

Yabancı elçilikler, Tanzimat uygulamasının yol açtığı toplumsal değişimleri konsolosları aracılığıyla yerinde inceleyip ülkelerine bildiriyordu. Bu raporlar, Osmanlı devletinin Müslüman-Türk uyruklarının nasıl ezildiğini, Hristiyan uyrukların nasıl geliştiğini açıkça ortaya koyacaktı.

“Bölgenin genel durumu gün geçtikçe iyileşmekte... Ancak bu iyileşmeden yararlananlar Türkler değil, onları soyup soğana çeviren Hristiyanlar... Gülhane Hattı Şerifinin (3 Kasım 1839) öngördüğü reformlarla beraber Hristiyanlar tarımla ilgilenmeye başladı ve yeni gelenlerle birlikte sayıları her geçen gün daha da arttı. Askerden dönen Türkler köylerini, kentlerini tanıyamayacak kadar değişmiş buldular. Her yerde Türklerin yerini Hristiyanlar alıyordu. Eskiden olduğu gibi tarlalarını işlemek isteyen Türkler, anında Hristiyan bir tefecinin pençesine düşüyor ve eninde sonunda toprağını satmak zorunda bırakılıyor. Talihlerini başka yerde denemek isteyenlerin toprakları ise gene Ermeniler, Rumlar veya Frenkler tarafından yok pahasına satın alınıyor. Bu yolla toprak sahibi olan yabancılar arasında, içerlerde büyük çiftlikler satın almış yedi İngiliz vatandaşı daha var. İzmir yakınlarındaki bütün topraklar yabancıların eline geçtiği gibi daha uzaklardaki köylerde de Türkler topraklarını yabancılara satıyorlar,” diyordu. [1]
1830-1860 yılları arasında İzmir’in Türk nüfusu 80 binden 41 bine düşmüş, buna karşılık aynı 30 yıllık dönemde kentin Rum nüfusu 20 binden 75 bine yükselmişti. [2]

“Bugünkü (1868) durumda muvazzaf olsun, ihtiyat olsun, bütün askerlik yükü yalnız ve yalnız Müslüman halkın omuzlarındadır. Gerçi Hristiyanlar (askere gitmemek için) hazineye küçük ve önemsiz bir bedel ödemektedirler. Ama bu, onların askere gitmemekle elde ettikleri yararlara oranla bir hiçtir. Askerlik bedeli adamakıllı yüklü olsaydı bile, yine de Müslüman uyrukların zavallı omuzlarındaki kocaman yükün altında düştüğü yoksulluğu hiçbir zaman dengeleyemez. Şurası iyice bilinmeli ki, Müslüman nüfusun Hristiyanlara oranla hızla azalmasının gerçek nedeni budur... Bu apaçık adaletsizliktir.”

İngiltere’nin Erzurum Konsolosu John George Taylor, 18 Mart 1869 günlü raporunda; Erzurum, Diyarbakır, Harput nüfusları içinde küçük bir azınlık oluşturan Ermenilerin, bölgede hemen hemen bütün ticareti ve tarımı ellerine geçirdiklerini; kasabalarda alış-veriş işleriyle sermayenin dörtte üçünün Ermeni azınlığın elinde olduğunu belirtiyordu. [4]
Fransız Coğrafyacı Elisee Reclus da 1884’te yayımlanan Yeni Genel Coğrafya kitabında: “(Türkler) Millet-i Hakime (İmparatorluğun egemen ulusu) oldukları halde, zulüm ve baskı altındadırlar. Askerlik görevi yalnızca Türklere yükletilmiş olup, Türk gençleri ailelerinden alınır ve pek uzun bir süre için, çoğunlukla sonsuza dek ayrılır. İmparatorluğun en değerli halkı böyle tüketilir mi?” diyecekti. [5]

Osmanlı düzenine başkaldıran 1908 Meşrutiyet Devrimi’nin amaçladığı Adalet, Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik, ancak 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması ve 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonradır ki gerçekleşme olanağına kavuşmuştur.
Cumhuriyet, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm yurttaşlara yasa önünde eşitlik, fırsat eşitliği sağlayan bir düzendir. Cumhuriyet Türkiyesi’nde Yeni-Osmanlıcılık, ancak Müslüman Türk’ün Osmanlı düzeninde neler çektiğini bilmeyenlerin özlemi olabilir.
Dipçe:
[1] Orhan Kurmuş, Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi, 1. Bası, Bilim y, İstanbul, 1974, 2. Bası 1977, s. 37, 113, 216, 217. (Dipnot 98. PRO, FO 78/1533, no. 23, 28 Temmuz 1860. Aynı raporun bazı bölümlerinin kopyası için bk. A. H. Layard, The Condition of Turkey, London, 1863, s. 39, ve, Accounts and Papers, 1861, vol. lxii, s. 31-34. Bazı yerli toprak sahiplerinin malikânelerini nasıl yabancılara satmak zorunda kaldıklarının öyküsü için bk., PRO, FO 195/1518, no. 22, 8 Ağustos 1885.)
[2] Bilal Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, c.I, TTK y. 1982, s.16, No. 10/1.
[3] Bilal Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, c.I, TTK y. 1982, s.51, No. 23/1. Ve Kürtçülük, 2. Bs, Bilgi y., s. 110-113.
[4] Bilal Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, c.I, TTK y. 1982, s.60-61, No. 25/1. ve Kürtçülük, 2. Bs, Bilgi y., s. 110-113.
[5] Elisee Reclus, Nouvelle Geographie Universelle, Tome IX, “L’Asie Anterieure”, Paris 1884, s.540, 545, 547. Aktaran: Raşid-Erer, Türklere Karşı Haçlı Seferi, 1948, s. 89.
[6] Ufuk Gülsoy, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Simurg y. İst. 2000, s.94.
[1] Orhan Kurmuş, Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi, 1. Bası, Bilim y, İstanbul, 1974, 2. Bası 1977, s. 37, 113, 216, 217. (Dipnot 98. PRO, FO 78/1533, no. 23, 28 Temmuz 1860. Aynı raporun bazı bölümlerinin kopyası için bk. A. H. Layard, The Condition of Turkey, London, 1863, s. 39, ve, Accounts and Papers, 1861, vol. lxii, s. 31-34. Bazı yerli toprak sahiplerinin malikânelerini nasıl yabancılara satmak zorunda kaldıklarının öyküsü için bk., PRO, FO 195/1518, no. 22, 8 Ağustos 1885.)
[2] Bilal Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, c.I, TTK y. 1982, s.16, No. 10/1.
[3] Bilal Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, c.I, TTK y. 1982, s.51, No. 23/1. Ve Kürtçülük, 2. Bs, Bilgi y., s. 110-113.
[4] Bilal Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, c.I, TTK y. 1982, s.60-61, No. 25/1. ve Kürtçülük, 2. Bs, Bilgi y., s. 110-113.
[5] Elisee Reclus, Nouvelle Geographie Universelle, Tome IX, “L’Asie Anterieure”, Paris 1884, s.540, 545, 547. Aktaran: Raşid-Erer, Türklere Karşı Haçlı Seferi, 1948, s. 89.
[6] Ufuk Gülsoy, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Simurg y. İst. 2000, s.94.
Cengiz ÖZAKINCI, “Bütün Dünya”, Kasım 2016
cengizozakinci@butundunya.com.tr