ORTADOĞU VE ASYA'DA BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ VE İÇİMİZDEKİ AMERİKALILAR / MİTHAT AKAR

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

ORTADOĞU VE ASYA'DA BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ VE İÇİMİZDEKİ AMERİKALILAR / MİTHAT AKAR

İletigönderen mithat akar 1923 » Sal Ağu 09, 2016 22:04

Bölgesel İşbirliğinden Hani Odaklar Rahatsız Olur?


Resim


Türkiye'deki milli güçler, ABD ve Batı'nın bölge ülkeleri ile birlikte Türkiye'yi de hedef aldığını, bölge güvenliğini ve milli güvenliğimizi tehdit eden bu saldırıya karşı, Batı'nın hedef haline getirdiği ülkelerle işbirliği yapmamız gerektiğini yıllardır vurguluyor.

ABD'nin özellikle 1946 / 47'den sonra Türkiye'yi kendisine tek yanlı bağladığını, kendi denetiminden çıkan ya da artık ihtiyaçlarını karşılamayan politik iktidarları devirdiğini, çoğu zaman siyasi partilerle birlikte liderleri de tasfiye ettiğini söyledik durduk.

Türkiye'nin NATO'ya ve ABD'ye bağımlı olmasına ses çıkarmayanlar, 1947'den itibaren ABD'nin siyasi, askeri operasyonlarını görmezden gelenler; şimdilerde Ortadoğu ve Asya'da Batı'nın dengelerini değiştiren adımlar atılmasına karşı, açıktan ifade edemedikleri bir kaygı içerisindeler.

Dün, ABD çıkarları doğrultusunda ,Türkiye'nin Irak, Suriye, İran ve Rusya'ya karşı kullanılma planlarına çanak tutanlar; bugün ABD'nin bölgesel projelerini bitirime ihtimali yüksek olan Rusya - İran - Azerbaycan - Türkiye ( muhtemelen bu dörtlüye daha sonra dahil olacak Suriye'nin ) bölgesel işbirliğine karşı kirpiye dönmektedirler.

Öncelikle şu gerçeğin net olarak farkına varalım :

Türkiye ile ABD hiç bir zaman "stratejik müttefik" ya da "ortak" olmamıştır. Ortada, NATO şemsiyesi dahilinde, Türkiye'nin Ortadoğu'da bir kanat ülke olarak kullanılması durumu vardır. Türkiye'nin milli güvenliği için mi? Hayır. ABD'nin ve genel olarak Batı'nın bölgesel egemenliğini sağlamak için. Türkçesi, NATO ve ABD, Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Asya'yı daha rahat sömürgeleştirmek ve rakiplerini etkisizleştirmek için Türkiye'yi ve Türk Ordusu'nu 1952'den bu yana kullanmışlardır.

ABD kendi rakipleri ile anlaştığı zaman da Türkiye'nin güvenliği konusunda endişe duymadan, güvenlik ve savunma sistemlerimizi elimizden almıştır. Örneğin 1962'de ABD - Sovyet Rusya arasında yaşanan "Küba Krizi"nde , ABD rakibi ile anlaşmış, Türkiye'ye sormadan füze savunma sistemlerimizi sökmüştür.

1964'te Kıbrıs'a çıkarma yapma isteğimiz olduğunda ise ABD, bir saldırı halinde bizi korumayacağını açıktan ifade etti.

1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra yediğimiz ambargo yakın tarihte hala kayıtlıdır.

Örnekler çoğaltılabilir. Buradan anlaşılması gereken durum şudur : Türkiye, ABD'nin ve Batı'nın çıkarlarını koruduğu müddetçe "Müttefik", ABD'nin denetiminden çıkma eğilimi gösterdiğinde hasım ilan edilmiştir.

Müttefik Olmak Nedir? Kime Müttefik Denir?

Resim


Müttefik olma durumu, ekonomik, siyasi ve askeri çıkarların ortaklığı temelinde gelişir. Genelde en güvenilir müttefikler sınır komşusu ya da yakın bölge ülkeleridir. Çünkü bir ülkede yaşanan kriz, savaş, iç savaş, kalkışma en başta sınır komşusu olan ülkeye etki edecektir.

Müttefik olmak; ortak tehdit algısı, ortak güvenlik, ortak ekonomik çıkar, ortak askeri önlemler ekseninde şekillenir. Bir ülke kendi ulusal güvenliği ve istikrarını korumak için, diğer ülkenin de istikrarını ve güvenliğini düşünüyorsa müttefik olmanın zemini oluşmuştur.

Daha somut açıklamak gerekiyorsa : ABD, bölgesel egemenlik ve istikrarsızlaştırma planları için bizi müttefik olarak görmektedir. Bu çerçevenin dışına çıktığımız vakit, bizi hasım olarak algılamaması için hiç bir neden yoktur.

Ancak yakınımızda yer alan, sınır komşusu ya da çevre ülkelerin müttefik olma amacı sömürgeci, emperyalist planlar değildir. Çünkü çevremizde yer alan ülkeler bizim gibi orta ölçekli devletlerden oluşur. Çevremizdeki ülkeler, küresel egemenlik sağlayamayan, ancak çevre ülkeler üzerinde etkiye sahip olan devletlerdir.

Örneğin bir İran, Suriye ya da Rusya'nın on binlerce km. ötede askeri üsleri, ticari işletmeleri ya da tek yanlı olarak kendilerine bağımlı hale getirdikleri ülkeler bulunmamaktadır. Bu açıklamalardan benim "Rusçu" , "Esadçı" olduğum sonucunu çıkaran arkadaşlara yukarıda tanımladığım "müttefik olma" tanımını tekrar okumalarını salık veririm.

Müttefik, en azından göz hizamızda olmalıdır. Kendi milli güvenliğini tesis ederken, bunun yolunun Türkiye'nin de ulusal güvenliğinden geçtiğini bilen ülkelerle müttefik olunur; Türkiye'nin de dahil olduğu Ortadoğu'da , 22 ülkenin sınırlarını değiştirmek isteyen, 11.000 km. ötedeki ülke ile değil. Hiç bir emperyalist devlet, bir ülkeyi çok sevdiği için o ülkede askeri üsler, radarlar, füze savunma sistemleri kurmaz.

Eğer yakınımızdaki ülkenin toprak bütünlüğü ortadan kalktığında, bizim ülkemizdeki toprak bütünlüğü de tehdit ediliyorsa, yapılması gereken, bu ülke ile ortak bir tehdit algısı oluşturarak, ortak bir güvenlik anlayışı geliştirmektir. Yapmazsak ne olur? Irak'ta bir aşiret reisi olan Barzani, Suriye'de ise ABD beslemesi olan PYD / YPG bizi açıktan tehdit edecek duruma gelir.
Resim


Sonuç olarak, bölgemizde Türkiye - Rusya - İran - Azerbaycan ve Suriye'nin, ABD'nin bölgesel planlarına karşı ortak bir işbirliği anlayışı geliştirmelerinden rahatsız olacak olan, ABD ve ABD'nin Türkiye'deki uzantılarıdır. Bizim bölgesel işbirliği konusunda samimi olmamız diğer merkez Asya Türk Devletleri ile de işbirliği ve iletişimimizin önünü açacaktır. Yani bölgesel işbirliğini, yalnız Ortadoğu merkezli değil, Ortadoğu'dan Asya'ya uzanan bir hat boyunca düşünmek, bizi daha sağlıklı sonuçlara götürecektir. Sınır komşusu ülkelerden başlayan ortak ankayış, Azerbaycan, Türkiye, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan'ı da kapsayan çok geniş bir alana yayılacaktır.

Henüz tablo net değil. Ancak umarız, ABD'nin örtülü / açık operasyonlarına karşı, toprak bütünlüğümüze kast edenlere yönelik bir set kurulur.

"Şimdi sen AKP'yi mi destekliyorsun?" , "Yoksa şucu bucu musun?" diyenlere...

Bu saldırıyı yapacak olan odaklara şimdiden söyleyeyim : Biz, dış politikada bölgesel işbirliğinin, gerçekçi ve geçerli olan bir yöntem olduğunu yeni keşfetmedik. Bu düşüncemiz üç yıldan bu yana benim aynı konudaki daha önce yazdığım makalelerde sabittir. İsteyen olursa, kendilerine yıllardır aynı bölgesel işbirliği stratejisini savunduğumuzu gözlerine sokarak ispatlayabilirim.

Burada olması gerekenden bahsediyoruz. Erken rüylara kapılmamız için henüz erken olduğu konusunda kendi adıma netim. Pazılın parçaları, henüz iç içe geçiyor.

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226

Mithat Akar
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar 1923
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Çrş Ağu 28, 2013 16:18

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk

x