OSMAN’IMIN TÜRKÇESİ
İstanbul Büyükşehir (Ne demekse ? Bu tür aptalca terimleri uydurmakta üstümüze yok !) Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet’ten sözetmesi üzerine, Fatih’in torunlarından Orhan Osmanoğlu bir sitem tweet’i atmış.
Tweet’in atılır mı yoksa yazılır mı olduğu konusuna girmenin yeri değil.
Ancak Twwet’in içeriğine bakıldığında, iki tümce üç satırda, tam yirmiüç yazım hatasının yapıldığı görülebilir.
Orhan Osmanoğlu “Bir fincan kahve içmeye davet etmeye düşündünüz, mü.” diyor.
“Davet etmeyi” demek istiyor herhalde.
“Düşündünüz mü?” demek içinse, soru ekinin ayrı yazılacağını duyduğu için olsa gerek, araya bir virgül koyuyor ama sona soru işretinin koyulması gerektiğini unutuyor.
Ancak oraya virgül konulmayacağını biliyor olmasına karşın, Tweet’in azizliğine uğramış da olabilir.
“Partiniz Osmanlı’yı sevmez, her kes tarafından bilinir” tümcesinde ise ‘herkes’in ayrı değil bitişik yazılacağını ‘herkes’ gibi bilmiyor.
Hele bir de ‘herkez’ diyen ‘kaz kafalı’lar var ki, onları geçiyorum.
Bu Osmanlı Torunu, normalde ‘prens’-mrens, ‘veliaht’-meliaht olarak yetiştirildiği için, hem iyi bir eğitim almıştır ve hem de dünyayı gezmiştir.
İngilizce ya da Fransızca yazsa bu kadar hata yapmayabilirdi.
Ancak Türkçe onun için ‘anasının dili’ olup, sıradan olduğu için de üzerinde durmaya değmez.
Allah bilir bu Osmanlı Torunu Arapça ya da Farsça da biliyordur.
Ya da dedelerinin dili olan Osmanlıca..
Amma Türkçe bilmiyor, öğrenmeye, koskoca (yani tam o kadar) olmasına karşın çaba harcamadığı da ortada.
Söz Türkçe’den açılmışken, şu ‘gerçekleşme ve gerçekleştirilme’ eylemliliğine de yeniden değinilebilir.
Daha önce yazmıştım, yineleyeyim: Kim ki ileri-geri, uluorta, gelişgüzel ya da aklına geldiği gibi ‘gerçekleşme’ ya da ‘gerçekleştirilme’ diyorsa, güzel Türkçemizle ‘eşşeğin en büyüğü’dür denilebilir.
Aymazdır, snoptur, lümpendir.
Sözün kısası Türkçe düşmanıdır.
Kimlerdir bunlar diyorsanız, tüm televizyonların haber müdürleri, sunucuları, program yapıcıları ve onlara öykünen politikacı bozuntuları, televizyon baykuşları vb vb.
Aptal sunucu, şu bununla ‘telefon gerçekleştirdi’ ya da ‘telefon görüşmesi gerçekleştirdiler’ diyebiliyor.
Ee telefon kafasında ya da çenesinde parçalanasıca; telefon görüşmesi ‘gerçekleşmez’, yapılır.
Tanrı seni ne yapasıca, toplantı gerçekleştirilmez, yapılır.
Davet gerçekleştirilmez, edilir.
Bak Osmanlı Torunu bile, yanlış yazsa da, ‘davet etmek’i biliyor.
Sesi kesilesice, gerçekleşme ya da gerçekleştirilme, senin o kıt aklına geldiği gibi ve geldiği yerde kullanılmaz.
Çenesi kapanasıcalar sizi.
Kala kala biraz Türkçe’miz kalmıştı, onu da siz İçişleri Bakanı’nız gibi soysuzlaştırmaktasınız.
Cumhuriyetinize benzetmektesiniz.
Carte Bancaire (CB)’inize ya da CB’nize benzetmektesiniz.
Devlet’inize benzetmektesiniz Devlet’inize.
Bu topluma bu Devlet yakışırdı zaten.
Her ikisini de ‘yeniden kurmak’ gerekiyor.