Org. Başbuğ döneminde Türk dış politikası ne olacak?..

Org. Başbuğ döneminde Türk dış politikası ne olacak?..

İletigönderen tuba » Pzt Ağu 04, 2008 12:07

Org. Başbuğ döneminde Türk dış politikası ne olacak?

Bu satırların yayınlanmaya başladığı saatlerde muhtemelen TSK’nın yeni komuta kademesiyle ilgili kararname Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önünde olacak. Büyük olasılıkla 30 Ağustos’tan itibaren Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olduğu ilan edilecek.

Orgeneral Başbuğ’un döneminde askerin siyasetteki rolü hakkında yüzlerce makale okuyacaksınızdır. Şahin mi güvercin mi, laiklik konusunda katı mı değil mi vs gibi yüzlerce “anket” tarzı tartışmayla karşılaşacaksınız. Ancak Orgeneral Başbuğ’un döneminde Türk dış politikasında ne tür gelişmeler olabileceğine dair bazı öngörüler okuma şansı bulamayabilirsiniz.

Orgeneral Başbuğ’un biyografisini okuyunca karşınıza en çok çıkan sözcük NATO/Brüksel oluyor. Başbuğ, 1973’te kurmay olduktan sonra ilk uluslar arası görevini Brüksel’de NATO Uluslararası Askeri Karargahı’nda (Ims) İstihbarat Plan Subaylığı yapmış. Yine 1989’da Tuğgeneral olduktan sonra Belçika/Mons’da Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargahında (Shape) Lojistik Ve Enfrastrüktür Daire Başkanlığı yapmış. 1993’te Tümgeneral olduktan sonra bir süre Jandarma asayiş komutan yardımcılığı yaptıktan sonra yeniden Belçika/Mons’a gitmiş ve Türk Milli Askeri Temsil Heyeti (Nmr) Başkanlığı Görevlerini Yürütmüş.

NATO karargahındaki görevleri ister istemez Başbuğ’un “diplomat asker” yanını geliştirmiştir. Dolayısıyla Başbuğ’un döneminde ordunun Türk dışpolitikasındaki etkilerini görebiliriz.

Bu etkilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

- Kıbrıs konusundaki yaklaşımı, klasik statükocu yaklaşımla örtüşür. Ada’da kalıcı ve adil bir çözüm bulunmasını destekliyor, ancak Kıbrıs Türklerinin bugün bulunduğu konumdan bir arpa boyu bile geri adım atmasına sıcak bakmıyor. Bu kapsamda Başbakan’ın “kazan-kazan” stratejisine çok sıcak bakmıyor. Orgeneral Başbuğ’un ekibini oluştururken yaptığı tercihler de Kıbrıs konusundaki muhtemel tutumunun sinyallerini veriyor. Başbuğ genelkurmay başkanı olduktan sonra muhtemelen 15 orgeneralden biri Hayri Kıvrıkoğlu olacak. Bir süredir Kıbrıs’taki Kolordunun komutanı olan Kıvrıkoğlu, Lokmacı sınır kapısının açılması ve üstgeçitin yıkılması konusunda KKTC yönetimi ile ters düşmüş, Bayrak Radyo Televizyonu’ndaki bir belgesel nedeniyle de hükümete tavır almıştı. Kıvrıkoğlu’nun KKTC Başbakanı Ferdi Soyer’in elini sıkmaması hafızalarda tazeliğini koruyor. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Kesimi lideri Hristofyas’ın Eylül’de yeniden görüşmelere başlayacağı dikkate alındığında, Başbuğ’un döneminin Kıbrıs konusunda önemli gelişmelere gebe olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

- Avrupa Birliği, konusunda TSK’nın takındığı tavır, Orgeneral Başbuğ döneminde değişmeyecektir. Brüksel’in havasını uzun süre solumuş Başbuğ’un Avrupa Birliği konusunda önceki komutanlarından daha istekli olması muhtemel. Ancak, yine AB sorunu ile Kıbrıs konusunun tercih meselesi yapılması durumunda Başbuğ’un terazisinin Kıbrıs’ta ağır basması da kaçınılmaz. Ayrıca TSK’nın Avrupa Birliği Savunma ve Güvenlik operasyonlarına katılımında da Kıbrıs sorunu belirleyici olacaktır.

- ABD ile ilişkiler TSK’nın en değişmez çizgilerinden biridir. NATO müttefikliğinin getirdiği karşılıklı “bağımlılık” çerçevesinde TSK ile ABD ordusu arasında yakın gelecekte daha fazla müzakere yaşanacağı kesin. Başta Afganistan’a savaşçı asker gönderilmesi meselesi var. Aynı şekilde ABD’nin İran’a karşı alacağı askeri önlemlerde Türkiye’yi işin içine çekme çabası devam edecektir. TSK’nın bugüne kadar sürdürdüğü “dengeli” yaklaşım, AKP’nin de İran hassasiyeti nedeniyle sürebilir, Bu da ABD’yi kızdırabilir.

- ABD’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ve ABD ordusunun Irak’tan çekilmeye başlaması Türkiye’yi çekilme operasyonunun tam ortasına çekecektir. Bu bağlamda, PKK ile mücadele yeni bir boyut kazanacak, ABD, TSK’nın vereceği destek doğrultusunda Irak’taki PKK’nın etrafındaki çemberi daraltacaktır. Ancak Irak konusundaki işbirliği ortamının, İran konusundaki “tatminsizlik” nedeniyle zedelenmesi de kaçınılmaz görülüyor.

- Uluslar arası terörle mücadele Başbuğ döneminin de en üst sırada tutulacak başlıklarından biri. TSK’nın “asimetrik savaş” olanaklarının arttırılması, NATO’nun “hızlı müdahale” yaklaşımına paralel sürecek. PKK ile mücadele tamamen profesyonel askerlere teslim edilecek. Bu güç, Türkiye’nin iç güvenliği kadar, dış güvenliği için de büyük bir fırsat yaratacak. TSK’nın hava ve deniz kuvvetlerini güçlendirme projeleri de Başbuğ döneminde hız kazanacak.

Dört başlıktan da görüldüğü gibi, Orgeneral Başbuğ Genelkurmay Başkanı iken, iç siyasette kendisini görmesek bile, güvenlik ve diplomasi konusunda önemli roller oynayacaktır. TSK, Başbuğ döneminde 21. yüzyıl ordusunun temellerinin önemli tuğlalarını yerleştirecektir.


Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

x