erkek çocukların namusu, şerefi ne olacak?
Herkes biliyor ki, Kılıçdaroğlu’nun sözleri, çocuklara tecavüz edilmesinden dolayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz” demesine bir tepkiydi.
Özetle Kılıçdaroğlu, bir bakana “Senin görevin çocuklara sahip çıkmak, Ensar Vakfı’na değil” dedi diye çarpıtmaya başvurarak bir kaşık suda fırtına koparıyorlar! Kılıçdaroğlu’nun sözlerini, bir kadının namusuna ve iffetine dil uzatmak olarak göstermek, en hafifinden çarpıtmadır. Zaten Ramazanoğlu hakkında verilen gensoru önergesinin reddinden sonra da kendisini kutlamak için kuyruğa girmişlerdi. Neyi kutluyorlardı acaba?
* * *
“Reza Zarrab’ın önüne yatmak” ne demekti? “Senin başına bir şey gelirse, ben bakan olarak gereğini yaparım, seni korurum” demekti.
Aileden sorumlu bir bakana düşen, çocukları korumak değil midir? Aile Bakanı’nın görevleri arasında vakıfları korumak var mıdır? Dolayısıyla bakan, çocuklardan önce, çocuklara tecavüz olayı yaşanan bir vakfın korunmasını üstlendi diye yapılmış bir eleştiriyi, namus ve iffet meselesine çevirmek ahlâki değildir!
Bu iddialarında samimi iseler, algılarında bir sorun var demektir. Siyasi bir eleştiriyi cinsel bir hakaret gibi algılamak normal bir durum değildir.
* * *
Sormak gerekir; sizin dış politikanız ve Suriye’deki örgütlere verdiğiniz lojistik destek, yani silah ve mühimmat yüzünden bu ülkede yüzbinlerce kadının namusu ve iffeti iki paralık oldu. Bu konuda niçin o mübarek ağzınızı açmıyorsunuz?
Evet, çocuklara tecavüz eden sapık tutuklandı ama yurdun dört bir köşesinden benzer haberler geliyor. Türkiye’de cinsel sapıklık olaylarında garip bir artış var! Bunun sebebini niçin sorgulamıyorsunuz? Bunun yerine, Kılıçdaroğlu’nu suçlayıp kendi vicdanınızı mı rahatlatmaya çalışıyorsunuz?
Anahtarı Efkan Ala’dadır
Bir diğer güncel konu da 50 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin sızdırılması! İçişleri Bakanı Efkan Ala, “Asıl nüfus bilgilerinin tutulduğu Nüfus Genel Müdürlüğü’nden bir sızma yok. Vatandaşlarımız rahat olsun, endişe etmesin” dedi! Hani Temel, para dolu bavulunu Galata köprüsünden denize düşürmüş de “Anahtarı bendedir” diye tempo tutarak oynamaya başlamış ya aynı bu fıkra gibi...
Arslan BULUT, 7 Nisan 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr