Kurtlar Vadisi diyenler yanıldı.
Çünkü bu, Köstebek ...
En İyi Film Oscarını aldı.
Yanında 3 Oscar daha aldı.
İşin matrak tarafı, "Kurtlar Vadisi yasaklansın" diye bangır bangır yayın yapanlar, dünkü gazetelerine, "hakeden kazandı, müthiş film Oscarları topladı" diye yazdılar.
Bitmedi...
Köstebekin yönetmeni Martin Scorsese... Bu film sayesinde hayatının ilk "En İyi Yönetmen Oscarı" nı kazandı. Daha önce defalarca aday olmuş, bir türlü alamamıştı... Bana sorarsanız, "Taxi Driver" filmiyle çoktan almış olmalıydı.
Neydi Taxi Driver?
Vietnamdan dönmüş, kafayı sıyırmış, uyum sorunu yaşayan, kendince adaleti yerine getirmek için şakır şakır suçlu öldüren, manyak bir taksi şoförünün öyküsü... Alttan alta, hukuk, politika ve medyanın sorgulandığı gerçekçi bir başyapıt.
Alamadı Oscar.
Mahkemelik oldu.
Çünkü bazı gerizekalılar, filmdeki taksiciye özenip, onun asker ceketinden giyip, benzer cinayetler işlemişti.
Dava ettiler yönetmeni.
Yasaklatmak istediler.
Ama o davaya bakan hakimler, "saçmalamayın kardeşim, bu bir film... toplumsal gerçekleri gösteriyor diye yönetmenleri suçlayamayız" dedi, kestirip attı.
Bitmedi...
Taksi Şoförü filminde ne büyük bir usta olduğunu kanıtlayan başrol oyuncusu kimdi?
Robert de Niro.
Taksi Şoförüyle alamadı Oscar.
Dert etmedi ama.
Çoktan almıştı çünkü. Hangi filmdeki rolüyle?
The Godfather, part II.
Vito Corleone.
Gangsterlerin şahı.
Hani şu 8 bin kişinin falan öldürüldüğü Baba serisi... Yanlış hatırlamıyorsam, birincisi 3, ikincisi 6 Oscar aldı.
Özetlersek...
Elbette ki, oyuncu kalitesini, yönetmenin birikimini, teknolojinin gücünü kıyaslamıyorum. Eşeklik olur.
Amacım sadece, "benzer kavramlara" verilen "zıt tepkileri" ortaya koymak.
Bu açıdan bakılırsa...
Çok öğretici bir Oscar töreni oldu.
Özellikle Kurtlar Vadisine "kötü örnek", Köstebeke "şahane", Martin Scorseseye "büyük usta" diyenler için.
Çok öğretici oldu.