Özelleştirmeler Neden Yapılıyor?
Ben bu ülkeyi pazarlamakla mükellefim. RTE
Şubat 2018 ayı içinde yer alan iki dramatik gelişme özelleştirmeleri yeniden gündeme taşıdı. Birincisi şu: Kamu kuruluşları; ekonomik verimliliklerine bakılmadan, satılıp gelir elde edilecek. Ve diğeri:14 şeker fabrikası özelleştiriliyor!
Özelleştirme basit bir tanımla kamu mülkünün (fabrika, tesis, toprak,…) yerli ya da yabancı özel şahıslara satılmasıdır. Kamuflaj amaçlı, kulağa hoş gelen gerekçelerle yapılan özelleştirmelerin asıl amacı; serveti kamudan yani halktan alıp, yerli ve yabancı şahıs veya şirketlere devretmekten başka bir şey değildir.
Bana “AKP’nin ekonomik programı nedir” diye sorsalar, yanıtım kısaca şu olurdu: Yalnızca satmak, millete ait ne varsa satmak, hepsini satıp savurmak!... Gerçekten AKP’nin, iktidara geldiği 2002 sonlarından bugüne yaptığı birinci iş, özelleştirme olmuştur. Bu uygulama AKP’nin Türk milletine yaptığı en büyük kötülüklerden biridir. Cumhuriyet’in 90 yıllık birikimi elden çıkarılmakla kalmamış, kayıp sadece trilyonlar değerindeki sabit sermeyenin el değiştirmesi olmamış, yapılan her özelleştirme ile gerek ekonomiye gerek topluma çok büyük zararlar verilmiştir. Satışlara örnek mi istiyorsunuz, o kadar çok ki: Halkın malı olan dev kurumlar, sanayi tesisleri, limanlar, köprüler, kamu binaları ve arsaları… Başta Türk Telekom, Tüpraş, Erdemir, Tekel, Seka, Petkim gibi büyük sanayi tesisleri olmak üzere 200’den fazla kamu tesisi, 2.600’den fazla arsa, bina ve lojman… Ve satılanların çoğu AKP iktidarına yakın yerli sermaye ile yabancı şirketler tarafından kapışılmıştır.
Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan özelleştirmelerin yüzde 80’den fazlası, AKP döneminde gerçekleştirilmiştir. Kısacası AKP iktidarı, hayırsız bir evlat gibi, ata mirasını, kime olursa olsun, satmaya, elden çıkarmaya doymadı, doymuyor. Doğru dürüst ekonomik hesap da yapmıyor, işin sonunu, bugün ve yarın doğacak ağır olumsuz etkileri düşünmüyor. İktidarı, kamu mallarını hesapsızca satmak üzerine kurulu! AKP’den önce hiçbir hükümet; Cumhuriyetimizin paha biçilmez birikimlerini onunki kadar vahşi bir iştahla satıp savurmadı.
* * *
Peki, AKP hükümeti neden bu kadar teşne oldu milletimizin mallarını satmaya? Önde gelen birkaç sebebi vardır bunun.
1) Özelleştirme bir Batı icadı ve dayatmasıdır. Emperyalist Batı’nın dünya görüşü olan Liberalizm’in bir gereğidir. Liberalizm, bilindiği gibi ekonomide devlete yer vermez. Devlet ekonomiden çekilsin, kamu işletmeleri özelleştirilsin ister. Türkiye gibi bir ülke –dış dayatmayla- serbest ticarete açılıp borçlanmaya başlayınca, sıra özelleştirmeye gelir. Özelleştirmeler asla Türk milletinin lehine bir politika ve uygulama değildi. İç bedhahların, aymazların iş birliği ile uygulamaya konuldu. Halkımızın 90 yıllık birikimi; bu yoldan, iç ve dış bedhahlarca paylaşılmış, talan edilmiştir, edilmeye de devam ediyor.
2) Bir diğer sebep de doğrudan doğruya AKP yöneticilerinin iktidar hırsının mâli yönüyle, finansman ihtiyacı ile ilgilidir. Bütçe açıklarına kaynak bulmak gerekince zam yapıyorlar, birçok şeyin fiyatını artırıyorlar, ancak sonuç alamıyorlar. O zaman geriye Cumhuriyet’in 80 yıllık birikimi kalıyor. Kısacası özelleştirmeler AKP’nin finansman sıkıntısını hafifletiyor, ekonomik krizi bir süre daha erteleme, hükümete ayakta kalma imkânı tanıyordu, bugün de öyledir.
3) Bir sebep de AKP iktidarının Batı’ya, Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye muhtaç, önlerinde başı eğik durumda olmasıdır. Çünkü siyasal varlığını önemli ölçüde bu merkezlere borçludur. İktidarına dış desteği emperyalist merkezler sağlıyor. Oysa, özelleştirme adı geçen merkezlerin başta gelen taleplerindendir. Emperyalist ülkeler -daha doğrusu onları yönlendiren küresel şirketler- devletçi politikalar istemiyor, Açık ekonomi olsun, pazarı ve kaynakları kolay ele geçirilebilir bir ülke olsun istiyorlar. Dedikleri şu: “Desteğimizi istiyorsanız, AB’ye girmek istiyorsanız, bütün kamu kuruluşlarını elden çıkaracaksınız.” Başka bir deyişle, AKP özelleştirme yaparak, AB’nin, ABD’nin isteklerini yerine getirerek iktidarını güvence altına almış oluyor.
4) AKP’nin özelleştirmelere hız vermesinin başka sebepleri de vardır. Biri ideolojiktir: Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı!... Gerçekten, AKP kadroları; inançları gereği Atatürk Türkiye’sine, onun her şeyine düşmandırlar. Genel siyasetleri; Türkiye’de Cumhuriyet’e ait, Atatürkçülüğe ait ne varsa, hatta bunları hatırlatan ne varsa, silip yok etme hedefine dayalı görülüyor. Bu tutum tabii Cumhuriyet’in ekonomi politikasını da, yani devletçiliği de kapsıyor.
5) AKP’nin özelleştirmeleri dramatik boyutlara taşımasının başka bir sebebi de, yapılan satışların, kendi çevrelerine, birtakım yandaş kişi ve şirketlere rant sağlama aracı olmasıdır.
6) Kamuoyunun satışlara duyarsız kalışı da özelleştirme uygulamasında hükümetleri cesaretlendirmiştir. İşçiler, sendikalar, üniversiteler, aydınlar bu talana karşı gerekli tepkiyi göstermemiştir. Muhalefet de olup biteni görmezden gelmiş, gayet cılız karşı çıkışlarla yetinmiş, adeta geçiştirmiştir.
* * *
Özet olarak diyebiliriz ki: özelleştirmelerin gerçek amacı; serveti halktan alıp, yerli ve yabancı şahıs ve şirketlere devretmektir. Bu uygulama AKP iktidarının Türk milletine yaptığı en büyük kötülüklerden biri olmuştur. Diyebilirim ki, icraatı kamu mallarını hesapsızca satmak üzerine kuruludur. Üstelik bunu yaparken, doğru dürüst ekonomik hesap da yapmıyor, işin sonunu, bugün ve yarın doğacak olan ağır olumsuz etkileri düşünmüyor.
Peki, AKP hükümeti neden, hangi sebeplerden dolayı özelleştirme yapıyor. Başlıca 6 sebebi var bunun. Birincisi, özelleştirme bir Batı dayatmasıdır. Bu çerçevede düşünülebilecek, ikinci bir sebep de AKP iktidarının, ayakta kalmak için Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye muhtaç durumda olmasıdır. Başka bir deyişle, AKP özelleştirme yaparak, AB’nin, ABD’nin isteklerini yerine getirerek iktidarına dış destek sağlamış oluyor. Üçüncüsü, özelleştirmeler AKP’nin finansman sıkıntısını hafifletiyor, ekonomik krizleri bir süre erteleme imkânı tanıyor. Dördüncüsü ideolojik nitelikte olan, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığıdır. Beşincisi, yapılan satışların, kendi çevrelerine, birtakım yandaş kişi ve şirketlere rant sağlama yolu olmasıdır. Son olarak, kamuoyunun satışlara duyarsız kalışı özelleştirmede AKP hükümetlerine cesaret vermiştir.
Saydığım sebepler de açıkça gösteriyor ki: özelleştirmeler Türk milletinin lehine bir politika ve uygulama değildir, tam tersine aleyhinedir. Dış bedhahların baskısıyla, iç bedhahların, iş birliği sonucunda uygulamaya konulmuştur.
Prof. Dr. Cihan DURA, 19 Mart 2018