OSMANIM II
Kemal bey Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta saldıran herifin adı ne ?
Osman Sarıgün.
Hangi ‘Parti’ye kayıtlı?
Alaca Karanlık Partisi’ne..
En son işi ne imiş?
Hırsızlık.
Güzel.
Yalan söyler miymiş?
Polis ve mahkeme tutanaklarına bakın yeter..
Tipik bir AKP’liymiş vesselam.
Bu ölçütlere bakarak, onun daha ‘melanet’ işler yapabileceği kestirimini yapabiliriz.
Bu ‘tip’ler, ellerine fırsat geçse, milletvekili ve belediye başkanı da seçilebilirler; bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı da olabilirler.
Asker olup, Meclis’i de bombalayabilirler.
Yargıç ve savcı olup, suçsuz insanları hapislere de tıkabilirler.
Gazetecei ve yazar olup, hep karayı ak diye göstermeye çabalayabilirler.
Kitlelerin üzerine Toma ya da tanklarla yürüyebilirler.
Türkiye’yi bırakıp, komşu ya da değil, yabancı ülkelere de saldırabilirler.
Emperyalizmle işbirliği yaparak kendi ülkelerini de satabilirler.
Analarını, bacılarını da satabilirler.
Bunların kancıkları, ‘başörtülü bacı’ olup, her türlü şirreti içlerinde barındırıp, kamu araçlarını taşlayıp, gerekirse komşunun evini yakmaya çabalayabilirler.
Bunlardan her şey ama her şey beklenir.
Ancak ve ne var ki, yalan ve iftira ile, riya ile, takiye ile hep karşısındakileri suçlarlar.
Zeytinyağı gibi hep üstte kalmaya çabalarlar.
Nereye kadar diyecek olursanız...
‘Namuslu insanların en az namussuzlar kadar cesur olabilecekleri gün’e kadar diyelim.
Ee peki bu ne zaman olur diyeceksiniz doğal olarak.
Başka hiç kimse değil, evet evet, sadece ve yalnızca Kemal bey Kılıçdaroğlu’nun zerre kadar ‘cesaret’ örneği gösterdiği gün olabilir.
‘Vatandaşımız kızmış tokat atmıştır, beni onu bağışlıyorum’ denecek olursa, sıra sokaktaki sıradan vatandaşımıza gelecek demektir.
Efendim ‘demokrasi-memokrasi’..
Soytarılığı bırakmanın zamanıdır.
Daha önce yazmıştım yineliyorum, ‘terör’ Fransız Devrimi’nin en kutsal dönemidir.
Devrim karşıtı olanlar, başkalarını hep ‘terörist‘ olarak suçlamışlardır.
Mustafa Kemal’e de ‘terörist’ denilmiştir.
Deniz Gezmiş’e de, Mahir Çayan’a da, Sinan Cemgil’e de...
Şimdi de CHP’lilere ‘terörist’ deniyor ve hatta İyi partililere de..
Saadet ve Demokrat Partililere de.
Terörist olmayanlar hangileri denilecek olursa, yukarıdan beri anlatmaya çalıştık; hırsız, yalancı, riyakâr, alçak ve namussuz olanlar...
Milletvekili, belediye başkanı, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, savcı, yargıç, gazeteci, yazar, profesör (!), imam, müftü ve Diyanet İşleri Başkanı olabilenler...
Osman Sarıgün ve tüm Boynukalıngiller de denilebilir.
‘Huzur Ortamı’nı bozmayalım deniyor.
Ne huzuruymuş, kimin huzuru?
Sekseniki milyonda huzur mu kalmış?
Birkaç yüzbin kişinin huzuru ise ‘ülke huzuru’ değildir, ‘millet huzuru’ değildir, ‘Devlet’in bek’ası’ hiç değildir.
Şimdi canalıcı soruyu soralım; ‘gerçek huzur’u istiyor musunuz istemiyor musunuz?
Lafı dolandırmanın gereği yok; çünkü bu kadar basit.