İki tane Kitap vardır.
A.Bunlardan ilki Dünya Kitabı’dır. Yerde ve gökte olup biten her şey bu Kitap’ta kayıtlıdır.
Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir. (Enam, 59)
Bu bizim Kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp-ettiklerinizin kopyasını çıkarıyorduk/yaptıklarınızı kaydediyorduk. (Casiye, 29)
Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. [b]Herşey, apaçık bir Kitap'tadır.[/b] (Hud, 6)
Bilmedin mi ki; Allah gökte ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Bunların tümü bir Kitap'tadır. Bütün bunlar Allah için çok kolaydır. (Hac, 70)
Biz hiçbir benliğe yaratılış kapasitesinin üstünde görev yüklemeyiz. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir Kitap vardır. Onlara haksızlık edilmez. (Müminun, 62)
Yerde ve gökte hiçbir gayb yoktur ki, açıklayıcı bir Kitap'ta olmasın. (Neml, 75)
…Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz. Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir. (Sebe, 3)
Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. (Fatır, 11)
Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. (Kaf, 4)
HER ŞEY bu Kitap’ta kayıtlıdır.
B.İkinci kitap tabii bilimler ve sosyal bilimlere ilişkin yasaları açıklayan ve bugün adına "Kur'an" dediğimiz kitaptır. BÜYÜK “K”, elimizdeki kitabı küçük “k” ile yazacağız.)
Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız. (Nisa, 44)
Görmedin mi şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tâğuta inanıyorlar; küfre batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar. (Nisa, 51)
Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir. (Fatır, 31)
Allah'ın Kitap’tan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar. Kıyamet günü, Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. (Bakara, 174)
Sana da kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma... (Maide, 48)
İşte sana o kitap! Kuşku/ çelişme/ tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, sakınanlar için. (Bakara, 2)
Yanlarındakini doğrulamak üzere kendilerine Allah katından bir kitap geldiğinde, daha önce inkâr edenlere karşı zafer isteyip durdukları halde, tanıyıp bildikleri kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Allah'ın laneti, küfre sapanların üstüne olsun! (Bakara, 89)
...Ve yemin olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici çok şey dinleyeceksiniz... (Ali İmran, 186)
Allah, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda misak almıştı: “Onu insanlara mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız.”Ama onlar kitap’ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar! (Ali İmran, 187)
Ayetlerle anlatmaya çalıştığımız üzere, iki kitap vardır. Bunlardan ilki HER ŞEYİN içinde kayıtlı olduğu Dünya Kitabı’dır. Ancak bu Kitap o denli büyük ve o denli çok şeyi içinde barındırmaktadır ki, Dünya’ya ilişkin bütün yasaların indirilmesi ve insanlara anlatılması mümkün değildir. Ancak elimizdeki kitap Rad 39, Zuhruf 4 ve Ali İmran 7’de belirtildiği üzere “ümmü el kitabi/Ana kitap” vasfındadır. Bu, insan için gerekli olan en önemli konuların elimizdeki kitapta varolduğu anlamına gelir. Elimizdeki kitap, Dünya’daki tabii ve sosyal bilimlere ilişkin yasaların en önemlilerini ayrıntısıyla açıklamaktadır.
2.KUR’AN VE ZİKİR
Elimizdeki kitaba Kur’an diyoruz. Ancak kitap, Kur’an ve Zikir’i birbirinden ayırmak ve aralarında ne fark olduğunu bilmek durumundayız. Önce Zikir. Aşağıdaki ayetlere bakalım:
Bir kitaptır bu; sana indirildi, onunla uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir Zikir'dir/Öğüt'tür... (Araf, 2)
Yemin olsun, size bir kitap gönderdik ki, Zikriniz/Öğüdünüz yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? (Enbiya, 10)
...Bu, insan için bir Zikir’den/Öğütten başka şey değildir. (Müddesir, 31)
Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir Zikir/Öğüt vardır. (Ankebut, 51)
Onlar, o Zikiri, kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz yücelikte bir kitap'tır. (Fussilet, 41)
Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, Zikir ehline sorun. Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu Zikiri vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık-seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler. (Nahl, 43-44)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Zikir ve kitap aynı şeyi anlatıyor. Peki neden farklı isimler var ortada? Çünkü Zikir, kitabın insan için olan bir vasfını anlatıyor. kitap, onu okuyan için Zikir’dir/Öğüt’tür.
Şimdi de “Kur’an”a bakalım:
Elif, Lâm, Râ. İşte sana o kitap'ın ve açık anlatımlı Kur'an'ın ayetleri. (Hicr, 1)
Tâ, Sîn. İşte bunlar Kur'an'ın ve açık-seçik beyanda bulunan kitap'ın ayetleridir. (Neml, 1)
Bilgi ile donanmış bir toplum için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu. (Fussilet, 3)
Bu ayetlerin yukarıdaki “Zikir-kitap” eşleşmesinden bir farkı var mı? Yok. Tıpkı Zikir gibi Kur’an da kitabın bir vasfını anlatıyor. kitap, onu çalışan için Kur’an’dır/Aklen okunandır, Aklederek öğrenilendir.
3.SONUÇ
Tüm peygamberlere Allah nezdindeki Kitap’tan bir kitap inmiştir.
Üç kitap da (Kur’an, Tevrat, İncil) diğer kitaplar da kitabı okuyan için Zikir’dir/Öğüt’tür.
Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: "Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler." (Enbiya, 24)
Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz erler gönderdik. Hadi, sorun zikir ehline, eğer bilmiyorsanız... (Enbiya, 7)
Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, Zikir ehline sorun. Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu Zikiri vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık-seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler. (Nahl, 43-44)
kitab’ın Aklen okunan olduğunu anlatan Arapça kelime “Kur’an”dır. (Aşağıdaki parantez içleri bize aittir.)
Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu kitap da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir. (Ahkaf, 12)
Biz onu (kitabı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler. (Duhan, 58)
Biz onu (kitabı); senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın. (Meryem, 97)
Bunu, eğri-büğrüsü olmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler. (Zümer, 28)
“Kur’an” kelimesi kitabın Aklen okunan/Aklederek öğrenilen olduğunu anlatır. Gerçekte kitabı aklederek öğrenmek için Arapça bilmeye gerek yoktur. Akletmeyenler Arapça bilseler dahi kitabı öğrenemezler. Ancak elimizde böylesine bir metin olması akledenlerin işini kolaylaştırmakta, ufkunu genişletmekte, üzerinde çalışılacak yeni alanlar açmaktadır. kitabın Aklen okunan vasfı Arapça’da “Kur’an”, İbranice de “Tevrat”, Aramice de “İncil” kelimesi ile anlatılmıştır. Her üç kitap da diğer kitaplar da, toplumsal koşullar nedeniyle aralarında birtakım hüküm farkları olsa da, gerçekte bir tek kitabın Aklen okunan vasfının farklı dillerdeki adlandırılmasıdır.
Hiç kuşkusuz o, şerefli Kur’ân'dır. Saklanmış/korunmuş bir kitaptadır. Ona zihinsel olarak temizlenmişlerden başkası temas edemez. (Vakıa, 77-79)
Ve Biz ona şiir öğretmedik. Bu onun için yaraşmaz da. O (Kitap), sadece diri olanları uyarmak ve kâfirlerin üzerine Söz'ün hak olması için bir Zikir/Öğüt ve apaçık bir Kur’ân'dır/Aklen Okunan’dır. (Yasin, 69)
KİTAP, KUR’AN’DIR ZİKİRDİR/AKLEN OKUNANDIR ÖĞÜTTÜR…
NOT: Çevirmenler birçok konuda olduğu gibi bu konuda da titiz değiller. Çevirilerde Kitap, Kur’an ve Zikir kelimelerini rahatlıkla birbiri yerine kullanabiliyorlar. Benim onlardan ricam metne sadakatle çevirilerini yapmalarıdır. Çünkü her farklı kelime farklı bir şey anlatır.