Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

Genel & Güncel Konular

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 30, 2013 20:47

Türk hava sahası ABD casus uçağına açıldı

Türk hava sahasının ABD’ye ait “RQ-4 Global Hawk” adlı kıtalararası uçabilen casus insansız hava araçlarına açıldığı ortaya çıktı. Hava Harp Akademisi tarafından Türkiye’de ilk defa düzenlenen ve İsrail ile İran’ın davet edilmediği Uluslararası Havacılık ve Uzay Gücü Konferansı’nın açılışında konuşan ABD Hava Kuvvetleri’nin geleceğini dizayn eden CIA kökenli Dr. Benjamin Lambeth, Türk Hükümeti’nin hava sahasını “Global Hawk” olarak adlandırılan casus insansız hava araçlarına açıldığını söyledi. Bu uçaklar, kıtalararası menzile sahip ve saatlerce havada kalarak istihbarat toplayabiliyor. Askeri kaynaklar, “RQ-4 Global Hawk” adlı casus uçakların, Orta Doğu üzerinde bilgi topladığını teyit etti. Savaş hali dışında Türk Hava Sahası’na üst geçiş izninin, Genelkurmay ya da hükümetin onayıyla verildiği ifade edildi.

Genelkurmay’dan açıklama

Bu arada Genelkurmay Başkanlığı, ABD’nin insansız hava araçlarının uçuşlarının, tamamen Türkiye’nin yönlendirmesi dahilinde, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü mensuplarına yönelik yapıldığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, ABD birliklerinin Irak’tan çekilmesi üzerine terör örgütüyle mücadele kapsamında oluşan istihbarat ihtiyacını karşılamak maksadıyla ABD ile insansız hava aracı görevlendirmesine yönelik Mutabakat Muhtırası imzalandığı belirtildi.

YENİÇAĞ, 30 Mart 2013



İsrail, İran'ı Türkiye üzerinden vuracak!

Washington’un, “İran’a 3 ay süre” verdiği haberini yorumlayan Economist, İsrail’in, Türkiye üzerinden uçaklarını uçurup İran’daki hedefleri vurma planının olduğunu yazdı.

Kürt kartını kullanıp “çözüm süreci” ni dayatan, ardından Türkiye-İsrail krizini aşan ABD’nin, Tel Aviv’le anlaşarak “İran’a 3 ay süre” verdiği haberini yorumlayan İngiliz Economist dergisi, İsrail’in Türkiye üzerinden uçaklarını uçurup İran’daki hedefleri vurma planının olduğunu yazdı. Yeniçağ, bu operasyonu iki gün önce okurlarına duyurmuştu. Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, İsrail uçaklarının, İran’ın nükleer tesislerini vurmak için Türkiye üzerinden yapacakları saldırıların ayrıntılarını açıklamıştı.

Nükleer silah bahanesi

İran’ı Türkiye üzerinde vurma senaryoları, ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarıyla CIA’in fonladığı düşünce kuruluşlarınca hazırlandı. İran’ı nükleer silah bahanesiyle hedefe koyan, etrafında oluşturduğu Sünni eksenle kıskaca alan ve Ankara ile Tel Aviv’i barıştırarak son pürüzü gideren ABD, müdahale için gün saymaya başladı. CSIS adlı kuruluşun üst düzey yöneticisi Anthony H. Cordesman’ın hazırladığı senaryolarda İran’ın nükleer tesislerine ABD ve İsrail’in tek tek ya da birlikte saldırma seçenekleri ele alındı. Obama ile Netanyahu’nun anlaşmasıyla İsrail’in Türkiye üzerinden, Patriotların korumasında saldırma seçeneği ağırlık kazandı. CSIS’ın çalışmasında; İran’ın nükleer tesislerinin Türkiye üzerinden İsrail uçaklarıyla vurulması öne çıkarıldı. İsrail uçaklarının Doğu Akdeniz’de izleyeceği güzergâh 22 Haziran 2012’de Suriye tarafından düşürülen uçağımız ile aynı. Bu rotada Türkiye’deki Patriotların tam koruması söz konusu olacak. İsrail Suriye sınırındaki mayınları temizleme işini de çok istemiş ancak yoğun tepkiler üzerine alamamıştı.

Eslen açıklamıştı

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, iki gün önce Yeniçağ’a ABD ve İsrail’in İran’ı vurma planlarını yorumlamıştı. “Planı hazırlayan ABD’li Anthony H. Cordesman’ın çalışmasında İsrail’in İran’ı vurması ile ilgili ilginç haritalara yer verildiğini söyleyen Eslen, şöyle demişti: “Planlara göre İsrail’in elinde 3 seçenek var. Birincisi, İsrail uçaklarının S. Arabistan üzerinden İran’a girip nükleer tesislerini vurması. İkincisi, İsrail uçaklarının Ürdün-Suriye sınırından Irak’a girip buradan İran’ı vurması. Üçüncü seçeneğe göre uçaklar İsrail’den havalanıyor, Doğu Akdeniz’den Adana’ya ilerliyor, Suriye-Türkiye sınırına paralel uçarak İran’a giriyor. İsrail uçaklarının Suriye ve Irak’taki füze sistemlerinden etkilenmesi mümkün. Türkiye içinden geçen seçenek İsrail açısından en güvenli yol.”

YENİÇAĞ, 30 Mart 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Nis 29, 2013 11:04

Suriye konusunda MİT-MOSSAD işbirliği iddiası!

İsrail istihbarat çevrelerine yakınlığıyla bilinen Debka sitesi, MİT ve MOSSAD yetkililerinin Suriye konusunda istihbarat paylaşımına karar verdiğini iddia etti.

İnternet sitesinin iddiasına göre anlaşma, İsrailli ve Türk heyetlerin Mavi Marmara tazminatıyla ilgili görüşmesi sırasında oldu. Görüşmede tazminat konusunda kriterlerin belirlenmesi 1 saatten kısa sürdü.

Hemen ardından Suriye krizi masaya yatırıldı. Taraflar, Suriye krizi ile ilgili istihbarat kaynaklarının paylaşılması için bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldı. Debka sitesi ayrıca, MİT Başkanı Hakan Fidan ile MOSSAD Başkanı Tamir Pardo'nun da bir araya geleceğini öne sürdü.

Debka, iki ülkenin istihbarat yöntemleri konusunda da iddialarda bulundu. Türkiye ve İsrail'in Suriye'de farklı milis gruplarla temasta olduğunu, Türkiye'nin Suriyeli isyancı ve Lübnanlı muhbirleri kullandığını, ancak İsrail'in teknolojik imkanlarının daha ileri olduğunu öne sürdü.

Milliyet, 29 Nisan 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Pzt Nis 29, 2013 19:33

Times: Türkiye'den ayrılan 1500 PKK'lı Suriye'de savaşıyor!

Suriye’deki Kürt kadınlarının Esad rejimine karşı silahlandığı belirtilirken Türkiye’den ayrılan bin 500’den fazla “PKK savaşçısının" Kürt bölgelerini korumak için Suriye’ye girdiği de öne sürülüyor.

ÇEKİLME BÖYLE BAŞLADI

İngiliz Times gazetesi, Suriye’deki Kürt kadın militanlarına dikkat çektiği geniş haberine “Sakallı İslamcılar, kendilerini Ruken adlı komutanın idaresindeki kadın birliklerle aynı safta savaşırken buluyor” ifadesiyle girdi. Gazete, muhabiri Anthony Loyd’un Halep’in Şeyh Maksud mahallesinde, duvarlarında Abdullah Öcalan’ın posterlerinin bulunduğu bir kuaför salonunda buluştuğu 27 yaşındaki Ruken’in, Halep’te 40 Suriyeli Kürt kadından oluşan birliğin başında olduğunu yazıyor.

"PKK'YA KATILIM PATLADI"

Aristo ve Nietzshe okuduğu belirtilen ve ilk defa birini geçen ay Rus yapımı bir tüfekle öldürdüğü belirtilen Ruken için gazete, "Türkiye’deki PKK ile bağlantılı milis grubu olarak tarif ettiği Halk Savunma Birlikleri YPG üyesi" olduğunu, YPG üyelerinden çoğunun da PKK lideri Abdullah Öcalan’a bağlı olduğunu belirtiyor.

BBCTürkçe tarafından yansıtılan haberde, Mart sonuna kadar daha tarafsız bir çizgi izleyen YPG’nin Şam rejimine bağlı birlikle Şeyh Maksud bölgesinde beş gün boyunca çatıştığına dikkat çektikten sonra YPG ile bir dönem Suriye’nin kuzeyinde çatışan ve daha sonra anlaşma imzalayan Özgür Suriye Ordusu savaşçılarının bazıları için “başı açık” kadınlarla aynı safta yer almanın şaşırtıcı olduğu yorumunu yapıyor.

Suriyeli Kürt kadınların komutanı Ruken ise bu yoruma şu cevabı veriyor: “İslamcı savaşçılar arasında kadınların savaşamayacağı veya kendilerini güçle ifade etmemeleri gerektiği algısı var. Kalaşnikof öldürmek için, ben de öldürdüm. Özgür Suriye Ordusu benim böyle savaştığımı görünce önce inanamadılar, ama artık bana biraz da olsa saygı gösteriyorlar.” -“BİR ELİNDE DERGİ, BİR ELİNDE TELSİZ”- Siyah üniforması içinde, bir elinde dergi, bir elinde telsiz olan genç kadın için “Suriyeli bir isyancıdan çok, Güney Amerikalı bir devrimciye benziyor” ifadesini kullanıldığı haberde, Suriyeli Kürtlerin siyasi olarak kendi aralarında ayrıştığı, bazı grupların Türkiye’deki PKK’ya yakın olduğunu bazılarının da Kuzey Irak’ta Kürdistan Demokrat Parti destekçisi olduğu belirtirken de “Çoğu, devrimden özerk bir Kürt yönetiminin doğmasını istiyor” denildi.

Gazeteye göre, bu özellikleri, kendilerini İslamcı bir devlet kurma arayışındaki Özgür Suriye Ordusu’ndan ayıran bir özellik oluşturuyor. -YPG’NİN REJİMLE ARASI TÜRKİYE-PKK GÖRÜŞMELERİ YÜZÜNDEN AÇIK- Gazeteye konuşan YPG komutanları da, rejimle aralarının açılmasını, Türkiye’nin PKK ile yürüttüğü barış görüşmelerinin neden olduğu güven kaybına bağlıyor.

Haberde, Irak’taki hükümet kaynaklarının, bin 500’den fazla PKK savaşçısının Türkiye’nin güneyinden ayrılıp, Kürt bölgelerini korumak için Suriye’ye girdiğine dair öne sürdükleri iddialara da yer veriliyor. Times’a konuşan YPG'nin güvenlikten sorumlu yetkilisi Halis Afrin, “Suriye rejimi, Öcalan ve Ankara arasındaki görüşmelerin sonucu olarak tüm Orta Doğu’nun değiştiğini görüyor. Bizim büyüyen gücümüzden korktukları için bize saldırmaya başladılar” şeklinde konuştu. (ANKA)(CN/HF)

İm (Kod): Tümünü seç
http://dunya.milliyet.com.tr/times-turkiye-den-ayrilan-1500-pkk-li-suriye-de-savasiyor/dunya/dunyadetay/29.04.2013/1700378/default.htm

Milliyet, 29 Nisan 2013
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum May 10, 2013 10:54

ABD, Suriye'ye karadan girerse destekleriz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de yayın yapan NBC News televizyonuna verdiği özel röportajda Suriye hükümetini kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmakla suçlarken, ABD'den de daha sert bir tavır sergilemesini istedi.

Erdoğan, Amerikan askerlerinin karadan Suriye'ye gönderilmesini destekleyip - desteklemeyecekleri ve bir uçuşa yasak bölge ilan edilmesi yönündeki sorulara da "En başından beri biz bunlara 'evet' derdik" yanıtını verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de yayın yapan NBC News televizyonuna verdiği özel röportajda Suriye hükümetini kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmakla suçlarken, ABD'den de daha sert bir tavır sergilemesini istedi. Erdoğan ABD askerlerinin Suriye'ye gönderilmesini destekleyip desteklemeyecekleri yönündeki soruya da "En başından beri... biz 'evet' derdik" yanıtını verdi. Türkiye'nin ABD'nin Suriye'de bir uçuşa yasak bölge ilan etmesi ya da askerlerini bu ülkeye göndermesini destekleyip desteklemeyeceği sorusuna ise Erdoğan, "En başından beri... biz 'evet' derdik" yanıtını verdi. Washington ziyareti öncesi Ann Curry'e konuşan Erdoğan, "Rejimin kimyasal silahlar ve füzeler kullandığı ortada" dedi. Kimyasal silahların ne zaman ve nerede kullanıldığına dair net bir açıklama yapmayan Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'nın eyleme geçmek için gerekli gördüğü "kırmızı çizgi"nin aşıldığını söyledi. Erdoğan, "Çizgi çok zaman önce aşıldı" diye konuştu.

YENİÇAĞ, 10 Mayıs 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Sal May 14, 2013 17:27

Amerika'nın en önemli 3 düşünce kuruluşunun 27 Haziran 2012 tarihinde Suriye kriziyle ilgili bir savaş oyunu. Amerika, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı temsilen üç takım halinde yürütülen simülasyonda, Gaziantep'te bomba patlatılması dikkat çekti. Suriye senaryosu dikkate alındığında, son günlerde Türkiye’de yaşanan gelişmelerin iki ay önceden öngörüldüğü sonucu çıkıyor.
Kanal B 24 Ağustos 2012

‘Savaş oyunu’ gerçek mi oluyor?

Reyhanlı’daki patlamadan sonra, ABD’nin en önemli 3 düşünce kuruluşunun geçen yıl Haziran ayında Suriye kriziyle ilgili oynadıkları savaş oyunundaki senaryo yeniden gündeme geldi

Washington’daki düşünce kuruluşlarının yaptığı simülasyonlardan biri olan çalışma, Brookings Enstitüsü, American Enterprise ile Savaş Çalışmaları Enstitüleri tarafından ortaklaşa yürütüldü. Detayları daha önce basına yansıyan savaş oyunu üç grup halinde oynandı. Bir grup ABD, bir grup Türkiye, bir grup da Suudi Arabistan ekibi oldu. Pentagon, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CIA’de çalışmış Ortadoğu uzmanlarının yer aldığı ekipler, senaryo uyarınca temsil ettikleri ülkeler adına kararlar aldı. Simülasyonun ardından ABD ve bölgedeki iki yakın müttefiki Türkiye ile Suudi Arabistan’ın 2013 Nisanı’nda hangi durumda olacakları tahmin edilmeye çalışıldı.

Kaynağı belirsiz bombalar

Oyunda Türkiye, Suriye’deki gelişmeler konusunda tek başına hareket ve müdahale yanlısı olmadı. Önce Suriye’deki olaylarda ölenlerin sayısının artması gündeme geldi. Türkiye yine müdahaleden uzak durdu. Ardından Suriye’den kaçan mültecilerin sayısı arttı. Ancak bu da Türkiye’nin müdahalesine yetmedi. Ancak senaryonun ilerleyen kısımlarında Türkiye’de bombalama olayları başlayınca tüm dengeler değişti ve sonunda Türkiye, Suriye’ye tek başına girmek zorunda kaldı. Toplantının sonunda hazırlanan senaryoya göre süreç, Türkiye’nin sınırlı müdahalesiyle Esad rejiminin düşmesiyle sonuçlandı. Ancak hem bu ülkede hem de Irak ve Lübnan’da iç çatışmalar ve kaos başladı.

Vatan,14 Mayıs 2013


Türkiye, Suriye'ye Misilleme Yapacak

MOSSAD'a yakınlığıyla bilinen Debka, Rusya'nın Türkiye konusunda endişeli olduğunu ileri sürdü.

İsrail'in istihbarat örgütlerine yakınlığı ile bilinen Debka sitesi, Türkiye'nin açıklamalarının Rusya'da misilleme kaygısı yarattığını öne sürdü. Debka, Rusya Deniz Kuvvetleri Başkomutanı Viktor Chirkov'un Pazar günü Akdeniz'deki Rus filosu operasyonlarını yürütmek üzere kalıcı bir kadroyu kurma sürecinin devam ettiğini, şimdiden 20 kişilik bir kadronun oluşturulduğunu anlattığını vurguladı.

Debka, Reyhanlı saldırısının ardından bölgeye giden Türk Bakanlarının, saldırıdan "açıkça Suriye'nin askeri istihbaratı"nı sorumlu tutmasının Moskova'da, Ankara'nın "Suriye'nin askeri hedeflere yönelik ciddi bir misillemeyi lanse etmeye hazırlandığı, bunun hava veya füze saldırısı şeklinde olabileceği yönünde kaygı yarattığı"nı iddia etti.

Debka şöyle devam etti: "Erdoğan'ın başkanlığındaki hükümet, Türk kamuoyunun önünde cesaret eksikliği izlenimini vermemek için doğrudan bir eylemden kaçınamayacağını düşündüler."

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/14/rusyada-misilleme-endisesi

Sabah ,14 Mayıs 2013
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Cum Haz 14, 2013 4:14

Clinton'dan Obama'ya Suriye için uyarı

Eski ABD Başkanı Bill Clinton, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Suriye'de muhalefeti destekleme konusunda daha güçlü hareket etmesi gerektiğini belirtti.

Politico Dergisi'nin haberine göre, Clinton, Suriye'de muhaliflerin desteklenmesinden yana aktif bir tutum içindeki senatör John McCain'in kurucusu olduğu Uluslararası Liderlik için McCain Enstitüsü'nde, basına kapalı yapılan bir toplantıda konuştu.



"ABD Başkanı Obama'nın Suriye'de muhalefeti destekleme konusunda daha güçlü hareket etmesi gerektiğini" belirten Clinton, Obama veya herhangi bir başkanın, kamuoyu anketlerine çok dikkat ederek kendilerini "tamamen aptal" konumuna düşürme riski taşıdığını kaydetti. Bu noktada kendisinin Kosova ve Bosna kararlarını referans olarak veren Clinton, anketlerde Amerikan halkının, başkanın bir konuyu yapmasını istemediğini söylediğinde, bunun, gerçekten yapılmaması istedikleri değil, dikkatli olunması çağrısı yaptıkları anlamına geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Onlar sizi kazanmanız için, yolun ötesini görebilmeniz için seçiyor. Bir liderin kendi kafasına göre gitmesini ve popüler olmayan işler yapmasından da bahsetmiyorum. Kastım şu ki, insanlar size 'hayır' dediğinde, çoğunlukla size dev bir sarı ışık yakıp 'Allah aşkına dikkatli ol, bize ne yaptığını söyle, doğru düşün' diyor. Eğer harekete geçmeyi reddederseniz ve felakete neden olursanız, tüm yumurtalar kırıldığında söyleyemeyeceğiniz tek şey 'İki yıl önce sizlerin yüzde 80'i buna karşıydı' demek. Tamamen aptal gibi görünürsünüz. Dolayısıyla, Amerikan halkına güvenmeniz ve onlara ne yaptığınızı söylemeniz ve bunu satabilmeyi ummanız lazım."

Clinton, bunun yanında ABD başkanlarının, ABD'nin denizaşırı krizlere müdahil olup olmaması hakkında kamuoyu anketlerini çok fazla değerlendirmekten kaçınması gerektiğini dile getirdi.

Obama'nın Suriye konusunda daha kararlı bir eylemde bulunmasını isteyen senatör John McCain'in sorusunu yanıtlarken Clinton, "Bazıları 'Bak çok büyük bir bir karışıklık, uzak durun' der ama bence bu büyük bir hata. Bu konuda size katılıyorum" diye yanıt verdi. "Bazen çok büyük taahhütler altına girmedikçe, olayları yakalamaya çalışmanın daha iyi olduğu" değerlendirmesinde bulunan Clinton, "Hiç kimse Suriye'de Amerikan askeri olmasını istemiyor. Şu anda tek soru Rusya, İran ve Hizbullah tepeden tırnağa oradalar, onların bu kazanımlarını yavaşlatmayı ve gücü dengelemeyi deneyecek bir şeyler yapmalı mıyız ki, galip olmak için muhalifler yeterli bir şansa sahip olsunlar, tabii eğer halkın çoğunluğu tarafından destekleniyorlarsa?" diye sordu.

Clinton, ayrıca, "Bence geçmişten aşırı dersler de almamalıyız. Suriye, Irak ve Afganistan değil. Kimse oraya asker göndermemizi istemiyor. Bence bu daha çok 1980'lerin Afganistan'ı, Sovyetlerle savaşırken" dedi ve o dönemin Başkanı Ronald Reagan'ın Afganlılara çok büyük yardım yapmamasına rağmen, savaş sonrası Afganistan'da boy göstermemesinin hata olduğunu kaydetti. Ancak Clinton, Suriyeli muhaliflere yardım konusunda özel bir tedbirden bahsetmedi.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haber7.com/amerika/haber/1038291-clintondan-obamaya-suriye-icin-uyari

haber7.com,13 Haziran 2013


Beyaz Saray: Esed, kimyasal kullandı

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sorumlusu Ben Rhodes, Esad Rejimi'nin geçen yıl kimyasal silah kullandığını ve kimyasal silah kullanılan saldırılarda 100-150 Suriyeli'nin öldürüldüğünü açıkladı.

Beyaz Saray, Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed yönetiminin, sarin gazı da dahil olmak üzere kimyasal silah kullandığının belirlendiğini açıkladı. Geçen yıl kimyasal silahlar yüzünden Suriye'de 100 - 150 kişinin öldüğü bildirildi.

ABD Başkanı Barack Obama'nın, 'kırmızı çizgi' olarak belirlediği kimyasal silah kullanımına ilişkin açıklama, Ulusal Güvenlik Danışmanı Ben Rhodes'dan geldi. Açıklamada, Esed rejimine karşı mücadele veren muhaliflerin ise kimyasal silah kullandığına ilişkin bir kanıta ulaşılmadığı belirtildi.

Bir süredir Amerikalı ve Avrupalı istihbarat servislerinin üzerinde çalıştığı, Şam rejiminin kimyasal silah kullanıp kullanmadığı konusu nihayet neticelendirildi. Beşşar Esed'e bağlı askerlerin kimyasal silah kullandığını kabul eden Obama hükümetinin bundan sonra nasıl bir politika izleyeceği merak konusu. Başkan Barack Obama, Esed'in kimyasal silah kullanması durumunda bunun Amerika için 'kırmızı çizgi' olacağı konusunda uyarmıştı.

Obama hükümeti, bir grup istihbarat elemanlarının Suriye'deki çatışmalardan elde ettiği verileri incelemesinin ardından Esed rejiminin geçtiğimiz bir yıl boyunca birkaç defa küçük çapta kimyasal silah kullandığının anlaşıldığını duyurdu. İstihbarat verilerine göre kimyasal silah kullanımından dolayı geçen yıl 100 ila 150 dolayında insan hayatını kaybetti.

Obama, geçtiğimiz Nisan ayında ellerinde Suriye'de kimyasal silah kullanıldığına dair fizyolojik kanıtların var olduğunu, ancak bunun hangi şartlar altında kimler tarafından kullanıldığına dair yeterli belgenin olmadığını söylemişti.

Birleşmiş Milletler'in (BM) kayıtlarına göre bugüne kadar Suriye'deki çatışmalarda 93 binden fazla insanın yaşamını yitirdi. Dün Başkan Obama ile güvenlik ve dış politika konusunda uzman olan danışmanlarının Beyaz Saray'da bir toplantı yaptığı ancak Suriye konusunda nasıl bir yol haritası izleneceği konsunda net bir stratejinin belirlenemediği iddia ediliyor.

Diplomatik kaynaklar, Obama hükümetinin, Suriye'de muhaliflerin zayıflaması ve Lübnan'daki Hizbullah örgütünün de Esed rejimine destek vermesinden dolayı kaygılarının arttığına işaret ediyor.

Kongre'de bazı üyeler Başkan Obama'yı daha agresif bir Suriye politikası izlemesi konusunda sıkıştırıyor. Kongre'nin bazı üyeleri Obama'yı Esed'e ait stratejik hedeflerin havadan düzenlenecek operasyonla vurması konusunda ikna etmeye çalışıyor. Eski başkanlardan Bill Clinton da bu hafta başında yaptığı açıklamda, Amerika'nın Suriye'deki muhalifleri daha güçlü şekilde desteklemesi gerektiği yönünde Obama hükümetine mesaj vermişti. İngiltere ile Fransa, geçtiğimiz ay Esed'in kimyasal silah kullandığı yolunda ellerinde güçlü belgelerin olduğunu açıklamıştı.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haber7.com/amerika/haber/1038337-beyaz-saray-esed-kimyasal-kullandi

haber7.com,14 Haziran 2013


Obama'dan muhaliflere silah yardımı talimatı

ABD'deki bir gazete, Obama'nın Suriyeli muhaliflere silah yardımı yapacağını yazdı

ABD'deki USA Today gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın Suriyeli muhalifler için eğitim ve silah yardımı talimatı verdiğini bildirdi.

İsminin verilmesini istemeyen kaynaklara dayandırılan habere göre, ABD askerleri Suriyeli muhaliflere Ürdün'de savaş eğitimi vermeye başlayacak. Halihazırda Ürdün'de ABD'ye ait F16 savaş uçakları ve Patriot hava savunma bataryaları yerleştirilmiş durumda. Ayrıca, Beyaz Saray uçuşa yasak bölge konusunu da masaya yatırdı. Şu ana kadar bununla ilgili kesin bir sonuca varılmadı. Maliyeti de kafalarda soru işareti oluşturuyor. Uçuşa yasak bölge için Obama'nın onayı gerekiyor.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Ben Rhodes, Beyaz Saray'ın Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed yönetiminin, sarin gazı da dahil olmak üzere kimyasal silah kullandığının belirlendiğini açıklamıştı. Rhodes, Suriyeli muhaliflere destek verileceğini söylemiş ama detayları hakkında bilgi vermemişti.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=263630

dunyabulteni.net,14 Haziran 2013
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Haz 28, 2013 13:22

Ricciardone'den Gaziantep'e sürpriz ziyaret!

Doğu ve Güneydoğu gezisine çıkan ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, Gaziantep durağında Vali Erdal Ata ve Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'e uğradı, işadamlarıyla yemek yedi ve Zeugma Mozaik Müzesi'ni gezdi. Büyükelçi Ricciardone, "Suriye hakkında, tüm bölgelerin sorunları hakkında çok yakın ve verimli bir iş birliğimiz var. İnşallah en kısa zaman içerisinde diplomatik bir sona doğru gidebiliriz" dedi. Vali Erdal Ata ise, Gaziantep'te 4 kampta 32 bin Suriyeli'nin kamp dışında ise 74 bin mültecinin ilde konakladığı bilgisini verdi.

İLK DURAK VALİLİK

Eşi Marie Ricciardone ile birlikte Doğu ve Güneydoğu gezisine çıkan ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, sabah saatlerinde Gaziantep'e geldi ve Vali Erdal Ata'yı makamında ziyaret etti. Suriye'de devam eden iç savaşın konuşulduğu ziyarette; Büyükelçi Ricciardone, Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara büyük destekte bulunduğunu ve ABD'nin de yardımlarını sürdürdüğünü belirtti. Büyükelçi Ricciardone, "Türkiye'nin Suriye'den kaçan mültecilere, ne kadar büyük destek verdiğini biliyoruz. Biz de bu şekilde yardımcı olmak istiyoruz. Ankara ve Washinton düzeyinde, Suriye hakkında çok yakın işbirliğimiz var. Gaziantep'in misafirperverliği çok meşhurdur. Ama buna rağmen çok ağır bir yük olduğunu biliyorum. Desteğiniz için çok teşekkür ederiz" dedi.

815 MİLYON DOLARLIK YARDIM

Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriyeli mültecilere toplam 815 milyon dolarlık insani yardım yaptığını belirten Büyükelçi Ricciardone, "Sadece Suriyeli mülteciler için 815 milyon dolarlık insani yardım yaptık. Ayrıca muhaliflere de 250 bin dolarlık silahsız yardımımız oldu. Özellikle dost ve müttefik Türkiye için büyük bir problem olduğunu biliyoruz. Onun için aramızda işbirliğimiz var, devam edecektir. Amerika, dünyanın her kesiminden mülteci kabul eden bir ülkedir." Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey ise Büyükelçi Ricciardone'ye teşekkür ederek, "Ümit ediyoruz ki Suriye'de hem insanlık dramı hem de kültürün katledilmesi yakın zamanda son bulur" dedi.

VALİ ATA: HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN

Büyükelçi Ricciardone'nin ardından konuşan Gaziantep Valisi Erdal Ata, Suriye konusunda diğer ülkelerinde elini taşın altına koyması gerektiğini ve sadece teşekkür etmekle kalmamaları gerektiğini söyledi. "Suriye, sadece Türkiye'nin değil, uluslararası bir sorun" diyen Ata, "Bu yüzden, uluslararası örgütlerin daha fazla sorumluluk alması gerekir. Gaziantep'te, 4 kampta 32 bin Suriyeli barınıyor. Kamp dışında da 74 bin mülteci ilimizde kalıyor. Bu mültecilerin de devlet olarak tüm sağlık ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kampta kalan tüm Suriyeli misafirlerimizin de her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar uluslararası örgütlerden ve diğer ülkelerden çok fazla parasal yardım gelmedi. Bu yükü tamamen Türkiye yüklenmiş durumda. Suriyeli mültecilere yapılan yardım birkaç ay önceki toplantıda 1 milyar dolar diye konuşulmuştu. Ama şimdi tahmin ediyorum ki bu rakam 1,5 milyar doları bulmuştur. Dünyanın gelişmiş ülkeleri elini daha fazla taşın altına koysun ve daha fazla yardımda bulunsun. Sadece teşekkür etmekle kalmasınlar" DEDİ.

GÜZELBEY'DEN HEDİYE

Vali Erdal Ata ile görüşen Büyükelçi Ricciardone, daha sonra Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na geçerek AK Partili Belediye Başkanı Asım Güzelbey ile görüştü. Belediye girişinde bulunan şeref defterini imzalayan Büyükelçi Ricciardone'ye Belediye Başkanı Güzelbey fincan takımı hediye etti.

ZEUGMA MÜZESİ'NE HAYRAN KALDI

Gaziantep’te ziyaretlerini sürdüren ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Zeugma Müzesi’ne hayran kaldı.

Eşi Marie Ricciardone ve beraberindeki heyetle öğle saatlerinde Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ne gelen Büyükelçi Ricciardone, ilk olarak 3 boyutlu tanıtım filmini izledi. Daha sonra müze yetkilileri tarafından bilgilendirilen Ricciardone, müzede sergilenen mozaikleri büyük bir hayranlıkla inceleyip merak ettiği konuları müze yetkililerine sordu. Yaklaşık bir saat boyunca mozaikleri inceleyen Büyükelçi Ricciardone, daha sonra müzeden ayrıldı.

İŞADAMLARIYLA YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Ricciardone, Gaziantepli işadamlarıyla yemekte bir araya geldi. Grand Hotel’de gerçekleştirilen yemeğe; Büyükelçi Francis Ricciardone ve eşi Marie Ricciardone’nin yanı sıra Gaziantep Sanayi Odası Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi, Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ve Meclis Başkanı Selami Memiş, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Erhan Özmen ile GSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Murat Kökoğlu katıldı. GSO Başkanı Konukoğlu ve Meclis Başkanı Topçuoğlu, yemeğin ardından Büyükelçi Ricciardone’ye yöresel bakır bir hediye sundu. Abdulkadir Konukoğlu da Sanko Holding sponsorluğunda bastırılan ‘Belkıs Zeugma ve Mozaikleri’ isimli kitabı takdim etti.

Gaziantep27.net, 28 Haziran 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Pzr Kas 03, 2013 15:27

ABD'NİN YENİ PLANI

ABD, hava savunma sistemi için Çin'le ortak üretim planlayan Türkiye'ye karşı, "Çin'den füze alırsan F-35 projesi de zora girer" tehdidini yaparken, Washington'un yeni planları ortaya çıkıyor.

ROMANYA'da ABD'li hava savunma sistemi tesislerinin yapımına başlandığı, önleme füzelerinden oluşan bataryanın 2015'te hizmete gireceği belirtildi. Romanya'ya konuşlandırılacak füzelerin "Türkiye'deki Amerika hava savunma sistemleri ve Akdeniz'deki Amerikan savaş gemileriyle Ortadoğu'da bir çember oluşturacağı" vurgulanıyor. Çemberin amacının, bölgede durumu kontrol etmek olduğu belirtiliyor.

ABD Büyük Ortadoğu Planı'nın yeni versiyonlarını uygulamaya başlıyor. ABD, hava savunma sistemi için Çin'le ortak üretim planlayan Türkiye'ye karşı, "Çin'den füze alırsan F-35 projesi de zora girer" kartını devreye sokarken Romanya'da ABD'li hava savunma sistemi tesislerinin yapımına başlandığı, önleme füzelerinden oluşan bataryanın 2015'te hizmete gireceği belirtilirken Romanya'ya konuşlandırılacak füzelerin "Türkiye'deki Amerika hava savunma sistemleri ve Akdeniz'deki Amerikan savaş gemileriyle Ortadoğu'da bir çember oluşturacağı" öne sürülüyor.

Rusya'nın Sesi'nin yorumcusu Yevgeniy Yermolayev, Romanya'ya konuşlandırılacak olan füzelerin "Türkiye'deki Amerika hava savunma sistemleri ve Akdeniz'deki Amerikan savaş gemileriyle birlikte Ortadoğu'nun kuzeyindeki yarım daireyi oluşturacağını, bu yarım dairenin zamanla Ortadoğu'nun çevresindeki bir çembere dönüştürülebileceğini" iddia etti.

AMAÇ BÖLGEYİ KONTROL ALTINA ALMAK

ABD Savunma Bakanlığı'nın Lokheed-Martin şirketiyle, Birleşik Arap Emirliklerine sevk edilecek iki füzesavar füze kompleksini üretimine ilişkin kontratı imzaladığına işaret eden Yermolayev, "Bu komplekslerin, Umman denizindeki Amerikan savaş gemilerinde üslenen füzelerle birlikte Ortadoğunun çevresindeki füze çemberini oluşturacağı tahmin edilebilir" dedi.

Yermolayev, Amerikalılar, İran'dan gelen füze saldırısı tehlikesine karşı bölgeyi savunmak için hava savunma sisteminin oluşturulmasına ihtiyaç bulunduğunu iddia ederse füze komplekslerinden oluşan çemberin gerçek amacının, bölgede durumu kontrol etmek olduğu görüşünü de öne sürdü.

Ortadoğu - 3 Kasım 2013

Savaş işi gibi iş yoktur Ülkenizde bir ABD üssü varsa, yaşadınız demektir
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ara 17, 2013 16:07

Suriye'ye gönderilen silahlar spor amaçlı

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Birleşmiş Milletler raporu ve TÜİK kayıtlarında görülen Suriye’ye ihraç silahlarla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu: Spor amaçlı...

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bakanlığının 2014 yılı bütçesinin görüşmelerin Suriye'ye gönderilen silahlara ilişkin konuştu.

“SPOR AMAÇLI”

Yılmaz, Birleşmiş Milletler raporu ve TÜİK kayıtlarında görülen Suriye’ye ihraç silahlarla ilgili bakanlık olarak Suriye'ye herhangi bir silah ihracatına izin verilmediğini öne sürdü.

Yılmaz, şunları söyledi:

"Suriye'ye spor amaçlı kullanıma uygun yivsiz av tüfeği ve kurusıkı tabanca cinsi silahlar söz konusu haberde denildiği şekilde harp silahı değildir. Bu eşyanın, mevcut uluslararası mevzuata uygun olarak Suriye'ye ihracatı herhangi bir kısıtlamaya ve izne tabi değildir ve gümrük kontrolünde de kırmızı hattan geçirilerek yapılmıştır"

“Türkiye’den yapılan bütün silah ihracatlarının izni Milli Savunma Bakanlığı’ndan geçer. Milli Savunma Bakanlığı olarak Suriye’ye herhangi bir silah ihracatına izin verilmemiştir. Ancak, Gümrük Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamayı bir kez daha yüce Meclise açıklamak isterim. Suriye’ye harp silahı ihraç edilmemiştir. Haberdeki mesnetsiz iddianın aksine 2013 yılında Türkiye’den Suriye’ye hiçbir silah gitmemiştir. İhraç edilenler ise yivsiz av tüfeği ve kurusıkı ses tabancası cinsi eşyadır. Bunun dışında bir ihracatımız söz konusu değildir.”

“Suriye’ye ihraç edilen spor amaçlı kullanıma uygun yivsiz av tüfeği ve kurusıkı tabanca cinsi silahlar söz konusu haberde denildiği şekilde harp silahı değildir. Bu eşya mevcut uluslararası mevzuata uygun olarak Suriye’ye ihracatı herhangi bir kısıtlamaya ve izne tabi değildir ve gümrük kontrolünde de kırmızı hattan geçirilerek yapılmıştır. (CHP’li Gürkut Acar’ın “Gizlice gönderilmiş” sözleri üzerine) Onlar da istatistiklerde yer almaz, ihracat kalemi olmaz.”

YURT, 17 Aralık 2013


Teröristlerin spor yapması için herhalde :kikirik:
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Cum Ağu 15, 2014 17:49

NATO: IŞİD, Türkiye'ye girerse!
Resim


NATO Genel Sekreteri Rasmussen, Rusya'nın yüksek ihtimalle Ukrayna'nın doğusuna askeri müdahalede bulunacağını söyledi.

Rasmussen, Ukrayna sınırındaki Rus askerlerinin çekileceğine dair bir işaret olmadığına da dikkat çekti.

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, “Türkiye IŞİD tehdidi altında kalırsa Türkiye’yi savunmak için gereken adımları atmakta tereddüt etmeyiz” dedi.

Vatan, 11 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gazetevatan.com/nato-isid-turkiye-ye-girerse--667171-dunya/


Kaosu çıkaran düzeni kurar / Irak senaryosu Ortadoğu'ya yayılıyor

Snowden: IŞİD, ABD ve İsrail'in ürünü

ABD'nin casusluk faaliyetlerini açıklayan Eski Cia memuru, Edward Snowden, ABD'nin merkezi haberalma teşkilatı CİA'nın İngiltere ve İsrail'in istihbarat servisleriyle birlikte, IŞİD'in ortaya çıkışı için zemin hazırladığını ifşa etti.

The İntercept adlı haber sitesi Edward Snowden'e dayandırdığı haberde, ABD, İngiltere ve İsrail'in istihbarat servislerinin "arı yuvası" adında bir plan çerçevesinde dünyanın genelinden bütün radikalleri sadece bir mekanda toplamak için birbiriyle işbirliği yaptığını, IŞİD'in lideri Ebubekir el-Bağdadi'nin sözkonusu istihbarat servislerinin ortak ürünü olduğunu belirtti.

Snowden'in ifşaatına göre, CİA, eski İngiliz planı olan "arı yuvası" adlı planını, Siyonist rejimi desteklemek ve korumak amacıyla yürürlüğe koydu.Snowden, ABDli'lerin İsrail'i koruma ve desteklemenin tek yolunun işgal altındaki Filistin sınırlarına yakın coğrafyada böyle bir grubu oluşturmak olduğu sonuca vardığını da ifşa etti.

The İntercept, Ebubekir el-Bağdadi'nin, bir yol boyunca MOSSAD tarafından yoğun biçimde eğitildiğini de aktardı.


Turkish.irib.ir., 9 Temmuz 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://turkish.irib.ir/haberler/dis-haberler/item/318335-snowden-i%C5%9Fid,-abd-ve-israil-in-%C3%BCr%C3%BCn%C3%BC



"ABD'li senatör ile IŞİD lideri bir arada"

ABD'li senatör John McCain ile IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi'nin bir araya geldiği iddia ediliyor

Bazı İslami sitelerde yayınlanan, Amerika Senato üyesi Cumhuriyetçi John McCain ile IŞİD terör örgütü lideri Ebubekir Bağdadi olduğu iddia edilen kişilerin bir araya geldiğini öne süren bu fotoğraf ortalığı karıştırdı.

Yayınlanan fotoğrafın 2013 yılında Türkiye ile Suriye sınırında çatışmaların yoğunlaştığı dönemde çekildiği iddia ediliyor.

HaberT, 12 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haberturk.com/dunya/haber/979283-abdli-senator-ile-isid-lideri-bir-arada



Gazze'de ölü sayısı 1962'ye yükseldi

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 1962'ye, yaralananların sayısının 10 bin 196'ya yükseldiği bildirildi.

Gazze'de görevini fiilen sürdüren eski Filistin Hükümeti Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref El-Kudra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık ekiplerinin birkaç saat önce İsrail saldırılarında yıkılan binaların enkazında bir cesede daha ulaşması ve daha önceki saldırılarda yaralanan bazı kişilerin de hayatlarını kaybetmesi sonucu, saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısının bin 962'ye yükseldiğini belirtti.

Hayatını kaybeden Filistinlilerden 470'inin çocuk, 343'ünün kadın, 88'inin yaşlı ve 1'inin de İtalyan gazeteci olduğunu ifade eden Kudra, yaralılardan 3 bin 84'ünün çocuk, bin 970'inin kadın ve 368'inin ise yaşlı olduğunu kaydetti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, İsrail'in Gazze'ye "Koruyucu Hat" adı altında başlattığı askeri operasyonun hedefi gerçekleşmeden saldırıların sona ermeyeceğini söylediği bildirildi

Sabah, 15 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.sabah.com.tr/Dunya/2014/08/15/gazzede-olu-sayisi-1962ye-yukseldi


www.dailymotion.com Video from : www.dailymotion.com



Peşmerge’ye lojistik destek gönüllü Kürtlerden

Irak Kürdistan bölgesinde Irak- Şam İslam Devleti( IŞİD) militanlarının saldırılarına karşı koyan Peşmerge'nin önemi giderek artıyor. Kürt bölgesinde yüzlerce gönüllü, Peşmerge kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile lojistik merkezlerde çalışıyor.

Zurgezraw adlı lojistik merkezine hergün, aralarında yaşlıların da olduğu yüzlerce kişi çalışmak için geliyor. Gelenlerin içinde çaycıdan, taksiciye hatta öğrenciler bile var. Merekde kimi yemek hazırlıyor, kimisi ise askerlere çay demliyor. Merkezde her gün pilav üstü tavuk hazırlanıp araçlara yüklenerek cepheye yollanıyor.

Peşmerge'nin Kürtlerin toprağını ve şerefini koruduğunu söyleyen Zurgezraw Gönüllü Merkezi Sorumlusu Ömer Dizayi, " Peşmerge'ye hizmet etmek herkesin görevi. Burada gördüğünüz malzemenin tamamı gönüllü bir işadamı tarafından karşılanıyor. Buraya gelen gönüllüler ile Peşmerge'nin lojistik ihtiyaçlarını hazırlıyoruz. Onlar bizim şerefimizi korumak için canını veriyor, biz de bu tür yardımlarla onlarla aynı safta yer aldığımızı gösteriyoruz." şeklinde konuştu.

Peşemerge komutanlarından Selim Muhammed, halkın ilgisinden ve sevgisinden memnun kaldıklarını söyledi. Peşmerge'nin kendi halkını ve toprağını korumak için canını feda etmeye hazır olduğunu belirten Selim, "Peşmerge'ye karşı halkın sevgisini görünce heyecanlanıyorum." dedi.

KÜRT HALKININ ULUSAL SAVUNMA GÜCÜ: PEŞMERGE

Irak Kürdistan bölgesinin silahlı gücü Peşmerge Kürtçede 'ölümüne savaşan' anlamına geliyor.

Irak- Şam İslam Devleti( IŞİD) militanlarının Irak Kürdistan bölgesine saldırısının ardından yeniden dünya gündemine gelen silahlı Peşmerge'nin 190 bin olduğu tahmin ediliyor. Peşemerge'nin çeğirdeğini Irak ordusuna karşı savaşmış ve Kürt gruplar arası iç çatışmalara katılmış tecrübeli savaşçılar oluşturuyor.

Zaman, 15 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.zaman.com.tr/dunya_pesmergeye-lojistik-destek-gonullu-kurtlerden_2237831.html



IŞİD'le savaşan Peşmerge'ye 3 ülkeden silah desteği

Batılı ülkeler, Irak’ta IŞİD’e karşı mücadele eden Peşmerge güçlerine silah desteği sözü verdi. Silahlar ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’dan gidecek. ABD de Kürt bölgesine 130 askeri danışman gönderdi

Irak’ta birçok şehri ele geçiren ve son günlerde kuzeydeki Kürt bölgesine doğru ilerleyen IŞİD örgütüne karşı mücadele eden Peşmerge güçlerine Batı ülkelerinden silah desteği sözü geldi.


Daha önce Kürt bölgesine gizlice silah gönderdiği bilinen ABD’nin ardından dün peş peşe açıklama yapan Alman ve Fransız yetkililer, Peşmerge’ye silah göndereceklerini duyurdu. İtalya, İngiltere ve Çek Cumhuriyeti de silah takviyesi yapacak. Avustralya da Irak’a yeniden asker gönderebileceğini açıkladı.

DANIŞMANLAR ERBİL’DE

Ayrıca ABD, Kürt bölgesindeki insani krize yardımcı olmak üzere bölgeye 130 askeri danışman gönderdi. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, savaşa doğrudan katılmayacak olan askeri personelin Erbil’e ulaştığını söyledi.ABD’nin Kürtler’e bugüne kadar gönderdiği silahların değerinin ise 200 milyon dolar olduğu belirtildi.

Tersine göç

Esed rejiminin zulmünden kaçan binlerce Suriyeli geçtiğimiz aylarda Irak’a geçmişti. Daha sonra IŞİD saldırıları nedeniyle Suriye’nin kuzeyindeki Kürtler de Irak’a kaçtı. Irak’taki Suriyeli sayısı 400 bine yaklaşırken şimdi de Irak’taki binlerce Yezidi hayatta kalabilmek için Suriye’ye geçti.

Yezidiler’e 16 bin kişilik kamp

Suriye iç savaşıyla Türkiye’ye gelen 1,3 milyon Suriyeli’nin ardından şimdi de Irak’tan yeni göç dalgası başladı. IŞİD’den kaçan binlerce kişi sınır kapılarına yığıldı. Yeni bir mülteci akınını önlemek için Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Yezidiler için Kuzey Irak’ın Zaho şehrinde 16 bin kişilik kamp kuracak. Önceki gün de 2 bin Yezidi’nin Şırnak’tan Türkiye’ye girdiği belirtildi.

Yaralı ABD’li gazeteciler Türkiye’de

Sincar’da dağa sığınan Yezidiler’e yardım ulaştıran helikopterin kaza yapması sonucu yaralanan iki Amerikalı gazeteci tedavi için Türkiye’ye getirildi. Türk sağlık ekibiyle dün 04.00’te Habur’a ulaşan New York Times muhabiri Alissa J. Rubin ve foto muhabiri Adam Ferguson ambulans uçakla İstanbul’a gönderildi. İki gazeteci Atatürk Havalimanı’ndan Amerikan Hastanesi’ne götürüldü.

Bugün, 14 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://dunya.bugun.com.tr/3-ulke-soz-verdi-haberi/1222257



Suriyeli, ev sahibini öldürdü Gaziantep karıştı

GAZİANTEP'te 62 yaşındaki Hıdır Çalar, 'ev boşaltma' nedeniyle tartıştığı Suriye uyruklu kiracısı tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Mahalle sakinleri, Suriyeli'nin barındığı eve saldırmak istemesi üzerine polisler, kalabalığa biber gazıyla müdahale etti.
Olay, gece saatlerinde Ünaldı Mahallesi 3 nolu Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre, Hıdır Çalar, evini boşaltmasını istediği ismi bilinmeyen Suriyeli kiracısıyla tartışmaya başladı. Tartışmada öfkelenen Suriyeli, Çalar'ı vücudunun değişik yerlerinden bıçaklayarak kaçtı. Olayı haber alan yakınlarının çağırdığı sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Çalar'ın öldüğü belirlendi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edilirken, Çalar'ın cesedi incelemenin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi.

BİBER GAZIYLA MÜDAHALE EDİLDİ

Olayı haber alan mahalle sakinleri ise Suriyeli kiracının yaşadığı eve saldırmak istedi. Buna izin vermeyen polisler ile mahalle sakinleri arasında arbede yaşandı. Bu sırada polisler kalabalığa biber gazıyla müdahale etti. Gazlı müdahaleden etkilenen mahalle sakinleri ve basın mensupları fenalık geçirdi.

AİLEYİ ÖZEL HAREKAT EVDEN ÇIKARDI

Ev sahibini öldüren Suriyelinin evde bırakıp kaçtığı ailesi ise özel harekat polisleri tarafından zırhlı araçla evden çıkarıldı. Suriyeli aile, ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Polis, olayın ardından kaçan Suriyeli'nin yakalanması için çalışma başlattı.

Milliyet, 12 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.milliyet.com.tr/suriyeli-ev-sahibini-oldurdu-gundem-1924417/



Güney illerinde tehlikeli tırmanış

Gaziantep'teki Suriyeli gerilimi Kilis'te baş göstermeye başladı. Dün gece saatlerinde mahallelilerle Suriyeliler arasında çocuk yüzünden çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Buradaki Suriyeliler de tahliye edilmeye başlandı

Kilis'te, Suriyeliler ile mahalleliler arasında çocuk kavgası yüzünden olaylar çıktı. Gerginliğin tırmandığı mahalledeki olaylara güvenlik güçleri müdahale ederken, AFAD ekipleri 75 Suriyeli sığınmacıyı mahalleden tahliye etti.

Gaziantep'te günlerdir süren Suriyeli gerilimi Kilis'te de patladı. Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Kesmelik Caddesi'nde gece saatlerinde mahallelilerle Suriyeliler arasında çocuk yüzünden tartışma çıktı. Kısa sürede tartışma kavgaya dönüştü. Mahalleliler, Suriyelilerin oturduğu evleri taş yağmuruna tutunca güvenlik güçleri zırhlı araçların desteğiyle kalabalığı dağıtmaya çalıştı. Olaylar sırasında yaralanan 1 Suriyeli sığınmacı Kilis Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Halkı tahrik ettikleri iddiasıyla 2 kişi gözaltına alınırken polis, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ile irtibata geçerek Suriyelilerin mahalleden tahliyesini istedi. İl Afet ve Acil Durum Müdürü İlhami Akgül de olay yerine gelerek polis ekipleri ile birlikte 75 kişiden oluşan 12 Suriyeli ailenin sağlanan araçlarla başka yere naklini sağladı.

Dünya Bülteni, 15 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/manset/306506/guney-illerinde-tehlikeli-tirmanis



PKK'ya 'keskin nişancı silahı' takviyesi

Kürt yönetimine bağlı peşmerge, IŞİD’le mücadelede için ABD ve Avrupa ülkelerinden ağır silah alacak. Keskin nişancı tüfeklerininse PKK'ya verilmesi de gündemde.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Erbil’i tehdit eden IŞİD militanlarına karşı kullanılmak üzere Batılı ülkelerden ağır silahlar almak istiyor. Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü Halgord Hikmet, ABD ’nin şu ana kadar hafif silah yardımı yaptığını, IŞİD’i yenmek için ağır silahlara da ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Hikmet, ABD ve AB ülkeleriyle anlaşma yapacaklarını sözlerine ekledi. Bu arada ABD ve İngiltere’nin ardından Fransa ile Almanya da peşmerge güçlerine silah yardımı yapacaklarını açıkladı.

SİLAHLARI PKK 'YA VERELİM TARTIŞMASI

Vatan Gazetesi ise ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. Buna göre ABD’nin peşmergelere yaptığı silah yardımı içindeki keskin nişancı tüfekleri M82’lerin, keskin nişancılıkta daha iyi oldukları için PKK’lılara verilmesi gündemde.

M82’ler, 50 kalibrelik mermi atıyor. 1800 ila 2 bin metre menzile sahip. Silah, hafif zırhlı araçları delebilecek güçte tasarlandığı için hedefindeki insanı parçalayabilecek kadar güçlü olarak biliniyor. Türk Ordusu'nda da kullanılan silahların terör örgütü PKK'nın eline geçmesi ve kullanım kabiliyeti kazanılması halinde Türkiye için güvenlik açısından büyük risk meydana getireceği ifade ediliyor

Milliyet, 15 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.milliyet.com.tr/pkk-ya-keskin-nisanci-silahi-/dunya/detay/1926171/default.htm



Barzani, PKK'lılarla buluştu

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Mahmur kampında buluştuğu PKK'lılarla ilk kez görüntü verdi.
Barzani, Mahmur kampını denetim altına alan PKK'lı yetkililerle bir süre görüşme yaparak, kasabanın kurtarılmasındaki çabalarından dolayı teşekkürlerini iletti.


Kasabada incelemeler yapan Barzani, peşmerge komutanlarından bilgi aldı. Barzani Mahmur'u savunan peşmergelerle bir süre sohbet ederek, teşekkür konuşması yaptı.

Barzani, daha sonra Türkiye'den göç edenlerin yerleştiği ancak IŞİD saldırısı nedeniyle boşalan Mahmur Kampı'nı da ziyaret etti. İki gün IŞİD'in denetiminde kalan Mahmur Kampı dün PKK'lılar tarafından ele geçirilmişti. Kampta PKK yetkilileriyle bir evde görüşme yapan Barzani, Mahmur savunmasına peşmergelerle birlikte IŞİD'e karşı savaşmaları nedeniyle örgüte teşekkürlerini sundu.

Barzani, Mahmur'daki PKK'nın Cihan kod adlı askeri yetkilisiyle de bir süre sohbet etti ve Mahmur ve çevresinde IŞİD güçleriyle Kürdistan'ın savunma birlikleri arasında devam eden çatışmalara ilişkin bilgi aldı. Barzani bu ziyarette ilk kez PKK'lılarla görüntü verdi.

Sabah, 14 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.sabah.com.tr/Dunya/2014/08/14/barzani-pkklilarla-bulustu



'Vahşet PKK'ya yaradı'

Suriye, Irak ve Türkiye'nin Güneydoğu'sunda yaşananları Boris Kálnoky imzasıyla değerlendiren Alman Die Welt gazetesi, bölgede yaşanan vahşetin PKK'nın işine yaradığı görüşünde.

Türk basınına atıfta bulunarak, PKK militanları tarafından Türkiye'de 13 IŞİD militanının yakalandığını yazan gazete, “Türkiye'de yasak olan PKK, Türkiye'nin çeşitli kentlerinden Suriye gitmeye çalışan IŞİD sempatizanlarını Hakkari'de yakaladı. Türk polisinin yapması gerekeni, ancak yapamadığını ya da yapmak istemediğini PKK yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.

GECELERİ PKK YÖNETİYOR

"Uzun zamandır Türk devleti Hakkari'yi sadece gündüzleri yönetiyor, geceleri ise PKK" diye yazan Die Welt değerlendirmesinde, "Barış süreci nedeniyle çatışmalar yaşanmaması, PKK'ya Suriye'de Kürt bölgesi oluşumu için savaşma fırsatı verdi. Irak ve Suriye'de yaşanan kargaşa ve vahşet Kürtlere yaradı. Uzun vadede bir Kürt devletinin kurulması için tarihi fırsat çıktı. Kürtler bunu değerlendirmek istiyor. Üstelik burası, Kuzey Irak'taki otonom Kürt bölgesinden daha büyük" ifadelerine yer veriyor.

KÜRTLERİN TOPRAK TALEBİNDEN VAZGEÇMESİ İMKANSIZ

Analizde, "Kürtlerin Türkiye'den toprak talebi umudundan kalıcı olarak vazgeçmeleri imkansız. Bir gün, Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı yerlerin yönetiminde söz sahibi olmak isteyecektir. Hakkari'de yaşanan olay bize Kürtlerin 'Buralardan biz sorumluyuz, burası Kürdistan' mesajını vermek istiyor" denildi.

DIŞ POLİTİKADAKİ HATA BU NOKTAYA GETİRDİ

Suriyeli sığınmacılarla Türkler arasında gerilimlerin artmaya başladığına dikkat çekilen analizde, bölgede yaşanan krizde Türk dış politikasındaki yanlışların etkili olduğu öne sürülüyor.

Analizde Türk dış politikasına ilişkin "Esad rejiminin devrilmesi için aşırı dinci gruplara destek verildi. 'İleride nasıl olsa aşırı dincileri frenleyebiliriz' düşüncesi vardı. Artık Türk güvenlik birimleri IŞİD'e karşı daha katı ve silah da gönderilmiyor. Ancak, bir kez olan oldu. Fakat, IŞİD tarafından acımasızca işlenen terör, İsaril'i kolayca eleştiren Ankara tarafından eleştirilmiyor. İsarail Hitler'le kıyaslanırken, IŞİD konusunda 'fakat' ve 'ama' ile başlayan cümleler kuruluyor. Yeni seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD'i bir kez olsun 'terörist' diye nitelendirmedi" görüşlerine yer veriliyor.

DHA, 15 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dha.com.tr/vahset-pkkya-yaradi_736381.html




IŞİD, PKK VE AKP

Bugün size geçen yazımda bahsettiğim gibi 2004’de Malta adasında yaşadıklarımı anlatacaktım. Fakat hızla değişen gündem ve Musul Konsolosluğu’muzun teröristler tarafından basılarak burada çalışanların rehin alınması nedeniyle planımda değişiklik yapmak zorunda kaldım.



Öncelikle bir gerçeğin altını çizmek isterim; Türkiye’nin de bulunduğu bu coğrafyada hiç bir şey göründüğü ve medya vasıtası ile size sunulduğu gibi değildir.



Aldığımız haberlere göre Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) denen ve güney sınırlarımızı saran terörist yapılanma önce Musul’u sonra Kerkük’ün bir kısmını alarak Suriye’de Rakka’dan Irak’ta El Anbar ve Felluce’ye kadar uzanan bölgeye hakim duruma geldi. IŞİD, Vahabi-Selefi gelenekten gelen ve bölgede Sünni, şeriatçı ve cihatçı bir devlet kurma iddiasında olan bir terör örgütüdür.



Aklınızı karıştırmasın!



Batı basınına göre IŞİD’in Suriye’de 7 bin Irak’ta ise 10 binin üstünde savaşçısı var. Esasında bu sayının halen ellerinde tuttukları bölge için yeterli olmadığının altını çizmek isterim. Demek ki, dışardan ve bölgedeki Sünnilerden çok sıkı destek var!



Hiç şüphe yok ki, IŞİD ABD’nin bölgede kullandığı bir taşerondur. Zaten Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgaline direnilmesi için CIA tarafından kurdurulan El Kaide’nin bir kolu olarak kurulmuştur. Özgür Suriye Ordusu’nun başarılı olamaması üzerine Suriye’de aktif olarak devreye sokulmuştur. Bugün Suriye’de yine El Kaide’nin bir kolu olan El Nusra ile çatışıyor olması sakın aklınızı karıştırmasın.



Emperyalizm tek taşerona veya kiralık katile bağlanmaz. Kimi zaman birbirlerine rakip olan birden fazla taşeron kullanır. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi yumurtalarını aynı sepete koymamak, ikincisi ise aynı zamanda birer suç örgütü olan bu taşeronlarını bir diğeri ile kontrol etmek ve silahın bumerang gibi kendisine dönmesini engellemektir. Sonuç olarak taşeronlar çatışsa bile hizmet ettikleri nihai amaç oyunu kurgulayan ve senaryoyu yazan işverenin (emperyalizm) hedeflerine uygundur.





Olmaz ise olmazları



O zaman cevap vermemiz gereken soru şudur; IŞİD’in en son Irak operasyonuyla yapılmak istenen nedir? Her şey Büyük Ortadoğu Projesi’ne ( BOP) uygun olarak adım adım geliştirilmektedir. Bu projenin olmaz ise olmazları; Bölgede etnik, dinsel ve mezhepsel çatışma ve bölünme sağlamak, mevcut siyasi sınırları silmek ve fiili olarak geçersiz kılmak, Arap Milliyetçiliğine son vermek, bölgeyi istikrarsızlaştırmak ve ABD’nin hakemliğine mecbur kılmak, Kürt Devleti’ni bir süreç içinde kurmak bu maksatla farklı egemen yapılar içinde olan parçalarını ana gövdeden ayrıştırmak ve birbirleriyle zaman içinde entegre etmek.



Şimdi BOP’un yukarda özetlemeye çalıştığımız olmaz ise olmazları açısında bakarsak emperyalizm 1991’e (I. Körfez savaşı), 2003’e (II. Körfez Savaşı) ve 2011’e ( dış destekli Suriye iç savaşının başladığı tarih ) göre yenilmiş midir, yoksa hedeflerine merhale merhale ilerlemektedir mi?



IŞİD’ın kurmaya çalıştığı devlet Sünni ve şeriatçı bir devlettir. Bu, emperyalizmin bölgede mevcut tekil yapılara son vererek Alevi, Sünni, Şii ve Kürt devletleri yaratma hedefini desteklemektedir. Ayrıca bu hareket Kuzey Irak Kürt Yönetimi’ni, seçimleri yeni kazanan ve Irak’ın bütünlüğünü sağlamaya çalışan Maliki liderliğindeki Irak Merkezi Hükümetine karşı koruma operasyonudur. Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin Türkiye üzerinden ham petrol satışına muhalefet eden Maliki’ye İŞİD ile balans ayarı verilmektedir.



Rehinelere bir şey yapmazlar!



Saddam’ın devrilmesi ile bölgede güçlenen, Şii azınlıklara sahip körfez ülkelerini tehdit eden ve emperyalist hegemonyaya direnen Şii hilali ( İran, Irak, Lübnan Hizbullah) bölgede kurulacak radikal Sünni bir devletle dengelenmek istenmektedir. IŞİD bu amaca da hizmet etmektedir.



IŞİD kendisine biçilen görevde sınırları aşarsa ABD tarafından hava operasyonu da yapılır. Bu onun taşeron olmadığını asla göstermez. Musul Konsolosluğumuza baskın ve rehin alma operasyonu da Türkiye’ye ayar verme işlemidir. Merak etmeyin, rehinelere bir şey yapmazlar! Maksat hasıl olunca serbest bırakacaklar. Emperyal kırmızıçizgileri aşarlarsa başka taşeronlar vasıtası ile veya bizzat ABD tarafından İŞİD’e de ayar verilir.



Bugün ülkemiz kelimenin tam anlamıyla bölünme, parçalanma, çözülme ve dönüştürülme sürecindedir. Her gün bir önceki güne göre işler Türkiye açısından daha kötüye gitmektedir. Hizmet ettikleri emperyalist hedefler açısında IŞİD, PKK ve AKP arasında zerre kadar fark yoktur. Üçü de emperyalizmin alt yüklenicisidir! Erdoğan liderliğinde AKP iktidarı yalnız ülkemiz için değil bölgemiz içinde bir güvenlik sorunudur.



Bugün yaşadığımız bu sürece gelmemizi, konsolosluğumuzun basılmasını ve bayrağımızın bir çaput gibi alaşağı edilmesini daha iyi anlamanıza yardım edecek olan Dz. P. Kur. Alb. Yusuf Afat’ın “Vatan Nasıl?“ adlı kitabını okumanız için tavsiye ediyorum.



Saygılar sunarım.

Türker ERTÜRK, 24 Temmuz 2014
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Prş Ağu 21, 2014 11:44

"Kürtler Batı'nın piyadelerine dönüştü"
Resim


Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, Irak’taki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tehdidine karşı Kürt peşmergelere yapmayı planladıkları silah yardımına ilişkin, “Prensipte imkanlarımız çerçevesinde silah ve cephane sunmaya hazırız” dedi.Alman basınından ise 'Kürtler Batı'nın piyadesi oldu' yorumu geldi.


Alman medyası, yardımın ardından silahların ne olacağını tartışmaya başladı. Frankfurter Allgemeine Zeitung, Irak’taki Kürtler’in ‘Batı'nın piyadelerine dönüşmüş’ durumda olduğunu yazdı.

Almanya’da yapılan son Bakanlar Kurulu toplantısı ardından düzenlenen basın toplantısında Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de katıldı. Dışişleri Bakanı Steinmeier, bölgeye yönelik tehditlerin sürekli arttığını buna kayıtsız kalamayacaklarını, uluslararası toplumun harekete geçmemesi halinde Ortadoğu'da bölgesel bir yangın tehdidi görüleceğini olası felakete Avrupa ve Almanya'da maruz kalacaklarını söyledi.

Deutsche Welle, Federal Meclis’in konuyla ilgili bilgilendirileceğini ancak silah sevkiyatının mecliste oylamaya sunulmayacağını bildirdi. Yeşiller Partisi Meclis Grubu Başkanı Katrin Göring-Eckardt “Federal hükümet ölümcül silahların sevkiyatını parlamento olmadan karara bağlayamaz” diye konuştu.

"Alman silahları, Alman askerlerinin elinde kalmalı"

Kölner Stadt Anzeiger, Almanya’nın silah yardımı ile tarihi bir karara imza attığını, bunun riskleri de beraberinde getireceğini vurgularken, silahların Kuzey Irak'a vardıktan sonra bunların ne olacağını hiç kimsenin kontrol edemeyeceğini vurgularken, “Tüm bu riskleri ortadan kaldırmanın tek yolu; Alman silahları, Alman askerlerinin elinde kalmalı. ‘Kürtleri bu savaşta barbarlığa karşı yalnız bırakmayız ve onlara silah desteği yaparız' tutumu anlaşılır olsa da yine de çok da gönüllü yapılan bir şey değil. Pis işleri başkalarına bırakıyoruz. Silah sevkiyatına ilişkin tüm argümanlar, Irak'a bir askeri müdahale düzenlemek için de öne sürülebilir. Bu talep zaten kısa bir süre içerisinde dile getirilecektir. Peki ya sonra?” diye yazdı.

"Iraklı Kürtler batının piyadesine dönüştü"

Der Tagesspiegel ise, savunma ürünleri ticaretinde kötü ile iyi arasında net tanımlanmış bir sınır bulunmadığını Almanya’nın, AB ve NATO'ya bağlı olduğunu anlatırken, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Irak’taki Kürtler’in ‘Batı'nın piyadelerine dönüşmüş’ durumda olduğunu yazdı. gazete, “Her tür riske karşın, sadece gece dürbünleri ile değil, daha iyi bir silahlanma imkânı sağlanması doğru. Silah sevkiyatı yapanların hata işlediği yanılgısına kapılmak yanlış olurdu” diye ekledi.

Milliyet, 21 Ağustos 2014
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.milliyet.com.tr/silah-sevkiyati-hazirliklari/dunya/detay/1928841/default.htm



IŞİD, Musul Konsolosluğu'nda rehin aldığı 49 personeli serbest bırakma karşılığında, Türkiye'nin yurtdışındaki tek toprağı olan 928 yıllık Süleyman Şah Türbesi'ni istedi. Hükümet kabul etti.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ortadoğu Operasyonları (Türkiye'den Yürütülüyor)

İletigönderen Başkomutan » Pzt Ağu 17, 2015 6:57

2 Kürdistan 1 Suudi Arabistan

Hasan Kanbolat, yıllarını farklı akademik kurumlarda ve düşünce kuruluşlarında Ortadoğu üzerine çalışmalara vermiş bir isim. Profesyonel ilgisinin kökeninde aile tarihinin etkisi büyük. Reyhanlılı bir aileden gelen Kanbolat’ın dedesi hem Osmanlı döneminde hem sonrasında Halep ve İdlib’de hâkimlik yapmış. Suriye’de savaş başlamadan önce akrabaları Halep’te, Şam’da, Mumbuç’da yaşıyordu. Yakın zamanda emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz ile Ankara Politikalar Merkezi isimli yeni bir düşünce kuruluşu kurdular. Suriye, Irak, IŞİD eksenindeki gelişmeleri konuştuk. Ankara’nın PKK ile savaşının girdiği yeni evreyi de yorumladı.

TÜRKİYE BAŞKA GALAKSİDE YAŞIYORMUŞ GİBİ DAVRANDI


Türkiye bugün ulusal güvenlik tehdidi ilan ettiği IŞİD’in gelişimini ıskaladı mı, yoksa mesele yanlış hesap mı?


Sovyetler Birliği 1979’da Afganistan’ı işgal ettiği yıllarda işgalcilere karşı Afgan mücahitlerini destekliyorduk. Rambo 3’ün Afganistan’daki maceraları heyecanlandırıyordu. Ancak Kızıl Ordu’ya karşı savaşmak üzere Pakistan’da eğitilen Taliban’ın ideolojisinin laboratuvar üretimi hibrit selefilik olduğu bilmiyorduk. Türkiye’nin gözünde Taliban sadece mücahitti. Türkiye, 11 Eylül 2001 saldırısını gerçekleştirenlerin ideolojik altyapısının hibrit selefilik olduğu gerçeği ile de ilgilenmedi. 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali sonrasında Bağdat’ta, Kerkük’te, Musul’da sokaklarda bomba yapımını öğreten CD’lerin ve broşürlerin dağıtılmasıyla da ilgilenmedi, Irak’ta El Kaide’nin kök salmasıyla da. Çünkü Türkiye için bu olaylar sanki farklı bir galakside gerçekleşiyormuş gibiydi. Mart 2011’de başlayan Suriye içsavaşı Türkiye’nin farklı bir galakside yaşamadığını ortaya koymaya başladı. Buna karşın Ankara’da Suriye içsavaşının birkaç ay içinde biteceği iyimserliği sürekli korundu. Bundan dolayı Sünni silahlı muhalefetin tamamı ideolojik altyapıya bakılmadan desteklendi.


IŞİD ve türevlerini besleyen sadece manipüle edilen selefilik ideolojisi mi, işin içinde başka güç merkezleri yok mu?

Artık şunu da görmek lazım tabii; biz ideolojileri siyah, beyaz, kırmızı diye ayrıştıramayız. Eskiden bir tek kahve vardı. Şimdi ‘üçü bir arada’ var. Eskiden biz sadece portakal suyu içerdik. Şimdi çocuklar portakal, havuç, elma karıştırıp içiyor. Yeni nesil selefi örgütler de ‘üçü bir arada’ gibi. Mesela Paris saldırısı (Charlie Hebdo) gerçekten IŞİD tarafından mı yapıldı, yoksa Batı’yla Rusya arasındaki kutuplaşmanın bir sonucu muydu? Rusya’nın, AB içindeki bütün radikal unsurları desteklediğine dair iddialar var.


IŞİD’i bazen Rusya’nın, bazen Esad rejiminin, bazen de Batı’daki istihbarat örgütlerinin desteklediği yönünde iddialar ortaya atılıyor. Bunların hepsi doğru olabilir mi?

Bunların hepsi yanlış da olabilir, doğru da olabilir. Biz istihbaratçı değiliz, analiz yapıyoruz. Aslında selefi örgütleri her devletin kullanmak istediğini, fakat günün sonunda selefi örgütlerin de o devleti kullandığını görüyoruz. Bu örgütlerle çalışan, bu örgütleri kullanarak belli ülkelerde operasyon yapmak isteyen ülkelerin daha sonra bu örgütlerden zarar gördüğünü de görüyoruz. Sonuç olarak bir olayı kimin kurguladığına, kimin bu olayın sonunda zarar ya da yarar gördüğüne bakmamız lazım.



SURİYE SAVAŞI PKK’YA İDEOLOJİK ENTEGRASYON SAĞLADI


Suruç katliamını ele alalım mesela. Kim yarar görmüş olabilir sonunda?


Suruç sonrası döneme baktığımız zaman, bunu sadece ‘AK Parti erken seçime gitmek istiyor’ diye basit bir analizle açıklayamayız. Suruç öncesinde de zaten Türkiye artık IŞİD’i görmezlikten gelme döneminin sonuna gelmişti. Suruç sonrasında da içeride ve dışarıda IŞİD’e karşı operasyonlara gidildi. Ayrıca Türkiye’nin PKK ile açılım sürecinin, barış sürecinin kime yaradığını da gördük. Bu süreç sonuçta PKK’nın sanki bir hazırlık dönemi gibi kullanılmış.




Neye hazırlık?

Yeni bir savaşa. PKK, barış havasını ‘ateşkes’ ve çözüm sürecini ‘çözülme’ olarak yorumladı. Çözüm sürecini Türkiye’de savaşa hazırlık ve alan hâkimiyetini sağlamak, kuzey Suriye’de devletleşme sürecini hızlandırma olarak kullandı. Suriye, PKK’ya coğrafi derinlik, ortak eleman havuzu, ideolojik entegrasyon sağladı. PKK daha evvel kır gerillası tipinde savaşıyordu ve TSK son 30 yıldır bu kır gerillasıyla savaş üzerine kendini hazırlamıştı ve savaşı devam ettiriyordu. Fakat barış süreci içinde PKK’nın artık şehirlere indiğini ve meseleyi şehir gerillası tipinde bir savaşa dönüştürdüğünü Suruç sonrasında net bir biçimde gördük.


Suriye’nin kuzeyinde de gidişat Kürtler için Irak’takine benzer bir otonom yapı mı?

Kürtlerin Tel Abyad’ı ele geçirmesi Kuzey Suriye’de yeni bir dönüm noktası oldu. Cezire ve Kobani kantonu birleşti. Irak sınırından itibaren coğrafi bütünlük sağlandı. Üçüncü kanton olan Afrin ile bu iki kantonun birleşmesi için Fırat Nehri’nin batısında yer alan 110 km boyundaki Cerablus-Azaz arasındaki bölge kaldı. Bu bölge Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’in kontrolündeki tek bölge. Demografik yapısını Türkmenler ve Araplar oluşturuyor. Kürt nüfus çok az. Cerablus-Azaz hattının ABD’nin hava desteği ile PKK tarafından ele geçirilme ihtimali Türkiye’nin kuzey Suriye’ye bakışını değiştirdi. Çünkü, Türkiye’nin Suriye sınırında ABD’nin yardımıyla yeni bir Kürdistan oluşuyordu. ABD’nin IŞİD’e yönelik hava bombardımanı muhalif güçleri korumaya yönelik değil. Kürtleri korumak, Kürtlerin ilerleyişini rahatlatmak, IŞİD’in ulaşım yollarını ve finans kaynaklarını kesmeye yönelik. Koalisyon güçleri IŞİD’i Kuzey Suriye’den orta vadede Doğu Suriye’ye doğru süpürerek Türkiye sınırında Kürtlerden bir tampon bölge oluşturma derdinde.


Suriyeli Kürtlerin bağımsızlığı Batı’nın önceliği değil ama IŞİD’le mücadelenin sonucu bu olursa önünde durmaz. Öyle mi?

Bence Batı Suriye’de bir Kürt bölgesinin oluşturulmasına çalışıyor. Hava bombardımanının birinci yılı doldu ve bu artarak devam edecek. Hava bombardımanı IŞİD’e karşı nerede yapılıyor? Kuzey Suriye’de. IŞİD sadece orada değil. IŞİD aslında yoğunluklu olarak Orta ve Doğu Suriye’de. Peki hava bombardımanı neden kuzeyde yapılıyor? Çünkü asıl mesele oradaki Kürt yapılanmasını rahatlatıp işini kolaylaştırmak. Türkiye’nin güney sınırlarında oluşmaya başlayan iki Kürdistan ve ikinci bir Suudi Arabistan yapısının Türkiye’yi etkilemeyeceğini beklemek saflık olur. Suriye’den sonra Irak’ın da Afganistanlaşması, Türkiye’nin Pakistanlaşması tehlikesini barındırmaktadır.



IŞİD’in hibrit selefiliği vahşi kapitalizmle uyumlu



‘Laboratuvar üretimi hibrit selefilik’ ne demek?


Selefi ideolojiye sahip bu yeni tip örgütler, selefiliğin yeniden yorumlandığı hibrit yapılarıyla laboratuvar üretimidir. Her yapı, her ideoloji kendi düşmanını yaratır. Kapitalizmin düşmanı sosyalizmdir. Global kapitalizm ise sosyalizmin çökmesi sonrası düşmanını laboratuvar ortamında selefilik üzerinden yaratmıştır. Hibrit selefiliğin laboratuvar ortamında geliştirilmesinin ana nedeni İslam dininin özünde var olan hümanizm, eşitlik gibi değerlerin hibrit selefilikte olmamasıdır. İslam dininde cihat genel olarak -İmam Şamil’de olduğu gibi- Nakşibendi ve Kadirilik üzerinden gelişmiştir. Geleneksel cihat milliyetçilik ve geleneksel değerler ile uyum içinde olduğu için antiemperyalist olabilmektedir. Hibrit selefilik ise globalizmin vahşi yüzüyle uyumludur. Kısaca ‘öze dönüş’ olarak tanımlanabilecek olan selefiliğin bu şekilde çağdışı yorumlanması İslam dininin bütün dünyada terörle özdeşleştirilmesine yardımcı oluyor.


Türkiye’de hibrit selefi şiddeti nereleri hedefleyebilir?

Kamu binaları, partiler, diplomatik misyonlar, orta sınıfın ‘mabedi’ alışveriş merkezleri. Eylül 2013’te Kenya Nairobi’de El Şebab, Westgate alışveriş merkezinde katliam yapmıştı. Ayrıca camiler ve cemevleri potansiyel hedef olabilir.





IŞİD, Kürtlere meşruiyet kazandırdı



Gelişmelere bakınca IŞİD sanki Kürtlerin Suriye ve Irak’ta kendi bulundukları coğrafyalara hâkimiyeti açısından bir katalizör oldu değil mi?


Evet, IŞİD bir katalizör oldu ki Musul IŞİD tarafından 10 Haziran 2014’te ele geçirildiğinde de sanki Erbil’le bir anlaşma var gibi kimse kimseye tek kurşun atmadı. İki taraf da nerede duracağını biliyordu. Kerkük Kürtlerin oldu ama Kerkük’n hemen kuzeyindeki Havici -ki Sünni Arap ağırlıklıdır– şu anda IŞİD’in elinde. Aynı şeyi kuzey Suriye’de de gördük. Suriye’deki Kürt yerleşimlerinin arasında Arap kemeri dediğimiz 50 ila 100 kilometrelik alanlarda Arap yerleşimleri bulunuyordu. Biz kuzey Suriye’nin Kürtleşme sürecinde bunlar güneye doğru itilir diye düşünüyorduk. Ama öyle olmadı ve kuzeye doğru, yani Türkiye’ye itildiler. Dolayısıyla Suriye’nin kuzeyinin giderek daha homojen hale geldiği bir süreci şu anda yaşıyoruz.


Irak’ta durum nedir?

IŞİD orada da Kürtlerin meşruiyetini sağladı. Irak Kürdistan Bölgesi aslında 3 vilayetten oluşuyordu. Ama en önemlisi Kerkük olan tartışmalı bölgelerin hemen hemen tamamını sessiz ve sedasız, kimsenin sesini çıkarmadığı bir süreçte ele geçirdiler. Zaten Barzani bugün bu bölgelerin hiçbirinin artık Kürdistan Bölgesi’nden çıkmayacağını da ifade ediyor. Irak Kürdistan Bölgesi bir gün bağımsız olacaksa eğer bu tartışmalı bölgeleri (Kerkük, Sincar, Diyala’nın kuzeyi, Ninova’nın parçaları) kapsayarak olmak istiyor ki zaten asıl petrol de buralarda. Öte yandan, merkezi Bağdat hükümeti geçen seneye kadar Erbil’in sürekli olarak Türkiye üzerinden petrol ihracatı yapmasına kızıyordu. Fakat bu da bitti. Bağdat hükümeti de bir çıkış aradığı için Erbil’in petrol sevkıyatına ses çıkarmıyor.

Araya IŞİD girdiği için Kürdistan Bölgesi ile Bağdat arasındaki coğrafi bağlantı da ortadan kalkıyor. Çok az bir bağ kaldı. Kürtlerin güney komşusu, Bağdat’ın kuzey komşusu IŞİD haline geliyor. Dolayısıyla kuzeyde bağımsız bir yapının oluşması daha kolaylaşmış oluyor.




PKK süreçte şehirlere indi


Türkiye’de muhafazakâr aydınlar, siyasetçiler ve bürokrasi dünyadaki İslami grupların tümüne romantik sempati ile bakmaya devam ediyor. Dünyayı siyah ve beyaz, iyi ve kötü olarak görüyorlar. 21. yüzyılın matruşka hibrit örgütlerini, asimetrik savaşı ve asimetrik örgüt yapılarını, binlerce rengi ve her rengin farklı tonlarını göremiyor. Bu nedenle yaklaşan tehlikelerin kaynaklarını ve boyutlarını da bilemiyorlar. Ankara’nın devlet yapılanmasının Soğuk Savaş yıllarında kaldığı ordunun konumlanmasından bile bellidir.

Türkiye’de ordu halen ağırlıklı olarak Batı’da (Ege, Marmara ve Trakya) bulunmaktadır. Soğuk Savaş dönemi mirasıyla ana tehdidin Yunanistan ve Bulgaristan’dan geleceği varsayımı korunmaktadır. Günümüzde batı komşularımız AB üyesidir. Bu durum bile Türkiye’nin güney sınırlarındaki yangının Ankara tarafından henüz yeterince önemsenmediğini göstermektedir.

Ordunun yeniden yapılanmaya gereksinimi var. Türkiye devletinin istihbarat yapısının da Batı standardında yenilenmesi gerekiyor. PKK ile mücadele için de bu şart. Artık şehirlerde yaşayan bir gerilla kitlesi var, şehirlerde güçlü istihbarat şart. Bu, Türkiye’nin şu anda hazırlıklı olmadığı bir süreç. Bunun için Türkiye’nin ayrı bir istihbarata, polis ve asker içinde yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var.



Kandil’e ‘Evinize dönün’ diyecek


Bütün bunlar olurken Irak’ın kuzeyindeki PKK karargâhı Kandil’deki yöneticiler ile Barzani yönetimi arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Yıllardır PKK’nın kendi topraklarında varlığını sürdürmesine ses çıkarmayan Kürdistan Bölgesel Yönetimi açısından ne değişti?

Kanaatimce Erbil’in hafızasının bir köşesinde PKK’nın aslında Türk derin devletinin bir yapısı olduğu fikri var. ‘PKK yoluyla ya da Türkiye Kürtleri yoluyla Türkiye bizi yutmak istiyor’ şeklinde bir paranoyanın da var olduğunu görmemiz gerekiyor. Böyle bir yapıda artık Irak Kürdistan Yönetimi kendi duruşunu belirlemiş, dünyayla entegre olma çabasında, ihracatını-ithalatını yapıyor, bir devlet yapısına kavuşmuş durumda. Irak Kürtleri kanaatimce, Kuzey Suriye’de Kürtlerin bir kantonal yapıya gitmesiyle birlikte PKK yapısından giderek uzaklaşmak istiyor. Bunu önümüzdeki aylarda ve yıllarda daha fazla göreceğiz. Kandil’deki yapıya karşı ‘Artık siz Kuzey Suriye’ye, evinize dönün’ şeklinde bir yaklaşım görebileceğimizi düşünüyorum.


PKK zaten şu anda TSK’nın hava operasyonlarının hedefinde. Böyle bir ortamda topyekûn Suriye’ye taşınmalarını beklemek gerçekçi mi?

Zaten PKK bunu istemeyecektir böyle risklerden ve belirsizliklerden geçilen bir süreçte.


Eğer dediğiniz gibi olur, Kürdistan Bölgesel Yönetimi bunu dayatır, PKK da direnirse iş çatışmaya kadar gider mi sizce?

Şu anda bir çatışma ortamı çıkacağını sanmıyorum ama giderek buna zorlayacaklar kanaatimce. ‘Siz artık buradaki misafirliğinizin sonuna geldiniz’ şeklinde zorlayacaklardır.


Orta ya da uzun vadede PKK karargâhının Suriye’ye taşınmasını öngörebiliyor musunuz?

Görüyorum. Zaten orayı PKK evi olarak kabul ediyor. Kandil ya da Irak Kürdistan Bölgesi’ni yakın bir akrabasının evi olarak görüyor. Bir misafirlik var orada. Kendi evine doğru çekilebilir. Çekilmek istemese bile buna zorlayacaklardır. Tabii bu ancak Suriye içindeki yapının oturmasıyla olabilir. Bugün bazı güvenli bölgeler oluşturulduğunu görüyoruz. Rejim, muhalifler, IŞİD, Kürtler şeklinde dörtlü bir yapıya doğru gidiliyor Suriye’de. Batı’nın istediği yerelden genele doğru ‘güvenli bölge adacıkları’ oluşturulması. Bu da kantonal yapıların oluşturulmasına, buralara dokunulmamasına, IŞİD’in Orta ve Doğu Suriye’ye itilmesine, Türkiye’nin de kendi sınırında bir güvenli bölge oluşturmasına dayanan bir strateji. Bu tabii öyle bir ayda oluşmaz ama önümüzdeki birkaç yılda böyle bir yapının oluşturulduğu bir sürece doğru gidiyoruz.


Türk kimliği köşeye sıkışıyor


Bugün Kürt dinamizmi Türk kimliğini köşeye sıkıştırmaya devam ediyor. Türk kimliğinin stratejisi yok, taktiksel yönelimlerle günü kurtarmaya çalışıyor. Bu durum bugüne kadar içsavaşa neden olmadı, dilerim bundan sonra olmaz da. Önemli olan yeni silah almak ya da yeni baskınlar yapmak değil. Önemli olan Türkiye’nin demokratikleşmesinin artması, ancak böyle çözüm bulabiliriz.

Hürryet, 17 Ağustos 2015
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29829192.asp
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x