Osman Pamukoğlu Bu Sapıklarla mı Vatan Mücadelesi Veriyor?

Osman Pamukoğlu Bu Sapıklarla mı Vatan Mücadelesi Veriyor?

İletigönderen Ram » Cmt Eyl 04, 2010 21:35

Osman Pamukoğlu Bu Sapıkların Omuzları Üzerinde mi Vatan Mücadelesi Veriyor?

Bu kafayla, birileri tarafından yedekte tutulan birer Miloşeviç bozması olunur...


Bu kafayla, birileri tarafından yedekte tutulan birer Miloşeviç bozması olunur...


Başka da hiç bir şey olunmaz...




Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu hakkındaki görüşümüz kendisinin kahraman bir asker ve dürüst bir insan olduğu; ancak siyasette başarı şansının bulunmadığıdır. Davet edildiği televizyon programlarında hazırlanan tuzakları göremeyişi, temsil ettiği kesimin "kafatasçı ırkçılar" olarak gösterilmek istenmesine söylemleriyle yaptığı katkı, polemiklerde ustalaşmış tartışmacılar karşısında yetersiz kalması, kendisiyle alay edildiğini bile algılamayışı, abartılı hedefleri, iknâ edicilikten uzak didaktik ve tutuk üslübu gibi vs. özellikleri de eleştirilerimiz arasındadır.

Pamukoğlu'na yönelik bu eleştirilerimizi açık bir dille; küfür ve hakaret içermeyen bir şekilde yeri geldiğinde yazmaktayız. Pamukoğlu'nun kendisi de siyasete atıldığına göre bu tür, hatta daha ağır eleştirilerle karşı karşıya kalabileceğini biliyor olmalıdır. Kimse kendisine hayran olmak, övgüler dizmek, fanatik yandaşlarının yaptığı gibi Atatürk'le özdeşleştirmek zorunda da değildir. Bizim gibi kendisiyle aynı fikir kampında olanların arasında bile "beğenmeyenlerinin" çıkabileceğini kabullenebilmelidir.

21.08.2010 tarihinde, Bursa Kent gazetesinde Paşa'nın Dersim emrini Atatürk'ün verdiğini söylemesi üzerine kendisini ve siyasete soyunan kimi emekli askerleri eleştiren "Paşam Allah aşkına sus" başlıklı bir yazı yazdım. Yazıyı okuyanlar hiç bir hakaret unsuru içermediğini göreceklerdir.

Yazının yayımlandığı günden itibaren kişisel mail adresime ve Bursa Kent gazetesinin internet adresine inanılmaz içerikte mesajlar gelmeye başladı. Sadece savcılığa bildirdiğim ağır hakaret, küfür ve cinsel saldırılar içeren bu mesajları doğal olarak burada yazamayacağım. İnsan olarak, "erkek" olarak dünyaya gelmiş hiç bir yaratığın altına imza atamayacağı, bize en karşı olanların bile sonuna kadar okuyamayacağı mesajlar bunlar...

Tehdit içerikli olanların bir kısmı ise şöyle:

  • "Dilini koparacağız",
  • "Seni Paşa'ma kurban diye keseriz köpek",
  • "Soysuz alçak, sonunuz gelecek",
  • "Bu kadını asalım",
  • "Kim olduğunuzu biliyoruz, hepinizin sırası gelecek",
  • "Zavallı kadın bir kazaya kurban gideceğini bilmiyor demek ki"
(Bunlar, yüzlerce tehditten sadece bir kaç tanesi, küfürle birlikte yazılmış olanları yasal engelerden dolayı burada aktaramıyorum).


Her siyasi liderin etrafında böyle psikiyatrik vakaların, meczup tiplerin bulunabileceğini, bunların o lideri ve o hareketi temsil edecek bir sayıda olamayacağını gazetecilik tecrübemle bildiğim için, bu ahlaksız tacizlere bir kaç gün sessiz kaldım. Ancak bu sapkın mesajların arkası gelmek bilmiyordu. Kendi aralarında bir facebook grubu oluşturmuşlardı ve buradan hoşlarına gitmeyen yazılar yazan gazetecileri hedef göstererek kendi aralarında sanal linçe tabi tutuyorlardı. "hakveesitlikpartisi/osmanpamukoğlu" adlı bu facebook grubunda başka kişiler ve konular hakkında da çok sayıda ağıza alınmaz mesajlar uçuşmaktaydı.

Bu kadar küfürbaz bir grubun, Hak ve Eşitlik Partisi'nin adını kullanmasını önce bir provokasyon, bu partiyi zora sokmayı amaçlayan yasadışı bir girişim olduğunu düşündüm. Ancak irtibat adresi olarak HEPAR'ın resmi mail adresi ve parti genel merkezinin Ankara'daki adresi verilmekteydi. Yaptığım araştırma sonucu, bu derece sapkın bir sayfanın HEPAR adına kayıtlı olduğunu ve sorumlularının da aynı zamanda partinin Medya ve İletişim Başkanlığı'na görevli olduklarını gördüm.

Yasalar çerçevesinde kurulmuş bir partinin böyle pespaye bir faaliyet içerisinde olabileceğine yine de inanmak istemediğim için HEPAR Genel Merkezi'ni aradım. Medya ve Propoganda'dan sorumlu olduğu belirtilen Rüya Meriç adlı bir bayanla görüştürüldüm. Rüya Hanım'a "Bu sayfa gerçekten partinizin kurumsal kimliği altında mı faaliyet gösteriyor?" diye sordum. "Evet, bizim partimizin sayfasıdır. Partili 5 arkadaşımızın sorumluluğu altındadır" dedi. Bir "kadın" olarak buraya yazılan mesajların kendisini rahatsız edip etmediğini, aynı zamanda bir parti yetkilisi olarak yasal yükümlüklerden haberdar olup olmadığını sordum. "İlgilenmeye zaman bulamıyorum, şu sıra mitinglerimiz var" dedi.

"Üç beş kişinin" böyle yorumlar yazabileceğini, bunu kendilerinin kontrol edemeyeceğini savundu. Mail adresimin site yönetimi tarafından hedef gösterildiğini ve gelen 405 adet yorumdan 280 adedinin ağır küfür, hakaret ve tehdit içerdiğini söyledim. Yani, öyle "üç-beş kişi" diye geçiştirilmeyecek bir sayıyla karşı karşıyaydık ve maalesef bu partiyi destekleyenlerin kişilik yapısı hakkında fikir verebilecek bir sayı vardı elimizde. Mail adresime ve Bursa Kent gazetesine gelen toplam 127 mesajdan 86 tanesi de aynı şekilde ağır küfürler içermekteydi.

Bursa Kent'teki yazım, sayfa yönetimi tarafından "Haddini Bildirmemiz Gereken Bir Yazar Daha" başlığıyla konulmuş, mail adresim verilerek üyelerden "gerekli mesajların atılması" istenmişti. Yani yüzlerce sapkına bizzat HEPAR'ın sorumluluğundaki bir yayın tarafından hedef gösterilmiştim!

Mesaj ve yorum yazanların en dikkat çekici özelliklerinden birisi, Osman Pamukoğlu ile Mustafa Kemal Atatürk'ü kendi şuur altlarında özdeştirmişmeleri ve bunu yansıttıkarının farkında bile olmayışlarıydı. Yazıda Mustafa Kemal sözkonusu edilmediği halde "Sen Atatürk'e nasıl dil uzatırsın köpek" şeklinde mesajlar gelmekteydi. "Üslupta dikkatli olalım, haddini bildirirken hakaret ve küfüre kaçmayalım" şeklinde uyarıda bulunan 3 adet kişiye verilen "Merak etme, bu sayfayı bizden başka kimse görmüyor" cevabı ise bu kadar vahim bir duruma rağmen beni gülümsetti.

Şunu da halen düşünmekte ve cevap bulamamaktayım:

Kelaynak kuşları gibi nesli bir hayli tükenmiş olan biz"ulusalcı yazarlar" sağdan say on kişi, soldan say on kişi olmamıza rağmen, aynı ideolojik kampta bulunduğumuz ve 50 kişiyle miting yapan bir topluluk olan bu insanlar tarafından hiç mi tanınmıyorduk ki hakkımızda bu kadar ağır küfürler yazabiliyorlardı?

Çünkü hakaretlerin bir kısmı şöyle:

"Yandaş köpek", "Bizans medyasının uşağı", "Başbakan'ın yalakası" "AKP'nin iti seni", "Devşirme", "Fethullahçı dallama","AKP'nin paralı maşası", "Levanten"...

Hepsini bana söylüyorlar efendim...

En komiği de "Sen kim Ergenekon'a dil uzatmak kim şerefsiz" diyen...

İkinci Ergenekon davasının 33 numaralı sanığı olduğumu bilmem hatırlatmama gerek var mı? Yani bu insanlar bizi tanıdıkları halde bu hakaretleri yapabiliyorlarsa ayrı sorun, neredeyse parmakla sayılacak hale gelmiş bir camiada kimse kimseyi tanımıyor da "Atıl Kurt" talimatıyla harekete geçiliyorsa başka bir sorun...

İkisi de birbirinden vahim!

Sayın Açık İstihbarat okuyucuları, yaklaşık 5 yıldır siyasi makale yazıyorum. AKP'ye, PKK'ya, yandaş basına, Fethullah Gülen'e yönelik çok ağır eleştiriler kaleme aldım... Allah için söylüyorum, bu cenahtan ahlâka mugayir, cinsel saldırı ve tehdit içeren, ağır hakaret unsuru taşıyan bir tane bile mesaj almadım. Başka türlü uğraştılar o ayrı; işimden gücümden ettiler, Ergenekon davasına soktular, özel telefon görüşmelerimi gazetelerinde yayımladılar vs...

HEPAR'ın facebook sayfasına çöreklenmiş bu sapkınların iktidar gücünü ele geçirdiklerinde neler yapabileceklerini düşünemiyorum. (Neler yapabilecekleri konusunda fikir sahibi olmak için facebook sayfasına bakın)...

Kendi görüşlerini savunan bir gazeteciye bile bu kadar kin kusabiliyorlarsa "hakiki düşman"bellediklerine ilişkin kafalarından ne gibi karanlık fikirler geçtiğini düşünmeyelim, ürpeririz. Pol Pot'un KızılKmerleri gibi yolda yürürken sağa bakanı, yuvarlak gözlük takanı, kadınlara kompliman yapanı vs. kesecekler herhalde... Bu dibe vurmuş habis kitleyi yine de Paşa'm gibi bir kahramanla özdeşteştirmeyeyim diyorum ama adı geçen facebook grubunda bir video var ki PKK'dan nefret eden benim bile kanımı dondurdu:

Yer, İTÜ Taşkışla; Paşa'm kürsüde konuşma yapıyor. Konuşması bittikten sonra bu faceebook grubu tarafından "PKK sempatizanı" diye mimlenen bir genç (Belki de değildir, bize bile "Başbakan'ın yalakası" diyebilen insanların kime ne sıfat yapıştırdıkları konusunda ihtiyatlı olalım...) toplantı adabına uygun bir şekilde ayağa kalkıp söz istiyor ve Paşa'ya kayıttan dolayı iyi duyulamayan bir soru yöneltiyor. Paşa'nın cevabı şu:

"O silahı ağzına sokarım senin!"

Ve HEPAR'ın facebook sayfasında bu olay "Paşa'dan PKK'lıya yanıt" diye veriliyor... Altına yazılan yorumları mideniz kaldırırsa okuyun...

Netice itibarıyla şahsıma ağır hakaret ve küfürlerde bulunan bu kişileri (ve bu arada sayfanın sorumlusu olduğunu kabul eden HEPAR adlı partiyi de ) savcılığa verdim. Küfürlerinin ve tehditlerinin hesabını hukuk önünde verecekler.

--------------------------------------------------------------------------

Sözüm bitti, nefesim tükendi... Söyleyecek şey bulamıyorum...

Galiba nafile bir mücadele veriyoruz...

Avrupa Konseyi'nin Osman Pamukoğlu hakkında yazdığı raporu bile kendileri internette sahte isimlerle sağa sola küfür ve tehdit savurmaktan başka bir iş yapmazken, Açık İstihbarat yazarı Meyyal Uygur orijinal kaynaklardan bulup çıkarmıştı da olaydan öyle haberleri olmuştu...

Şimdi bu 200 küsûr sapkından, "Senin Avrupa Konseyi'nin Paşa'm hakkında verdiği karardan haberin var mı adi yaratık" diye mesajlar geliyor...

Yazıklar olsun...

Aynı zamanda haram olsun!

Bu kafayla, birileri tarafından yedekte tutulan birer Miloşeviç bozması olunur...

Başka da hiç bir şey olunmaz...

Fatma Sibel YÜKSEL - 30 Ağustos 2010 / Açık İstihbarat
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Şu dizine dön: Fatma Sibel YÜKSEK (GÜRCİHAN)

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x